Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Van'da dün akşam meydana gelen depremin 5,7 büyüklüğünde olduğunu belirterek, "Van'a yakınlığı dolayısıyla çok kuvvetli hissedildi. Çok daha kısa ve ani bir şok olarak gelmiştir" dedi. Erdik, etkilenen bölgenin civarında 5 ve üstü depremlerin her zaman olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Mustafa Erdik, Van'da 23 Ekim'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından dün akşam yaşanan 5,7 büyüklüğündeki depreme ilişkin İHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Depremin 5,7 büyüklüğünde olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Erdik, "Van'a yaklaşık 10-12 kilometre, Edremit'e de 2-3 kilometre mesafede. Yanal atımlı bileşkesi olan oblik bir deprem. Deprem tabi Van'a yakınlığı dolayısıyla Van'da ok kuvvetli hissedildi. Daha önceki 7,2'lik deprem Van'a yaklaşık 30-35 kilometre mesafedeydi. Bu Van'a çok daha yakın. Bu çok daha kısa ve ani bir şok olarak gelmiştir. Bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Oradaki acil kurtarma faaliyetleri çok yoğun bir yoğunlukla devam ediyor. Kendilerini gerek ana şokun, gerekse bu depremin kahramanları olarak hatırlayacağız kendilerini. Bu tip depremlerde 7,2'lik deprem 30x70 kilometre gibi çok büyük bir sahayı etkiledi. Etkilenen bu saha civarında 5 ve üstü depremler her zaman olabilir. Olmamasını istiyoruz, bunların sayısının azalmasını istiyoruz ama tedbirlerimizi ona göre almamız lazım. Bu tedbirlerin en önemlisi halkımızı hasarlı binaların dışında tutmak ve hasarlı binaları belirleyip, halkın oraya girmemelerini sağlamak. Daha sonra onları güçlendirmek gerekir. Şu anda en önemli konu olarak bunu görüyorum" diye konuştu.
Van'da meydana gelen depremlerin, Türkiye'nin diğer yerlerinde de olmasının muhtemel olduğunu ifade eden Erdik, şunları söyledi;
"Şu anda İstanbul'da bir deprem beklentisi var. Bunlarla ilgili çok değişik çalışmalar ortaya konuyor. Biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yapmış olduğumuz çalışmayı açıkladık, bununla ilgili hasar tahminlerini verdik. Tabi istediğimiz İstanbul ve tüm Türkiye'de belli bir kentsel dönüşüm kapsamında eski binaların, deprem performansı düşük binaların elden çıkarılıp, yenilenmesi ve Türkiye'nin artık önümüzdeki 30-40 yıllık bir vadede deprem olayının normal bir doğa olayı şeklinde karşılanabilir
duruma gelmesi, insanlarımızın canını kaybetmemesi, aynı şekilde kültürel ve milli varlıklarımızın da deprem nedeniyle kaybolmamasıdır."