Depresyon döneminde duygu durumundaki bozukluklarla beraber konuşmada ve fizyolojik işlevlerde bir yavaşlık ve bozukluk oluşabilir, süreç boyunca güçsüzlük, isteksizlik, değersizlik gibi duygular hissedilebilir ve karamsar düşüncelere kapılma ihtimali artar. Depresyon yüzünden hayattan zevk alma yetisi geçici olarak yitirilir. Depresyon ilgilinelmezse çok ciddi sonuçlara yol açabilecek bir durumdur. Bu yüzden depresyon hakkında bilgi sahibi olmak gerek kendi sağlığınız gerekse de depresyona geçiren bir sevdiğinizle olan ilişkiniz açısından çok önemlidir. Gelin önce depresyon belirtilerine bir bakalım...
Depresyonun önemsiz gibi gözüken pek çok belirtisi vardır. Bu belirtilere dikkat edilmeli ve en ufak şüphede bir uzmana başvurulmasında fayda vardır.
1. Halsizlik
Depresyonun başlamasıyla beraber hiçbir şey yapmasanız bile kendinizi yorgun ve halsiz hissedebilirsiniz.
2. İsteksizlik
Halsizliğe ve mutsuz hissetmeye bağlı olarak ortaya bir isteksizlik çıkar ve çok önemli sorumluluklarınızı bile yerine getirmek istemezsiniz.
3. Sosyal ilişkilerden kaçınma
Bunalım yüzünden odaya kapanma, başka insanlarla konuşmak istememe gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu süreçte diğer insanların sizi anlamadığı, sizinle dalga geçme ihtimallerinin olduğu, size değer vermedikleri gibi düşüncelere kapılabilirsiniz.
4. Özgüven eksikliği
Kendinizi yetersiz hissedebilir ve en kolay işler için bile özgüven bulamazsınız.
5. Cinsel arzuda azalma
Depresyon öncesinde her ne kadar cinsel yönden kendinizi kusursuz ve oldukça arzulu hissetseniz bile depresyonla birlikte işler tamamen tersine döner ve partnerinizin gösterdiği çabaya rağmen cinsel birleşmeye ilgi duyamazsınız.
6. İştahsızlık
Depresyonla birlikte yaşamdan zevk alamadığınız gibi yediğiniz yiyeceklerden de tat alamazsınız. İlk etaplarda eskiye kıyasla daha az gıda tüketseniz de ilerleyen evrelerde ağzınıza tek bir lokma sokmak bile istemeyebilirsiniz.
7. Vücudun çeşitli bölgelerinde oluşan ağrılar
Depresyonun fiziksel belirtileri de mevcuttur. Duygu durumunuzdaki kötü gidişat bir süre sonra bedeninize de yansır ve kol, bacak, sırt, bel, baş gibi bölgelerde ağrılar hissedebilirsiniz.
8. Aşırı yeme eğilimi
Depresyonun iştahsızlık gibi bir etkisi olmakla beraber kimi insanlarda bu durum tersine işler ve aşırı yeme eğilimi ortaya çıkar. Eğer siz de bu duruma eğilimliyseniz, kendinizi kötü hissettikçe daha çok yemek yiyebilir ve ani kilo artışlarıyla karşılaşabilirsiniz.
9. Uykusuzluk
Duygu ve düşüncelerde yaşanan bozukluk yüzünden uykuya dalmada güçlük çekebilirsiniz. Her ne kadar uyuyamasanız da yataktan çıkmak da istemezsiniz.
10. Umutsuzluk
Yaşanan kötü sürecin asla düzelmeyeceğini düşünerek geleceğe dair umutlarınızı kaybedebilirsiniz. Aslında bu depresyonun en tehlikeli aşamalarından biridir, çünkü umudunuzu kaybettiğiniz andan itibaren hayatınızdaki diğer önemli noktaları da görmezden gelmeye başlayarak sağlığınızı, ilişkilerinizi ve kariyerinizi riske atabilirsiniz.
11. Dikkat dağınıklığı
Depresyondayken bir yandan da okulla ya da işle uğraşmak durumundaysanız, kendinizi bu noktalara odaklayamazsınız.
**
Tek bir nedene bağlı olarak gelişmeyen depresyon, herkeste farklı sebepler yüzünden ortaya çıkabilir. Bununla birlikte depresyon türleri; kronik depresyon, mevsimsel depresyon, kutuplu depresyon ve doğum sonrası depresyon olarak farklı şekillerde kendini gösterebilir. Bu yüzden internet ortamında gördüğünüz depresyon testi gibi materyaller çok yararlı ve doğru sonuç veren uygulamalar değildir.
Üzüntü insan deneyiminin doğal bir parçasıdır. Sevilen biri vefat ettiğinde, boşanma yaşandığında ya da bir hastalık durumu gerçekleştiğinde insanlar kendilerini üzgün ya da depresif hissedebilirler. Bununla birlikte, bu duygular normalde kısa ömürlüdürler uzun sürmezler. Birisi uzun süreler boyunca kalıcı ve yoğun bir üzüntü hissi yaşarsa, majör depresyon yaşıyor demektir. Klinik depresyon olarak da adlandırılan majör depresyon hayatınızın birçok alanını etkileyebilecek önemli bir tıbbi durumdur. Ruh hali ve davranışın yanı sıra iştah ve uyku gibi çeşitli fiziksel işlevleri de etkiler. Genellikle bir zamanlar keyif aldıkları aktivitelere olan ilgilerini kaybeder ve günlük aktiviteleri gerçekleştirmekte zorlanırlar. Bazen, hayat yaşamaya değmez gibi hissedebilirler. Bu durumda olan kişiler genellikle tedavi yoluna gitmezler. Bununla birlikte, bozukluğu olan çoğu insan tedavi ile daha iyi olabilir. İ
Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygudurum bozukluğudur. Majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılan bu duygu, düşünme ve davranış biçiminizi etkiler ve çeşitli duygusal ve fiziksel sorunlara yol açabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken sorun yaşayabilirsiniz ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi hissedebilirsiniz. Depresyon uzun süreli tedavi gerektirebilir. Ama cesaretiniz kırılmasın. Depresyonu olan insanların çoğu kendilerini ilaç, psikoterapi veya her ikisiyle daha iyi hissederler.
1. Kimyasal dengenin bozulması
Beyindeki kimyasal denge bozulursa kendinizi iyi hissetmeniz zorlaşır. Serotonin ve noradrenalin gibi hormonlarda görülen azalma mutluluk hissini büyük ölçüde ortadan kaldırır ve neşesiz bir yapının ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
2. Genetik faktörler
Depresyon, kalıtım faktörünün önemli olduğu bir psikolojik bozukluktur. Anneniz, babanız ve diğer akrabalarınızda ağır depresyona rastlanması halinde sizin de bu hastalığa elverişli bir yapıda olduğunuz söylenebilir.
3. Biyolojik faktörler
Vücudun biyolojik yapısında sağlıksız koşulların oluşması işlev bozukluklarını ortaya çıkaracağı ve buna bağlı olarak ruh halini pozitif etkileyen hormonların salınımının azalması sebebiyle depresyon ihtimali artabilir. Biyolojik yapının korunması bu yüzden çok önemlidir.
4. Psikososyal faktörler
Depresyon genelde ilk olarak yaşanan stresli bir olay yüzünden ortaya çıkar. Kişinin çevresinde gözlemlediği travmatik olaylar, yaşadığı kötü deneyimler ruh halini negatif yönde etkileyip depresyon sürecini başlatabilir.
5. Kortizol düzensizliği
Böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretimi gerçekleştirilen ve vücudun strese verdiği reaksiyonla alakalı bir hormon olan kortizolün düzensiz bir şekilde çalışması halinde depresyon gibi duygu durum bozuklukları ortaya çıkabilir.
6. Doğum
Birçok kadın doğum sonrasında derin bir bunalıma girer. Psikoloji literatüründe postpartum yani doğum sonrası depresyon olarak bilinen bu durum, hamilelik ve doğum esnasında beden içi ve dışında yaşanan değişiklilerle de alakalıdır.
7. Kötü alışkanlıklar
Sigara, içki ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar vücudun dengesini bozduğu ve hormon salınımını kötü etkileyip bilişsel sürecin sağlıksız işlemesine sebep olduğu için depresyonun ortaya çıkma ihtimalini güçlendirir.
8. Mevsim değişiklikleri
Mevsimlerin değişmesi de birçok kişi üzerinde etkili olan bir faktördür ve literatürdeki mevsimsel depresyon kavramı da buradan ortaya çıkmıştır. Bazı insanlar yaz sürecinde kendilerini çok iyi hissederken kışın gelmesiyle beraber derin bir bunalıma girebilirler.
1. Terapi
Bir psikolog ya da psikiyatrist önderliğinde gerçekleştirilen depresyon tedavisinde bilişsel terapi, kişiler arası terapi, davranışçı terapi, davranış aksiyon terapisi gibi çeşitli yöntemler uygulanabilir.
2. İlaç
Psikiyatrist tarafından verilen antidepresan ilaçlarla ruh halindeki kötü gidişat ortadan kaldırılmaya çalışılır. Depresyon ilaçlarını ancak hekiminiz reçete edebilir. Tavsiye üzerine ilaç kullanmayın.
3. Elektrokonvülsif terapi
İleri seviyedeki psikolojik vakalar için uygulanan bir yöntemdir. Eğer ilaca ve diğer tedavi yöntemlerine cevap verilmezse beynin ilgili bölgesine tek yanlı şok ve kas gevşeticiler uygulanarak depresyonun yan etkileri azaltılmaya çalışılır.
4. Grup terapileri
Bu tip tedavide depresyonda olan ya da depresyonu atlatmış kişiler bir araya gelerek birbirlerine destek olmaya, birbirlerine dertlerini anlatmaya çalışırlar ve bu sosyal etkileşimle beraber depresyon sürecinde yaşanan kötü hislerin azaltılması amaçlanır.
5. Yiyecek ve içecekler
İleri derecedeki depresyona çok fayda etmese de başlangıç aşamasındaki depresyonla mücadelede kuruyemişler, balık, bitki çayları, çikolata gibi yiyecek ve içeceklerden faydalanılabilir.
6. Spor
Fiziksel aktivitenin stresi azalttığı bilimsel bir gerçektir, bu yüzden depresyonla mücadelede hız kazanmak ve başarıya ulaşmak için muhakkak bazı spor faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerekir.
7. Spiritüel aktiviteler
Bilimsel araştırmalar manevi yönü güçlü olan kişilerin stresli durumlarla daha kolay başa çıkabildiği ve depresyon gibi ruhsal bozukluklarla daha az karşılaştığını ortaya koyuyor.