Demirtaş: Erdoğan-Bahçeli ittifakı bu 'projenin' ellerinde patlayacağını çok iyi biliyor

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, kaleme aldığı yazıda, "Erdoğan-Bahçeli ittifakı vizyonsuz, yüzeysel, meşruiyeti olmayan, kadrodan yoksun, hazırlıksız ve ahlaki temelleri olmayan bu 'projenin' ellerinde patlayacağını çok iyi biliyor. Yapmaya çalıştıkları tek şey sürekli zaman kazanmak ve siyasi ömürlerini uzatmaya çalışmaktan ibarettir" dedi.

Türkiye'de diktatörlük rejiminin kalıcı hâle getirilmesi için neredeyse her gün yeni bir adım atıldığını öne süren Demirtaş, yazısında, "15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı lütuftan yararlanarak, 16 Temmuz’dan itibaren fütursuzca sürdürülen baskı uygulamalarına her gün bir yenisi ekleniyor. Bilerek ve zamana yayılmış planlı ve sistematik bir uygulama adım adım pratikleştiriliyor" ifadesini kullandı.

'BİLİNÇLİ OLARAK ZAMANA YAYIYORLAR'

HDP lideri, "Aslında Erdoğan-Bahçeli ittifakı istese bütün bu tutuklamaları, işten atmaları, sürgünleri, gazete-tv kapatmalarını vb. bir haftada yapabilirdi. Ancak toplum üzerindeki baskıyı ve korkuyu kesintisiz bir şekilde hissettirmek için bilinçli olarak zamana yayıyorlar. Herkesin korku içinde ve sıranın ne zaman kendisine geleceğini bekleyerek iliklerine kadar bunu hissetmesini arzuluyorlar. Tutuklanmamış, işten atılmamış toplum kesimlerini de bu şekilde sindirmek, teslim almak istiyorlar" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Demirtaş'ın, Özgürlükçü Demokrasi gazetesi için "HDP her yerde" başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

Baskı ortamının yarattığı tepkisizlikten de yararlanarak, hiç zaman kaybetmeden eş zamanlı olarak faşist rejimin bürokratik, kültürel, ekonomik ayağını da sağlamlaştırmaya çalışıyorlar. Aslında “yeni faşist rejimi” inşa etmek için AKP’nin elinde yeteri kadar “güvenilir, ehil, temiz (!) ve yetişmiş” kadrosu yoktur. Örneğin yargı alanında kadrolaşmak için AKP yöneticisi avukatları alelacele hakim-savcı olarak atıyor; yardımcı doçentliği kaldırarak AKP’li üniversite mezunlarını doktoradan sonra doçent olarak atamak istiyor; orduda üst rütbelere atama usullerini değiştirip komuta kademesine birkaç yıl içinde AKP’lileri yerleştirmeyi hedefliyor. Rektörleri zaten doğrudan kendisi atıyor artık. Vali ve kaymakamları sürekli değiştirerek en biat etmiş olanları tutturmaya çalışıyor. Emniyet teşkilatındaki boşluğu on binlerce yeni polisle ve alttan üste hızlı atamalarla doldurmaya çalışıyor. Muhalif öğretmenleri sürgünle istifaya zorlayarak kendi kadrolarına alan açmaya çalışıyor vs.

Reklam
Reklam

'BİZZAT KENDİLERİ AKP’NİN BAŞINA BELA OLACAK'

Fakat bütün bunlar o kadar üstünkörü, aceleyle, telaş ve panik halinde yapılıyor ki, memleketin niteliksiz, liyakattan yoksun ne kadar gereksiz ve etkisiz elemanı varsa, hepsi AKP kadrosu adı altında buralara dolduruluyor. Bu biçimde gerçekleştirilen kadrolaşma, bırakın AKP rejimini inşa etmeyi, bizzat kendileri AKP’nin başına bela olacaklar. Elbette topluma da büyük zararlar verip tahribatlara da yol açıyorlar ve açacaklar.

Demem o ki, Erdoğan-Bahçeli ittifakı vizyonsuz, yüzeysel, meşruiyeti olmayan, kadrodan yoksun, hazırlıksız ve ahlaki temelleri olmayan bu “projenin” ellerinde patlayacağını çok iyi biliyor. Yapmaya çalıştıkları tek şey sürekli zaman kazanmak ve siyasi ömürlerini uzatmaya çalışmaktan ibarettir.

Arzu ettikleri “yeni faşist rejimi” bir türlü inşa edememelerinin tek nedeni bu saydıklarım değil elbette. Önlerindeki en büyük engel toplumun önemli bir kesiminin faşizme karşı halen direniyor olmasıdır. Evet belki Erdoğan-Bahçeli ittifakı henüz yenilmiş değil, ama sınırsız ve orantısız baskıya, güce ve devletin tüm imkanlarını seferber etmiş olmalarına rağmen henüz kazanmış da değiller. Bu gerçeklik karşısında paniklemeye başladıkları görülüyor artık. Toplumun, ölü toprağını yavaş yavaş üstünden atmaya başladığını, korku ve kaygıların yerini öfkenin aldığını görüyorlar. Ellerinde kullanmadıkları çok fazla baskı aracının da kalmadığını, tabiri caizse “cephanelerinin” tükendiğini fark ettikçe panikleri de artıyor.

Reklam
Reklam