Dershanelerin Özel Okula Dönüştürülmesinin Kolaylaştırılması

 Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İsmail Güleç, dershanelerin birincil amaçlarının öğrencilerin üniversite sınavlarında başarı sağlaması olduğunu belirterek,

Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İsmail Güleç, dershanelerin birincil amaçlarının öğrencilerin üniversite sınavlarında başarı sağlaması olduğunu belirterek, "Dolayısıyla bu haliyle dershaneleri bir eğitim kurumu olarak değerlendirmek pek mümkün değildir" Güleç, gazetecilere yaptığı açıklamada, dershane tartışmasının yalnızca iki kesim arasında yapıldığını söyledi. Kamuoyunda bu konuda büyük bir şaşkınlık olduğunu belirten Güleç, toplumun büyük kısmının tartışmanın içine girmediğini, sadece izlemekle yetindiğini anlattı. Halkın taraflardan üniversite sınavına hazırlanan çocuklar ve dershane personeli mağdur edilmeden çözüm üzerinde anlaşmasını beklediğine dikkati çeken Güleç, "Dershaneler, birinci derecede amaçları öğrencileri sınavda başarılı olmaları sağlamaktır, dolayısıyla bu haliyle dershaneleri bir eğitim kurumu olarak değerlendirmek pek mümkün değildir. Artık 21. yüzyıl dünyasında eğitim yeterlikler çerçevesinde değerlendiriliyor. Bir öğrencinin kazanması gereken temel alan bilgi, beceri ve yetkinlikler tespit edildikten sonra amaç ve kazanımlar belirlenir. Bu amaç ve kazanımlara uygun program hazırlanır. Hazırlanan programın öğrenim çıktıları belirlenir" şeklinde konuştu. Sonraki aşamada hedeflenen bilgi, beceri ve yetkinlikler için ihtiyaç duyulan dersler ve saatlerin hesaplandığını aktaran Güleç, öğrencilerin birinci sınıftan itibaren belirlenen program doğrultusunda eğitim görmeye başladığını dile getirdi. - "Eğitim, bütüncül bir program içinde yapılmalı" Güleç, eğitim sisteminin başarısı için bütüncül yapıya kavuşması gerektiğini kaydederek, eğitim sistemindeki bilgi ve becerilerin okulda ya da dershanede öğrenebileceğini savundu. "Eğitim, nerede olursa olsun bütüncül program dahilinde olmalıdır, biraz okulda, biraz dershanede olmamalıdır" diyen Güleç, "Okul, kendi bünyesinde zayıf öğrenciler için çözüm önerileri geliştirir. İdeal olan, mezunların yeterlilikler bakımından birbirlerine yakın olmalarıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus öğrencinin amaçlanan hedeflere uygun bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olmasıdır” ifadesini kullandı. Güleç, sözlerini şöyle tamamladı: "Dershanelerde verilen eğitim, bana göre istenen bilgi, tutum ve beceriyi kazandırmaz. Eğer kazandırılabileceği düşünülüyorsa okulları kapatıp dershanelerin sayısını artırmalıyız. Yok, kazandırmaz diyorsak dershaneler konusunda karar vermek gerekir. Ancak şu aşamada tek başına dershaneleri kapatmak sorunu çözmeyecektir. Sadece dershaneleri kapatmanın sorunu çözmeyeceği akıldan çıkarılmamalı, düzenleme sadece dershane kapatmak üzerine kurulmamalıdır. Yurdun her tarafındaki okulları aynı kaliteye getirecek çalışmalar başlamalıdır. Okullar arasında kalite farkı olduğu müddetçe aileler çocuklarını kaliteli gördükleri okullara göndermek isteyeceklerdir.Farklı lise türleri ortadan kaldırılmalı veya mümkün olan en aza indirilmelidir. Sınıfta kalma tekrar eğitim sistemine girdi. Bu sağlıklı ve adil bir şekilde uygulanmalıdır. Sınıfta bırakma cezalandırma yöntemi olarak düşünülmemelidir. Öğrencilerin okulda verilen eğitime karşı daha duyarlı olmalarını sağlayacaktır."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: