Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ceylanpınar'da iki polisin evlerinde uyurken vurularak şehit edildiği ve PKK'nın üstlendiği saldırıyla ilgili olarak, "Ceylanpınar'da yatağında uyuyan iki polis kirli bir şekilde infaz edildi. Kirli bir olaydır, kim ne derse desin" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklıklarının kaldırılmasına yönelik açıklamalar için de "Yarın 80 milletvekili arkadaşımız, dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için kendimiz dilekçe veriyoruz. Siz var mısınız?" diye konuştu. Tartışmalarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, HDP'li milletvekillerini kastederek "Parlamento gereğini yapmalı. Dokunulmazlık zırhının kalkması suretiyle bunun bedelini ödemeliler" demişti.
'Sivil cunta yönetime el koydu'
Demirtaş konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçladı:
"O dönem 'Seçim sonuçlarına razı olun' dediler. 'Milletin iradesinin üzerinde irade yoktur' diyenler, 13 yıldır millet, sandık diye bunu temcit pilavı gibi önümüze getirenler bugün halkın tercihi karşısında bir cunta devleti kurma yolunu tercih etmişlerdir. Ülkemiz 7 Haziran'dan alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Fakat '13 yıldır ben darbelerle mücadele ettim' diyenler HDP'nin başarısı karşısında bugüne kadar savunduğunu zannetikleri ilkelerini bir kenara bırakıp, ülkeye darbe yapmışlardır. 7 Haziran'dan sonra halkın iradesine Recep Tayyip Erdoğan darbesi yapılmıştır. Sivil cunta yönetimi hükümete devlete el koymuştur."
"Dolmabahçe mutabakatına neden sahip çıkmadılar?"
"Sayın Cumhurbaşkanı'nı anlayabiliyorum. Bir sarayı var, daha oturamamış. hevesi var. Koltuğu seviyor, iktidarı seviyor, parayı seviyor. Çözüm demek, barış, demokrasi, bunların kaybedilmesi demek. Ben onu anlıyorum. O mutabakatın (Dolmabahçe) altına fiilen imza atan, emek harcayanları anlayamıyorum. Onlar niye sahip çıkamadılar? Bizim kadar siz de uğraştınız. Beraber Türkiye toplumuna barış sözü verdik."
"Şimdi bize çağrı yapan, 'şunu kınayın' diyen AKP cenahına Dolmabançe mutabakatını hatırlatmak istiyorum. Kanın kati suretle duracağı günlere bir hafta, 10 gün kalmıştı. Neden vazgeçtiniz? Bunu neden kamuoyuna açıklamıyorsunuz? O örgütün lideri 'Bir hafta sonra çağrı yapacağım' diyor. 'Müzakereye başladığımız saatte çağrı yapacağım' diyor. Siz neden bundan dolayı paniklediniz? Sayın Cumhurbaşkanı, PKK silah bırakacak diye neden paniklediniz? Öyle görünüyor ki; bugün dağdan silahlarıyla inseler, önüne geçecek, 'durun inmeyin' diyecek. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı PKK'nin silah bırakmasını önlemiştir."
NATO: Terör asla hoş görülemez