Deü'de Atatürk’ü Anma Konferansı

İZMİR (İHA) – Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneği (İZİMDER) Başkanı Yaşar Erkan Özdemir, “10 Kasımlar artık üzülüp matem tutma değil, Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlama günleri olmuştur” dedi.

İZİMDER tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Konferans Salonu’nda “Dört Konuk ve Bir Ömrün Hikayesi” konulu bir konferans düzenlendi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Yönetim Kurulu Üyesi Sevil Nazan Keskin’in yönettiği konferansa DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal Arı, ADD Başkanı Tansel Çölaşan, İİBF İktisat Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Erkan ile DEÜ Öğretim Üyesi ve Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir konuşmacı olarak katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan İZİMDER Başkanı Yaşar Erkan Özdemir, “10 Kasımlar artık üzülüp matem tutma değil, Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlama günleri olmuştur” diye konuştu.

Özdemir, Atatürkçülüğün bir aydınlanma çabası olduğunu belirterek, “Aydınlanma olgusu tartışılmaz, ancak inkar edilir. Aramızdan ayrılışının 74. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü minnet ve şükranla anıyorum” dedi.

Açılış konuşmasının ardından geçilen konferansta ilk olarak söz alan DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal Arı, Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünce dünyasına getirdiği değerlerin insanlık tarihi açısından ne anlam ifade ettiğini anlattı. ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ise Hıristiyan Avrupa’nın Müslüman Osmanlı’yı bir türlü benimsemediğini belirterek, “Atatürk toplumun aydınlanma yapısının içerisinde yer alması için laik eğitimi, sanayileşmeyi, tam bağımsız olmayı, ekonomik gücü elde etmemizi sağlamaya çalışmıştır. Bilimsel temellere dayanan bir eğitim sistemini benimseyen Mustafa Kemal Atatürk, bilimselliği esas alan bir toplumun gelişmeye açık olacağını düşünüyordu. Batı gibi gelişmek için, Batı’nın sömürüsünden uzak olarak, kendi insanımızı yetiştirmemiz gerektiğini unuttuk” diye konuştu.

Prof. Dr. Hüsnü Erkan da, insanların teokratik düşünce yapısı içerisinde tamamen dinle terbiye edildiğini belirtti. Teokratik düşünce yapısının bugüne kadar uzandığını düşündüğünü dile getiren Erkan, “Bugün tepedekilerle tabandakilerin çatışması söz konusudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün görüşleri ve düşünceleri bilimi esas alır. Bilimi esas alan bir düşünce yapısında dogmalara yer yoktur. Ortaçağ’ın karanlığından ilk kurtuluş çabası olan Rönesans, aklın yeniden keşfidir. Bugün başkasının aklından edindiğimizi aktarmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Batı’dan edindiğimiz bilgiyi aktarıyoruz” dedi.