"Demokratik dönüşüm tek çözüm"

ANKARA (ANKA)- Bazı meslek örgütleri ve sendikalar, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini, bu dönemin sadece, her alanda gerçekleşecek köklü demokratik dönüşümle atlatılabileceğini bildirdi.

DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği ve Türk Dişhekimleri Birliği'nin yaptığı ortak basın açıklamasında, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiği, siyasette, ekonomide, sokaklarda ve toplumsal yaşamın her alanında gerilim ve krizin giderek tırmandığı savunuldu. Açıklmada, "Tırmanan bu gerilim, ne toplumun iradesini parlamentoya yansıtmayan bir seçimle, ne de herhangi bir geçici düzenlemeyle aşılabilir. İçinden geçmekte olduğumuz kriz, 12 Eylül'den bu yana bizlere dayatılan yaşam biçiminin, siyaset tarzının, ekonomik politikaların ürünüdür. Dolayısıyla krizi aşmanın yegane yolu, ‘Darbe Hukuku'nun ve ülkemizde yarattığı toplumsal, siyasi ve ekonomik erozyonun yaşamımızın her alanından çıkarılmasıdır" denildi. Açıklamada, siyasal krizin çözümünün, her alanda köklü demokratik dönüşümün sağlanması olduğu vurgulandı.

Reklam
Reklam

Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında yaşanan tahribatın giderilerek, sosyal alanda yaşanan yıkımı telafi edecek önlemler alınması gerektiği ifade edilen açıklamada, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarının, kamusal bir bakışla yeniden yapılandırılması gerektiği belirtildi. Açıklamada, "Giderek büyüyen zenginler ile yoksullar arasındaki açığın kapatılması için sosyal destekleme programları hayata geçirilmelidir. Çalışma yaşamındaki esnek, güvencesiz, sigortasız istihdam uygulamalarına, antidemokratik baskı yasalarına son verilmelidir" denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

"Siyasetin antidemokratikleştirilmesi ve ekonominin neo-liberalleşmesi ile ortaya çıkan yoksulluk/yoksunluk/işsizlik ve örgütsüzleşme süreçleri toplumda yaşanan hızlı muhafazakârlaşma ile eş zamanlı gitmiştir. İmam hatiplerle, zorunlu din eğitimiyle, kuran kurslarıyla, Türk İslam sentezi politikalarla, devlet kurumlarında ve medya aracılığıyla tüm toplumda yayılan tek tiplilik insanlarımızın bir arada, dostça yaşama kültürünü yok etmektedir… İnsanları birbirine düşman eden, toplum içindeki bağları kopararak parçalanmaya iten bu ötekileştirici, düşmanca politikalar, toplumsal bütünlüğümüzün en büyük tehdididir. Her türden etnik, dini, cinsiyet v.b kimliklerin özgürce yaşanabildiği, farklı kültürlerin ve düşüncelerin kendilerini ifade olanaklarının yaratıldığı, özgürlükçü bir laiklik anlayışının egemen olduğu, bir arada kardeşçe yaşama kültürüyle yoğrulmuş bir ülke, toplumsal barış ve huzurun tek reçetesidir.

Reklam
Reklam

Son günlerde ülkenin dört bir tarafı yeni cenazeler ile sarsılıyor… Silahların konuştuğu ortamlarda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Biz bütün sorunlarda olduğu gibi bu sorunun da barışcıl ortamda ve demokratik yöntemlerle çözülebileceği inancını taşımaktayız."