Denktaş, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçti. KKTC Cumhurbaşkanı üç saat süren kontrolün ardından yaptığı açıklamada, rutin bir kontrol için hastaneye geldiğini belirtti. Vücudunda bir su toplanması olduğunu belirten Denktaş, bugün özel bir tedavi ile bu suyun kaynağına inildiğini kaydetti. Denktaş , bunun dışında bir hastalığının bulunmadığını ifade etti.
Kendisine gösterdiği ihtimamdan dolayı, doktorlarına teşekkür eden Denktaş, bu hafta içinde Kıbrıs'a dönmeyi planladığı kaydetti.
Basın mensuplarının, "Döner dönmez görüşmelere başlayacak mısınız ?" sorusu üzerine Denktaş, kendi aralarında görüşme çalışmalarına başlamak mecburiyetinde olduklarını söyledi. Asıl görüşmelerin 7 Ocak'ta De Soto'nun adaya gelmesinden sonra başlayacağını belirten Denktaş, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla önümüze konulan belge incelendikçe , ekonomik açıdan , siyasi açıdan, Türk halkına ne getirir ne götürür, tabiatıyla daha da bir tedirginlik oluyor halkımızda ve bizde. Bunları görüşme yoluyla telafi edebilmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bunları telafi etmeden böyle bir belgeyi kabul etmek demek, Kıbrıs Türklerinin 5-10 yılda sonunu getirmek demektir."
Raporun sakıncalarını ve ekonomik ve siyasi neticelerini BM Genel Sekreteri'ne, teferruatlı bir şekilde yazacağı mektupla aktaracağını kaydeden Denktaş, bu mektubu bir kaç gün içinde bitireceğini ifade etti. Denktaş, BM Genel Sekreteri'nin bu sakıncaların farkında olduğunu zannetmediğini de belirterek, şöyle konuştu:
"Toprak konusunda bizden istenenler Kıbrıs Türklerini sefalete sürükleyecek, ve zaman içinde adadan boşalmalarına neden olacak isteklerdir. Türk hükümeti de bu konuda çalışmalar yapmaktadır. Bunun bilinci içindeyim. Yeni hükümetin de söylediği gibi görüşme yoluyla uzlaşma istiyoruz. Zaten görüşme yoluyla uzlaşma, anlaşma olsun diye Türkiye bunca yıldır fedakarlıklar yapmıştır ve yapmaktadır. Ancak neticenin Kıbrıs Türklerini silip süpüren bir netice olmaması , Kıbrıs Türklerini, Rumlar kadar ayakta tutan, onlar kadar eşit, onlar kadar egemen ve onlara ortak statüye getiren bir anlaşma olması lazımdır."
Aylarca birlikte çalıştıkları Rum Başsavcı Markidis'in kendisi hakkında "Denktaş' la bu iş yürümez" şeklinde bir yorum yaptığını işittiğini söyleyen Denktaş, Rum Başsavcıya "Bunu söyleyenler çoğalmaktadır ama Denktaş ayaktadır. Denktaş'la bu iş yürüyecektir" sözleriyle karşılık verdi.