Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük deprem Hatay, Adıyaman, Malatya ve çevre illerdeki çok sayıda ailenin şehirlerini terk etmesine sebep oldu. Depremlerde 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Birçok ildeki enkaz kaldırma çalışmaları hala devam ediyor. Şehirlerini terk etmek zorunda kalan depremzedeler ise gittikleri kentlerde başka zorluklarla karşılaştı.
Ağır yıkımların yaşandığı şehirlerini mecburen bırakmak zorunda kalan depremzedelerin en çok tercih ettiği il Ankara oldu. Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi Birinci Başkan Vekili Fatih Ünal, Ankara'da 450 bin depremzedenin yaşadığını söyledi. Başkente yaşanan göçlerin ardından durumu fırsat bilen bazı ev sahipleri kira fiyatlarında fahiş artışa gitti.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam, depremzedelerle birlikte Ankara’daki konut ihtiyacının katlandığını ve kiraların yüzde 150-200 civarında arttığını belirtti. Durum böyle olunca çok sayıda depremzede de ev bulmakta zorluk yaşadı. Yüksek zam yapan ev sahiplerine karşı ciddi cezaların getirilmesi gerektiğini savunan Akçam , "Bu iş artık serbest piyasa kapsamında olmaktan çıktı, art niyetli kira artışlarının haksız fiyat mevzuatına göre cezalandırılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Depremde eşi ve üç çocuğunu kaybeden Selma Görmez, sağ kalan tek çocuğu Zeynep'le birlikte yeni bir hayat kurmak üzere Adıyaman’dan Ankara’ya geldi. Keçiören’de 20 yaşındaki kızıyla birlikte yaşayan Görmez Ankara'da alışmaya çalıştığı yeni hayatıyla ilgili şu ifadeleri kullandı;
Kızımla bu evde sıfırdan bir hayat kuruyoruz. Acı dolu, özlem dolu bir hayat... Ama yeniden başlamak zorundayız. Hayatımda ilk kez taksiye bindim, bankaya gittim, fatura ödemeyi öğrendim. Bilmediğim yerlere bile gidiyorum mesela. Gitmek zorundayım. Yani sil baştan bir hayat diyeyim, sil baştan... Biz kalabalık bir aileydik, üç katlı aile apartmanında yaşardık. Kalabalık sofralarımız vardı, her gün eşim ve çocuklarım ne isterse onu pişirirdim. Şimdi mutfağa giremiyorum çünkü elimi attığım her şeyde çocuklarımı hatırlıyorum. Ben bütün hayatımı onlara adamıştım, ibadetlerim dışında tamamen onlar için yaşıyordum. Ankara’da depremzedelerin en büyük sorunu ev. Depremzedelere ya ev verilmiyor ya da kiralar çok yüksek tutuluyor. 5 bin liralık bir evi depremzede olduğumuz için bize vermekten vazgeçtiler. Şu an oturduğumuz evi de bir hayırseverin devreye girmesiyle tutabildik. Ev hanımıyım dedim ama biz küçüklüğümüzden bu yana güçlü olmak zorundaydık. Annem de bizi tek başına büyüttü, tek başına mücadele etti yoklukla… Ben de şimdi onun gibi güçlü olmak zorundayım. Buna da alışacağız, başka çaremiz yok.