Devlet günahla değil, suçla mücadele eder

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, içki yasağı tartışmalarını değerlendirirken, “İşimiz günahla mücadele değil. Devlet günahla değil suçla mücadele eder.

İçkiyi yasaklamak gibi bir amacımız yok. Yasaklayanlar da başarılı olamamıştır” dedi.

Ergün, şunları söyledi:

Dini gerekçe olmaz
Devletin yapacağı düzenlemeler içkinin kendisiyle, içilmesiyle ilgili değildir. İçileceği mekanları, içildikten sonraki eylemleri sınırlayan düzenlemeler getirebilir. Bu bütün dünyada var. Bir vatandaşın doğrudan doğruya içki içmesini düzenleyen bir mekanizmayı harekete geçiremez devlet. Devletin rolü, dini gerekçelerle değil, sosyal nedenlerle böyle bir düzenleme yapmaktır.
Devletin işi suçla
Bu eylem, alkollü araç kullanmak gibi suça dönüşebiliyor. Devlet o zaman devreye girer. Burada devletin işi günahla değil, suçla meşgul olmaktır. Günahla suç arasındaki ayırımı iyi yapmak mecuburiyetindedir. Devlet, bir adamı günah işlediği için değil, suç işlediği için yargılar.
Günah hükümetin işi değil (İçki tartışmaları) Hükümetin muhafazakarlığından kaynaklanan aşırı yorumlar bunlar. Günahla mücadele hükümetlerin işi olamaz. Mesela dünyanın hiçbir yerinde otoban kenarlarındaki restorantlarda alkol verilmez. Bizim ülkemizde, ‘Ha siz muhafazakarsınız, amacınız sadece suçu önlemek değil, gühahla da mücadele etmek istiyorsunuz’ diye aşırı bir tartışma oluyor.
Devletin değil ahiretin hesabı Dinin bu konudaki öngörüsü başka. Din kendi mensuplarına, ‘Şunları şunları yapmayın yanlıştır, bunlar bunlar iyidir’ diyor. Bunları o dinin dindarları tutarlar tutmazlar, tutmanın ya da tutmamanın hesabı devlete ait bir hesap değildir. Bireyin ahirette vereceği bir hesaptır.

Reklam
Reklam

Dizi eleştirisi cesaret kırmasın
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle ilgili tartışmaları şöyle değerlendirdi: “Osmanlıya iki bakış açısı var. Ortadan bakan az, ya kusursuz bir arayış var ya da çok sert bir hava. Objektiflikten uzak olunca bu tartışmalar oluyor. Tartışmalar cesaret kırıcı bir boyutta seyretmemelidir. Ancak film yapımcıları da ‘Biz bu işleri yaparken bazı duyarlılıkları hassasiyetleri de gözetelim’ demelidir. Özgürlükçü zemin böyle böyle gelişecek. Bunlar bizi olgunlaştıracak.”