Siirt’te ilköğretim öğrencisi dört kız çocuğuna nitelikli cinsel taciz iddiasıyla yargılanan müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu ile diğer 38 sanığın utanç davası sürecini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin yakından takip ediyor. Dosyası diğerlerinden ayrılan müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu’nun dünkü duruşmasında, Bakanlık tarafından görevlendirilen müdahil avukat Mesut Yıldız da hazır bulundu.
Kızlar koruma altında
Kuzu tarafından defalarca cinsel istismara uğrayan ve bu yüzden okulu bırakan abla S.T., aynı olayları kendisinden sonra yaşayan kardeşi H.T. ve diğer iki kız öğrenciyle birlikte başka bir şehirde, devlet korumasında yaşıyor ve Bakanlık’ın himayesinde öğrenimlerine devam ediyor. S.T geçtiğimiz günlerde 18 yaşına basıp reşit olduğu için Bakanlık’ın koruma hükmü kalktı. Ancak Bakan Şahin, mağdur S.T.’den Bakanlık müdahil avukatı Mesut Yıldız’a vekalet vermesini bizzat talep etti. S.T. de Yıldız’ın üç mağdure gibi kendisini mahkemede Bakanlık adına savunması için Yıldız’a vekalet verdi.
‘İktidarsızlık’ talebi
Kuzu’nun dünkü duruşmasında tanıklar dinlendi. Kuzu, 19 aylık firardan sonra ilk kez 21 Aralık’ta hâkim karşısına çıktığında iddiaları, “Ben iktidarsızım” diyerek reddetmişti. Avukatı Rıdvan Eroğlu da dünkü duruşmada müvekkilinin cinsel iktidar sahibi olup olmadığının tespiti için Adli Tıp’a sevki talebini tekrarladı ve tahliye istedi. Ancak talebi yine reddedildi. İki kız öğrenci ile tutuksuz sanık öğrenci M.A. ve tutuklu sanık kantinci S.Ç., tanık olarak dinlendi. Sanıklar “Bir ilişki olduğunu duymadım, aralarında bir şey geçtiğini görmedim” dediler. Tanık iki öğrenci daha önce verdikleri ifadelerini doğruladılar.
İfade değişikliğinin önemi yok
Bakan Şahin tarafından bizzat görevlendirilen avukat Mesut Yıldız, tanıkların ifade değiştirmesinin önemli olmadığını söylüyor: “İfade değiştirmeleri Yargıtay uygulamasında kabul görmüyor. Olayın hemen arkasından avukat, savcı ve hâkim huzurunda verilen beyanların daha doğru olduğu, hukukun temel prensiplerindendir.” Yıldız, sanık Kuzu’nun fiilinin sadece cinsel istismar olmayıp aynı zamanda kişiyi hürriyetinden alı koyma suçunu da oluşturduğunu beyan ederek sanığın cezasının yüzde 50 oranında artırılarak verilmesini talep etti.