Deniz Feneri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Recep Koçak:

Deniz Feneri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Recep Koçak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği takipsizlik kararı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Deniz Feneri Derneği'nin gönüllü ve bağışçıları ile toplantı yapmak üzere Zonguldak'a gelen Deniz Feneri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Recep Koçak, kendilerine gelen bütün yardımların kayıt altına alındığını söyledi. Savcılığın takipsizlik kararı vermesinin kendilerini mutlu ettiğini kaydeden Koçak, bundan sonra daha çok aileye daha çok yardım yapacaklarını söyledi. Koçak, "Deniz Feneri Derneği'mizin tüm illerimizi kapsayan gönüllü ve bağışçı buluşmalarından bir tanesindeyiz. Derneğimizin son 5 yılı

epeyce zor geçti. Almanya'da başlayan bir dava süreci Türkiye'de kampanyaya dönüştürülünce derneğimiz zarar gördü. Bizim derneğimizin yurt dışında şubesi bulunmuyor. 2007 yılında Almanya'da kuruluşa baskı yapılması ile başlayan süreçte yönetimimiz bir açıklama yaptı. Açıklamada, 'O kuruluşla bizim kuruluşumuz arasında yardım ilişkisi dışında, temsilcilik, şube gibi bir ilişki yok. O derneğe yapılan baskınla Türkiye'de sanki bir tek dernek varmış ve bu tek dernek birtakım yanlışlar yapmış gibi algı

oluşturuldu. Bu algıyı değiştirmek için biz doğru bilgilerle halkımızın karşısına çıktık. Her fırsatta gerçeği ortaya koymaya çalıştık. 9 Nisan itibarıyla bizim bugüne kadar söylediğimiz her şeyin kelimesi kelimesine doğru olduğunu, savcılığın verdiği takipsizlik kararı ortaya koydu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2008 Eylül'ünden itibaren Almanya'daki kuruluşla bağlantılı olarak bir soruşturma başlatmıştır. Bu soruşturma tamamlandı ve 9 Nisan 2012 tarihi itibarıyla Türkiye Deniz Feneri Derneği hakkında daha önce İşçi Partisi'nin, SHP'nin ve CHP'nin yaptıkları suç duyurusunun ardından bizim hakkımızda bir kovuşturmanın ya da bir mahkemenin yapılmasının gerek duyulmadığını gösterdi. Çünkü Almanya'daki kuruluşla bizim kuruluş arasındaki ilişkiden, savcıların hazırladığı 500 sayfalık iddianamenin 30 sayfalık kısmında bahsediyor. 30 sayfada, bize gelen her kuruşun usulüne uygun şekilde banka üzerinden geldiği, Türkiye'deki mercilere bilgisinin verildiği, bu paraların nerelere harcandığı ifade ediliyor. Bütün faaliyetlerini kayıtlı yapan iğneden ipliğe her şeyi kaydeden barkot sistemi vardır. Bunu savcılık makamı da 30 sayfalık izahta ortaya koymuştur. Savcılık Türkiye Deniz Feneri ve yöneticileri hakkında takipsizlik kararı verdi. Bu karar bizim için çok önemli. Bu bizim söylediklerimizin doğru olduğunu ortaya koyan bir belgeydi, mahkeme kararıydı. Bu karar dolayısıyla ihtiyaç sahibi aileler için sevinçliyiz. Bu süreçte bazı ailelerin yardımlarını götüremez durumdaydık. Çünkü yapılan yayınlardan bağışlarda düşüş

olduğunu biliyoruz. Bundan sonra daha çok aileye daha çok yardım ulaştıracağız" ifadelerini kullandı.