'Deprem Dede'den camide deprem sunumu

ANKARA (İHA) - Kamuoyunda 'deprem dede' olarak bilinen Kızılay Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 17 Ağustos depreminin 8. yıldönümünde, Kocatepe Camii'nde cemaate sinevizyon gösterisi eşliğinde deprem hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Işıkara, İstanbul'da afet kriz yönetiminin de 1. Ordu Komutanlığı'na bırakılması gerektiğini söyledi.

Türk Kızılayı, Marmara depreminin yıldönümünde 'toplumda afet bilincini geliştirmek' amacıyla Ankara ve Adapazarı'nda bir dizi anma etkinliği düzenliyor. Anma etkinlikleri kapsamında Kocatepe Camii'nde, Ankara Müftülüğü'nce cuma namazı öncesi verilen vaazın ana konusunu da afet bilinci oluşturdu. Daha sonra ise Türk Kızılayı'na danışmanlık yapan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, vaaz kürsüsüne çıkarak, deprem konusunda bir sunum yaptı. 17 Ağustos depremi görüntüleri ve grafiklerden oluşan sinevizyon gösterisi eşliğinde, yaşanabilecek deprem felaketine karşı yapılması gereken tedbirleri ve önlemleri anlatan Prof. Dr. Işıkara, herkesin depreme karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. Işıkara, Türkiye'de 6 büyüklüğünde bir depremin sürpriz olmayacağını da vurguladı.

Reklam
Reklam

Vatandaşları ev alırken ve kiralarken neye dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyaran Işıkara, her ailenin de bir 'aile afet planı' oluşturması gerektiğini kaydetti.
17 Ağustos depreminin yıldönümü kapsamında, Kocatepe Camii avlusunda, Türk Kızılayı ve Anadolu Ajansı arşivinden seçilen 'Biz Unutmadık, Ya Siz' isimli Marmara depremi fotoğraf sergisi açıldı. Serginin açılış kurdelesi, Türk Kızılayı Genel Müdürü Tekin Küçükali, Prof. Dr. Işıkara ve Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hilmi Bengi tarafından dualarla kesildi.

Açılış öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandıran Prof. Dr. Işıkara, '2023 ya da 2027 yılında İstanbul'da deprem olacağı söyleniyor. Böyle bir tarih vermek mümkün mü?' sorusuna, "O zamanki istatistiki çalışmalar (1999), '0-30 yıldı. Şimdi 8 yıl geçti 0-22 yıl. Yani bu yarın da olur, 22 sene sonra da olur" karşılığını verdi. İstanbul'daki afet yönetiminin 1. Ordu Komutanlığı'na bırakılması gerektiğini savunan Işıkara, "Çünkü müdahale çalışmaları kapsamında ilk gün içinde borsanın açılması gerekiyor,
Türkiye ekonomisi açısından. İkincisi de, hepimizin İstanbul'da akrabası var. 12 milyon birden 36-40 milyon olur. İstanbul bunu taşıyamaz. Ancak ordu girişi ve çıkışı durdurabilir ve acil müdahale çalışmaları yapılabilir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Işıkara, bu durum karşısında sivil devlet olarak kompleks yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, "Bugün Türkiye'de en hazır kurum 1. Ordu'dur ve bütün Silahlı Kuvvetleri'dir. Afet yönetimi, Marmara depremi olduğu andan itibaren 1. Ordu Komutanlığı'na verilmeli. Büyükşehir ve valilikle koordinasyon içerisinde, 2 aylık süre yeter" şeklinde konuştu. 'Bilimsel çalışmalara ilişkin bilim adamlarının serzenişi var. Acaba Türkiye'deki deprem politikası 17 Ağustos'a mı endeksli?' yönündeki bir soru üzerine Prof. Dr. Işıkara, fay çalışmalarının topluma bir faydası bulunmadığını belirterek, "Marmara fayının her türlü özelliğini gördük, tomografini çıkardık. Biz şimdi buna bakıp 'sen deprem yapma mı' diyeceğiz. Er ya da geç o fay bir deprem üretecek. Mühim olan önce birey, toplum ve devlet olarak buna hazırlanmak. Esas yapmamız gereken bunlar" değerlendirmesinde bulundu. Afete müdahale ve iyileştirme konusunda çok iyi noktalara gelindiğini ifade eden Işıkara, şunları kaydetti:

"Özellikle Türk Kızılayı inanılmaz iyi noktada. 2 saat içerisinde müdahale edebiliyor, geçici iskan sağlayabiliyor ve aş verebiliyor. İstanbul'da 'Toplumu Harekete Geçirme' projesinin yanı sıra 'Deprem Parkları' projesi var. Burada geçici iskan yerlerini hazırlıyoruz. Buralarda temiz ve atık su şebekesi getiriyoruz. Bunlar bildiğimiz park ama afet durumlarında 'Deprem Parkları'na dönecek. Birde Ovakent dediğimiz prefabrikten çok güzel yeni bir geçici iskan yerlerimiz var. Şu anda 'insanımızı enkaz
altından nasıl kurtarırız' diye çalışıyoruz. Ancak, 'insanımız enkaz altında nasıl kalmasın' çalışmalarında ise fazla mesafe almadık. Bu konuda bir devlet politikası ve stratejisi olması gerekiyor. Dolayısıyla, afet yönetiminin tek çatı altında toplanması gerekir. Biran önce bu çalışmalara ağırlık verilmesi gerekiyor."

Reklam
Reklam

Işıkara, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1999 yılından sonra yaptırdığını okullarda hiçbir problem bulunduğunu, mevcut okulların da yüzde 20-25'inin elden geçirilmesi gerektiğini bildirdi. Hastaneler konusunda yeterli çabanın bulunduğunu dile getiren Işıkara, "İstanbul'u kurtaracak olan eğitimdir. Çünkü mevcut yapı sistemini değiştirmemiz çok büyük ekonomik güç gerektiriyor" dedi.