Devlet Bahçeli: 'Bu ikinci Habur rezaletidir'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisini sert bir dille eleştirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Oberhausen'de Almanya Türk Federasyonu'nun 28. Büyük Kurultay programına katıldı.

ANAVATAN'DA TÜRKLÜĞÜ SİLMEYE VE SİNDİRMEYE ÇALIŞAN BİR HÜKÜMET İŞBAŞINDADIR

"Eminim Türkiye'yi de yakından takip ediyorsunuzdur. Ülkemizin bugünkü halinden dolayı üzüldüğünüzü de tahmin ediyorum.

Şu kadarını söylemeliyim ki, ülkemiz çok zor durumdadır. Başbakan Erdoğan ve hükümeti yangına benzinle gitmekte, Türkiye'yi yönetilemez bir noktaya sürüklemektedir. Sizler burada Türk olmaktan gurur duyuyorsunuz, ancak Anavatan'da Türklüğü silmeye ve sindirmeye çalışan bir hükümet işbaşındadır. Sizler burada bayrağınızdan iftihar ediyorsunuz, ancak Türkiye'de bayrağı indirmek için küresel projelerden, Sevr artıklarından, hainlerden, işbirlikçilerden destek ve himaye uman bir yönetim görevdedir.

Reklam
Reklam

TÜRKİYE'Yİ ÇOK TEHLİKELİ CEPHELEŞMELERLE BOĞAN BU KAFA YAPISIDIR

Hükümet Türk milletiyle adeta hesaplaşmaktadır. Türklükle adeta savaşmakta, düşmanlık aşılamaktadır. Başbakan milli ve manevi değerlere üst üste saldırmaktadır. “Türküm, doğruyum, çalışkanım" diyen başlayan andımızı kaldırmayı çağdaşlık olarak sunan bu zihniyettir. Vatandaşlarımızın özel hayatını terörize eden, hanelerin mahremiyetini yok sayan, ona buna karışan, herkesi takip eden, muhalif kim varsa susturmaya çalışan bu şahsiyettir. Gençlerimizi ahlaksızlıkla suçlayan ve Türkiye'yi çok tehlikeli cepheleşmelerle boğan bu kafa yapısıdır.

BU İKİNCİ HABUR REZALETİDİR

AKP'yle beraber demokrasi önce durgunluğa, ardından da çöküşe geçmiştir. Türk milleti AKP'yle birlikte miadı dolmuş, ne var ki şimdilerde tekrar kurulan parçalanma ve paylaşım masasının mezesi yapılmıştır. Hükümet etnik bölücülüğü palazlandırmış, hayran kitlesini genişletmiş, terör örgütü PKK'yı aklamak için düğmeye basmıştır. İktidarın İmralı canisiyle pişkince, şirretçe sürdürdüğü ihanet pazarlığının konusu Türk milletidir. Kandil fitnesine vaadi Türk milletinin def ve imasıdır. Başbakan şimdi de kardeşi Barzani'yle Diyarbakır'da buluşmuştur. Türkiye, tarihi olarak yutturulmaya çalışılan kara bir günü yaşamaktadır. Peşmerge başı, yanına aldığı, bölücülükten sabıkalı sözde bir sanatçıyla Habur'dan Türkiye'ye giriş yapmış ve tezahüratlarla karşılanmıştır. Bu bize göre ikinci Habur rezaletidir.

Reklam
Reklam

Ha PKK'lıların girişi, ha Barzani'nin gelişi arasında hiçbir fark yoktur. Başbakan , "Türkiye, Kerkük'e karışırsa, bizde Diyarbakır'a karışırız" diyen peşmerge başını Diyarbakır'da ağırlamıştır. En son olarak geçtiğimiz yıl ki AKP kongresinde onur konuğu olan Barzani bu kez de Diyarbakır'da alkışlanmıştır. Başbakan Erdoğan Türk vatanı üzerine hesap yapan, Türkmenleri seri şekilde öldüren, PKK'yı silahlandırıp üzerimize saldırtan şarlatanla görüşmekten, hem de hedef yaptığı Diyarbakır'da bir araya gelmekten en ufak rahatsızlık duymamıştır. Başbakan bir yanda Oslo'dan İmralı'ya kadar canibaşı ve çetesiyle müzakere yaparken, diğer yanda para babası, küresel çevrelerin piyonu Barzani'yle yan yana gelmiş, arzuyla kucaklamıştır. Geçtiğimiz hafta Salı günü PKK'nın yan kolu PYD'nin Suriye Kamışlı'da düzenlediği Batı Kürdistan Halk Meclisi toplantısının sonucunda kurucu meclis ilan edilmiştir.

BAŞBAKANLA BARZANİ'NİN DİYARBAKIR'DAKİ TEMASI SÖZDE KUZEY KÜRDİSTAN'IN PROVASIDIR

Bu sözde kurucu meclisin, Suriye'nin kuzeyinde geçici yönetimin, yani özerkliğin kurumsal alt yapısını hazırlayacağı anlaşılmaktadır.

Reklam
Reklam

Şayet hazırlıklar tamamlanırsa, burada üç ay içinde seçimlere gidileceği öngörülmektedir. AKP, PYD ile görüşe görüşe, liderlerini Türkiye'de ağırlaya ağırlaya yeni bir canavar yaratmıştır. Irak'ın kuzeyinden sonra Suriye'nin kuzeyinde de yeni bir fitne yönetiminin oluşması Türkiye'nin milli bekasına tamiri ve tahsisi imkansız hasarlar verecektir. Büyük Kürdistan'ın iki ayağı bu şekilde belirginlik kazanmaktadır. Başbakanla Barzani'nin Diyarbakır'daki teması üçüncü ayağın, yani sözde kuzey Kürdistan'ın provası, hazırlık aşaması ve nişan merasiminden başka bir şey değildir.

TÜRKİYE VE TÜRK MİLLETİNE ZARAR VERDİRTMEYECEĞİZ

Başbakan Erdoğan, peşmergeyle Diyarbakır'da sahneye çıkmış ve Kürdistan düetini ortaklaşa icra etmiştir. Türkiye risk altındadır.

Türk milleti büyük bir tehdidin, bizzat Başbakan'ın devrede olduğu çok ciddi yıkım ve dağılmanın arifesindedir. Ancak buna izin vermeyeceğiz. Türkiye ve Türk milletine zarar verdirmeyeceğiz. Varsın Başbakan'ın Barzanisi, Şivan Perveri, Ahmet Kaya'sı, bebek katili, teröristi, BOP'u, küresel destekçileri olsun. Varsın onlar Türklüğe kin kussunlar, ölüm planları yapsınlar, müzakerelerle Türkiye'yi çözmeyi amaçlasınlar. Bize, sizler gibi “Ne Mutlu Türküm Diyene" inancıyla destek veren, salonlarımızdan taşan, meydanlarımızı tıklım tıklım dolduran, konvoylarımızı selamlayan, dua eden oldukça her zorluğun üstesinden geliriz. İnanıyorum ki, Ankara'nın değil de, Erbil'in çıkarlarını gözetenlere, milleti 36'ya ayırmaya çalışanlara Türk milleti fırsat vermeyecek, ortam açmayacaktır. Meraklanmayınız, biraz daha rahmet yağsın, coşacak milli sel inşallah etnik çetele tutan kalıntıları, bölücü hevesleri, terörist hedefleri temizleyecek, vatanı kötülerden arındıracak ve paklayacaktır. Herkes, özellikle Başbakan bilsin ki; Türk milleti tekrar zafer arabasına binerse; eline kamçı yerine yıldırımları alır, önüne at diye kasırgaları koşar, başına taç diye de en parlak yıldızı koymaktan asla kaçınmaz.

Reklam
Reklam

HER BİRİNİZ VATANSINIZ, BAYRAKSINIZ, MİLLETSİNİZ

Bir toplumun paylaştığı ortak değerler ne kadar çoksa, toplum o kadar güçlü, o kadar sağlıklı, o kadar diri olacaktır. Siyasi varlığın da, toplumsal var oluşun da temeli milli bütünlük, harcı milli tarih, direkleri ise milli ruh ve şuurdur. Türk milleti doğruda birliğin, kültürde birleşmenin, sosyal, siyasal ve ekonomik dayanışmanın merkezidir. Ve tarihte dev olan Türk milletinin cüceleşmesini hiçbir fani sağlayamayacaktır. Sizler buralarda her türlü sorun ve engellemeye rağmen, ceddimizin bütün yükünü omuzlarınızda taşıyan destani bir fedakârlık numunesisiniz. Bizim gönlümüzde sizlerin itibarını ölçebilecek ne bir tartı, ne bir endaze, ne bir kıyas ve ne de bir mikyas vardır. Sizdeki sadakat, sizdeki itaat, sizdeki tevekkül, sizdeki tahammül, sizdeki cefakarlık, sizdeki fedakarlık emin olun kimseye nasip olmamıştır. Her biriniz vatansınız, bayraksınız, milletsiniz. Tabii olarak uyum ve entegrasyon sorunlarınızın bilincindeyim.

Çifte vatandaşlık konusundaki açmaz ve şikâyetlerin farkındayım. Avrupa'da doğan ve yaşayan 3. ve 4. neslin Türkçe konusundaki eksiklik ve yetersizliklerini yakından takip ediyor, önlem alınması gerektiğini düşünüyorum.

Reklam
Reklam

DİLİNİZE SAHİP ÇIKINIZ, ÖĞRENİLMESİ VE ÖĞRETİLMESİ İÇİN HER ÇABAYI SARFEDİNİZ

Okullarda Türkçe derslerindeki azalmanın neden olduğu boşluk ve mahsurlar fazlaca hissedilmektedir. Bu itibarla dilinize sahip çıkınız, öğrenilmesi ve öğretilmesi için her çabayı sarfediniz. Türkçe öğretmene duyduğunuz ihtiyacı da Türkiye'de gündeme getireceğimizden ve peşini bırakmayacağımızdan müsterih olunuz. Samimiyetle vurgulamalıyım ki, Almanya'nın siyasetinden ekonomik hayatına kadar her seviyede daha fazla söz sahibi olmalısınız. Geçtiğimiz aylarda yapılan seçimlerde 11 kardeşimiz Alman parlamentosuna girmeye hak kazanması bizleri oldukça sevindirse de, bu yeterli görülmemelidir. Çatışma ve zıtlaşma içinde olmadan, kimliğinizi ve kültürünüzü unutmadan içinde yaşadığınız toplumla bir arada yaşamayı ilerletiniz ve kaynaşınız. Hafif hafif yan bakanlara, sinsi sinsi dudak bükenlere aldırış etmeyiniz.

ALMANYA'YA YÜKSEK KÜLTÜR VE AHLAK DEĞERLERİNİZİ KATTINIZ

"Türk Federasyonu; kurulduğu 1978 yılından beridir varlık ve birlik mücadelesini sürdürmekte, Avrupa Türklüğü'nün sözcüsü olmak, beklentilerini karşılamak için elinden gelen çabayı göstermektedir. Bu özelliğiyle de hakikaten övgüyü hak etmektedir. 35 yıllık birikim ve tecrübesiyle Avrupa Türklüğünün haklı övüncü olan Federasyonumuz, çalışmaları, fikriyatı, kurumsal yapısı ve mensuplarıyla bu ülkede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları arasında en mümtaz olanıdır. 2007 yılından itibaren Konfederasyon oluşumuyla süren çabalar Türk-İslam kültürünü, tüm çözücü ve eleyici dışsal etkilere rağmen muhafaza etmiştir. Elbette bugünlere kolay gelinmemiştir.

Reklam
Reklam

Elbette şu günkü görkeme, şu günkü gıpta edilecek teşkilatlanma ve mücadele azmine zahmetsiz ulaşılmamıştır. Türk Federasyonu'nun kuruluş, büyüme ve gelişme aşamaları davasına düşkün, ülkülerine sadık, inançlarına sımsıkı bağlı nesillerce temin edilmiştir. Menfaat ve mevkii arayışına girmeden, çıkar ve ikbal kaygısına düşmeden Federasyonumuz Avrupa Türklüğü için samimiyetle, yüreklice, cansiperane bir vaziyette özveride bulunmuş; daha da önemlisi hakkını, hukukunu cesurca savunmuştur. Gurbete gelişinizin üzerinden yaklaşık yarım asır geçmiş olmasına rağmen çok şükür ki, Türk ve İslam değerlerinizi korumayı ve yükseltmeyi başardınız. Gayretleriniz ve mücadeleniz, içinde yaşadığınız yabancı toplumlar ile çatışmadan, hak ve özgürlükler seviyesinde her imkânı kullanarak, milli varlığınızı yaşatma yolunda çok önemli kazanımları getirmiştir. Sizler, Türk milletinin bu coğrafyalardaki asil temsilcileri olarak değerlere ve inançlara bağlılığın ne demek olduğunu herkese gösteriyorsunuz. Dününüze, dilinize, dininize yüz çevirmeden hayatlarınızı idame ettirmeye çalışıyorsunuz. Çünkü siz Müslüman Türk'sünüz, Türk milletisiniz ve Türkiye'siniz. Almanya, Türklerin gerçek vasıflarını sizinle tanımış, inancımızın safiyetini sizlerde görmüştür. Almanya size ekonomik imkân sağlarken, sizler de elbette ki Almanya'ya yüksek kültür ve ahlak değerlerinizi kattınız. Bugün Türklüğe mensubiyeti koruyarak, yaşadığınız ülkelerin saygıdeğer bir unsuru olmayı alın terinizle, irfanınızla, ideallerinizle ve uyumlu tavrınızla gerçekleştirdiniz.

Reklam
Reklam

Milli duruşunuzla, modernliği kavrayan geleneksel tutumunuzla varlığınızı demokratik yapı içinde kabul ettirdiniz.

Unutmayınız ki sizler; Hayme Ana kadar Kütahya, Nene Hatun kadar Erzurum, Makbule Hanım kadar Manisa, Şahin Bey kadar Gaziantep, Sütçü İmam kadar Kahramanmaraş, Hasan Tahsin kadar İzmir'siniz. Seyit Onbaşı kadar Balıkesir, Ezineli Yahya Çavuş kadar Çanakkale'siniz. Erciyes kadar Kayseri, Akdağlar kadar Yozgat, Fırat kadar Elazığ, Aras kadar Kars, Çoruh kadar Artvin'siniz.

Mevlana kadar Konya, Yunus kadar Eskişehir, Karacaoğlan kadar Adana, Aşık Veysel kadar Sivas'sınız. Ziya Gökalp kadar Diyarbakır, Ahmet Arvasi kadar Van, Galip Erdem kadar Rize, Osman Turan kadar Trabzon, Necmettin Hacıeminoğlu kadar Malatya, Mehmet Eröz kadar Aydın, İbrahim Kafesoğlu kadar Burdur'sunuz. Hacı Bayram'ı Veli kadar Ankara, Ahi Evran kadar Kırşehir, Hacı Bektaş-ı Veli kadar Nevşehir'siniz. Sizler Süleymaniye Camii kadar İstanbul, Selimiye Camii kadar Edirne'siniz. Alparslan kadar Muş, Osman Gazi kadar Bilecik, Orhan Gazi kadar Bursa, Mustafa Kemal kadar Türkiye'siniz. Nerede yaşarsanız yaşayınız, nerede bulunursanız bulununuz; Horon kadar Karadeniz'siniz, zeybek kadar Ege'siniz, karşılama kadar Trakya'sınız. Bar kadar, semah kadar Doğusunuz, Güneydoğusunuz, Anadolu'nun ta kendisisiniz. Çünkü siz Türk milletisiniz."

Reklam
Reklam

Salonu dolduran binlerce kişi ellerinde Türk bayrakları ile Bahçeli'nin konuşmasına büyük bir coşku ile destek verdi.