Denizli deyince benim aklıma hep horozu, Pamukkale ve nedendir bilmem rahmetli Özay Gönlüm gelirdi. Güney Ege'nin büyük bir o kadar sıcak şehri Denizli. Yolcu360’tan bir araç kiralayıp rahatlıkla gezebileceğiniz bu şehre cidden hayran kaldım. Şimdi bu güzel şehrin gezi noktalarına bir göz atalım.
Pamukkale
Karahayıt istikametinden Pamukkale mahallesi’ne ulaşabilirsiniz. Aracınızı travertenler bölgesine çok yaklaşmadan park etmek durumunda kalırsanız merak etmeyin, kısa bir yürüme mesafesi ile travertenlerin olduğu bölgeye varmak mümkün. Burası gerçekten muhteşem bir doğa güzelliğine sahip. Havuzlarda sadece ayakkabınızı çıkarmanız koşuluyla yürüyebilirsiniz. Pamukkale teraslarının kaplıca suyu akan bir çok sıcak su kaynakları olması ilgi çekici. Beyaz travertenlerin üzerinde yürümek ilgi çekici olsa da acaba bu doğal güzelliği bence yok ettiğimizi düşünüyorum.
Hierapolis
Hierapolis’e ulaştığınızda müzeye girmeden geçmeyin. Müze kartlıların ücretsiz gezebileceği müzede lahitler, heykeller, küçük değerli eşyalar sergilenmekte. Hemen karşısında ise Antik havuz bulunmakta. Başlıca romatizmal, kalp damar hastalıkları ve cilt hastalıklarına iyi geldiği bilimsel olarak kanıtlanmış. Antik havuza girişin bedeli ise 30 TL civarında. Gelelim Hierapolis Antik Kenti’ne yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alana yayılmış antik kent zamanında Kutsal şehir olarak adlandırılıyormuş.
Hierapolis’in bir Frigya kenti olduğu düşünülüyor hatta adını Bergama’nın kurucusu Telephosun karısı Hiera'dan aldığı bilinmektedir. Bir çok deprem yaşayan antik kent yinede günümüze kadar önemli eserlerini sergilemeyi başarabilmiş. Antik kent zamanında Hristiyanlığın merkezi olarak bilinirmiş ki Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Filipus burada öldürülmüş ve mezarı hemen yamaçtaki kilisenin kalıntılarının dibinde yer almaktadır. Buranın hemen solunda ise muhteşem mimarisi ile Antik tiyatroyu ziyaret etmenizi isterim, tek kelime ile büyüleyiciydi. Antik şehrin diğer tarafındaki bazilika ve agora kalıntıları ise muhteşem.
Söylemeliyim ki Hierapolis ülkemde Bergama ile beraber en çok ilgimi çeken yer oldu. Pamukkale ve Antik kenti dolaşmak için 3-4 saatinizi alacağını bilmenizi isterim ki fazlasıyla detaylı gezmeyi hakediyor.
Karahayıt
Karahayıt köyü bir sonraki durağınız olmalı. Travertenler bölgesinden aracınızla rahatlıkla ulaşabileceğiniz bu köyde termal bir su kaynağı var. Su kaynağının çıktığı oluşum kırmızı bir traverteni çağrıştırıyor. Oradaki görevliye sorduğumda aslında kimse girmese akan su ile beraber çıkan tortu sayesinde su kırmızı oluyormuş. Gelmişken ücretsiz termal suya ayaklarınızı sokabilirsiniz.
Leodikya
Diğer bir merak ettiğim yer ise kazı çalışmaları devam eden belki de büyüklüğü nedeniyle ilgi çekici Leodikya Antik kentine yolumu düşürdüm. Denizli’den yaklaşık 5 km uzaklıkta olan Antik kente merkezden gelmek araçla en fazla 10 dakikanızı alacaktır. Antik kente giriş ücreti 15 TL ödeyebilir ya da müze kartınızla ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Leodikya kurulduğu dönemlerde Batı Anadolu’nun en büyük ticaret ve finans merkeziymiş.
Döneminin en zengin kenti ünvanınıda taşıyan Leodikya ise ismini Suriye kralı Antiochus’un karısından aldığı ve şehrin onun için kurulduğu bilinmekte. Zaten antik şehirde Suriye caddesinden de anlayacaksınız. Hala kazı çalışmalarının hızla sürdüğü antik kent 5 kilometrekarelik bir alana yayılmış. Bir çok noktaya kazı çalışmaları nedeniyle giremiyorsunuz fakat bitmiş halini çok merak ediyorum doğrusu.
Kaklık Mağarası
Denizli deyince akla gelenlerden biride Kaklık mağarası. Mağarayı ziyaret ederken büyük bir traverten ile karşılacaksınız. Bu traverten suyunun ise cilde iyi geldiği de söylenmekte. Kuzeyine doğru ilerledikçe karşılaşacağınız şelaleler ise ilgi çekici. Şehir merkezinde ise İzmir Yunan işgali sonrasında ilk kurtuluş meşalesi bayram yerinde yakılmış.
Denizli’de ne yenir?
Denizli'nin kendi gibi lezzetleri de güzel. Bu şehirden kilo almadan dönmek imkansız. Denizliye gelince böyle nefis lezzetler sunan iki önemli lezzeti denemeyelim mi? Kebapçı Enver, meşhur kuzu kebabının lezzetini konuklarına sunan yılların lezzet dükkanı. Sahibi Hüseyin abi etin lezzetini anlatırken tabi ben bir yandan tıkınıyorum ve kuzuya olan sevgim bir kat daha artıyor. Tek kelime ile anlatıldığı kadar nefis. Pidesi de eti de lokum mübarek.. Öğlen 12 ile 3 arası lezzeti bulabilirsiniz yoksa kapıdan boş dönebilirsiniz uyarayım. E yemeği yedik üstüne tatlı gitmez mi ya. Dondurmalı irmik helvası, ilginç meyve tatlıları, trufları, çikolata ve lokumlarıyla beni benden aldı Hacı Şerif.
Denizli'de gezim boyunca diğer denediğim bir lezzet ise kale içinde Gagezoğlu’nda tahinli pide oldu, vallahi doyamadım. Seviyorum ben böyle nesilden nesile geçen işletmeleri, lezzetleri her daim kalıcı oluyorlar ve lezzetlerinden hiç bir zaman ödün vermiyorlar. Denizli'ye gelmişken meşhur Zafer gazozu içmeden dönmeyin derim, yanına fırından sıcak simit de buldu mu afiyette olursunuz :) Deneyememe rağmen methini duyduğum Denizli mantısını es geçmeyin derim.
Peki neden adı Denizli?
Denizli antik dönemde Leodikya olarak anılıyordu. 11. Yüzyılda bölgeye gelen ilk Türkler bu ismi Ladik olarak telaffuz etmeye başladılar. İbn Batuta ise Anadolu seyahatlerinde 14. Yüzyılda bölgedeki Türklerin buraya “Tonguzlu” dediğini not etmiş. Tonguz, Türkçe’de Deniz kelimesinin kökeni olarak biliniyor. Peki Türkler neden Denize kıyısı olmayan bu şehre “Tonguzlu” demiş olabilirler? Yapılan çalışmalarda bölgede zamanında çok büyük bir göl olduğu ortaya çıkmış. Kaplıcalar, travertenler, şelalelerin de çevrede olduğunu düşünürsek buraya “Denizli” dememek mümkün değil.
Başka bir güçlü iddia ise bölgeye gelen Türk boylarından birinin Tonuzlu olması ve bölgenin bu boyun adıyla birlikte anılması. Bu iddiayı kuvvetlendiren belgeler Osmanlı arşivlerinde bölgeden Tonozlu ya da Tonuzlu olarak bahsediliyor olması. Fakat 1800’lerden itibaren bölgenin birden Denizli olarak anıldığı görülmekte. Bu konuda da yine eski Türkçedeki Tonguz ile Tonuz kelimelerin telaffuzunun yakın olmasından kaynaklı olduğu düşünülebilir.
Denizli’de görülmesi gereken diğer yerler
Aslında Denizli bir cennet daha ziyaret edemediğim ama aracınız ile buraya yolunuz düşer ise ve bir kaç gün zamanınız var. Acıpayam ilçesi Dodurgalar kasabasındaki Keloğlan Mağarasını, Akhan Kervansarayı, Acıpayam ilçesindeki 13. yüzyılda ağaç işleme ile inşa edilen Yazır cami ve Güney ilçesindeki Güney şelalesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken güzel yerler.
Siz de Yolcu360’tan bir araç kiralayarak bu güzel şehrin ziyaret noktalarını keyifle gezebilirsiniz.