Devlet sağlık sigortasını da özelleştirecek

Sağlıkta kasko sigortası olarak da tanımlanabilecek bir uygulamayı amaçlayan genelgeyle, SGK’nin kapsam dışı bırakacağı hastalık sayısını artıracağı ileri sürüldü.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), geçen hafta yayımladığı genelge bir dizi tartışma ve soru işaretini gündeme getirdi. Cumhuriyet'in haberine göre tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) olarak lanse edilen uygulamayla sağlık hizmetleri için yurttaşın ödemek zorunda olduğu ücret farklarının sigorta şirketleri tarafından ödenmesi öngörülüyor. Ancak TSRŞB Genel Sekreteri Erhan Tunçay, SES İzmir Şubesi Denetleme Kurulu üyesi Ergün Demir ve Dr. Güray Kılaç’ın verdiği bilgiye göre söz konusu genelgeyle kurumun karşıladığı hizmetler ve yapılacak düşük primli bir özel sağlık sigortasıyla (düşük sağlık primi hariç) hiç para ödemeksizin sağlık hizmeti alınması bir hayal. Zira, yurttaş hastaneye gittiğinde katkı, katılım payı, ilaç payı gibi önüne dayatılan ücretleri ödemeye devam edecek. Uygulama ilk aşamada olmasa da daha sonra özel şirketlere yeni bir kaynak oluştururken kurumun da sağlık giderlerini azaltmasını kolaylaştıracak. Uygulama nihai olarak yurttaşın sağlık için daha fazla para harcamasına neden olacak. Genelgeye göre, sağlık hizmet sunucusuyla sigorta şirketi arasında yapılabilecek anlaşmaya göre tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortası konusu yapılabilecek bedeller:

Reklam
Reklam

- Kurumca finansmanı sağlanmayan sağlık hizmetlerine ait bedeller,

- İlave ücret tutarları,

- Otelcilik hizmeti gibi hastalardan alınabilecek tutarlar,

- Sağlık uygulama tebliği belirtilen fiyatların üzerinde kalan tutarlar olacak.

UYGULAMA YOK
Tunçay, yeni genelgenin; hem genel sağlık sigortası kapsamına giren hem de özel sağlık sigortası olan kişilerin, sağlık harcamalarını nereye fatura edecekleri konusuna düzenleme getirdiğini söyledi. Tunçay’a göre, bu sigortanın yapacağı ödemeler için hastaneler bazında farklı oranlar belirlenmek suretiyle, Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) belirli bir katı kadar ödeme yapılması yani, bir sınır konulması gerekiyor.

HANGİ HİZMETLER SUNULACAK?
5510 Sayılı Kanun’un 64. maddesinde; kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şöyle: Estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmetiyle estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri. Sağlık Bakanlığı’nca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığı’nca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri ve yabancı ülke vatandaşlarının genel sağlık sigortalısı olduğu tarihten önce mevcut kronik hastalıkları.

Reklam
Reklam

Kritik noktayı kurumun finasman sağladığı sağlık hizmetleri ve süresini tanımlayan 5510 Sayılı Kanun Madde 63 oluştuyor. Buna göre SGK, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini, sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Sağlık Bakanlığı’nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili. Kanunda bir hayli geniş tanımlanan katılım paylarında artış ve temel teminat paketini gerektiğinde daraltmak tamamen SGK yetkisinde. Bu da finans krizinden kurtulmak isteyen kurumun, kapsamı her geçen gün daraltacağı ve yurttaşın sağlık hizmeti almak için özel sigortaya zorlanacağı yorumlarına yol açıyor.

İLK MÜŞTERİLER KİM?
Ara rapora göre yıl sonunda SGK’ye devredilen banka, sigorta, sanayi odaları gibi birlik personelleri için kurulan sandıkların iştirakçileri Tamamlayıcı Sağılk Sigortası (TSS) için öncelikli olarak belirlendi. Devredilen 350 bin 890 sandık personelinin TSS’ye geçişte hazır hedef kitle olması planlanıyor.

Sektör bugün 2 milyon civarında olan sağlık sigortalı sayısını 2015’te 5-6 milyon sigortalıya ulaştırmayı hedefliyor. Ancak bunun için 1000-1500 lira civarında olan yıllık primlerin 300-500 lira seviyesine gelmesi gerekiyor, ancak bu şimdilik mümkün görünmüyor.

Reklam
Reklam