Deprem en çok çocukları yaralıyor

Deprem felaketinden en çok yara alan grupların çocuklar ve gençler olduğu belirtiliyor. Ebeveynlerinden, arkadaşlarından, öğretmenlerinden ve diğer aile üyelerinden yakın ilgi ve destek gören çocukların, doğal afetin sonuçlarından daha az etkilendiği ifade edilirken, ergenlik çağındaki gençlere de, sosyal ilişkilerini yeniden kurmaları konusunda destek olunması gerektiği bildiriliyor.

Uzmanlar, çocukların da yetişkinler gibi deprem felaketinden korktuğunu, ancak depremi, kontrol dışında olan doğal olay olarak anlamakta güçlük çektiklerini ifade ediyor. Üstelik çocukların, kendilerini koruyan ve tamamen güven duydukları yetişkinlerin bu olay karşısında çaresiz kalmasından endişe duyduklarını vurgulayan uzmanlar, okul öncesi dönemdeki çocukların, bu felaketin, 'anne-babasının onaylamadığı bir düşüncesi veya davranışı sebebiyle başlarına geldiğini' zannettiğini kaydediyor.

Okul çağındaki çocukların ise doğal olayları anlayabileceği, ancak, böylesine büyük bir felaketi, 'daha önce yaptıkları kötü bir davranıştan dolayı kendilerine verilen bir ceza' olarak algılayabileceğine dikkat çeken uzmanlar, ergenlerin depremi algılayışının ise yetişkinlerinkine oldukça benzediğini, ancak bu felaketin kendi başlarına gelmiş olmasından öfke duyabileceğini belirtiyor.

Reklam
Reklam

ÇOCUKLARDAN FARKLI TEPKİ Uzmanlar, çocukların, deprem felaketi karşısındaki tepkilerinin de birbirinden farklı olabileceğini bildiriyor. Bazılarının, depremin hemen ardından bir takım davranış değişiklikleri gösterirken, bazılarının ise günler ve haftalar, hatta aylarca hiçbir şey olmamış gibi davranıp daha sonra problemli davranışlar sergileyebildiğini vurgulayan uzmanlara göre, deprem felaketinin pek çok olumsuz etkisi, sadece çocuğun doğrudan yaşadığı yer sarsıntısı, yıkıntılar, yaralanma ve kayıplar sebebiyle ortaya çıkmıyor. Depremin dolaylı etkileri de çocuğun yaşadığı güçlükleri arttırıcı bir rol oynayabiliyor ve iyileşme sürecini geciktirebiliyor.
Uzmanlar, depremden sonra çocuğun, depremin tekrarlayacağından veya bu felaketi hatırlatan şeylerden (mesela ambulans, kepçe, asker, itfaiyeci, siren sesi, toz kokusu, duman gibi), ani seslerden ve gürültüden korkabileceğine de dikkat çekiyor.

Deprem felaketini yaşayan çocuğun, tek başına uyumaktan korktuğu için anne babası veya diğer bir kişiyle beraber yatmak isteyebileceğini ve uykuya dalmada güçlük çekebileceğini hatırlatan uzmanlar, diğer etkileri ise şöyle sıralıyor:

Reklam
Reklam

"Okula veya yuvaya gitmek istememek, karanlıktan, hayvanlardan, yabancılardan veya canavarlardan korkmak, parmak emmek ve altına kaçırmak gibi daha küçük yaşlarda gösterilen davranışları tekrar sergilemeye başlamak, iştahsızlık, mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı ve kusmak."

ÇOCUKLARDA BEBEKSİ DAVRANIŞLAR Uzmanlar, okul öncesi dönemindeki çocukların (2-5 yaş), depremin sebep olduğu kayıplar ve hayat şartlarında meydana gelen değişiklerle başa çıkmada oldukça zorlandıklarını vurgulayarak, hayatta bu tür tecrübeleri az olduğu için, başa çıkma yeteneklerinin de tam olarak gelişmediğini, bu sebeple de anne babanın, yakın akrabalarının ve öğretmenlerinin desteğine ihtiyaç duyduğunu kaydediyor.

6-11 yaş grubundaki çocuklarda bebeksi davranışların oldukça yaygın biçimde görülebileceğini belirten uzmanlar, "Çocuk ya tam olarak içe kapanır veya daha saldırganlaşır. Depremde özellikle oyuncaklarının, kendisine armağan olarak verilmiş olan eşyaların ve beslediği ev hayvanlarının kaybından çok etkilenirler. Daha sinirli olabilir, arkadaşları ve kardeşleriyle geçinmekte zorlanabilir. Kendini halsiz hissedebilir, sınıfta uyuya kalabilir, okul başarısı düşebilir, dikkatini toplamada zorlanabilir, rüzgar, yağmur ve fırtına gibi diğer tabiat olaylarından korkabilir, söz dinlemeyebilir, kekeleyebilir, depremde yaşadıklarını abartabilir veya çarpıtabilir" diyor.
Uzmanlar, 11-18 yaş grubundaki gençlerin, pek çok kişi ölmüş iken kendilerinin kurtulmuş olmalarının verdiği bir suçluluk duygusu içinde olabileceğine de dikkat çekerek, akranları tarafından kabul görmeyen ergenlerin içlerine kapanabileceği ve bu ergenlerde depresyon gözlenebileceği uyarısında bulunuyor.

Reklam
Reklam

ERGENLERİN PSİKOLOJİK TEPKİSİ Uzmanlara göre, ergenlerde şu tepkiler gözleniyor:
"Fiziksel şikayetler (baş dönmesi baş ağrısı, mide bulantısı gibi), aşırı yemek yeme veya iştahsızlık, aşırı uyuma veya hiç uyuyamama, belirsiz ağrı ve acılar, ilgisizlik ve içe kapanma, sorumluluklarını yerine getirememe, okula gitmeme, okul başarısında düşme, anne babanın ve öğretmeninin dikkatini üzerine çekmeye çalışma, okulda ve evde kurallara karşı gelme, kardeşleriyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde bozulma, akranlarına ilgi göstermeme, içki veya sigara içme, esrar ve eroin gibi uyuşturucuları kullanma eğilimi, ölen yakınıyla birlikte olma isteğini dile getirme ve bazılarının bu sebeple intihar girişiminde bulunması, aile üyelerine ve akranlarına karşı saldırgan davranışlar içine girmek, genç kızlarda ağrılı ay hali veya ay hali olmama."

Çocuk veya gencin, depremden önce fiziksel şiddete maruz kalmış, ciddi bir hastalık geçirmiş, veya birtakım sorunları ve problemleri olmuş ise depremin psikolojik etkilerini daha yoğun yaşayabileceğini belirten uzmanlar, yukarıda sayılan olağan tepkilerin uzun süre devam ettiği ve çocuğun günlük hayatını sürdürmesini engellediği durumlarda, uzman bir kişiye başvurulmasını öneriyor.

Reklam
Reklam

ÇOCUKLARA DUYGUSAL DESTEK Uzmanlar, çocukları bilgilendirmenin, onlara duygusal destek vermenin, felaketle başa çıkmadaki çabalara onları da katmanın, aileyi bir araya getirmede yardımcı olacağını söyleyerek, deprem gibi bltırlatan uzmanlar, diğer etkileri ise şöyle sıralüyük felaket karşısında ailenin birbirine kenetlenmesinin, aile ilişkilerini, depremden sonra da devam edecek şekilde güçlendirdiğini bildiriyor.

Deprem hakkında konuşmaktan çekinilmemesini isteyen uzmanlar, "Başınızdan geçen olayı küçümsemeyin. Size ne kadar zor gelirse gelsin, gerçekleri saklamadan olan biteni çocuğunuza anlatın. Böylece size güven duymasını sağlar. Ergenlerin ise bu konuyu akranları ve diğer yetişkinlerle konuşmasına, tartışmasına izin verin. Ergenler de deprem ve alınacak tedbirler konusunda ne kadar bilgilenirlerse, hayatlarını da o kadar kontrol altına alabilir, gelecekleriyle ilgili planlar yapıp çalışabilirler" önerisinde bulunuyorlar.

DEPREM, ÇOCUĞUN SUÇU DEĞİL Uzmanlara göre, anne babaların, çocuklarını, depremin, hiçbir şekilde onun bir hatası sonucu olmadığı konusunda ikna etmesi büyük önem taşıyor. Ona anlayabileceği bir dilde depremin ne olduğu, neden olduğu ve depremin kendi davranışları veya sözleri için bir ceza olmadığının açıkça anlatılması gerekiyor. Çocukların, televizyonda yıkılmış evleri, ağlayan insanları, yaralıları gösteren programları izlemesinin engellenmesini de isteyen uzmanlar, çocuğu üzen, tekrar depremi hatırlatan durumlardan, olaylardan ve yerlerden korumaya çalışılması gerektiğini kaydediyor.

Reklam
Reklam

ÇOCUĞA VERİLEN SÖZÜ TUTMAK
Çocuğun yetişkinlere yeniden güvenmesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Deprem felaketi, çocuğun sadece kendine olan güvenini değil, deprem felaketine engel olamadıkları için yetişkinlere olan güvenini de kaybetmesine sebep olur. Çocuğun güvenini tekrar kazanmak için, ona verilen sözler mutlaka tutulmalı veya yerine getirilemeyecek şeyler için söz verilmemeli" diyor.

Uzmanlar, ergenlik çağındaki gençlere, sosyal ilişkilerini yeniden kurmaları konusunda destek olunması gerektiğini ifade ederek, gençlerin deprem felaketini atlatabilmelerinde, arkadaş bağlarını tekrar kurmalarının önemine dikkat çekiyor. Uzmanların ebeveynlere önerisi ise şöyle:
"Sosyal etkinliklere katılmaları için onları cesaretlendirin, spor yapabilmeleri için gönüllü kuruluşlardan yardım isteyin, gereken şartları oluşturun, hiçbir şey yapamıyorsa yürüyüşler yapmasını sağlayın."

Anahtar Kelimeler: