TOKAT (İHA) - Yargıtay Eski Başkanı ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sami Selçuk, Türkiye'de devletin bireyine güvenmediğini, bireyin de devlet kapısına düşmek istemediğini ileri sürerek, "Devlet bireyinden nasıl korkar? Devlet, Necip Fazıl'dan korktu, Nazım Hikmet'ten korktu. Bunların hiçbirinin tankı, tüfeği olmadı" dedi.
Tokat'ta, Hür-Dem Genel Merkezi tarafından Büyük Tokat Oteli'nde düzenlenen "Demokrasi ve Ülke Gündemi" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Sami Selçuk, Türkiye'nin anayasa anlayışı üzerinde durarak, eleştirilerde bulundu. Selçuk, "Türkiye'de demokrasi açısından hangi konularda sıkıntı var?" denildiğinde, "Her açıdan sıkıntılar var" denildiğini ifade ederek, "Demokrasilerde, bireyin özgürlüğü olmadan ve kimlik değerlerine saygı göstermeden bireyi tanımlayamazsınız. Önce bunda birleşmek zorundayız. Çünkü olmazsa olmaz şart bu. Yine demokrasilerde bazı değerler vardır; Söz gelişi 'Düşünceyi açıklama özgürlüğü' diyoruz. Türkiye'nin bu bakımdan sicili parlak değil. 8 Temmuz 1999 yılında Türkiye bir rekorun sahibi olmuştur. Bir gün içinde 11 davadan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi mahkum etmiştir. Hiçbir ülkede böyle bir şey yoktur" diye konuştu.
Anayasalar'ın, devlet gücüne karşı hak ve özgürlükleri güvence altına almak için yapıldığını, eğer bir ülkenin anayasası, devleti yurttaşına karşı korumak kaygısıyla düzenlenmişse onun metin ve biçimsel olarak Anayasa olabileceğini, özde ise anayasa olmadığını vurgulayan Sami Selçuk, "Anayasanın varlık nedeni bu. Siz tersini yapıyorsunuz. Devlet bireyinden nasıl korkar? Zaten bu devlet hep bireyinden korkmuştur. Bireyin nasıl bir gücü var, bunu anlamakta da güçlük çekiyorum. Pir Sultan Abdal'dan bu yana korkmuştur. Necip Fazıl'dan, Nazım Hikmet'ten korkmuştur. Hiçbirinin tankı ve tüfeği yok. Bunu da anlamak mümkün değil. Buradan başka bir nokta çıkıyor. Devlet bireyine güvenmiyor. Peki birey güveniyor mu? Birey de devlet kapısına düşmek istemiyor. Türkiye bunu çözmek zorunda" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin laikliği Fransa'dan aldığını hatırlatan Selçuk, Türkiye ile Fransa arasındaki laiklik anlayışında hiçbir benzerlik olmadığını vurguladı. Selçuk, şunları söyledi:
"Fransa'daki laiklikle Türkiye'deki laikliğin arasında benzerlik mi çoktur, yoksa fark mı çoktur? Hiç ilgisi yok ki benzerlik olsun. Bu kavramlar küresel kavramlardır. Çünkü hukukun kavramları küreseldir. Kasıt; Şili'de de Türkiye'de de Fransa'da da aynı anlamdadır. Siz ona yeni bir bileşen, mana eklerseniz onu yozlaştırırsınız. Uygulamanız da kötü olur. Onun için 'Türk hukuku uygulaması', 40 yıl kavgasını veren bir insan olarak söylüyorum, bugün Belçika Bongosu'nun gerisindedir. Bu acı bir gerçek. Türkiye bilimsel çalışmalar yaparak, içine kapanmadan, dış dünyaya açık bir şekilde bu sorununu çözmek zorundadır".
Konferansa, CHP Tokat Milletvekilleri Orhan Ziya Diren ve Feramuz Şahin, Devlet eski Bakanları Ali Şevki Erek ve Metin Gürdere, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.