ANKARA (İHA) - Devlet Bakanlığı görevinden istifa eden Kemal Derviş, Türkiye'nin bir siyasal geçiş dönemini yaşadığını ve siyasal geleceğini aradığını belirterek, "Fakat dikkat edin bu durum piyasalara olumsuz biçimde yansımadı. Bu ülke demokratik yollarla bu geçişi sağlayacaktır ve ekonomiyi siyasetle bütünleştirecektir" dedi.
Ekonomiden sorumlu yeni Devlet Bakanı Masum Türker ise ekonomide sağlanan makro ve mikro yapılanmanın daha da ileri götürülmesi için uygulanan ekonomik programın tavizsiz devam ettirileceğini söyledi.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'ndan istifa eden Kemal Derviş, görevi yeni bakan Masum Türker'e devretti. Derviş, yaklaşık 2.5 saat süren görüşmenin ardından Hazine Müsteşarlığı'ndaki bürokratlarla vedalaştı. Eski ve yeni bakanlar, daha sonra bir açıklama yaparak, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
"AİLE GİBİ ÇALIŞTIK" Türkiye'de bulunduğu sürece Hazine Müsteşarlığı'nın evi olduğunu, müsteşarlık bünyesindeki deneyimli çalışanlarla bir uyum içerisinde önemli işler yaptıklarını belirten Kemal Derviş, "Hazine'de çalışan müsteşar ve müsteşar yardımcıları beni bir aile gibi kabul ettiler. Hem bilgileri, deneyimleri, çağdaş ekonomik sorunlara yaklaşımları ile bu Hazine kadrosu birinci sınıf bir kadrodur. Sadece Türkiye açısından söylemiyorum, uluslararası alanda 40'a yakın ülke ile çalıştım, böyle bir kadro dünyada görmedim. Birlikte çok yararlı işler yaptık. Ekonomiyi zor bir durumdan Meclis'in de desteği ile hükümet olarak bugün biraz daha dengeli makro ekonomik dengelerin oturduğu bir duruma getirdik. Bu konuda özverilerini takdir etmek istiyorum" diye konuştu.
"KOLAY DÖNEM YOK"
Söz konusu çalışmalar çerçevesinde Meclis'te kendilerine her zaman destek veren Plan ve Bütçe Komisyonu'nda çalışan yeni bakan Masum Türk'e teşekkür ettiğini belirten Derviş, "Meclis'te bize çok yardım etmiştir. Hem ekonomi, hem finansal, hem medya ile çok yakından ilişkisi var. Bu üç boyutu birleştirdiği için finans siyaset ve iletişim sanıyorum çok iyi bir seçiştir ve Meclis'te yaptığı çalışmalarını çok takdir ettim. Önümüzde Türkiye olarak kolay bir dönem yok. Siyasetin gereği mutlaka yapılacak. İnsanlar yarışacak farklı önerilerle ortaya çıkacak. Fakat bu ortamın piyasalarda yeni yeni oluşan güveni sarsmaması gerekir. Ülkemizin geleceği hepimizin geleceğidir. İleriye dönük daha iyi çözümler üretilebilirse, dengeler daha iyi olur" dedi.
"SEÇİM EKONOMİYİ ETKİLEMEZ" Türkiye'nin bir siyasal geçiş dönemini yaşadığını ve siyasal geleceğini aradığını belirten Derviş, "Fakat dikkat edin bu durum piyasalara olumsuz biçimde yansımadı. Bu ülke demokratik yollarla bu geçişi sağlayacaktır ve ekonomiyi siyasetle bütünleştirecektir. Siyasetin günlük ekonomiye müdahale etmemesi gerekir ancak uzun vadeli çözümler gerekir. Bu ülke Avrupa'ya dönük arayışını belli bir kardeşlik duygusu içinde sürdürüyor. Bunu piyasalar görüyor ve destek veriyor. Biz bu biçimde devam edersek, siyaseti birbirini karalama değil, çözüm üretmek olarak algılarsak, bu seçim süresinde güvenin daha da artacağını göreceğiz. Böyle bir ortamda piyasaları ve Türkiye'nin her köşesini bilen bir insanın bu bakanlıkta bulunması Türkiye için önemli bir şanstır" diye konuştu.
"DERVİŞ'LE BİRLİKTE ÇALIŞTIK"
Derviş'ten sonra söz alan Devlet Bakanı Masum Türker, Derviş'ten yalnız Hazine Müsteşarlığı'nı değil, devletin diğer kurumlarıyla devir teslimini gerçekleştirdiklerini söyledi. Türker, "Sayın Bakan'la uygulanmakta olan programın belli konulardaki çözümleri konusunda benim düşüncelerimle Sayın Bakan'ın düşüncelerinin örtüşmesi, bu programın esenliğe çıkması açısından aynı çizgide olduğumuzu ortaya koymuştur. Bakanla Özgür İnsan Dergisi'nde birlikte olduk. Kendisi ile Türkiye'ye geldikten sonra uyguladıkları programın yapısal reformlarının oluşmasında parlamentoda görev aldım. Biz DSP içinde eski Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın başkanlığında 6 arkadaş zaman zaman uygulanmakta olan programın 2000 yılından beri parti içinde izleyen arkadaşlardık. Uluğbay'ın başkanlığında toplanır, bu konuda Başbakan'a bilgi verirdik. Sayın Bakanımız'ın gelmesi ile birlikte bir gölge gibi izledik" dedi.
"PROGRAMA AYNEN DEVAM"
Ekonomik programın siyasi sorumluluğunu yeni almadığını, daha önce de programla ilgili çalışmalar yaptığını hatırlatan Türker, "Bir şansım var, Sayın Bakan'ın görevinde fazla eleştirilecek şey çıkmamasıdır, eminim bundan sonra da çıkmayacaktır. Gerek Hazine Müşteşarlığı, gerek Merkez Bankası'nın yapılanması gerek Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu, borsa ve kamu bankalarındaki tüm arkadaşlar hiç bir kesintiye uğramaksızın görevlerini sürdürecekler. Bu arkadaşlarla beraber çalışıyorduk ve bu çalışmalarda özellikle programda çok tartışılan bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Geçmiş yıllarda yaşanan seçim ekonomisi uygulaması asla olmayacaktır. Programda yer alan ve Sayın Bakan'ın da geçtiğimiz aylarda benimle kullandığı cümleyi söylemek istiyorum: Sağlanan makro ekonomik göstergelerin kalıcı olması için mikro ekonomik yapılanmanın da devreye girmesi gerek. Yani reel sektörün önünün açılması gerek. Bu programda yer alan ve önümüzdeki günlerde devreye girmesi gereken sosyal politikalar hiçbir külfet gerektirmeksizin Sayın Bakanımız'ın geliştirdiği sistemle devreye sokulacaktır" diye konuştu.
"HERŞEY SEÇİME ENDEKSLİ"
Türkiye'yi gelecek günlerde bekleyen en önemli konunun 4 Kasım ile ilgili meseleler olduğuna dikkat çeken Masum Türker, "Bu konuda yabancı kaynaklı finans kuruluşlarının her gün bilimsel kaynaklara dayalı olmadan yayınlanan anketleri, özellikle belirgin hale gelmiş konumu zaman içinde belirsizliğe itebilir. Öyle bir noktaya geldik ki, sadece ekonomistlik yetmiyor. Kamuoyunu oluşturan kişilerin devreye girmesidir. 4 Kasım'da ortaya konan belirsizliği ortadan kaldırmak için, ister parlamento dışı olsun seçimlere girecek partilerden ekonominin iyileştirilmesi konusunda belirli bir platform oluşturacağım. Bu platformda temel sloganımız 'Herşey Türkiye için' olacak. IMF ve Dünya Bankası'yla başlatılan işbirliği Sayın Bakanımız'ın tavsiyeleri ile devam ettireceğiz" dedi.
"IMF TAAHHÜTLERİNDEN SAPMA YOK" IMF taahhütlerinde hiçbir değişiklik yapılmayacağını hatırlatan Türker, "Sosyal politikalar devreye sokulursa hiçbir şeyin yerinden oynatılmamasına özen göstereceğim. Bu konuda gerek DSP'ye gerek MHP'ye gerekse ANAP'a mensup arkadaşlarıma, eşgüdümlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Tüm olanaklarımızı herşey Türkiye için ortaya koyduğumuz zaman, seçimden sonra da iyi bir Türkiye ortamı oluşturacağız. AB siyasi kriterleri bitti. AB uyum açısından şimdi ekonomik kriterlerin sağlanması gerek" diye konuştu. Türker, Derviş'in ayrılmasının Hazine için büyük bir kayıp olduğunu, Derviş'e siyasi hayatta başarılar dilediğini söyledi. Türker, "Seçimden ve siyasi başarıdan önce Türk ekonomisinin esenliğe çıkmasıdır" ifadelerini kullandı.
EKONOMİ İLE SİYASETİN AYRIŞMASI
Açıklamalardan sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Kemal Derviş, ekonomi ile siyasetin alanının ayrışması gerektiğini belirterek, "Sanıyorum 18 ayda ve daha da önce başlayan süreç içinde bu ayrışmanın önemli boyutları sağlandı. Özel bankalardaki yeni güçlü denetim, kamu bankalarındaki yenileme, tarımdaki sistem ve bunun objektif kıstaslara göre yapılması. Çeşitli alanlarda bunun temelini Meclis'in de desteği ile yerleştirdik. Dolayısıyla bu yüzden sorumsuz bir seçim ekonomisi uygulamak mümkün değil" dedi.
Türker'in durduğu pozisyonun güven verici olduğunu hatırlatan Derviş, "Dengeleri altüst edecek bir seçim ekonomisi olmayacaktır. Başbakanımız, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz bunu söyledi. Hızlı ve sürdürülebilir büyümeye nasıl geçebiliriz? Sorumsuz yöne doğru boş vaatlerin hakim olduğu tür bir ortama itilirse piyasalar bundan kaygı duyabilir" diye konuştu.
Yeni bakan Türker de bir gazetecinin sorusu üzerine, "Biz bölünmedik, ideolojimiz belli, kadromuz belli. Bazı bakanlarımız yerinden ayrılır ayrılmaz yeni bakanlar devreye girdi. DSP hiçbir zaman bölünmedi. Bizden ayrılan demeyelim, halktan kopan arkadaşlarımız var" diye konuştu.