DEMOKRASİNİN İNFAZI: 27 MAYIS - Yassıada anıları 13 bin parçalık koleksiyonda toplandı

Türk demokrasi tarihine utanç vesikaları olarak geçen "Yassıada"nın acılarını ve hüzünlerini yansıtan hatıraların yer aldığı özel koleksiyon, Ata Müzayede bünyesinde bir araya getirildi - 27 Mayıs 1960 darbe döneminin karanlığına ışık tutan 13 bin parçalık özel koleksiyon, dönemin mebus, bürokratları ile Yassıada davalarına tanıklık etmiş kişilerin ailelerinden, yakınlarından ve koleksiyonerlerden 50 yılda toplandı - Ata Müzayede Sanat Danışmanı Recep Sadri Sayıoğulları: - "Bu koleksiyonun çağdaş, güne yakışır bir müzecilik anlayışıyla değerlendirilmesi gerekir"

İSTANBUL (AA) - ÇİĞDEM ALYANAK - Ata Müzayede bünyesinde toplanan 13 bin parçalık özel koleksiyon, Türk demokrasi tarihine utanç vesikaları olarak geçen "Yassıada"da 59 yıl önce yaşanan acılarını, hüzünlerini, hatıralarını bugüne taşıyor.

Dönemin mebus, bürokratları ile Yassıada davalarına tanıklık etmiş kişilerin ailelerinden, yakınlarından ve koleksiyonerlerden 50 yılda toplanan koleksiyon, 27 Mayıs 1960 darbe döneminin karanlığına ışık tutuyor.

Koleksiyonda, yargılamalar sırasında çekilen fotoğraflar, günlükler, merhum başvekil Adnan Menderes'in tespihi, kol saati, duruşma salonundaki sanık mikrofonu, TBMM Başkanı Refik Koraltan'ın yargılamalarda kendini savunması için ve hemen hemen her sayfasını çizdiği Yassıada Müdafaa Kitabı, Menderes idama götürülürken arkadaşları Celal Bayar ve İbrahim Kirazoğlu'nun yüksek sesle okuduğu el yazma Amme Cüzü yer alıyor.

Reklam
Reklam

- Son duruşma gününe kadar alınan notlar...

Ata Müzayede Sanat Danışmanı Recep Sadri Sayıoğulları, koleksiyonla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1960 darbesinin, binlerce yıllık devlet geleneğinde henüz daha 100 yılı doldurmamış bir demokrasi tecrübesi sürecinde önemli bir yol kazası ve büyük bir acı olduğunu dile getirdi.

Sayıoğulları, "Bugün, sosyal ve toplumsal maliyetlerini de yaşadığımız ağır sonuçları olan bu askeri darbenin belgelerinin daha fazla anlamlandırılması, gelecek kuşaklara daha fazla öğretilmesi, unutturulmaması icap eder. Çünkü demokrasi, bir fikir hürriyeti rejimidir, özgürlükler ve haklar rejimidir. Bu muhakkak seçilmişler tarafından doğru özümsenmesi ve atanmışlar tarafından da bu bağlamda ele alınması gereken bir kavram barındırır. Bunu barındırmadığı takdirde geri kalmış ülkelerde olduğu gibi böyle büyük acılar yaşayabiliyorsunuz." diye konuştu.

Koleksiyonda, Yassıada'da kullanılan eşyaların, gazetecilerin adaya girip çıkarken kullandıkları izin kartları, sıkıyönetim süresince kullanılan çalışma belgeleri ve son duruşma gününe kadar avukatların aldığı notların da bulunduğunu anlatan Sayıoğulları, sözlerine şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Biraz da yazı tarzından anladığımız kadarıyla çekinerek alınmış notlar. Bir müşterek müdafaa kitabı hazırlanmış darbe yönetiminin kurduğu mahkeme heyeti tarafından. Bu müşterek müdafaaya mütedair kitapların sanıklara dağıtımı esnasında, 8 Ağustos 1961 gününe ait bütün mahkumların ıslak imzalı tutanakları var. Özel kişisel, eşyalar ve fotoğraflar var koleksiyonda. Demokrat Parti'nin o dönem ki üyelerinin ailelerinin biriktirdiği gazeteler, merhum Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun kol düğmeleri, saatleri, kalemleri, okudukları cüz, tespih var. Bunlar birer emanet gibi saklanmış. Bunlar elden ele, babadan oğula, oğuldan toruna bugünlere intikal etmiş."

- "Demokrasi tarihimiz açısından üzücü bir hadisedir"

Bu koleksiyonun çağdaş, güne yakışır bir müzecilik anlayışıyla değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Sayıoğulları, "Bu koleksiyonda, muhakkak anlamlandırılması ve insanlara öğretilmesi gereken bilgiler vardır. Bunlar fotoğraf, ıslak imzalı mektuplar, objeler olabilir. Kamunun görmesine açık mekanlarda, bir müzede sergilenmesi icap eder." dedi.

Reklam
Reklam

Sayıoğulları, askeri darbe ile görevden alınan hükümet için dönemin cunta üyelerinin "Düşükler" tabirini kullandığını ve Yassıada mahkemelerine, "Düşük iktidar mensupları"nın yargılanması olarak baktığını anlatarak, "Koleksiyonda yer alan 'İlk gün zarfı' çok mühimdir. Bu zarfın şöyle bir acı tarafı vardır, infazlar gerçekleştikten sonra Heybeliada'da bir otelde kutlama yapıyorlar. Sonu çok büyük acılara varan bir ağır mahkemenin olduğu süreçte böyle bir kutlamanın yapılması, demokrasi tarihimiz açısından üzücü bir hadisedir." diye konuştu.

Anahtar Kelimeler: