Deprem eş anlamlısı nedir? Deprem kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Türkçe devingen bir yapı gösteren bir dildir. Konuşulan toplumların yeni ihtiyaçlarına göre şekillenebilir, söyleyiş biçimine göre değişiklik gösterebilir. Bu durum da zaman içerisinde kimi eklerle ya da kelimelerle yeni kelimeler türetilmesine neden olmuştur. Bu bağlamda Türkçe, zengin bir kelime haznesine sahiptir. Deprem kelimesi de Türkçe kökenli olan ve türetişmiş bir kelimedir. Peki, deprem kelimesinin eş anlamı nedir?

Türkçe, tarihteki dönemleri boyunca pek çok fonetik ve morfolojik değişiklik yaşamıştır. Bu değişimlerin temelinde genellikle söyleyiş biçimi yer almaktadır. Kelimeler zaman içerisinde söyleyiş biçimlerine göre farklı ses özellikleri göstermiş ve bu özellikler zamanla yazı diline de geçmiştir. Türkçe bir kelime olan deprem kelimesinde de bu yapısal değişikliği görürüz. Eski Türkçede "sarsılmak, oynamak" anlamına gelen "tepre-" fiilinden türemiştir. "Tepre-" fiili zamanla söyleyiş biçiminden kaynaklı kelime başında t- > d- yaşayarak "depre-" hâlini almıştır. "Depre-" fiiline eklenen "+Im" ekiyle de "deprem" kelimesi türemiştir.

Reklam
Reklam

Türk Dil Kurumuna göre deprem kelimesi "Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele" anlamına gelir. Deprem kelimesiyle ilgili örnek cümle vermek gerekirse:

  • Çocuklar okuldayken hafif bir deprem olmuş, çok korkmuşlar.
  • Tam otele giriş yapmak üzereydik ki aniden deprem oldu, otel zangır zangır titredi.

Deprem kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük nedir?

Deprem kelimesinin eş anlamı olan dört tane sözcük vardır. Deprem eş anlamlısı kelimeler:

  • Sarsıntı
  • Hareket
  • Zelzele
  • Yer sarsıntısı

Depremin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Depremin eş anlamlısı kelimelerle örnek cümleler:

Reklam
Reklam
  • Uyurken öyle bir sarsıntı olmuştu ki beşik gibi sallanmıştık.
  • Hareket olduğunda Eminönü'ndeymiş, gidecek yer bulamamış öylece kalakalmış sokakta.
  • Boğazda olacak bir zelzele, dünyayı sallayabilir.
  • Ufak bir yer sarsıntısı bile tüm şehri birbirine katmıştı.