Depremde annesini kaybetmişti! Oyuncu Çağrı Çıtanak'tan acının yazılı tarifi...

Yüzlerce binanın yıkıldığı Hatay'da arama kurtarma çalışmalarına devam ediliyor. Oyuncu Çağrı Çıtanak'ın annesi Nevber Yurdal Çıtanak, Hatay'da yaşanan elim deprem faciasında hayatını kaybeden vatandaşlardan biri. Genç oyuncu, annesinin kaybı sonrasında yaşadıklarını ve hissettiklerini Instagram hesabı üzerinden bir yazıyla paylaştı. Oyuncunun paylaşımı okuyanları bir hayli duygulandırdı.

Oyuncu Çağrı Çıtanak, asrın felaketi olarak adlandırılan depremde annesini kaybetmişti. Günlerce enkaz altında kalan ve bir süre kendisinden haber alınamayan anne Nevber Yurdal Çıtanak'ın cansız bedenine ulaşıldı. Çağrı Çıtanak, annesinin kaybının ardından yaşadığı acıyı sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla dile getirdi.

Çıtanak 6 görsel şeklinde paylaştığı yazıda hislerini şu şekilde anlattı:

"Herkese merhabalar.

Ben Mehmet Çağrı Çıtanak.

Siz beni Çağrı Çıtanak olarak televizyondan tanıyorsunuz. Beni hep kanlı-canlı, hareketli gördünüz. Hep yazılanı hayata döndürürken şimdi en yaşayan duygularımı yazıya dönüştürmeye çalışıyorum. Bir şey yazarken hiç bu kadar zorlanmamıştım.

Ben Mehmet Çağrı Çıtanak. 10.10.1990'da Hatay'da doğdum. Bir kısmınızın Suriye sandığı, bir kısmınızın terör bölgesi sandığı, bir kısmınızın yaşayan herkesi Arap sandığı, Akdeniz'in kuytu köşesi, medeniyet beşiği, hoşgörü diyarı Hatay. Bağımsız bir cumhuriyet iken oy birliği ile Atatürk'ün mirasına sarılan Hatay. Uğruna kan dökülmeden ülke tokpraklarına katılan tek il olan Hatay. Benim canım memleketim!

Bana savaşmamayı öğreten memleketim... Bana sevmeyi öğreten memleketim... Bana kardeşliği öğreten memleketim... Bana bütün Anadolu'yu eve sığdırarak öğreten annem! Çocukluk arkadaşlarım, mahallemiz, esnaf komşularımız, sırasıyla önce oynadığımız, sonra köşesinde oturduğumuz, sonra koşup kaçtğımız, sonra köşesinde takıldığımız ve vakti geldiğinde bavulumuzla köşesini dönüp gittiğimiz sokaklarımız. Sokaklarımızda yankılanan annelerimizin sesleri.

Hepsi 6 Şubat 2023 saat 04.17 itibariyle bir daha ne zaman yaşayabileceğimizi bilmediğimiz ya da yaşayamayacağımızı bildiğimiz anılar oldular. Attığım ilk adımın şahitliğinden tutun da yazdığım ilk öykünün ilhamı olmaya kadar her anımın en nadide parçası annemi kaybettik. Çocukken, ölmüş insanların fotoğraflarını gördüm diye kabuslar gördüğüm çok gecem oldu. O yüzden annemin herhangi bir fotoğrafını paylaşmak istemedim. Bu paylaşıma denk gelen kardeşlrim olursa etkilemelerini istemem. Onun yerine hayatı boyunca çevresindekilerle sadece ödünç alıp verdiği kitapların sayıları için tartışmış bir kadını anmak için bana öğrettiklerinden bahsetmek istedim. Böylece hepimiz aynı öğretilere sahip olarak gerçek bir aile olabiliriz.

  1. Sevdiğin insanlara onları sevdiğini söyle.
  2. Fedakarlıkla enayiliğin arasındaki çizgiyi kaçırma
  3. Ne olursa olsun gülmekten vazgeçme
  4. Sonuçları sen dışında kimseyi etkilemeyecekse hata yapmaktan çekinme.
  5. Eğer ahlaki olarak hata yapmıyorsan seni mutlu edecek yanlışları yapmakta serbestsin ve özgürlüğünü sonuna kadar kullan.
  6. Sağlığına her zaman dikkat et.
  7. Kitap kumayı, tatil yapmayı ihmal etme.
  8. Hayatta en önce kendinden ve kendine karşı sorumlusun. Sorumluluklarını ihmal etme.
    ...
    Özetle; hayatının biteceğini unutmadan ve kırmadan yaşa...

Daha nice öğüdü vardır cebimde muhakkak. Bunlar beni onun oğlu yapanlar. Antakya'da sadece annemi değil, 18 yaşıma kadar attığım her adımı kaybettim. Kimliğimin yarını kaybettim. Kalanlarla uzun, sağlıklı, huzurlu, bereketli yollarımız olsun.

Süre içinde destek olan, yanımda olan, arayan-soran, sarılan, gelen, gelmeyen herkese çok teşekkür ederim.

Ben annemin anısına gülmeye ve yaşamaya devam edeceğim. Her mutlu anımız gidenlerin ruhuna yarasın.

Hepimize geçmiş olsun.

Sevgilerimle

Mehmet Çağrı
ÇITANAK"