MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Osmaniye'de düzenlenen açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, ata topraklarında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, hemşehrilerini selamladı.
Yerel seçimlerin umut dolu sonuçlara vesile olmasını dileyen Bahçeli, "Mahalli İdareler Seçimleri Türkiye'nin yeni hükümet sistemi kapsamında en önemli demokratik imtihanıdır. Bu seçimde yalnızca belediye başkanı, il genel meclisi, belediye meclis üyesi, köy ve mahalle muhtarlarını belirlemeyeceksiniz. 31 Mart'ta bunlardan daha fazlasını yapacaksınız. Bu nedenle Osmaniyeli kardeşlerimden ricam mutlaka sandığa gitmeleri, katılımın yüksek olmasına dikkat etmeleridir." diye konuştu.
Sandıklara mutlaka sahip çıkılması, sandık güvenliği konusunda en ufak açık ve aksaklığa izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, hizmette süreklilik için Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara'ya destek istedi.
Cumhur İttifakı'nın önemine işaret eden Bahçeli, "Cumhur İttifakı, 'önce ülkem ve milletim' anlayışının siyasi temsil makamıdır, siyasi ahlak ve erdemin simgesidir, milletimizin ruh kökünden doğmuş, kutlu iradesiyle doğrulmuş, istikbal ve istiklal hedefleriyle devleşmiş Türkiye'nin güvencesi, milli bekamızın yılmaz bekçisi olmuştur." dedi.
Osmaniye'de hiç kimseyi ayırmadıklarını, dışlamadıklarını ve ötekileştirmediklerini ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç kimsenin kökenine, yöresine, mezhebine, meşrebine bakmıyoruz. Al bayrağın altında yaşamaktan onur duyan herkesi, bu vatan benim diyen herkesi, minarelerden okunan ezanlar benim diyen herkesi, bu milletin mensubuyum diyen her bir kardeşimizi bağrımıza basıyor, kendimizden farklı değerlendirmiyoruz. MHP, doğulusunu, batılısını, kuzeylisini, güneylisini bir ve eşit gören, hepsini Allah'ın kutsal emaneti sayan görüş derinliğine, vicdan enginliğine, yürek genişliğine sahiptir. Bu zamana kadar etnik mahiyetli kan tahlili yapmadık, yapmayız. Kim hangi kökenden diye araştırmadık, araştırmayız. Herkes eşittir, Türkiye deriz. Bunu da sonuna kadar savunuruz. Çünkü biz hep birlikte büyük Türk milletiyiz. Bayrakları bayrak yapanın üstündeki kan olduğunu iyi biliriz. Toprağın uğrunda ölen varsa vatan olacağını asla aklımızdan çıkarmayız. Üzerinde yaşadığımız vatan Türk vatanıdır. Mensubu olduğumuz beşeri cevher Türk milletidir. Türk milleti büyük bir kaynaşmanın, eşsiz bir paylaşmanın, emsalsiz bir kardeşliğin tarih ve milli kültür potasında erimesiyle vücut bulmuştur. Ne var ki bizi birimize düşürmek istiyorlar. Bizi birbirimizden koparmak için tertip içindeler."
"Ülkemizin çevresi terör örgütlerinden geçilmiyor." diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Her taşın altı fitne, her köşe başı ölüm tuzağı, her yer vahşet. Hedef ülke Türkiye'dir. Vandal hesaplar Türk milletinin bölünüp parçalanması üzerine kurulmuştur. Tehlike yakındır, yakıcıdır, yoğundur. ABD Başkanı'nın Golan Tepeleri'ni sözde İsrail toprağı olarak tanıyan çürük imzası, terör örgütlerine verdiği köhne desteği, ekonomik abluka ve saldırıları tahrik eden karanlık husumeti, Türkiye'nin nasıl bir kuşatma altında olduğunu açıkça göstermektedir. Türkiye'yi Suriye'ye dönüştürme çabalarında yoğunluk vardır. Türkiye'den yeni bir Irak çıkarmak planlarında yaygınlık ortadadır. Sevr'de başaramayanlar yeniden şanslarını deniyorlar. Çanakkale'yi geçemeyenler yeni baştan üzerimize geliyorlar. PKK'yı, FETÖ'yü, YPG'yi kullanıyorlar. Türkiye'ye namlu doğrultuyorlar."
Devlet Bahçeli, en çok şehit veren illerden olan Osmaniye'nin ihanetin nasıl bir kötülük olduğunu iyi bildiğini, anaların gözlerinden akan yaşların kentte adeta nehre dönüştüğünü vurguladı.
FETÖ'den aldıkları emirle 15 Temmuz gecesi işgale teşebbüs edenlerin 251 vatan evladını şehit ettiğini anımsatan Bahçeli, milletin fedakarlığıyla ve muazzam direnişiyle işgalin durdurulduğunu, hainlerin hak ettiği cezaları bulduğunu belirtti.
Bahçeli, "Bir yanda bölücü terör örgütünün saldırıları diğer yanda FETÖ'nün devleti içten çökertme ve istila emelleri, bir yandan küresel güçlerin PYD/YPG'ye para, silah ve siyasi destek vererek terör devleti kurdurma çabaları, diğer yanda Türkiye'nin önünü kesme, elini kolunu bağlama girişimleri. Bir yanda döviz saldırıları, kur oyunları, ekonomik terör yanında patlıcan, soğan, patates bahanesiyle Türkiye'nin altını oyma hevesleri... Bir yanda zillet, diğer yanda millet. Bir yanda bela, diğer yanda beka. Türkiye'yi teslim alamayacaklar. Türk milletine diz çöktüremeyecekler. Al bayrağı indiremeyecekler, vatanı bölemeyecekler." değerlendirmesinde bulundu.
"Eğer milli sevdamızdan taviz verirsek, eğer beka davamızdan ayrı düşersek, eğer niyetimizin hak ve hakikat mücadelesinde geriye kalırsak hayat bize zehir olsun." ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biliniz ki Türkiye'nin var olan ve gittikçe büyüyen beka sorunlarına göğüs gerebilmek için AK Parti ile Cumhur İttifakı'nda buluştuk. 7 düvele karşı güç birliği yaptık. Hükümet sisteminde yeni bir reform ihtiyaç duyulduğundan Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi'ne geçişi sizlerin onayıyla sağladık. Kapımıza dayanan zulmeti tesirsiz hale getirmek için, yeni hükümet sistemini çare olarak değerlendirdik. 7 Ağustos Yenikapı ruhunu her alana teşmil etmek istedik çünkü milli bekamız ağır risk ve tehditlerin odağındaydı. Türk devletinin hızlı karar alabilmesi, hain saldırılara anında cevap verebilmesi, azgınlaşan tehlikelere karşı aşılmaz kale gibi durması gerekiyordu. İşte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle bunu başardık, devletteki çok başlılığa son verildi milli birlik ve beraberlik teyit edildi."
Bahçeli, 31 Mart'tan yeni hükümet sistemi güçlenerek çıkması gerektiğinin altını çizerek, yerel yönetimlerin de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne mutlaka uygun olması gerektiğine dikkati çekti.
Bunun ayrı zamanda bir beka meselesi olduğunu aktaran Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP, İP, HDP, SP, ÖDP, PKK ve FETÖ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni boğmayı amaçlıyor. Olur da 31 Mart'tan başarıyla çıkarlarsa yeni bir sistem krizi, yeni bir rejim bunalımı, yeni bir siyasi kargaşa için pusuda bekliyorlar, el ovuşturuyorlar. Bir siyaset eskisi, üstelik TBMM Başkanlığı yapan bir zat, '31 Mart seçimlerinin parlamenter demokrasinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden intikam seçimi olduğunu' utanmadan söylüyor. Be hey şuursuz! Neyin intikamının kimden almaya cüret ediyorsun. Kimlerin nam ve hesabına tetikçilik yapıyorsun? Senin her yerin intikam olsa ne yazar. Bu meymenetsizler, 31 Mart'ta rövanş almak için kuyruğa girmişler. Bunlar Türkiye'yi geriye götürmek için zillete düşmüşler. Bekaya inanmazlar, millete hizmeti bilmezler. Ülkeye aidiyeti hissetmezler. Yapılanı yıkmak maharetleridir. Hakikati inkar meslekleridir. Yürüyüşü engellemek, yükselişi durdurmak asıl maksatlarıdır ama Osmaniye bunları rezil etmeye kararlı, boyunlarını yere eğmeye yeminlidir."
AA