Osmanlı zamanında yapılıyordu: Deprem sonrası gündeme geldi! Japonyada yüzde 70, ABD’de 40, Türkiye’de ise yüzde 1…

‘Asrın felaketi’ olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremler, afet riskine karşı alınacak tedbirlerin yanı sıra binalarda kullanılan temel yapı malzemeleri ile dünyada tercih edilen yapı teknikleri konusunu yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar binaların betonarme değil, çelik olması gerektiğini vurgularken, ahşap malzemeyi temel alan binalara ağırlık verilmesini önerdi.

Kahramanmaraş’taki depremlerin ardından Türkiye’nin tüm bölgelerinde de alarma geçildi. Binasına deprem dayanıklık testi yaptırmak isteyenler ‘risk’ analizine koşuyor. Afet riskine karşı alınacak tedbirler yeniden gündeme gelirken uzmanlar binalarda kullanılan temel yapı malzemeleri ile dünyada tercih edilen yapı teknikleri konusu için dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vail Karakale, betonarme yapıların deprem bölgelerinde oluşturduğu riskler de göz önüne alındığında çelik ve ahşap malzemeyi temel alan binalara ağırlık verilmesini önerdi. Prof. Dr. Karakale, birçok büyük ve yüksek katlı binanın projesinde çalıştığını söyledi.

Reklam
Reklam

KONUTLARDA YÜZDE 1 ORANINDA BULUNUYOR

Bina yapımında önemli olan ilkelerin malzeme kullanılmasının yanı sıra deprem gibi afetlere dayanaklılığı olduğunu belirten Karakale, Türkiye'nin ilk sismik izolatör kullanılan hastanelerinden Erzurum Devlet Hastanesinin sismik testlerini, Cevahir AVM'nin çatı sismik izolasyon ve onarım projesinin hesaplarını yaptığını dile getirdi.

Deprem riskine karşı yapıların yükseklik ve büyüklüğüne göre farklı hesaplamalar yapıldığına dikkati çeken Karakale, "Yüksek binaların esnek olması lazım. Kiriş ve kolan bağlantılarının iyi olması lazım. Bütün binalar betonarme yapılmasın. İyi bir tasarım değilse bunu yapmamak lazım. Çeliğe geçmemiz gerek. ABD'de binaların yüzde 40'ı, Japonya'dakilerin yüzde 70'i çelikten yapılmış. Türkiye'de maalesef konutlarda yüzde 1, endüstriyel yapılarda yüzde 4 çelik yapımız var." dedi.
Betonarme binalara alternatif olarak ahşap yapıların da ön plana çıkarılması gerektiğini anlatan Karakale, "Örneğin Amerika'da 2-3 katlı, önemli sayıda ahşap bina var. Osmanlı zamanında yapılıyordu ama artık yapılmıyor. Bunu göstermek lazım." diye konuştu.

Reklam
Reklam

SİSMİK İZALATÖR MEKANİK ENERJİYİ HAREKET ENERJİSİNE ÇEVİRİYOR

Prof. Dr. Karakale, binada kullanılan yapı malzemelerinin kendine has özellikleri olduğunu, bunları güçlendirmek için modern tekniklerin bulunduğunu anlattı.
Deprem kuşağındaki ülkelerdeki büyük ve yüksek katlı binalarla hastaneler için sismik izolatörlerin olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Karakale, "Sismik izolatör riskli bölgeyi daha az riskli bölgeden ayırır. Deprem enerjisini mekanik ya da hareket enerjisi olarak değiştirir. İçinde kurşun olduğu için ısı enerjisi olarak da değiştirir. Depremin etkisinin üst yapıya çıkmasını etkiler. Yaklaşık 5 kat daha az ivmeye maruz kalınır." değerlendirmesinde bulundu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yapılan ilk tespitlere göre çoğunlukla eski binaların yıkıldığını kaydeden Karakale, "Yeni bir bina da eski bina da aynı titreşime maruz kaldı. Genel olarak baktığımızda eski binalar yıkıldı. Çünkü bağlantılar doğru değil, beton kalitesi zayıf. Eski az katlı binalar yıkılmış. Yeni yapılan 5-6 katlı binalar daha sağlam bir şekilde depremi atlattı." ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: