Dershalerin Kapatılması Panelde Ele Alındı

Türkiye'nin önde gelen özel eğitim kurumlarının temsilcileri, dershanelerin kapatılması planı konusunda İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO)...

Türkiye'nin önde gelen özel eğitim kurumlarının temsilcileri, dershanelerin kapatılması planı konusunda İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) bir araya geldi. 'Türkiye'de Dünü Bugünü ve Yarını ile Dershaneler' konulu panel için çok sayıda eğitimci hazır bulundu. Panelin açılışını yapan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Erkesim, "İster kamu ister özel sektör eliyle yürütülsün eğitim öğretim bir insan yetiştirme projesidir. Ülkelerin gelişmişlik derecesi de eğitimin kalitesi ile ölçülür." diye konuştu. Türkiye'de dershanecilik olgusunun merkezi seçme sınavlarının ortaya çıkmasıyla gerçekleştiğini belirten Erkesim, "Bu sınav sistemi dershanenin varlığında önemli rol oynuyor. Böylelikle ihtiyacın hasıl olduğu yerde dershaneler kaçınılmaz bir gerçektir." dedi. Dershanenin eğitim sisteminde gelmiş olduğu seviyeyi de şöyle açıkladı: "10 yıl önce 2 bin civarında, 2007-2008 de 4 binin üzerine çıktı. 5 yılda dershane sayısı 2 katına çıktı. Bugün 3 bin 669 adet kurum var." Dershaneciliğin her halükarda varlığını sürdürmesi gerektiğinin altını çizerek, " Dershaneler üniversitelere başlangıçta temel eğitim vererek de hizmet edebilir. Böylelikle hem kontenjan sıkıntısına, hem de üniversite kapısındaki bekleyişlere yönelik bir çözüm getirmiş olabiliriz." önerisinde bulundu."Ülkemizin gençliğine 1965'ten beri alnımızın akıyla hizmet ediyoruz. Bugün kendimizi savunuyor durumunda olmanın utancıyla konuşacağım." diye söze başlayan Özel Dershaneler Birliği (ÖZDEBİR) temsilcisi Nazmi Arıkan da, "Dershaneler sermaye sahiplerinin değil öğretmenlerin emekleriyle oluşturdukları kurumlardır." vurgusu yaptı. 12 Eylül darbesinden sonra Kenan Evren yönetimindeki darbecilerin dershaneler büyük bir baskı yaptığını hatırlatan Arıkan, "Sıkı yönetim komutanları bize gelip 'falancanın eşi sizde çalışıyormuş. Onu kovun.' dedikleri zaman biz bunu kabul etmeyip boyun eğmedik. Sonuçta Kenan Evren de bunları kapatın dedi. Bugünkü gerekçeleri Kenan Evren Paşa da söylemişti. Kanun gücüyle özel girişimci engellenemez diyen Özal, bu kanunu iptal etti." hatırlatmasında bulundu. Dershaneleri kapatma planına şu sözlerle tepki gösterdi : " Dünyada sadece faşist, komünist ve diktatörlerin yönettiği ülkelerde dershane yoktur. Küba ve Yemen'de neden dershane yok? Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz."Başbakan'ın 'dershaneciler Milli Eğitim'deki hocaların emeğini sahipleniyor' eleştirisine atıfta bulunarak, " Şimdiye kadar sistemi hep sınavlarla terbiye etmeye çalıştılar. Dershaneciler işlerini kötü yapsaydı zaten çoktan kapanırdı. 20 tane genci bir araya getirip not defteri olmadan onlara 600 saat ders anlatacaksınız, bunu bir tek dershaneciler yapar. Umuyorum sağ duyu galip gelir, akıl tutulması son bulur." dedi. AK Partili milletvekillerinin de dershanelerin kapatılmasına karşı olduğunu söyleyen Arıkan, " Ama atılma ve disiplin korkusu sebebiyle konuşamıyorlar herhalde." eleştirisinde bulundu."Özel okullar dershanelerin kapatılmasını kesinlikle istemiyor." diyen Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan, hali hazırda sektörün büyük problemler yaşadığını şu sözleriyle anlattı: " Özel okullar ekonomik sıkıntı içerisinde. Bir sonraki yılın ücretlerini harcayarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Dershaneleri kapatıp özel okul olun diyorlar. 2 bin 2 bin 500 TL de teşvik ön görüyorlar. Bu teşvikler özel okulların yaygınlaşmasını sağlamaz. Aksine mevcut özel okullar başta olmak üzere dershaneden dönüşen okullar da kapanır, sistem çöker." uyarısında bulundu. Özel okulların eğitimdeki payının yüzde 7 olduğunu hatırlattı : " Türkiye'de bütün sıkıntılar bitmiş gibi Dershanelerin özel okula dönüşmesi söyleniyor. Biz özel okullar olarak 50 yıldır devletten teşvik bekliyoruz. Biz bunca yıl beklerken bu çözüm önerileri ve teşvikler neredeydi? Bu alt yapı şartlarında dershaneler dönüşemez. Hükümet zararlı işletmeleri kapatabilir. Ama dershaneler zararlı değildir. Türkiye’de yasalar var teşebbüs özgürlüğü var. Eskiden hükümetlerin kaderi askerin iki dudağı arasındaydı. Şimdide işletmelerin kaderi hükümetin iki dudağı arasında mı olacak?"Eğitimin bu dönüşümden nasıl etkileneceğinin hesap edilmesi gerektiğinin altını çizen GÜVEN-DER Başkanı Eyüp Kılcı, özel eğitim sektörünün bu dönüşümden zarar görmemesi için yasa çalışmalarının özel sektörle ortaklaşa sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Yasa taslağının hazırlanma aşamasında sektörün tespitlerinin dikkate alınmamasına tepki gösterdi : "Dershane konusunda hazırlıklar Haziran ayında başlamış. Meclis kapanmadan önce torba yasayla dershanelerin kapatılması isteniyormuş. Başbakan yeterli bulmadığı için taslağı bakanlığa iade etmiş. Yoksa şimdiye çoktan yasa çıkmış olacaktı. Biz de bu çalışmalara katkıda bulunmak istedik randevu taleplerimiz oldu, bu taleplerimize uzun süre cevap verilmedi. Sonuçta olumlu cevap alamadık. Randevu taleplerimizi yeniledik ve olumlu cevap verilmedi. Kanun bakanlar kurulunda görüşülmeden bir hafta önce basına bir metin yansıdı. Sektör temsilciler olarak bakanlar kurulunda konunun görüşüleceği gün bize randevu verdiler. Yetkilikler her derneği farklı bir saatte kabul etti. Biz kurul toplantısı öncesinde görüşme yaptık. Bazılarını toplantı sırasında bazılarını ise toplantı sonrası kabul ettiler. Görüşmeden kaçan taraf olmadık olmayacağız. Tekliflerden de kaçan taraf olmadık olmayacağız. Fakat hangi metin üzerinde konuşacağımız belli değil, neyi görüşeceğiz? Bu kanun taslağı, 'Biz dershaneleri kapatacağız ona giden yolları da kapatacağız' diyor."Türkiye Özel Dershaneler Birliği (TÖDER) Başkanı Enver Yücel, eğitimin dinamik olduğunu ve tüm dünyada eğitim nasıl geliştirilir sorusu üzerinde düşünüldüğünü belirterek, " Değişimler bilimin ışığında yapılır. Şimdi soruyorum, dershanelerle ilgili kimden bir şikayet geldi? Veliler cahil mi diplomasız bir kuruma para vererek çocuğunu göndersin? Bu insanlara 'siz bilmiyorsunuz düşünemiyorsunuz bu kurumlar yararlı değil' demek kimsenin hakkı olmamalıdır." diye konuştu. Dershanecilerin 40, 50 yıllık eğitim birikiminin bulunduğunu hatırlattı: " Fatih projesi gibi birçok konuda bakanlık özel sektörün katkısını alabilirdi. Biz eğitimde devlete birçok katkı sağlarız. Bunları kapatmayın yazıktır, günahtır. Bunu yasa yapıcıların da görmesi lazım. Sadece kapatma düşüncesi sorunu çözmez. Türkiye'de okullarımız rekabete açık değil. Türk milli eğitimi tekelleşmiş durumda. Eğitimde sorunlar haddinden fazla. Dershaneler kapatıldığı zaman eğitimdeki sorunlar çözülecek diye bir şey yok." ifadelerini kullandı.ABD ve AB ülkelerinde eğitimin özel sektör eliyle yapıldığını hatırlatan Yücel, şunları söyledi : " Bush döneminde sokaktaki çocukların eğitime kazandırılması için bir proje başlatıldı. Biz de orada dershane açtık. O çocuklar bu dershanelerde okuyarak bir yerlere geldiler. Şimdi Obama da aynı politikayı devam ettiriyor. Orta düzeydeki çocukların dershanelerden eğitim alarak diğer çocukların seviyesine çıkması için çalışılıyor. Eğitimin sivilleşmesi lazım. Bugün bunu açtım kapattım denmemesi lazım. Bugün dershane sayısı 4 bine yakın. Halbuki ekonominin gelişmesini göz önüne alırsak bu sayının 6 bin olması lazım. Aslında dershane sayısı az bile." Türkiye'de dershanelerin kapatılma girişimlerini anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Avrupa Dershaneler Birliği (ENESCO) Başkanı George Hagitegas, "Dünya ve Avrupa dershanelerinin temsilcisi olarak bu duruma çok üzüldüm ve şaşırdım. Çünkü dershanelerin kapatılması bütün dünyada var olan eğitim özgürlüğü prensibine aykırı." diye konuştu. "Devlet eğer eşitliği sağlamak istiyorsa mevcut özel okullara destek vermeli. " diyen Hagitegas, dershanelerin toplumda asansör görevi gördüğünü anlattı: "Dershaneler ekonomik olarak dezavantajlı olan öğrencilere katkıda bulunan kurumlardır. Dünyanın bütün ülkelerinde toplum içinde eğitim eşitliği sağlanamıyor. Bunun için okul dışı destek eğitimi mevcut. ABD'de hükümet bir program üzerinden özel dershaneler desteklenir, Almanya ve İngiltere’de fon aktarımı vardır. Dershaneler bütün ülkelerde fakir öğrencileri taşıyan toplıumsal bir asansör görevi görüyor. Her ülkede dershaneler geçmişte kapatılma tehlikesi ile karşılaştı. Ruhsatlı eğitim merkezlerini kapatılması kayıt dışına çıkması merdiven altına inmeye sebep olur. Türkiye'de üniversiteye giriş sınavları adaletli bir sisteme dayanıyor. Söz konusu sisteme yönelik ani yenilik kargaşaya yol açacaktır. Çin'de bile dershanelere izin verilirken Türkiye'nin kapatması garip bir durum. Öğrenciye diploma değil eğitim veriyoruz. Bu sebeple tercih ediliyoruz."Fatih Dershaneleri, Kültür Dershaneleri ve Doğa Kolejleri Kurucusu Fethi Şimşek ise dershaneciliğin asıl meselesinin insan yetiştirmek olduğunu belirterek, "Tüm eğitimcilerin amacı Türkiye’de ileriye dönük kuşak yetiştirme olmalı. 40 yıldır bu işin içindeyim. Sanki suç işliyormuşuz muamelesi görüyoruz." dedi. Dershanelerin arz talep dengesine göre çalıştığını vurgulayan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Talep olmazsa kapanmak mecburiyetinde kalacaklar. Dershaneler Türkiye’de 4 bin noktada eğitim veriyor. Bir sabah kalkıp hepsine yok muamelesi yapmak çok anlamsız. Faydasız olsa ben kapatırdım kurumları mı? Dershaneler olmasaydı diğer eğitim kurumlarımız da olmazdı. Birçok insan bu kurumlarda tecrübe kazandı. Türkiye'de bazı kutsanmış kurallara dokunamazsınız bunlardan biride eğitim. Bu sebeplerle yasaklarla dolu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: