6 Mart'ta ODTÜ, Gazi Üniversitesi ve TÜBİTAK’tan bilim insanlarının sunduğu deprem raporlarında TÜBİTAK’tan Doç. Dr. Sedat İnan, “Elazığ, Sivrice, Malatya civarı çok aktif” uyarısında bulunmuştu.
[
****](https://www.mynet.com/iste-depremde-olenlerin-isimleri-110100499042)
[
[
****](https://www.mynet.com/dogu-anadolu-fay-hatti-deprem-uretebilir-110100499121)
[**
**](https://www.mynet.com/yeni-depremler-yolda-110100499187)
[
****](https://www.mynet.com/erdogan-suclu-kerpic-evler-110100499119)
Bu sunumdan 2 gün önce yaptığı incelemelerle “depremi önceden bilen adam” olarak tanınan Kadir Sütçü kişisel internet sitesi www.dkos.org 'da Türkiye'de 120 saat içinde 5.5 - 6.5 arasında deprem olacağını duyurmuştu. Daha önce Haiti ve Şili depremleri hakkında da tahmin yapan ve bu tahminleri tutan Sütçü'nün Elazığ tahminin de gerçekleşmesi üzerine akıllara "depremi bilmek mümkün mü?" sorusu geldi.
Kadir Sütçü MYNET'e konuştu
İstanbul'da karınca hareketlerini gözlemleyerek nokta tahmin, İstanbul dışında ise meteoroloji istasyonu tahminleriyle bölgesel tahminler yapan Kadir Sütçü MYNET'e konuştu.
8 Mart 2010 Elazığ depreminden 4 gün önce yani 4 Mart günü sitesinde Türkiye'de 120 saat içinde 5.5 - 6.5 arasında deprem olacağını duyurmuştu. Sütçü, meteoroloji istasyonlarının tahminlerindeki kızıl ötesi fotoğrafların 5-7 gün içinde olması muhtemel depremleri işaret ettiğini iddia ederken bu yöntemle Elazığ depremini tahmin ettiğini ve sitesinden duyurduğunu belirtti.
İstanbul'daki araştırmalarında ise karıncaları kullandığını ve bu yöntemle kesin sonuç alabildiğini altını çizen Sütçü bu yöntemle ilerleyen günlerde İstanbul için deprem riskinin olmadığını belirtti. Yunanistan'dan Türkiyeyi etkileyen bir "elektromanyetik enerji dalgalanmasının" olduğunu söyleyen Sütçü bunun da ilerisi için tehlike oluşturduğunu iddia etti. Yunanistan ve Türkiye arasındaki fay hattının bloklar halinde var olduğunu söyleyen Kadir Sütçü bunun birbirini tetikleyen depremlere neden olacağını belirtti.
TÜBİTAK 2 gün önce uyardı
6 Mart'ta ODTÜ, Gazi Üniversitesi ve TÜBİTAK’tan bilim insanlarının sunduğu deprem raporlarında deprem riskinin sadece İstanbul’la sınırlı olmadığını gösteriyordu. Sunumda TÜBİTAK’tan Doç. Dr. Sedat İnan, “Elazığ, Sivrice, Malatya civarı çok aktif” uyarısında bulunmuştu.
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu’na bilgi veren, ODTÜ ve Gazi Üniversitesi araştırma merkezleri ile TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nden bilim insanları, risk düzeyleri artan Anadolu’daki aktif fayların, İstanbul tartışmalarının gölgesinde kaldığını vurguladı. Bu konuda sunum yapan ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Polat Gülkan şu bilgileri verdi: “Bütün medyanın dikkati İstanbul üzerinde ama topun ağzında olan başka yerler de var. Elazığ , Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş. İstanbul’da risk büyüktür.
Türkiye deprem bölgeleri haritasının müellifi benim, bunları ben hesapladım. Denizli, geçmişte büyük depremlere sahne olmuştur. Bolu geçirdi ama bundan yüz sene sonra oradaki tehlike de artacak. O bakımdan ‘Şurası daha az tehlikelidir’ demek yerine bunu kademeli bir uyanış içerisinde bütün ülke genelinde halletmek gerekir.”
Gazi Üniversitesi’nden Bülent Özmen de depreme en iyi hazırlanması gereken diğer illeri Elazığ, Malatya Kahramanmaraş, Adıyaman, , Malatya, olarak sıraladı.
TÜBİTAK’tan Doç. Dr. Sedat İnan, “Elazığ, Sivrice, Malatya civarı çok aktif” uyarısında bulundu.
Hayvanlar depremi nasıl hisseder?
Aslında depremi hava hareketlerinden ve karınca gözlemlerinden tahmin edebildiğini söyleyen Kadir Sütçü'nün söyledikleri aslında çok da büyük bir buluş değil. Hayvanların depreme göre değişen hareketlerinden hep bahsedilir. Peki deprem olduğunda hayvanlarda ne gibi değişimler oluyor?
Deprem öncesi değişen hayvan davranışlarından en önemlisi karıncalarda görülüyor. Aniden çoğalan karıncaların dikkatlice izlenmesi öneriliyor. Çünkü karıncalar deprem öncesi yuvalarını terk ediyor, ateş üstünde gibi yürüyor, zincir oluşturuyor ve küme küme toplanıyorlar. Kümelerdeki karıncaların yüzde 80’inin ölmesi depremin 6.5-7 şiddetinde olacağına işaret ediyor.
At, eşek ve inekler iplerini koparıyor, ahır kapılarından dışarı çıkmak istiyor ve tepelere doğru koşuyorlar. Tavşan ve fareler binaların üst katlarına kaçışıyorlar, direklere tırmanıyorlar ve yere inmek istemiyorlar. Kediler, kutu ya da çöp bidonu içine giriyorlar, top gibi sıkışıp titriyorlar. Köpekler, korku dolu hiç durmadan havlıyorlar. Balıklar, göl ya da deniz tabanının ısınması sonucu yüzeye yakın yüzüyor, nedensiz bir şekilde ölüyor ve karaya vuruyorlar. Ördek, kaz ve kuğular, göle girmek istiyorlar. Göldekiler de ölüyor. İpek böcekleri arka arkayı diziliyorlar. Yengeçler sahilde dolaşıyor. Martılar gruplar halinde karaya doğru uçuyorlar. Depremden 1-3 ay öncesinde ise meyve ağaçları erken çiçek açıyor ve erken meyve veriyor.”
Tuncay ÖZATA
MYNET HABER