İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Depremler 13 milyon senedir devam ediyor, daha milyonlarca sene de devam edecek. Depremler durmaz, durmayacak, durdurulamaz. Gelin ülkeyi deprem dirençli yapalım" dedi.
Görür, Çankaya Üniversitesinin Akademik Yıl Açılış Töreni'nde, "Türkiye'de deprem ve deprem dirençli yerleşim alanları"na ilişkin ders verdi.
Türkiye'de yeterince deprem farkındalığının olmadığını, konunun ciddiye alınmadığını dile getiren Görür, bu nedenle hayatının geri kalanını insanlara depremi anlatmaya adadığını söyledi.
İnsanların bilim dışı şeyleri depremin oluş nedenine bağladığını ifade eden Görür, yer kabuğunun altında hareket eden konveksiyon akımların, levhaları da hareket ettirdiğini ve levha sınırlarında depremlerin olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Görür, "Dünyanın iç yapısından dolayı deprem oluyor, ay ile güneşle, bulutla, sıcaklıkla, HAARP gemisiyle, Amerika'nın gemisi ve uçağıyla ne alakası var? İlgisi yok." diye konuştu.
Naci Görür, Türkiye'deki depremlerin çoğunun Kuzey Anadolu fayında meydana geldiğini, en etkin ve en çok hasar verenin de bu fay hattı olduğunu bildirdi.
Levhaların hareketiyle sınırların da değiştiğini söyleyen Görür, "(Ne zaman bu depremler duracak?) diye soruyorlar. Dünyanın levha yapısını nasıl değiştireceksiniz ki depremler dursun. Depremler 13 milyon senedir devam ediyor, daha milyonlarca sene de devam edecek. Depremler durmaz, durmayacak, durdurulamaz. Gelin ülkeyi deprem dirençli yapalım" dedi.
Prof. Dr. Görür, depremler nedeniyle Doğu Anadolu'nun sıkıştığını ve batıya kaydığını anlattı.
Doğu Anadolu'nun gerçek bir deprem bölgesi olduğunu vurgulayan Görür, "Bunun şakası yok. 7'nin üzerinde deprem üretecek kaynak az değil. Depremin tekerrür edeceği fayın ne zaman ve hangisi olacağını bilemeyiz ama gözümüzü açtığımız zaman Doğu Anadolu'da 7 ve üstü deprem olup binlerce canımızı kaybedebiliriz." diye konuştu.
Prof. Dr. Naci Görür, deprem yasası ve "mikrobölgeleme" çalışmasının hazırlanması, yasanın, anayasal güçte ve partilerüstü olması gerektiğini vurguladı.
Mevcut veya yeni açılacak yerleşim alanlarındaki tüm tehlikeleri belirlemeyi amaçlayan mikrobölgeleme çalışmasını anlatan Görür, "Mikrobölgeleme yapmayan adam, bir bakıma hayatı boyunca doktora gitmeyip kendi düşüncesiyle vücudunu, sağlığını kontrol etmeye çalışan biridir. Mikrobölgeleme çalışması yapmadan bir kentin özelliklerini, davranışlarını, tepkisini ölçemezsiniz." şeklinde konuştu.
Bir kentin yönetim sisteminin, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem ve çevre, ekonomi olmak üzere 6 sistemden oluştuğunu söyleyen Görür, kenti depreme karşı dirençli yapmak için bu 6 bileşenin dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Depremin görmezden gelinemeyeceğini vurgulayan Görür, depreme karşı halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Görür, Marmara için depremin kesin beklendiğini vurgulayarak, "Marmara'da deprem olursa Güneydoğu'dan hareketle söylüyorum. Güneydoğu'dan 100 milyon ton moloz çıktı, İstanbul'da minimum 150-200 milyon toz moloz çıkar." dedi. (AA)