DEVA Partisi 1. Olağan Kongresi'ni gerçekleştirdi: Ali Babacan yeniden genel başkan olarak seçildi

Demokrasi ve Atılım Partisi'nin (DEVA Partisi) 1. Olağan Kongresi gerçekleştirildi. Ali Babacan, tek aday olduğu kongrede yeniden genel başkanlığa seçildi. Babacan, "Şu anda 'beka, beka' dedikleri var ya arkadaşlar, tek bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda" diye konuştu.

Demokrasi ve Atılım Partisi'nin (DEVA Partisi) 1. Olağan Kongresi gerçekleştirildi. Ali Babacan, tek aday olduğu kongrede yeniden genel başkanlığa seçildi.

Konuşmasında iktidarın ekonomi politikalarını eleştiren Babacan, "Taraflı cumhurbaşkanı, akraba bakan el ele verdiler, yıllardır biriktirilen döviz rezervini taa indirdiler bugün eksi 49 milyar dolara. Şu anda 'beka, beka' dedikleri var ya arkadaşlar, tek bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda" diye konuştu.

Babacan, 1990'lı yıllarda kız kardeşinin başörtüsü nedeniyle üniversite yönetimi tarafından 3 kez okuldan uzaklaştırıldığını anlatırken, gözleri doldu ve bir süre konuşamayınca, salonda uzun süre alkışlandı.

Reklam
Reklam

DEVA Partisi'nin "Türkiye konuşacak, herkes kazanacak" ana temasıyla toplanan 1. Olağan Kongresi Atatürk Spor Salonu'nda yapıldı.

Pandemi nedeniyle kongreye sadece delegeler ile il ve ilçe teşkitlarının yöneticileri ve parti yöneticileri katıldı. Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle kongre hafta içinde toplandı.

Salonda afiş yer almadı

Kongre salonunda ise diğer siyasi partilerin kongrelerinden farklı olarak, bazı il örgütlerinin açtığı "Gençliğin DEVA'sı" ve "Susmayan, konuşan Türkiye için" dışında, salonda pankart , afiş ya da döviz olmaması dikkat çekti.

Ali Babacan eşi Zeynep Babacan'la kongre salonuna gelip, partilileri selamladıktan sonra kongre gündemine geçildi. Ramiz Ongun'un kongre Divan Başkanlığı'na seçildiği kongrede Babacan konuşmasında, geçmişte kendisinin de içinde yer aldığı AKP iktidarını hedef aldı.

"Kardeşim 3 kez okuldan uzaklaştırıldı"

Siyasete girme kararında etkili olan süreçleri anlatan Babacan, Türkiye'nin karanlık, zor günlerden geçtiğini ve çok acılar yaşadığını anlattı.

Reklam
Reklam

Hiçbir karanlığın sonsuza dek sürmeyeceğini belirten Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim siyasete girdiğim zamanlarda yine böyle acıların yaşandığı günlerdi. 90'lı yılların ağır günlerinin üstüne, 28 Şubat'ın baskı iklimi çökmüştü. Asker vesayeti vardı. Korku hüküm sürüyordu. Adaletsizlik günlük, sıradan devlet uygulaması haline gelmişti. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı. Mafyaların çetelerin sokaklarda cirit attığı, toplumun ayrıştırıldığı, insanların ötekileştirildiği ve baskı gördüğü günlerdi o günler.

"Ezilenler iktidar gücünü eline alınca ezmeye başladı"

Bakanlığı döneminde liyakatlı kadrolarla çalıştığını ve "şunu yanına al, bunu çalıştır" baskılarına direndiğini ve en başarılı dönemlerden birinin yaşandığını ifade etti. Türkiye'de "başörtüsü sorununun yok ettiklerini" ifade eden Babacan, ancak bugün gelinen noktada Türkiye'nin bambaşka bir baskı dönemiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Babacan, "Adeta ezilenler iktidar gücünü eline alınca değişti, başkalarını ezmeye başladılar. Biz ezilmenin ne olduğunu iyi biliyoruz. Ezilmenin ne olduğunu iyi bilenler başkasını ezmez arkadaşlar. Üstelik, kötü yönetim sonucunda ülkece fakirleştik" dedi.

Reklam
Reklam

"Beka tek bir kişinin şahsi bekasına dönüştü"

Türkiye'de insanların 19 yıl sonra bir kez daha yoksulluk, gelir adaletsizliği ile karşı karşıya kaldığını, çalışanlara sefalet ücretinin reva görüldüğünü, ekonominin her alanında kara deliklerin başgösterdiğini belirten Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu Hazine'deki kasaları, Merkez Bankası'ndaki kasaları biz bu milletin alın teriyle, işçisinin alın teriyle, ihracatıyla, üretimiyle, oradan getirdiği, kazandığı dövizlerle doldurduk. Çarçur ettiler ya. İki yılda 130 milyar dolarını harcadılar bu memleketin. Taraflı cumhurbaşkanı, akraba bakan el ele verdiler, yıllardır biriktirilen döviz rezervini indirdiler taa indirdiler bugün eksi 49 milyar dolara.. Yazıktır günahtır. Bakın hazinenin borcu son iki yılda tam ikiye katladı. Nedir bu memleketten istediğiniz? Nedir alıp veremediğiniz? Bu kadar mı kıymetli o koltuk? Şu anda 'beka, beka' dedikleri var ya arkadaşlar, tek bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda. Memleketin bekasını inanın, düşünen yok."

Reklam
Reklam

Olay TV'nin kapanmasını örnek gösterdi

Eğitimde fırsat eşitiğinin kalmadığını anlatan Babacan, anne babaların en çok çocuklarının geleceğinden endişe duyduğunu belirtti.

Türkiye'de özgürlüklerin "yerle bir" olduğunu, medyanın hergün daha fazla susturulduğunu ve ekranların karartıldığını, gazetecilerin tutuklandığına dikkat çeken Babacan Olay TV'nin kapanmasını örnek gösterdi:

"İşte son örnek, beni bir televizyon kanalına davet ettiler. Dediler ki 'ilk yayını sizinle yapmak istiyoruz', kongrelerimizin ortasındaydık 'yapamayız' dedik. 3 hafta sonraya anlaştık, yayını yaptık meğer ki son yayını bizimle yapmışlar, 3 haftada kanal kapatıldı. Niye? Yeni, şöyle tarafsız yayın yapma çabasında olan düzgün bir ekip kurdular ama maalesef bu ekibin arkasında durulmadı."

"Utanmasalar siyasi partilere de kayyum atayalım, diyecekler"

Türkiye'de hukukun ü-stünlüğü yerine "bir insanın keyfi kararlarının üstünlüğüne biat edildiğini" kaydeden Babacan, belediyeleren kayyum atanarak halk iradesinin yok edildiğini ifade etti.

Reklam
Reklam

TBMM'de kabul edilen yasayla derneklere de kayyum atanmasının yolunun açıldığını anımsatan Babacan, "Utanmasalar 'Siyasi partilere kayyum atayalım da bitirelim şu muhalefeti' diyecekler. Kayyumlar ülkesi olduk. Şirketlere kayyum, belediyelere kayyum, derneklere kayyum. Burası 84 milyonluk ülke, bu ülkeyi öyle kayyumlarla, şunlarla, bunlarla yönetemezsiniz" görüşünü dile getirdi.

523 oyla seçildi

Kongrede genel başkan seçiminin yanısıra 50 üyeli Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) ile Gene Merkez Disiplin Kurulu üyeleri yer aldı.

Genel Başkan seçiminde Ali Babacan oy kullanan 523 delegeden 515'inin oyuyla yeniden genel başkan seçilirken, 8 oy geçersiz sayıldı.

Babacan GMYK'de mevcut üyelerinin tamamını korudu. Mevcut parti yöneticileri İbrahim Çanakçı, Sadullah Ergin, Nihat Ergün, Mustafa Yeneroğlu, Abdurrahman Bilgiç, İdris Şahin, Birol Aydemir, Mehmet Emin Ekmen, Elif Esen, Münevver Helün Fırat, Arzu Kılıçlar, Sanem Oktar, Doğal Şanlıoğlu, Nazlı Seda Vural, Medeni Yılmaz, Burak Dalgın, Canberk Demirci, Zeynep Zehra Dereli ve Mustafa Uçak yeni GMYK listesinde de yer aldı.

Reklam
Reklam

GMYK'ye giren diğer isimler şöyle:

Ali Rıza Babaoğlan, Ali Ufuk Yaşar, Altuğ Ankaralı, Aysun Hatipoğlu, Bekir Sıtkı Aslan, Bünyamin Ünlü, Candan Karlıtekin, Cem Avşar, Deniz Karakullukçu, Doğa Şanlıoğlu, Duygu Aydın Diri, Essum Aslan, Evrim Rızvanoğlu, Fazıl Hüsnü Erdem, Gülay Göktürk, Güçlin Avşar, Hasan Karal, Hatice Dudu Özkal, Hava Aksu, İbrahim Gezer, İkram Dİnçer, İlker Çelik, Mehmet Şanver, Mustafa Ergen, Oğuzhan Aygören, Ömer Rıfat Gençal, Özge İrem Morkoç, Ramiz Ongun, Rojhat Ölmez, Selma Aliye Kavaf, Yasemin Bilgel, Zeynep Tatar

Genel Merkez Disiplin Kurulu üyeliğine ise Mustafa Nuri Akbulut, Abdurrahim Aksoy, Fahriye Oya Kuyumcu, Haldn Hakç, Hüseyin Kederoğlu, Mahmut Sami Topbaş, Yusuf Türkmen seçildi.