Demirtaş, “Yaklaşık 1 ay önce İmralı’ya ikinci ziyaretin olması gerekirdi. Ama hükümetin yaklaşımları nedeniyle 1,5 aydır İmralı’ya gidilemiyor. Biz sabırlı davranıyoruz. Süreç işlesin diye metanetli davranıyoruz.” dedi. Demirtaş, ayrıca Öcalan'la görüşmelerin özel izne tabi olmaması gerektiğini, diğer mahkumların görüşmelerinde olduğu gibi rutin bir sürece oturtulmasını istedi.
BDP’li Demirtaş, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan KCK ana davasının bugünkü duruşmasına katıldı. Demirtaş, adliye girişinde gazetecilere gündeme dair açıklamalarda bulundu.
KCK adıyla başlatılan operasyonların üzerinden yaklaşık olarak 4 yılın geçtiğini ifade eden Demirtaş, 4 yıldır halen ifade verip, savunma yapmayan tutukluların olduğunu dile getirdi. ‘Halen savunması alınmamış, halen yargılama aşamasının sorgulama kısmı bile yapılmamış arkadaşlarımız var.’ diyen Demirtaş, “Bunların bir kısmı örgüt üyeliğinden ceza alsalar bile infazlarını tamamlamış durumda. Bu süre zarfında burada, bu mahkemenin önünde defalarca açıklama yaptık. Yargıçlara çağrı yaptık. Bütün yargılama makamlarına çağrı yaptık. Süreçlerin kritik aşamalara geldiğini söyledik. Yargıdan destek istedik. Siyasetin önünü açması için yargının da üzerine düşeni yapmasını istedik. Ama bugüne kadar bırakın yargı siyasetin önündeki tıkanıklığı gidermeyi, sürekli engel oluşturdu. Yargı bürokrasisi ülkenin barışına barış süreçlerine destek vermek yerine sürekli gerilim yarattı. Haksızlık hukuksuzluk yarattı.” şeklinde konuştu.
"TUTUKLULARI 1 -2 YIL ÖNCE SERBEST BIRAKMAK GEREKİYORDU"
Mahkeme salonlarının mezbahaneye döndüğünü iddia eden Demirtaş, “Resmen burada katliamlar yapıldı. Sadece Diyarbakır mahkemelerinde değil Türkiye genelinde birçok mahkemede hukuk, kanun, yasa, anayasa, uluslar arası sözleşmeler ayaklar altına alındı.” şeklinde ifadelere yer verdi. Adaletten ümitlerini yitirdiklerini belirten Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Adalet zaten infaz edildi, katledildi. Burada çıkacak tahliyeler arkadaşlarımız için çok önemlidir, ama bizim açımızdan, siyasi açıdan hiçbir değeri yoktur. 4 yıldır haksız, hukuksuz içeride tuttuğunuz insanları bıraksanız siyaseten bir kazanımı olmaz. Bunu 1 yıl önce 2 yıl önce yapsaydınız anlamı olurdu. Ama infazları tamamladıktan sonra mahkemeler tahliye verir mi vermez mi onların bileceği iş. Her bir arkadaşımız ve her bir arkadaşımızın özgürlüğü bizim için değerlidir. Biz arkadaşlarımızla dayanışma için buraya geldik. Biz mahkemelere artık çağrı falan da yapmıyoruz.”
"HER BİR ARKADAŞIMIZIN TAHLİYE OLMASI GEREKİYOR"
Savcı ve yargıçlara seslenen Demirtaş, savcı ve yargıçların akan gözyaşı ve kana katkı iddia ederek, “Bu ülkede akan kana, anaların ağlamasına katkı sundunuz. Bunu bilmelerinde fayda var. Bu saatten sonra kendileri bilirler. Siyaset olarak biz barış için, akan kanın durması için elimizden geleni yaparız, ama yargının bu ülkede demokrasiye de, özgürlüğe de tarih boyunca katkı sunmadığı ortadayken bu saatten sonra da beklenti içinde değiliz. İçerideki arkadaşların tamamı tahliye olması dışında başka bir karar bizim için adil bir karar değil. Beklentimiz odur." dedi.
"GÖRÜŞMELERLE İLGİLİ SIKINTI ÇIKMAMASINI TEMENNİ EDİYORUZ"
İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşme konusunda bir sıkıntı yaşanmamasını temenni etiklerini dile getiren Demirtaş, hükümetin isimlere takılması durumunda, başka nitelikler arayacaklarını kaydetti. Demirtaş, şöyle konuştu: “Bizim uzun süredir heyetimiz hazır bir şekilde bekliyor. Biz kararımızı almışız. Hangi arkadaşlarımızın başvuru yapacağı belli. Hükümet bu konuda karar vermeyecek. Hükümet izin merciidir. Adalet Bakanlığı İmralı Adası’na veya herhangi bir cezaevine bir milletvekilinin gidişi konusunda izin verir. Karar vermez. Kararı partimiz vermiştir. Kararı biz veririz, o kararı da vermiş durumdayız. Kendileri izin verir mi vermez mi onların takdiridir. Bizsiz de yürütebiliyorlarsa biz engel olmayacağımızı başından beri dile getirdik. Ama bu saatten sonra bize isim tartışması dayatan, isim tartışmasıyla karşımıza gelen bir siyasetle biz bu işi yürütemeyiz. Bunu da bilmekte fayda var. Özellikle İmralı boyutuyla kendileri o saatten sonra çalışmalarını kendileri yürütür. Biz de dışarıdan destek oluruz. Engel olmayız.”
"GECİKMİŞ BİR ZİYARET, 1 AY ÖNCE İMRALI'YA GİDİLMELİYDİ"
İmralı’ya gidecek isimlerle ilgili resmi bir başvuru yapmadıklarını bildiren Demirtaş, belirlenen isimlerin başvuru yapabilmek için kendilerinden talimat beklediklerini dile getirdi. İmralı’ya yapılacak ikinci ziyareti gecikmiş bir ziyaret olarak niteleyen Demirtaş, şu ifadelere yer verdi: “Gecikmiş bir ziyaret. Yaklaşık 1 ay önce İmralı’ya ikinci ziyaretin olması gerekirdi. Ama hükümetin yaklaşımları nedeniyle 1,5 aydır İmralı’ya gidilemiyor. Biz sabırlı davranıyoruz. Süreç işlesin diye metanetli davranıyoruz. Ciddi olduğumuz için, sürece samimiyetle yaklaştığımız için, halkımızın barış umutlarına cevap olabilmek için bu şekilde davranıyoruz. Yoksa İmralı görüşmelerinin bu şekilde kriz olmaması gerekir.”
Bundan sonraki süreçte İmralı ile yapılacak görüşmelerin rutin bir hale gelmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Bundan sonra da süreç işleyecekse İmralı görüşmeleri; Öcalan’ın avukatıyla, ailesiyle, siyasetçilerle görüşmeleri rutin, normal bir hale dönmesi gerekir. Şimdi ben milletvekili olarak şurada Diyarbakır Cezaevi’ne istediğim zaman gidip ziyaret yapabiliyorum. Bunun önünde hiçbir engel yok. İmralı Cezaevi’nde hukuki açıdan aynı kurala tabiyse artık bunun böyle Başbakan’ın, Bakan'ın özel izinlerine, krize falan tabi olmaması lazım. Bundan sonra sürecin normalleşerek devam etmesi gerekir.” diye konuştu.
(CİHAN)