İSTANBUL (AA) - Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkları davada, Demirtaş'a esasa ilişkin savunmasını hazırlaması için son kez süre verildi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de mahkeme salonuna dönüştürülen Alibey Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Selahattin Demirtaş ile tutuksuz sanık Sırrı Süreyya Önder katılmadı.
Demirtaş'ın, sağlık sorunları nedeniyle, Önder'in ise TBMM Genel Kurulu'nda Nöbetçi İdare Amiri olması gerekçesiyle duruşmaya katılamayacaklarına dair mazeret dilekçesi gönderdikleri belirtildi.
Sanıkları temsilen 16 avukatın hazır bulunduğu duruşmaya, İsveç Konsolosluğu'ndan temsilciler, İsveç Sosyal Demokrat Partisi'nden milletvekili Yılmaz Kerimo ve avukatlar da izleyici olarak katıldı.
Duruşmada söz alan sanıkların avukatı Ramazan Demir, müvekkillerinin mazeretlerinin kabul edilmesini istedi.
Bir önceki duruşmada reddi hakim talebinde bulunduklarını belirten Demir, "Biz müvekkillerimizin adil yargılanma hakkını sokakta bulmadık. Esasa geçmeyeceğiz. Usule ilişkin konuşmaya devam edeceğiz. Reddedilen heyetin ara kararlar oluşturmasını meslek hayatımızda görmedik. Bir insan 'Ben bunları söylemedim' diyorsa araştırma yapılmalıdır. Mitingdeki konuşmaların tutanağını hazırlayan polislerin kim olduklarını hala bilmiyoruz. Yargılamayı uzatan biz değiliz, sizlersiniz. Konuşmaların CD'si bilirkişi tarafından incelensin. Usule göre de bunu böyle yapmanız gerekir." ifadelerini kullandı.
Avukat Arzu Kayaoğlu da bir önceki celse heyeti reddettikleri için CMK gereği yalnızca acil konularda ara karar verebileceğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Buna rağmen savunma için sayın Selahattin Demirtaş'a kesin süre verdiniz. Bu ara karardan dönülmesini istiyoruz. Bir sonraki duruşmada da savunma için kesin süre verilmemesini talep ediyoruz. Müvekkilimizin Ankara 19. Ağır ceza Mahkemesi'nde yargılandığı dosyada 31 tane propaganda fezlekesi birleşmiştir. Dosyadaki yargılama da Ankara'daki dosyayla birleştirilsin. Yasama dokunulmazlığının Anayasaya aykırı olarak kaldırıldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmanızı ve dosyada durma kararı vermenizi istiyoruz. Fezlekeyi Meclise iade ederek, bir karar olup olmadığının sorulmasını istiyoruz. Ayrıca polis tutanağını tutan kolluk görevlilerinin araştırılmasını, haklarında bir FETÖ soruşturması olup olmadığının sorulmasını istiyoruz. Bunlar o dönem Ergenekon ve Balyoz gibi önemli davalarda kumpas kurdular da Kürt siyasetçilere mi kurmayacaklar?"
Taleplere ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, Demirtaş'a esasa ilişkin savunma yapması için son bir kez daha süre verilmesine, dava konusu konuşma içeriklerinin de bilirkişi tarafından çözülmesine karar verilmesini istedi.
Arar kararını açıklayan mahkeme heyeti, Demirtaş ve Önder'in duruşmaya katılmama mazeretlerini kabul etti.
Heyet, Sırrı Süreyya Önder'e esasa dair savunma hazırlaması için süre verilmesi talebini reddederek, Önder'in 14 Aralık 2017'deki ilk duruşmada ayrıntılı olarak savunmasını yaptığı ve savunmasını "Savunmam bundan ibarettir" sözüyle bitirdiğini hatırlattı.
Heyet, Demirtaş'a esas hakkında savunmasını hazırlaması için bir sonraki duruşmaya kadar son kez süre verilmesine hükmederek duruşmayı, 30 Nisan'da Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılmak üzere erteledi.
- İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 17 Mart 2013'te Zeytinburnu'nda BDP organizasyonuyla gerçekleştirilen Nevruz kutlamalarında terör örgütü PKK adına yasa dışı sloganların atıldığı ve parti yöneticilerinin "Öcalan'a özgürlük-Kürtlere statü" yazılı slayt perdesinin önünde konuşma yaptığı belirtiliyor.
Kutlamaların terör örgütü yandaşları tarafından PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının açılmasıyla tamamen yasa dışı bir eyleme dönüştüğü vurgulanan iddianamede, şüpheliler Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in, terörist başı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları önünde, yüzünü kapatan örgüt mensuplarının sözde bayrakları açtıkları sırada konuşma yaptıkları dile getiriliyor.
Söz konusu konuşmalarda terör örgütü ve Öcalan'ın propagandasının yapıldığı öne sürülüyor.
Dava kapsamında, şüphelilerin "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.