Deniz feneri savcıları hakim karşısında

Yargıtay 11. Ceza Dairesi tanıklık taleplerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görüşünün ardından karara bağlayacak.

ANKARA (ANKA) - Deniz Feneri e.V. Derneği'nin Türkiye bağlantılarının araştırıldığı soruşturmadan el çektirilen savcıların yargılandığı davada, kovuşturmanın genişletilmesi talebinde bulunularak, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un da aralarında bulunduğu 17 kişinin tanık olarak dinlenmesi talep edildi.

Almanya'da "yüzyılın soygun hareketi" olarak adlandırıldığı belirtilen Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmayı yürütürken "resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma" iddiasıyla soruşturmadan el çektirilen Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz'ün Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki yargılanmalarına devam edildi. Yargıtay Genel Kurulu "tadilatta" olduğu için konferans salonunda gerçekleştirilen davanın bugünkü duruşmasına savcılar Türkaslan, Yaren, Tamöz, sanık ve müdahil avukatlar katıldı. Duruşmayı CHP Milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Kamer Genç, Atilla Kart, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, YARSAV Başkanı Murat Arslan ile YARSAV üyeleri ve yargı mensupları izledi. Duruşmanın başında Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Hüseyin Eken, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadeyi okudu. Eken, Karaman'ın, davaya katılma talebinde bulunarak, "savcıların hukuka aykırı işlemleri nedeniyle hem kendisinin hem de ortağı olduğu şirketlerin zarara uğratıldığını", "pişmanlık göstermeyen sanık savcıların cezalandırılmasını" talep ettiğini aktardı. Karaman'ın ifadesini Yaren maksatlı bulurken, Türkaslan ve Tamöz, mağdur sıfatıyla katılma talebi konusunda Daire'nin daha önce ret kararı verdiğini anımsatarak istemin reddini talep ettiler.

Reklam
Reklam

-"DİLEKÇEDEKİ İFADELER SAYGISIZCA VE RENCİDE EDİCİ"-

Türkaslan'ın Avukatı Cevat Balta, Karaman'ın "pişmanlık göstermeyen sanık savcıların cezalandırılması" şeklindeki sözlerinin sanıkları rencide edici ve saygısızca olduğunu belirterek, Karaman'ın dilekçesinin geri iadesi veya değiştirilmesi talebinde bulundu. Yargıtay 11. Ceza Dairesi heyeti müşteki Zekeriya Karaman'ın talebinin daha önce reddedildiğine dikkat çekerek, yeniden karar verilmesine yer bulunmadığını belirtti.

Heyet, CMK'nda dilekçenin iadesine ilişkin hüküm bulunmadığı gerekçesiyle Balta'nın talebini reddetti. Karaman'ın Avukatı Hakan Yıldız söz alarak, davada kovuşturmanın genişletilmesi talepleri bulunmadığını belirterek, "Sanık avukatları sanıkların soruşturmadan el çektirildikten sonra müvekkilimin kâra geçtiği söylüyor. Oysa savcılar görevden alındıktan sonra yerlerine aynı görevi aynı yetkilerle ifa eden başka savcılar görevlendirilmiştir. Müvekilllerimin nasıl bir kâra geçtiğini anlayamıyoruz" demesi üzerine Daire Başkanı Hüseyin Eken, Yıldız'ı "Direkt olarak konumuz o değil burada yargılama yapıyoruz, olayları karıştırmayın lütfen" diyerek uyardı.

Reklam
Reklam

-ERGİN, HAMSİCİ VE OKUR'UN TANIKLIĞI İSTENDİ-

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, dosyanın incelenmek üzere tevdi edilmesini ve esas hakkındaki mütalaa için süre isterken Türkaslan'ın avukatı Balta, söz alarak sonucu siyasi olan bir davada siyasi söylemden titizlikle kaçındıklarını ifade etti. Balta, savcılar hakkında HSYK tarafından verilen kovuşturma izninin yasaya açıkça aykırı olduğunu savundu. Avrupa Yargıçlar Savcılar Birliği'nin 4 Temmuz 2012 tarihli raporunda, Türkiye'deki yargı sisteminin, çok ayrıntılı olarak irdelendiğini ve "politik gücün yargılamalara müdahalesi' başlığı altında bir çok davanın sıralandığını birinci sırada da Deniz Feneri savcılarının görevden alınmaları ve yargılanmalarının yer aldığını anımsatan Balta, savcıların resmi evrakta tahrifat yaptığına yönelik HSYK'dan yapılan açıklamanın halen Kurulun resmi internet adresinde bulunduğunu ve bunun da "yargı görevini yapanı etkileme' suçuna girdiğini belirtti. Savcılar hakkındaki kovuşturmanın genişletilmesi talebinde bulunan Balta, aralarında Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, HSYK Başkanı olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin, HSYK 1. Dairesi Başkanı İbrahim Okur'un, HSYK 2. Daire Üyesi Ali Aydın'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş, Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan, Adalet Bakanlığı Müfettişleri Vedat Ali Tekdaş ile Akif Kavasoğlu, Gazeteci Nazlı Ilıcak ve Ahmet Hakan'ın da aralarında bulunduğu 17 kişinin tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.

Reklam
Reklam

-"KAMUOYU BU DAVANIN NEDEN AÇILDIĞINI BİLMEKTEDİR"-

Savcı Yaren de kovuşturmanın genişletilmesi talebinde katılırken Savcı Tamöz, kovuşturmanın genişletilmesi talebinin veya söz konusu tanıkların dinlenmesinin yargılamaya etki edeceğine inanmadığını ifade ederek, "Kamuoyu neden bu davanın açıldığını bilmektedir. İddianame hukuka ve vicdana uygun değildir. Hakkımızdaki iddialar bellidir. Bu davanın hangi amaçla açıldığı bilinmektedir. Hakkımızdaki karar son soruşturmanın açılması yönündeki iddialarla sınırlı verilecektir" dedi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Eken, kovuşturmanın genişletilmesi talebini değerlendirmesi ve esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verildiğini açıklayarak, tanıklık taleplerinin bir sonraki duruşmada karar bağlanacağını belirtti. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

-"SORUŞTURMANIN SAKAT OLDUĞU İDDİALARI CİDDİ"-

Duruşma sonrasında açıklamada bulunan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, kovuşturmanın genişletilmesi yönünde talebin önemine dikkat çekti. Tarhan, "Adalet Bakanı Ergin ve HSYK Başkanvekilinin, 1 ve 2. Daire başkanlarının tanık olarak gösterilmesi ve bu sürecin özellikle soruşturma safhasının sakat olduğuna ilişkin iddialar gerçekten ciddidir" dedi. Hukuksal yorum yapmayı gereksiz bulduğunu kaydeden Tarhan, davanın tamamen siyasi bir dava olduğunu savundu. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da 20-25 yıllık hukukçu olduğunu belirterek, böyle bir yargı ve böyle bir dava görmediklerini ifade etti. Yolsuzluğu araştıran olağanüstü fedakârlıkla çalışan savcıların sanık olarak yargılandığını, yolsuzluk yapanların devlet gücüyle şikâyetçi konumunda olduklarını belirten Kart, "Yolsuzluk yapanlar orada şikâyetçi konumunda ve onlara himaye eden bir hükümet... Bu bugün Türkiye'deki yargının fotoğrafıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

ANKA

Anahtar Kelimeler: