Demirtaş'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: Hani Baldıran Zehiri Içecektin?

Bayram KAPLAN / İDİL Şırnak'ın Cizre İlçesi'ne gitmek için yola çıkan ancak güvenlik güçlerinin izin vermemesi üzerine Şırnak'ın İdil İlçesi'ne HDP'liler,

Bayram KAPLAN / İDİL Şırnak'ın Cizre İlçesi'ne gitmek için yola çıkan ancak güvenlik güçlerinin izin vermemesi üzerine Şırnak'ın İdil İlçesi'ne HDP'liler, grup toplantısını da İdil Belediyesi Kültür Merkezi'nde yaptı.
Grup toplantısında konuşan Eş Genel Başkan selahattin Demirtaş, Türkiye'nin çeşitli illerindeki parti binaları ile doğuya yolcu taşıyan otobüs firmalarına 'terörü kınama' adı altında 400 saldırının gerçekleştirildiğini söyledi. Ancak bu saldırıların AK Parti, devlet ve MİT organizasyonuyla yapıldığını savunan Demirtaş şunları kaydetti:
"Parti binalarımıza ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüs firmalarına toplamda 400 saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıların, 'efendim biz terörü kınıyoruz, terörü protesto ediyoruz' adı altında yapıldığına bakmayın. Açık bir ırkçılık, açık bir faşizm, devlet eliyle MİT organizasyonuyla, hükümetin de teşvikiyle gerçekleştirildi. AKP talimat vermiş, MİT organize etmiş, çetelerini parti binalarımıza göndermişler, yakmışlar, yıkmışlar, fakat bizi inciten bunlar değil. Manavgat'ta, Alanya'da, Bursa'da, İstanbul'da 10 yıllardır, beraber çalışanlar, yaşayanlar, esnaflık yapanlar, bitişik komşusu tarafından saldırıya uğradı. Beraber lokantacılık, konfeksiyonculuk yapanlar bir akşam baktılar ki, esnaf komşuları dükkanlarını yakıyor. Karadeniz, Çukurova, Marmara'ya mevsimlik işçi olarak gidenler, sırf Allah onları Kürt yarattığı için saldırıya uğradılar. Çocuklarıyla birlikte evleri, çadırları minibüsleri ateşe verildi. İşte bu ırkçılıktır. Bunun terör protestosu ile alakası yoktur. Bu dünyanın her yerinde faşizm olarak adlandırılır ve bu ırkçılığı, faşizmi bütün Türkiye Cumhurbaşkanı'yla, Başbakan'ıyla birlikte 2 gün boyunca izlediler."
'ŞAHSIMDA 6 MİLYON KİŞİYE SORUŞTURMA AÇILDI'
Diyarbakır Cumhuriyet Başsacılığı'nın hakkında başlattığı soruşturmayı da değerlendiren Demirtaş, "Bütün bu olup bitenlerden sonra bir kişiye soruşturma açıldı. Kime bana açıldı? Ne demişim açıklamamda; TCK nın 25'inci maddesinin 1'inci fıkrasını hatırlatmışım. Aynı zamanda bir hukukçu olarak halkımıza, partililerimize yasal 'meşru müdafaa' hakkını hatırlatmışım. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhurbaşkanı'n talimatıyla şahsımda hepinize soruşturma açtı. Partimize, halkımıza soruşturma açtı. Ben bir kişi olmaktan öte, bu partinin eş genel başkanı olarak bize oy veren, bize güvenenlerin temsilcisiyim. Şahsıma açılmış soruşturma, bize oy vermiş 6 milyondan fazla insana açılmış soruşturmadır."
'DURUM BU KADAR KRİTİK VE HASSASTIR'
Cizre'de yaşayan 120 bin kişiye 3 günden beri ulaşamadıklarına dikkat çeken HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şöyle konuşytu:
"Şimdi Türkiye bunun kıyısında işte, burada arkadaşlarımızla birlikte 3 gündür sadece Cizre'deki 120 bin insanımız için uğraşmıyoruz. Felaketin, uçurumun kıyısına gelmiş Türkiye halklarının geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz. Durum bu kadar kritik, bu kadar hassastır. Biz bütün bunları yapmaya çalışırken, bu kadar kutsal bir amaç için yollardayken, halen Ankara'dan tehdit sesleri duyuyoruz. Halen Ankara'dan hakaret sesleri duyuyoruz. Bu barış arayışımıza, barış yürüyüşümüze değer biçmek yerine, halen maalesef hükümetin veya devletin en üst düzey yetkililerinden çarpıtma, manüpülatif açıklamalar duyuyoruz."
'ATEŞKES GÜNLERİNDE BALDIRAN ZEHİRİ İÇMEK KOLAY'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı dörneminde söylediği, "Gerekirse baldıran zehiri içerim" sözüne atıfta bulunan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ateşkes günlerinde her şeyin normal olduğu, barış sürecinin büyük bir şevkle, umutla gittiği günlerde baldıran zehiri içmek kolay. Tam baldıran zehiri içileceği günlere gelindi. İşte bu günler tam da o cesaretin, tam da o fedakarlığın yapılacağı günlere gelindi. Bir bakıyorsunuz baldıran zehircileri ortada yok. Hani ne olursa olsun vazgeçilmeyecek, ne olursa olsun dönülmeyecekti? 'Bedeli ne olursa olsun canımızla bile ödemeye hazırız' diyenler, nerde şimdi nerde o siyasetçiler?"
'HER ŞEYE RAĞMEN KANI DURDURABİLİRİZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrıda bulunan Demirtaş, her şeye rağmen akan kanı durdurabileceklerini söyledi. Demirtaş şöyle dedi:
"Samimiyseniz ülkenin Cumhurbaşkanı, özellikle buyurun elele verelim, beraber önce bu kanı durduralım. Yaptığımız çağrılara, girişimlere olumlu cevap verin, 'operasyonlar son terörist kalıncaya kadar devam edecek' demek yerine, 1- 2 yıl önce halka verdiğiniz sözleri hatırlayın. Ne diyordunuz? 'Geçmiş hükümetlerin yaptığı hataları yapmayacağız' diyordunuz. 'Güvenlik politikalarına sarılmayacağız' diyordunuz. 'Bu işin silahla çözülmediğini, çözülmeyeceğini defalarca gördük' diyordunuz. Ne değişti? Bak geri dönüp Çiller'den daha sert bir politikayla, yeniden güvenlik politikalarına, silah politikalarına sarıldınız. Şimdi değerli kardeşlerim; müzakere, diyalog, çözüm arayışları dediğimiz şey, tam da barış olarak kutsal bir arayış, kutsal bir ilke olarak ortaya koyduğumuz şeye ulaşmamızın biricil yoludur."
'100 YIL DA SÜRSE DİYALOGA GEÇİLECEK'
Çatışmaların 100 yıl devam etmesi halinde bilen PKK'nın ve Türk Ordusu'nun yine var olacağını kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
"Çok açık ve net söylüyorum 100 yıl daha sürse, PKK PKK olarak orda kalacak. Türkiye ordusu, Türkiye ordusu olarak orada kalacak. Olanlar, her gün taşıdığımız tabutlardaki genç bedenlere, genç çocuklara olacak. 100 yıl da sürse, 101 yıl sonra yeniden müzakare, diyaloga geçilecek. Eller mutlaka tetikten çekilmeli, silahlar susmalı ki, müzakere yeniden görüşmeler başlayabilsin. Masadan kaçmak, masayı devirmek erdem değildir. Ortada masa dururken, konuşmaya hazır bir örgüt varken, onun lideri sayın Öcalan varken, ille de 'ben silahla bu işi çözecem' demek, büyük bir yanılgıdır. İnsan, zaman, ekonomik kayıptır. Yazıktır 11 cenazemiz Cizre'de gömülmeyi bekliyor."
'KCK MÜZAKEREYE DÖNMEYE HAZIR'
Yaptıkları çağrıya KCK'nin olumlu yanıt verdiğini, atılacak küçük adımlarla barışa gidebileceklerini belirten Demirtaş konuşmasını şöyle tamamladı:
"Güvenlik güçlerinin Cizre de yaptığı PKK propagandasını, 30 yıldır PKK Cizre'de yapamamıştır. Geceleri sokaklara çıkıp, tankla, panzerlerle evleri tarayan özel harekatçılar anonslarla, halka hakaret eden, küfür eden özel harekatçılar, zannediyorlar ki şu anda halka boyun eğdiriyoruz. Ben savcı olsam hepsini PKK'ye yardım yataklıktan tutuklar, içeri atarım. Yaptığımız çağrılara KCK'den olumlu yanıtlar geliyor. 'Biz karşılıklı olarak silahları susturmaya ve müzakereye dönmeye hazırız' diyorlar. Ankara'ya düşen şey silahta, çatışmada, operasyonda ısrar etmek olmamalı artık. Bugün Cizre'den başlayarak küçük, küçük adımlarla karşılıklı güven verecek adımlarla bu işi barışa doğru götürmemiz lazım."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: