Destici: Terörle Mücadelede Topyekûn Bir Mücadele Sergilenmeli

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, hükümetin terörle mücadele konusunda başarısız olduğunu söyledi. Destici, “Hükümet, bu güne kadar içinde bulunduğu bu kararsızlıktan bir an önce vazgeçmeli, bir ileri, bir geri politikaları derhal terk etmeli ve terörle topyekûn bir mücadele sergilenmeli.” dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi tarafından Bursa Merinos Atatürk Kongre Merkezi’nde düzenlenen 'Siyaset Okulu' programına katılan Destici, 'Suriye, Terör ve Yeni Yerel Yönetimler Yasası' başlıklı konuşma yaptı.

"TERÖRLE TOPYEKÛN MÜCADELE EDİLMİYOR"

Program öncesi gazetecilerin sorularını cevaplayan Mustafa Destici, Hakkâri’de 6 özel harekât polisinin şehit edilmesi nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

1984 yılından beri Türk milletinin yüreğinin her gün yanmaya devam ettiğini dile getiren Destici, şöyle konuştu: “Bugün geldiğimiz noktada da maalesef üzülerek ifade etmek istiyorum, devleti yönetenler, henüz PKK terör örgütünü tanıyabilmiş değil, tahlil edebilmiş değil. Dolayısıyla da uyguladıkları tedavi yöntemleri de buna bağlı olarak maalesef yetersiz kalıyor. 29 yıldır Türkiye, topyekûn mücadele etmediği gibi, bugün de maalesef terörle topyekûn mücadele verilmiyor. Bakın bugün sabah gördüm, OECD Türkiye’yi uyarıyor. Diyor ki, ’22 Şubat 2013’e kadar terörün finansmanı ile mücadele etmezsen, gerekli kararlılığı göstermezsen, seni üyelikten atarız’ diyor. Bizim yıllardır söylediğimizi söylüyor bugün. Türkiye’nin terörün finansmanı ile mücadele etmediğini uluslararası bir kuruluş söylüyor, dayatıyor, tehdit ederek söylüyor.”

“29 YILDIR TERÖRLE GEREKTİĞİ GİBİ MÜCADELE EDİLMEDİ, ŞİMDİ DE EDİLMİYOR”

Hem güvenlik boyutu ile hem terörün finansmanı ile mücadele noktasında, istihbarat boyutu ile terörü destekleyen ülkelere karşı dış boyutu ile maalesef Türkiye’nin 29 yıldır gerektiği gibi mücadele etmediğini savunan Destici, “Gerekli hazırlıklarını yapmadı. Bugün de maalesef yapmıyor. Türkiye’yi yönetenler idare edenler, günü kurtarma, günü geçiştirme derdi içerisinde ve bir de milletin kalbine bir kurşun sıkarcasına, bir hançer saplarcasına Apo ile görüşmeler, İmralı ile görüşmeler, Oslo görüşmelerinin başlaması tekrar, PKK’lılarla müzakere ve milletten gizli PKK’nın siyasi sözcüleri ile hem sayın cumhurbaşkanlığı makamında cumhurbaşkanı hem iktidar partisinin, hem de meclis başkanının görüşmelerden sonra millet görüştüğünü duyuyor ve öğreniyor. Ne konuşulduğunu bu milletin öğrenme hakkı yok mu? Hani sözler verildi, hangi pazarlıklar yapılıyor. Neyin karşılığında hangi anlaşmalar imzalanıyor. Bunları milletin bilmeye hakkı yok mu? Onunu için hükümet açık ve şeffaf olmalı. Terörle mücadele konusunda çok açık ve şeffaf olmalı.”

“HÜKÜMET BİR İLERİ BİR GERİ POLİTİKALARINI TERK ETMELİ”

Hükümeti doğru politikalar izlemesi konusunda uyaran Destici, “Bu güne kadar içinde bulunduğu bu kararsızlıktan bir an önce vazgeçmeli, bir ileri bir geri politikaları derhal terk etmeli ve terörle topyekûn bir mücadele sergilenmeli. Eğer siz Apo ile görüşmeyi kabul etmişseniz, Oslo’yu devam ettirmeyi kabul etmişseniz siz zaten terörle mücadelede sınıfta kaldığınızı, başarısız olduğunuzu, bununla baş edemeyeceğinizi bir nevi deklere etmiş oluyorsunuz. Sizin bu başarısızlığınız, ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başarısızlığıdır ne de bu milletin başarısızlığıdır. Bu devlet PKK ile PKK’nın ağababalarını yok etmesini, ortadan kaldırmasını bilir. Yeter ki topyekûn ve kararlı bir mücadele sergilensin. Ama bugün geldiğimiz noktada maalesef topyekûn bir mücadele yok. 29 yıldır nasıl milleti oyaladılarsa, gerçek bir mücadele ediyormuş gibi yaptılarsa bugün de aynı süreç devam etmektedir. Devleti yönetenler adına, hükümet edenler adına milletin karşısında mahcubiyet duyuyorum. Çünkü bu millet bunu hak etmiyor.” diye konuştu.

"TÜRKİYE, SURİYE’DE KENDİNİ BATAKLIĞA SÜRÜKLEDİ"

Türkiye’nin Suriye konusunda da kendini zor durumda bırakan politikalar izlediğine işaret eden Destici, şunları kaydetti: “Türkiye şu saat itibariyle çok fazla şansı olan bir ülke değil. Şu saat itibariyle konuşuyorum. Çünkü bu noktaya gelen kadar Türkiye gerçekten yapması gerekenler vardı, yapması gerekenle vardı, maalesef bugün geldiği nokta Türkiye, bir nevi kendi kendisini bataklığa sürükledi. Ve bu bataklıktan geri dönüşle ilgili çok güvenli yollar kendisine tesis etmesi lazım. Bunu yaparken de geldiği nokta itibariyle devletin ve milletin itibarını da düşünerek, akıllı sükunetle, kararıl bir şekilde duruş sergileyerek bu işi Türkiye lehine çevirebilir diye düşünüyorum. Ama şuanda geldiğimiz noktanın Türkiye’nin lehine olduğunu hiç kimse söyleyemez. Türkiye hem asker, hem maddi, hem uluslararası itibar anlamında hem de İslam ülkeleri nezdinde büyük bir itibar kaybına doğru yürüyor. Bu politikasına devam ettiği sürece buradan onurlu bir çıkış yapmak zorunda.