Uzun yıllar profesyonel mankenlik yapan, şimdilerde “Life Time” kanalında sunucu olarak karşımıza çıkan Deniz Akkaya’yla, bundan 2 yıl önce taşınma kararı aldığı Emirgan’daki evinin yemyeşil bahçesinde, manolya ağacının altında sohbet ediyoruz. Sohbet yıllar öncesinden, bugünkü kariyerine uzanan merdivenlerin ilk basamaklarından başlıyor.
Lise eğitiminden sonra İstanbul Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanmış Akkaya... Mankenlik kariyeri ise 1997’de Best Model of Turkey yarışması birinciliğiyle başlamış. Aynı yıl düzenlenen Miss Grace of the World yarışmasında da dördüncü güzel seçilmiş.Özel durumlar dışında artık podyumlara çıkmadığını, kariyerine bundan böyle televizyonda sunuculuk yaparak devam etme kararı aldığını söylüyor.
'DİĞER EVLERİM FAZLA BÜYÜKTÜ'
İki katlı 250 m2'lik villada kızı Ayşe ve British Shorthair cinsi sevimli kedisi Pati ile yaşıyorlar. ''Evin Ayşe'nin okuluna yakın olması önemliydi benim için. Yıllarca Boğaz'ın mavisini seyreden evlerde yaşadım. Biraz da yeşilin keyfini çıkarmaya karar verdim. Buranın bahçesi ve bulunduğu konum beni cezbetti. Hem şehrin kaosundan izole hem de merkezi bir noktada bulunuyor'' diye anlatmayı sürdürüyor Deniz Akkaya... Bir emlakçı vasıtasıyla bulunan ve kendisine ilk gösterilen evmiş burası. İçine girdiği anda da tutmaya karar vermiş: ''Daha önce yaşadığım evler de hep uzun süreli oldu. Ama hepsi gereğinden fazla büyüktü, artık sıkılmıştım bu durumdan. Burası tam aradığım ebatta, bizim çekirdek ailemize uygun ve sıcak bir evdi. İçinde tadilat yapmamı gerektiren durumlar olmaması da cabasıydı.''
'TADİLAT İŞİNDEN SITKIM SIYRILMIŞTI'
Evin girişinde salon, mutfak, bir oda ve misafir tuvaleti yer alıyor. Kızı ve kendine ait yatak odaları, ortak kullanımlı geniş banyosu ve giyinme bölümü ise üst katta. Evin dekorasyon aşamasında yakın arkadaşı iç mimar Nazlı Goldenberg’ten destek almış Akkaya: “Nazlı mesleğini yapmıyor. Keşke yapsa... Onun evini de zevkini de hep beğenirim. Bana burası için fikirler vermesini rica ettim. Bazı konularda iç mimar Engin Özmen devreye girdi.”
Koyu renkte ve maskülen çizgisi olan bir salon hayal etmiş öncelikle. 1 ayda ev tamamlanarak yaşanır hale getirilmiş. ''Önceki evlerimde tadilat ve dekorasyon işleri o kadar çok zaman almıştı ki... Sıtkım sıyrılmıştı. Burada her şey hızlı ilerledi. Bunda Nazlı'nın beni tanıyor olması ve benim ona ne tarz bir ev istediğimi iyi anlatmam tabii etkili oldu. Eve giren iç mimar veya dekoratörle uyumlu ilerlemenin ne demek olduğunu burada anladım'' diyor çıkan sonuçtan memnuniyetini anlatırken.
'YALIN VE HUZURLU BİR EV HAYAL ETTİM'
Salonundaki Casa marka koyu gri keten kanepesine, Engin Özmen tasarımı özel yapım siyah parlak kitaplık, sehpa, çalışma masası ve dresuar gibi parçalar uyumla eşlik etmiş. Salondaki çoğu obje ve aksesuvarı Archive’den tamamlamış. “Keyifle alışveriş ettiğim yegane mağaza... Çünkü orada beğendiğim dünyaca ünlü tasarımcıların ürünlerini bulabiliyorum” diyor. Salonun ve antrenin kırık beyaz duvarlarında o ve kızının Erdi Doğan ve Jülide Güngör tarafından çekilmiş fotoğrafları asılmış. Salonda modern ve koyu tonlarda tercihler yapmış. Evinin kendisini tam yansıttığını, yalın ve huzurlu bir ev hayal ettiğini, bunu da gerçekleştirdiklerini söylüyor.Akkaya’nın evinde yeşile bakarak yakaladığı huzura, çalışmaya olan azmine ve sağlıklı yaşam kalitesine bakılırsa bu yaz sezonuna bomba giriş yapacağı kesin gözüküyor.
'TATİLİ ERTELEDİM BU YAZ ÇALIŞACAĞIM'
Televizyona yaptığı moda ve magazin programlarındaki yorumculuk işini sevmiş. ''Ekip arkadaşlarımla bu yaz çalışma kararı aldık. Yani bu yaz tatil planlarımı ertelemiş durumdayım'' diyor. Çalışmayı ve üretmeyi sevdiğini, öyle uzun tatillerin kendisine göre olmadığını anlatıyor: ''Hele şu dönem, hiç kimsenin çalışmama gibi bir lüksü yok diye düşünüyorum. Ayrıca hiçbir zaman önüme gelen fırsatları -bana uygun olduğu sürece tabii- tepen biri olmadım.''