Deprem bölgesinde inceleme yapan uzmanlar acı gerçeği ortaya çıkardı! Yıkılan binalarda 'nervürlü demir' kullanılmamış

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim üyeleri, deprem bölgesinde yaptıkları incelemelerde acı bir gerçeği ortaya çıkardı. Uzmanlar, yıkılan binalarda betonun direncini artıran 'nervürlü demirlerin' kullanılmadığını açıkladı. Dr. Onur Şahin, "Çok hızlı biçimde hasar alan, büyük ve şiddetli yıkımların gerçekleştiği binaların tamamında demirlerin nervürsüz olduğunu gözlemledik" dedi. Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez de, "Nervürlü tipin önemi deprem durumunda daha çok anlaşılıyor" dedi.

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyeleri, dayanıklılık testleri için Hatay, Antakya, Kırıkhan çevresi ile İslahiye, Nurdağı ilçelerinden beton numune örnekleri toplandı. Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan da toplanacak numuneler de incelenecek. Hasarlı binalardan alınan görüntü kayıtlarıyla birlikte, benzer büyüklükteki olası depremde hasar durumu tespit edilebilecek.

"BENZER DEPREMDE İÇİN MODEL OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ"

Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Dr. Onur Şahin, "Bir model oluşturma amacımız var. Beton dayanımı, fay hattına uzaklığı, zemin bilgileri, kat yüksekliği, imar yılı, mimari destek almış mı, demir türü gibi parametreleri kullanarak, bir model geliştirmeyi amaçlıyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

"NERVÜRLÜ OLMAYAN YAPILAR HIZLI HASAR ALDI"

Dr. Şahin, betonun direncini artıran 'nervür demirlerin' kullanılmadığı yapıların çok hızlı bir biçimde hasar aldığı ve büyük şiddetli yıkımların gerçekleştiğini gözlemlediklerini belirterek, "Nervürlü yapılarda da yıkılmalar var ancak, çok fazla beton dağılması, aralardan sıyrılma olmamış. Burgulu demiri kullanmak şu an mecburi. Zorunlu olmadığı dönemde, bütçe farkı oluşturduğundan ötürü genellikle müteahhitler düz demir kullanmış. Bu ihmal durumu ancak böyle hasar oluştuktan sonra ortaya çıkıyor. Daha önce beton açılıp bakılabilir ancak, hasar oluşmadan kimsenin aklına gelen bir uygulama değil" diye konuştu.

FAY HATTINA 15 KİLOMETRE MENZİLDEKİ YAPILAR İNCELENİYOR

Marmara depreminde 10 kilometrelik bir fay hattının kırılmasının beklendiğini söyleyen Dr. Şahin, "Biz de bunu baz alarak 10-15 kilometre menzildeki çöken yapılardan elde edebildiğimiz numuneleri toplamaya çalışıyoruz. Bu aşamadaki karot numunelerinin test edilmesi ve laboratuvar sonuçları çok hızlı bir şekilde alınabilir. Ayrıca belediyeden toplanacak veriler, imar planları mevcut mu değil mi, zemin etütleri yapılmış mı, mümkün olanları alabileceğiz. Alamadığımız verileri ayıklamak durumunda kalacağız. Bir iki ay toparlanma başladıktan sonra bu verileri de talep edeceğiz" dedi.

Reklam
Reklam

"DÜZ DEMİR BETONUN DA ÖMRÜNÜ KISALTIYOR"

Beton kadar demirin de önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, "Nervürlü tip dediğimiz demirlerde girintili çıkıntılı kısımlar, betonla demir arasında daha kuvvetli bir bağ oluşumunu sağlıyor. Eğer olmazsa, bu demir düz olduğu durumda betonun da ömrü daha fazla kısalacak. Nervürlü tipin önemi deprem durumunda daha çok anlaşılıyor" diye konuştu.

"HARÇ MALZEMELERİNİN KIRILMADA ETKİSİ VAR"

İslahiye'de alınan karot örneğini değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Huzeyfe Akca, beton, harç yapımında çimento ve suyla kullanılan kum, çakıl, kırma taş gibi taneli farklı mineral yapıya sahip inorganik malzeme olan agregaların yüzeylerinin pürüzlü olmadığını belirtti.

Akca, "Yeterli harç, agrega malzemeyi bağlayacak bir yüzey yok. Pürüzsüz olduğu ve küresel olduğu için harçla agrega arasındaki arayüz çok zayıf. Bölgede inceledik ve gördük, benzer şekilde kullanılan taşlar var. Bunların bazılarının çapları 8-9 santime çıkıyor. Bunların hem küresel hem yassı olanlarını gördük. Kırılma mekaniği açısından çatlak bölgesine veya kırılma oluşmasına olumsuz etkileri olacak agregalar var. Bunlar zayıflatıyor" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

(DHA)

Anahtar Kelimeler: