ANTALYA (İHA) - CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Yargı, ilk kez çok ciddi şekilde yaralanmıştır. Siyasi amaçlarla yargı yönlendirilir hale gelmiştir" dedi.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) 9. olağan toplantısı, 'Seçime Doğru CHP ve Politikaları' başlığı altında Antalya Hill Sidesu Otel'inde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın konuşmacı olarak katılımı ile gerçekleştirildi. Başkanlığını Ali Rıza Akıncı'nın yaptığı toplantıda, derneğe yeni katılan dört işadamına rozetleri takıldı.
Türkiye'nin ilk olarak 1950 yılında yapılan seçimler ile demokratik bir döneme geçtiğini belirten CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, askeri müdahalelerin olduğu dönem sırasında bile şimdiki kadar karamsarlığa düşmediğini söyledi. Baykal, "Ülkemizde demokrasi, sivil siyaset süreçleri tarafından tehlikeye giriyor. 'Demokrasi' sözünün 'yetmez' denildiği bir dönemdeyiz. Türkiye'de demokrasi, sıfatlarla takviye ettikçe güçlü olmadığı anlaşılmaktadır. Demokrasi yeterince güçlü bir kelimedir. Ama siz
demokrasiyi güçlü saymayıp 'ileri' derseniz, bir sorunumuz var demektir. Düşünürler, gazeteciler ailelerinden çocuklarından koparılıyor, yıllarca neyle suçlandığını bilmeden tutuklu olarak yargılanıyor. Kamuoyunun vicdanını tatmin edecek bir gerekçe yok. Kamuoyuna söylemiyorsunuz. Sadece 'çeteler' deniyor. Ne çetesi? Yargı, ilk kez çok ciddi şekilde yaralanmıştır. Siyasi amaçlarla yargı yönlendirilir hale gelmiştir. Siyasetin yargıyı yönlendirmesi değişmiştir. Bunlar demokraside olağan işler değildir. Bu da
geçer demek mümkün değildir. Yargı, demokratik bir ülkede görülmesi gereken konumdan çıkmıştır" diye konuştu.
Almanya'da Deniz Feneri e.v davası hakkında iki kez karar çıkmasına rağmen halen Türkiye'de bir ilerleme kaydedilemediğini savunan Baykal, "Deniz Feneri, daha Türkiye'de bir iddianameye kavuşamadı. Almanya'da iki kez yargılandı. Başbakan Erdoğan'ın dünürü ve sınıf arkadaşı var malum. Sizde hayretle dinliyorsunuz. Bu niye böyle? İddianamesi bile yok. 3 yıl geçti, ifade dahi alınmadı. Siyasi müdahalenin olduğu bir demokrasiyi konuşmak bile içimden gelmiyor. Çok canım sıkılıyor. Türkiye'nin tarihine
yakıştıramıyorum. Saygı değer insanların onuruna, şerefine yakıştıramıyorum. Şantajlar, tehditler, kasetler, iftiralar, kurgular, karalamalar. Yani siyasette eskiden, İstanbul köprüsünün üstünde işine gelmeyenleri vururlardı, vurarak sustururlardı. Şimdi başka yöntemlerle suikastlar yapılıyor. 'Falan partiyi guruptan düşürelim, susturalım' suikastları yapılıyor. Bu Türkiye'ye yakışmıyor. Seçime giderken bunları değerlendirmemiz lazım. Türkiye bu istikamette girdikçe batıdan uzaklaşır" dedi.
Son 10 yılda izlenen politikalarla Türkiye'de çok ciddi bir ayrışma yaşandığını iddia eden Deniz Baykal, "Bu, özellikle son 10 yılda açılım politikalarıyla hızlandırılmış bir süreçtir. Bugün geldiğimiz noktanın temelinde bir ayrışma, iki ayrı millet çıkarılması arayışları var. Bu durumun politikalarla himaye edilip güçlendirildiği, desteklendiği durumda bugün çok tehlikeli bir zamana geldiğini ifade etmek istiyorum. Son zamanlarda Başbakan üslup değişikliği ile bu durumdan şikayetçi gibi ama bilinmelidir
ki, sürecin sorumlusu bu ayrışmaya getiren mimarı sorumlusu başbakandır. 10 yıl bunu uygulamıştır. Bu çığırdan çıkmıştır. Kendi eseri karşısında şaşırmış ve şikayetçi olmuştur. Bunun inandırıcı bir durumu yoktur. Bu tavır ne kadar daha devam eder. Bu tavrında samimi mi göreceğiz. Cumhuriyet projesini, başbakanın tavrı çok ciddi tehdit etmektedir" ifadelerini kullandı.