BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Devlet Denetleme Kurulu'nun Madımak olaylarını araştırmasının, o günlerde nasıl bir oyun oynandığını ortaya çıkaracağını ifade etti.
BBP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada Destici, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Devlet Denetleme Kurulu'nu Madımak olaylarını araştırması konusunda görevlendirmesiyle ilgili görüş belirten Destici, 1993 yılında Sivas'ta ve Başbağlar'da yaşanan menfur olaylardan dolayı Sivas ili ve Büyük Birlik Partisi camiası olarak mağduriyetler yaşadıklarını söyledi. Madımak Oteli'nden başta Arif Sağ ve Ali Balkıs olmak üzere 33 kişiyi kurtaran il yöneticilerinin bu insaniyetliğinin kamuoyuna yeterince ifade edilmediğini belirten Destici, "Eğer orada o insanları İşçi Partili, Türkiye Komünist Partili veya başka sol tandanslı kuruluşlar kurtarmış olsaydı kamuoyunda günlerce bu konuda 'övgüler' yapılır 'takdirlerle' insanlar iltifatlara boğulurdu. Ancak, biz camia olarak orada bir provokasyon olduğunu, insanlarımızın; alevi-sünni denilerek büyük bir çatışmaya sürüklenmek istendiğini 12 Eylül öncesi Maraş, Çorum ve Sivas olaylarından biliyor ve ortaya konulan filmin aynısı olduğunu görüyorduk. Şükürler olsun Sivas'ta, 1993 yılında yapılan ajitasyonlara rağmen Sivaslı insanımız istenilen olaya düşmedi. Orada ne oldu? Provokasyonu kim yaptı? Kimler öldü? Halk neden birbirine düşürülmek istendi? Bu sorulara şimdiye kadar devlet resmen cevap vermedi. 19 yıldır, 'Dindarlar Sivas-Madımak'ta alevileri yaktı' denildi. Maksadı aşan bir sürü sözler edildi. Bu büyük yalanın ve iftiranın, çirkinliğin sonunda ortaya çıkması lazımdı. Sayın Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, 15 Kasım 2012 tarihinde beraberindeki 2 Temmuz Platformu üyeleri ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gittiler. Sayın Gül'e, Devlet Denetleme Kurulu'nun şehit Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu, Eşref Bitlis, Recep Yazıcıoğlu, Hrant Dink gibi Türkiye'deki şaibeli olayları inceden inceye araştırdığını belirterek, Sivas Madımak konusunun da araştırılmasını istediler. Konunun devlet tarafından desteklenmesi gerekiyordu, şimdi o yapılacak" ifadelerini kullandı.
Destici, DDK'nın konuyu araştırması ile Sivas'ta o günlerde nasıl bir oyun oynandığının ortaya çıkacağını söyledi.
Büyük Birlik Partisi olarak, başından beri, bütün kurum ve kuruluşlarda başörtüsünün serbest olmasını istediklerini belirten Destici, 5. sınıftan 6. sınıfa geçen öğrencilerin ister istemez özenti içerisine düştüğünü ve kılık-kıyafet konusunda ebeveynlerini zorlayacak isteklerde bulunduklarını söyledi.
Türkiye'nin yüzde 60'ının açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşadığını aktaran Destici, "Gelir dağılımında uçurumlar olan bir ülkede kılık-kıyafete serbestlik vermek ne işe yarar? Kimin işine yarar. Tabi ki bu konuda bir sektör açılacak ve o sektör bu konudan müthiş paralar kazanacak. Olan çocuğunu dahi okutmakta zorluk çeken garip vatandaşlarımıza olacak. Okul idaresi ile öğrenciler-veliler arasında problemler yaşanacak" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Filistin'e Gözlemci Devlet Statüsü verilmesi konusunda da görüşlerini açıklayan BBP Genel Başkanı Destici, "Filistin'e bu statüyü veren tüm ülkelere şahsım ve camiam adına özellikle teşekkür ediyorum. Bu durum, Filistin'e, ilerde bağımsızlığını getirecek yol haritasıdır. Ancak, ABD'nin aleyhte oy kullanması onun özgürlük çağrıları ile örtüşmedi. Dünyanın diğer ülkelerinin gösterdiği duyarlılığı ABD'nin de göstermesi lazımdı. Nihayetinde sonuç, Filistin için, tüm İslam dünyası için hayırlara vesile olsun diyorum" dedi.
DOKUNULMAZLIK FEZLEKELERİ
Türkiye Büyük Millet Mecsi Başkanlığına sunulan ve ardından Karma Komisyon'a gönderilen 800'ü aşkın dokunulmazlık fezlekesi ile ilgili olarak da Destici, "Biz her zaman kürsü hariç tüm dokunulmazlıkların kaldırılmasından yana olduk. Ancak, terör suçu işleyenlerin Venedik kriterlerine, iç hukuku göre yargılanmaları gerektiğini savunduk. Hukuk ne diyorsa o yapılmalı. Eğer hukuktan memnun değilseniz onu değiştirirsiniz. Ama hukuk ortada duruyor ve onlar, terör suçu işleyenler, PKK gibi bölücü, ayrılıkçı bir güruha destek veren, onlarla sarmaş dolaş pozlar veren, milletimizi derinden üzen bu milletvekilleri yargılansın diyoruz. Hukukçular neyi bekliyor anlamıyoruz? Devlet kararlı olmalı ve hukuksuzluk yapanların üzerine cesaretle gitmelidir. Bu cesaret insanlara büyük moral verecektir. Eğer 1994 yılında iç hukuk çalıştırmamış olsaydı, bölücülerin Meclise gelen temsilcilerine uygulanmasaydı terör konusunda Türkiye daha çok acı çekerdi. Şimdi bunun tekrar yapılması PKK ile kol kola olan BDP'nin kapatılması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz