- LİSE ÖĞRENCİSİNİN KATİL ZANLILARININ KAÇMA ANLARI KAMERADA
Haber: Ali AKSOYER / İstanbul DHA
Küçükçekmece'de arkadaşlarının yanında kalbinden bıçaklanarak öldürülen Mustafa Mert Peker'in katil zanlıları 3 lise öğrencisi çıktı. Polis kimliğini tespit ettiği şüphelileri bu sabah saatlerinde gözaltına aldı. Suçlarını itiraf ettikleri öğrenilen şüpheliler yaşlarının küçük olduğu gerekçesiyle sorgulanmak üzere Çocuk Şube Müdürlüğü'ne tutuluyor.
Şüphelilerin kaçma anları güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, 3 şüphelinin cinayetin ardından yaya olarak hızla uzaklaştıkları görülüyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Güvenlik kamera görüntüleri
-Şüphelilerin yaya olarak uzaklaşması
- BARANSU'NUN "MGK MANŞETİ" DAVASI...
Yüksel KOÇ / İSTANBUL DHA
Taraf Gazetesi'nin 28 Kasım 2013 tarihli sayısında yayınlana "Gülen'i bitirme kararı 2004'te MGK'da alındı" manşetine konu haberle ilgili olarak, haberi yazan gazeteci Mehmet Baransu ile gazetenin eski Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Şevki Çoban hakkında açılan davaya devam edildi.
İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 10. duruşmasına, başka suçtan tutuklu sanık Mehmet Baransu ve avukatı Mehmet Emre Bayrak ile sanık Murat Şevki Çoban'ın Avukatı Veysi Ok katıldılar.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği Avukat Neslihan Firik, MİT Müsteşarlığı'nı temsilen Avukat Ayşegül Bulut katılan sıfatı ile duruşmada hazır bulundular. Duruşmada söz alan Mehmet Baransu, gerçeğe aykırı haber yapmakla suçlandığı belirterek, "İddianamede gerçeğe aykırı yayın yapmakla suçlanıyorum. İddianamede mevcut olmayan belgeden mevcutmuş gibi bahsederek yalan haber yaptığım iddiası var. Yalan haber niteliğinde yayınlar yapmışım diye geçiyor. Nitelik diye bir şey yoktur, bir haber ya lalandır yada değildir" dedi.
CHP'nin MGK'nın kararlarını içeren bir kitapçık yayınladığını söyleyen Baransu, "Madem MGK kararlarının açıklanması yasak. Bana yasaksa Başbakan'a da yasak, milletvekillerine de yasak olması gerekir. CHP'den bu kitabın istenmesini talep ediyorum" dedi.
MGK kararlarının gizli belge olmadığını olmadığını savunan Baransu, "MGK kararları gizli belge değildir. Bu açıdan bu belgelerin buraya gelmesi gerekiyor. Neden o belgeler gelmiyor. Bana iftira atılıyor" dedi. Duruşma, Baransu'nun, iki celse önce verilen esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasının yapılması için ertelendi.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Mehmet Baransu tarafından yazılan haberin, "Gülen'i bitirme kararı 2014'te MGK'da alındı" başlığı ile 28 Kasım 2013 tarihinde Taraf Gazetesi'nde yayınlandığı, bu tarihte gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü'nün de diğer şüpheli Murat Şevki Çoban olduğu belirtiliyor.
MİT'in 'İhbar eden' sıfatı ile yer aldığı iddianamede, niteliği itibariyle gizli kalması gereken 25 Ağustos 2004 tarihli MGK kararının manşetten yayınlanarak ifşa edildiği, bu yayının devam eden günlerde de yapıldığı belirtiliyor.
52'ŞER YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYOR
İddianamede şüphelilerin, "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme", "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme" ve "MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgiyi basın yoluyla ifşa etme" suçlarından 26'şar yıldan 52'şer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep ediliyor.
==============================
- FATİH'TE UYUŞTURUCU OPERASYONU
Haber: Çağatay KENARLI / İstanbul DHA
Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 11-14 Nisan tarihleri arasında uyuşuturucu madde satan kişileri yakalamaya yönelik Karagümrük ve Dervişali Mahallelerinde çalışma başlattı. Polis ekipleri yaptıkları çalışmalarda, İran ve Özbekistan uyruklu 5'i kadın toplam 9 kişinin uyuşturucu madde sattığını belirleyerek operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda, 9 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Ekipler, gözaltına aldığı İran uyruklu E.S.(29), S.S.(28), A.A.(26), E.S.(30) isimli erkekler ile S.Y.(37), S.T.(44), N.Ş.(49), G.N.(22) ve Özbekistan uyruklu Z.S.(34) isimli kadının evlerinde de arama yaptı. Yapılan aramalarda, 4 bin 900 uyuşturucu hap, 610 gram kokain, 565 gram afyon sakızı, 740 gram esrar, yaklaşık 3 buçuk litre uyuşturucu yapımında kullanıldığı değerlendirilen sıvı madde, 6 hassas terazi, 3 ruhsatsız tabanca, 3 bin 680 lira para ele geçirildi. Gözaltına alınan 5'i kadın 9 kişi, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. İran uyruklu E.S., E.S. isimli erkekler ile N.Ş. isimli kadın ve Özbekistan uyruklu Z.S. kadın çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, S.Y, S.T. ve G.N. isimli kadınlar hakkında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. S.S. ve A.A.'da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ekiplerinin şüphelilerin evinde yaptığı aramalar polis kameraları tarafından görüntülendi. Görüntülerde uyuşturucu maddelerin ve paraların bulunması kaydedildi.
Görüntü Dökümü
-------
(Polis Kamerası)
-Polis ekiplerinin bir evde arama yapması
-Ekiplerin uyuşturucu maddeleri bulması
-Ele geçirilen paralar
-Genel ve detaylar
- NİLHAN OSMANOĞLU: BAŞKANLIK OKULLARI PROJESİ HAZIRLIYORUZ
İSTANBUL DHA
Bağcılar Belediyesi Kadın ve Aile Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen söyleşi programında konuşan 2.Abdülhamit'in 5'inci kuşaktan torunu Nilhan Osmanoğlu, Osmanlı Devleti'ndeki Enderun Sistemi temeline dayanan Başkanlık Okulları Projesi'nin kendi hayali olduğunu kaydetti.
Projenin kendi özel okul projesi olduğunu belirten Osmanoğlu, "Bu, kendi yerli ve milli fikir liderlerimizi geliştirme projesi. Yıllarca ülkemizin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü düşünmeyen mebuslar oldu. Ülkemizin yeni yönetim sisteminde buna ihtiyaç var. Kendi fikir liderlerimizi, başkan adaylarımızı, siyasetçilerimizi ve ilim adamlarımızı yetiştireceğiz" dedi.
Söyleşi programında sürgünde yaşamaya zorlanan Osmanlı hanedanının büyük sıkıntılar yaşadığını ifade eden Osmanoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"Ben sürgün hikayelerini anlatmayı sevmiyorum. Hanedan üyeleri de öyle yâdedilmek istemezlerdi. Elbette, bizim de kendi içinde yaşadığımız hikayeler var. Ancak, ecdadın güçlü duruşunu zedelemek istemiyorum. Babam Orhan Osmanoğlu Şam'da, dedem Harun Osmanoğlu ise Lübnan'da doğdu. Ben sürgün hayatı yaşamadım. İstanbul Fatih'te dünyaya geldim. Sürgünden sonra burada doğan ilk sultanım. Şu an dünya genelinde 13 sultan ve 25 şehzade var. Şam'da Dündar Efendi yaşıyor. Orada kendilerine ait bir yaşam kurmuşlar. Yurt dışında ise 'Ali Osman' soy ismiyle tanınıyoruz."
"HANEDAN ÜYELERİNE YURT DIŞINDA DEVŞİRME PLANI UYGULANDI"
Hanedan üyelerinin yaşlı ve kundaktaki bebeklerle sürgün edildiğini hatırlatan Osmanoğlu, çocukların lalalarından birkaç yıl saray ve Türkçe eğitimi aldığını ve sürgünde büyüdüklerini kaydetti.
Şehzade Harun Efendi ile Dündar Efendi'nin lalaları tarafından büyütüldüğünü ifade eden Osmanoğlu, Fransızca, İngilizce ve eski Türkçeyi konuşabildiklerini belirterek şöyle konuştu:
"Şehzade Harun Efendi ile Dündar Efendi dört yaşına kadar eğitim alıyor. Lalası vefat ettikten sonra annesi bu eğitimi sürdürmeye çalışıyor. Babası Abdülkerim Efendi'nin şehit edilmesinin ardından çocuklar evlerinden çıkamıyor. Her zaman tehdit altındaydılar. Türkiye'deki yönetim onları dağıtsa da her zaman tehdit olarak görüldüler. Başka bir güç ile birleşip dönebilirler endişesi taşıyorlardı. Bizler, bu şartlarda büyüdük. Ninem, tek başına iki çocuğunu büyütmüş. Dedemin Türkçesi iyi değildi. Dillerine Arapça hakimdi. Belirli yaştan sonra öğrenmeleri de zor oluyordu. Küçük yaşta sürgüne gittikleri ve ülkeye girişleri yasak olduğu için yabancı kadınlarla evlenmişler. Türkiye'de aileler, 'bir daha görememek' endişesiyle onlara kız vermemişler. Hanedan üyelerine yurt dışında devşirme planı uygulandı. 'Keşke hepimizi ortadan kaldırsalardı bunları yaşamasaydık' diyenler de var."
Hanedan üyeleriyle bir araya geldiklerinde gözlerindeki özlemi görebildiklerini de kaydeden Osmanoğlu, hastalık ve maddi sıkıntı olması halinde yardımlaştıklarını söyledi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Nihan Osmanoğlu'nun konuşmaları
- HAVACI ASKERLERİN BYLOCK DAVASI
Hayaki KILIÇ / İstanbul DHA
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandıkları iddiasıyla 14'ü tutuklu 15 havacı askerin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, ikametgahı başka illerde görünen 14 sanık hakkında yetkisizlik kararı verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar yüzbaşı Seçkin Yastıkçılar, teğmen Enes İzci, teğmen Gökhan Coşkun, üsteğmen İsmail Könür ve astsubaylar Enes Kızık, Barış Tunçkol, Murat Bozcan, İsmail Kıran, , Okan Özcan, Erol Kanbaş, Orhan Koçbaş, Ramazan Acar, Yunus Emre Yaldız ve Ramazan Kılıç ile tutuksuz sanık Aydın Tükenmez ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada kimlik tespitleri ve gelen evrakların okunmasının ardından, cumhuriyet savcısı Ömer Karakaya, sanıklardan Orhan Koçbaş hariç diğer tüm sanıkların üzerine atılı, "terör örgütü üyeliği" suçunun devam eden suçlardan olduğunu belirterek, yargılama mercisinin sanıkların son görev yaptıkları ve ikamet ettikleri adreslere göre olması gerektiğini belirtti. Savcı Karakaya, bu nedenle sanıklar bakımından dosyanın ayrı ayrı tespit edilerek yetkisizlik kararıyla ilgili mahkemelere gönderilmesi ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Savcılığın talebine ilişkin beyanları sorulan 13 sanık örgüt ile bir ilişkilerinin olmadığını, ByLock programını kullanmadıklarını iddia ederek tahliyelerini talep ederek, yetkisizlik talebinin reddine karar verilmesini istedi. Tutuksuz sanık Aydın Tükenmez ise, adına kayıtlı telefon numarasını eniştesi Zekeriya Altun kullandığını belirterek, "söz konusu ByLock programı bu telefona yüklendiği resmi evraklarla ortaya çıktı. Ayrıca eniştem noter aracılığıyla ByLock programını kullandığını kabul etti" dedi.
"BU ÖRGÜTÜN İÇİNDE YER ALMAKTAN UTANIYORUM"
Sanıklardan Yunus Emre Yaldız, ifadesinde "Benim 2013 yılında o dönemde cemaat ile tanıştım. Babam boyacıydı bu sebeple maddi durumumuz iyi değildi. Ben yurt ararken bunların yurduna gittim. Aylık 300 lira devlet bursu alıyorum. Bu yurdun müdürü beni cemaat evlerine yönlendirdi. Eve gittim ev abisi Kadir Genç ile birlikte 3 kişi kalıyorduk. Orada kaldığımda sakıncalı bir durum yoktu. 17-25 Aralık olayından sonra cemaatten ayrılmak istedim. Ancak buna izin vermediler ve bana bu olaylar bizimle ilgili değil gerçek ortaya çıkacak dediler. Bu süreç içerisinde Salih Kökçü isimli cemaaten biri telefonuma bu programı yükledi. Ama bu programdan devlet aleyhine bir şey yazmadım. Bu programı kısa bir süre sonra sildim. 15 Temmuz darbe girişimi olunca bu yapının gerçek yüzünü gördüm. Darbe girişiminden sonra irtibatımı kestim. Tamamen dini duygularla kandırıldık. Bu örgütün içinde yer almaktan utanıyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, sanıklar yüzbaşı Seçkin Yastıkçılar, teğmen Enes İzci, teğmen Gökhan Coşkun, üsteğmen İsmail Könür ve astsubaylar Enes Kızık, Barış Tunçkol, Murat Bozcan, İsmail Kıran, Okan Özcan, Erol Kanbaş, Ramazan Acar, Yunus Emre Yaldız ve Ramazan Kılıç ve Aydın Tükenmez hakkındaki dosyanın yetkisizlik kararı verilme üzere ayrı bir esas kaydedilmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, sanıklardan Orhan Koçbaş'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, Hava Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan, subayların da bulunduğu 15 şüphelinin, FETÖ'nün haberleşme programı ByLock kullandıklarının tespit edildiği belirtiliyor. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katılmayan ancak ByLock kullanan askerlerin halen TSK'da görev aldığı ve bunlara yönelik soruşturmaların sürdüğü vurgulanan iddianamede, 15 tutuklu şüphelinin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
=================================
- BEYOĞLUNDA ÇIKAN YANGINDA BİNANIN ÇATISI KULLANILAMAZ HALE GELDİ
Haber - Kamera: Özgür EREN / İSTANBUL DHA
Beyoğlu'nda, bir binanın çatısında çıkan yangın paniğe neden oldu. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken binanın çatısı kullanılamaz hale geldi.
Yangın, Örnektepe Mahallesi Zafer Caddesi'nde, saat 16.30 sıralarında beş katlı bir binanın çatısında meydana geldi. Binanın çatısında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler kısa sürede tüm çatıyı sardı. Dumanları gören mahalle sakinleri durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Bu sırada çatısı yanan binanın beşinci katında oturan Halis Çiğörten ve ailesi yangını fark etmedi. Bunun üzerine komşuları aileyi uyararak bina dışına çıkmalarına yardım etti.
Yangın nedeniyle mahalle sakinleri kısa süreli panik yaşadı. Şişli ve Fatih itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Bir saatlik çalışma sonucu yangın tamamen kontrol altına alındı. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken binanın çatısı tamamen yandı.
Dairesinde boya çalışmaları yapıldığını söyleyen Halis Çiğörten "Ben rahatsızdım, içeride uzanıyordum. Bir ses duydum. Çatırtı, patırtı. Çatı kapısını açtım duman sarmış. hemen aşağıya indim sigortaları kapattım" diye konuştu.
Mahalle sakini Leyla Polat ise "Biz kapının önünde oturuyorduk. Birden bir kalabalık oldu. Bir bey 'abla binanın çatısı yanıyor' dedi. Halis amcalar içeride olduğu için çıkın dedik. Kimse çıkmadı ve panik yaptılar. Sonra gelini görünce çıktı dışarıya" dedi.
Yangının neden çıktığı ile ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Binanın çatısının yanmasından detay görüntü
-Dumanlardan genel ve yakın detaylar
-itfaiye ekiplerinden detay görüntü
-itfaiye ekiplerinin merdiven ile yangını söndürmeye çalışması
-Mahalle sakinlerinden detay görüntü
-İtfaiye araçlarından detay görüntü
-Halis Çiğörten ile röportaj
-Leyla Polat ile röportaj
-Genel ve yakın detaylar
19.04.2017 - 17.53 Haber Kodu : 170419168
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz