Dha İstanbul Bülteni - 1 

  1- SARIYER'DE  KURBANLIK HAYVANLARIN BULUNDUĞU BARINAKTA YANGIN Haber-Kamera: Hakan KAYA-Ozan URAL / İSTANBUL DHA  Sarıyer'de içerisinde 9 adet büyükbaş kurbanlık hayvanların bulunduğu

1- SARIYER'DE KURBANLIK HAYVANLARIN BULUNDUĞU BARINAKTA YANGIN

Haber-Kamera: Hakan KAYA-Ozan URAL / İSTANBUL DHA
Sarıyer'de içerisinde 9 adet büyükbaş kurbanlık hayvanların bulunduğu barınakta yangın çıktı. Alev alev yanan barınak İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu söndürüldü. Yangında 2 hayvan telef olurken, ağır yanıklar bulunan bir hayvan ise kesildi.
Sarıyer Ayazağa Mahallesi, Hadım Koruyolu Caddesi üzerinde bulunan içerisinde 9 adet büyükbaş hayvanın bulunduğu barınakta saat 06.00 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyürken, çevredeki vatandaşlar durumu itfaiye ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri alev alev yanan barınağa müdahale etti.

Reklam
Reklam

2 BÜYÜKBAŞ HAYVAN TELEF OLDU
Yangına müdahale sürerken, 6 hayvan itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Kurtarılan hayvanların üzerine su sıkılarak başka barınağa götürüldü. Ağır yanıklar bulunan bir hayvan ise barınaktan çıkarılır çıkarılmaz kesildi.
Yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, itfaiye görevlileri, duman tahliyesi ve köpüklü suyla soğutma çalışması yaptı. Yangının çıkış nedeniyle ilgili çalışma başlatıldı.

Görüntü dökümü:
-----------
-Yangından görüntü
-İtfaiyenin müdahalesi
-Kurtarılan hayvanlar
-Yaralı olan bir hayvanın orada kesilmesi
-Genel ve detaylar

24.08.2017 - 06.38 Haber Kodu : 170824018
24.08.2017 - 07.09 Haber Kodu : 170824025

==============================

2- ÇAMLICA GİŞELERİNDE SERBEST GEÇİŞ BAŞLADI

Haber-Kamera: Uğur AYAZSIN / İstanbul, DHA
İstanbul Çamlıca gişelerinde serbest geçiş sistemi uygulanmaya girdi. TEM Otoyolu'nda saat 19.00 itibariyle çift yönlü olarak Serbest Geçiş Sistemi'nde geçişler sağlanmaya başlandı. Bu uygulamayla gişeler devre dışı kaldı. Sürücüler ise gişelerin kaldırılmasından büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Mahmutbey gişeleri ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün ardından Çamlıca gişelerde de Serbest Geçiş Sistemine geçilmiş olundu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
------------------
-Gişeler
-Serbest geçiş sistemi
-Araçların geçişlerinin sağlanması
-Yolun trafiğe açılması
-Yeni sistemde ilk geçen araçlar
-Sürücüler ile röportajlar
-Polisin anonsu
-Görevliler
-Genel ve detay

23.08.2017 - 20.28 Haber Kodu : 170823179

===============================

3- ESKİ İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ HÜSEYİN ÇAPKIN SAVUNMASINI TAMAMLADI

" 4,5 yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana çalıştım. FETÖ'cü olup olmadığımı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorsunlar. Eğer FETÖ'cü derse savunma yapmayı bırakacağım"

Haber: Ümit TÜRK-Serpil KIRKESER İstanbul / DHA
15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakamın yargılaması dün başladı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında bulunan salonda başlayan duruşmada Eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın savunmasını tamamladı.

Reklam
Reklam

AVUKATI KAPALI DURUŞMA TALEP ETTİ
Çapkın, savunmasına başlamadan önce avukatı Fahrettin Karagöz mahkemeye, görüntülü ve sesli delil dinleteceği gerekçesiyle duruşmanın kapalı görülmesini talep etti. Mahkeme avukat Kocagöz'ün bu talebini CMK'nın 182 ve 206/2 a-b maddeleri gereğince reddine karar verdi. Daha sonra savunmasını yapan Çapkın, MİT krizinden 17 Aralık kumpasının nasıl erkene çekildiği ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"TIPKI YAVERLERİN GENERALLERİ DERDEST ETTİĞİ GİBİ FETÖ'CÜ EMNİYET MÜDÜRLERİ DE BENİ SIRTIMDAN BIÇAKLADILAR"
Hakkında yeterli delil ve ifade olmadığı halde örgütün hiyerarşik yapısında yer aldığı iddiasıyla hakkında ağır ceza istendiğini belirten Çapkın, şunları anlattı: "Bylock kullanmadığım, çocuğumu iltisaklı okullarda okutmadığım, Bank Asya'ya para aktarmadığım net bir şekilde ortaya çıkmıştır. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi yaşandıktan sonra FETÖ ile ilgili elde edilen bilgi ve birikime bakılarak, benim 17 Aralık 2013'ten önce bunları bilmememin hayatın olağan akışına aykırı diye suçlanmamı anlamış değilim. 15 Temmuz'da görüldü ki en tepedeki generalin yılarca yanlarında çalıştırdığı yaverler, subaylar tarafından silahla zor kullanarak derdest edildiler. Tıpkı beni de sırtımdan bıçaklayan FETÖ'cü polis müdürleri gibi. Ben bunları neden tespit edemedim diye suçlanıyorum hem de en ağır şekilde" dedi.

Reklam
Reklam

"BUNLAR BENİ SIRTIMDAN VURDULAR"
Çapkın, 30 Ağustos 2016 tarihinde gözaltına alındığını ve FETÖ'cü Nazmi Ardıç ile Eski KOM Daire Başkanı Mehmet Yeşilkaya'nın aleyhindeki ifadesinin ardından tutuklandığını belirterek devamında şunları söyledi: "Mehmet Yeşilkaya (FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu KOM dairesi eski başkanı) ifadesinde 17 Aralık operasyonun olduğu sabah beni aradığını ancak telefonumun kapalı olduğunu söylemiş. Meslekten gelen bir alışkanlıkla telefonum aldığım günden itibaren 24 saat hep açıktır. 17 Aralık'tan sonra Yakub Saygılı ve Nazmi Ardıç (FETÖ'den tutuklu eski emniyet müdürleri) "Biz yolsuzluk operasyonu yaptık, darbe yapmadık. Hatta operasyonları haber vermediğimiz müdürümüz bile bize hak verdi" diye kendi kanallarında açıklamalar yaparak beni de kendi yanlarındaymış gibi göstermeye çalıştılar. Benim, "Bunlar beni sırtımdan vurdular" diye yaptığım açıklamam manşetten yayınlanınca ise Nazmi Ardıç, 'Sen öyle yaparsan al sana… Biz zaten batmışız, seni de yakarız' şeklinde tutuklandıktan sonra resmi ifadeler vermeye başladılar. Kim bilir hangi abilerinden emir aldılar" dedi.

Reklam
Reklam

Bu durumun "Tam bir FETÖ taktiği" olduğunu ifade eden Çapkın, "Mehmet Yeşilkaya bunların hemen görevden alınması gerektiğini asla söylemedi. 'Bunlar böyle böyle bir şey yapacaklar hemen görevden alalım' dese alırdım, niye almayalım ki? Almazsam o zaman bana FETÖ'cü de desinler başka bir şey de desinler" diye konuştu.

Mahkeme başkanının, "Sizin bunları görevden alma yetkiniz yokmuydu?" şeklindeki sorusuna Çapkın, "Var. FETÖ'cü olduklarını o dönem bilmiyoruz ki. Ne yaptıklarını da bilmiyoruz" cevabını verdi.

"MUAMMER GÜLER İLE YAKIN OLDUĞUM İÇİN OPERASYON BİLGİSİNİ VERMEDİLER"
Beraber çalıştığı FETÖ'cü emniyet müdürlerinin 17 Aralık döneminde 4 tane devasa operasyonu aynı torbaya koyup, bir defada operasyon yaptıklarını belirten Çapkın, "Neden operasyon bilgisini bana vermediniz diye sorduğumda, 'mevzuat öyleydi, savcı öyle talimat verdi' diyorlar. Çünkü kendilerinden olmadığımı biliyorlar. Ben İçişleri Bakanı Muammer Güler ile çok eskiden tanışırım. Gaziantep'te birlikte çalıştık. Çocukları elimde büyüdü. Bunların bir yanlışını görürsem çocukları çağırır tokatlayacağımı bilirler. O kadar yakınım. Telefonlarımızı mutlaka dinledikleri için bunları biliyorlardı. O nedenle operasyonun bilgisini vermediler. Şimdi bunları dinlediklerini hiç bana söylerler mi? Geldiğimiz noktada bakıyorum kripto bir örgüt, bir yapı çıkıyor karşımıza. Hiç klasik polis gibi değillerdi" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"17 ARALIK OPERASYONUNU ÖNE ÇEKTİLER..."
Çapkın, 17 Aralık kumpas operasyonlarının nasıl öne çekildiğini de anlattı:
"17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. 'Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu' söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'a söyledim. O da ekipleriyle Sarraf'ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf'ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı. Mali şube, İstihbarat şubesindeki polisleri görünce düşman görmüş gibi olmuşlar. Sonra da bu kripto operasyonları bozulacak endişesi ile operasyonu erken yapmaya karar verdiler. İstihbarat Müdürü hakkında da soruturmayı sekteye uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal da görevi benim verdiğimi söyledi. Ona bu görevi ben verdiğim için de sonrasında bana ulaşarak beni de tutuklamak istediler. Alelacele operason yapmalarının sebebi istihbarat ekiplerini fark etmeleriydi"

Reklam
Reklam

"OLAYIN PATLAYACIĞINI TAHMİN ETMİŞLER Kİ TAKIM ELBİSE İLE YANIMA GELMİŞLERDİ"
Operasyon olduğunda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in kendisini aradığını dile getiren Çapkın, "Ben de şaşkınım bilgim yok dedim. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'ı aradım onun da bilgisi yoktu. Nazmi Ardıç'ı aradım 'bizim operasyonumuz' dedi. bağırdım çağırdım, yanıma gelmelerini söylerim. O ve Yakup Saygılı, olayın patlayacığını tahmin etmişler ki takım elbise ile yanıma gelmişlerdi hatta bilgi notunu bile hazırlamışlardı" diye konuştu.

Çapkın, burada eski İçişleri Bakanı Güler'in tekrar kendisini aradığını, sorulan sorulara söz konusu iki şube müdürlerine sorarak Güler'e cevaplar verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "İkisine 'bu durum sizi yakacak' dediğimde, Nazmi Ardıç, 'Herşeyi göze aldık' dedi. Saygılı da başını salladı. Herşeyi göze alarak, amirlerinden habersiz savcılarla birlikte dar bir kadro ile bunu yaptıkları ortala çıktı. Tarihte ilk kez poliste bir paralel bir yapılanmayla yüzyüze geldiğimizi anladık. Daha sonra tüm Türkiye'de karşılaştık"

Reklam
Reklam

"BAŞBAKANIMIZ AMELİYATA GİRECEĞİ GÜN ELLERİNDE BİR KARARLA GELDİLER..."
Çapkın, "Başbakanımız ikinci ameliyatına gireceği gün Erol Demirhan ile Yurt Atayün ellerinde bir kararla geldiler. Savcılık mı mahkeme mi hatırlamıyorum. MİT krizinden bir gün önceydi. Kararda Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu üst düzey MİT görevlilerinin telefonlarının dinlenmesi isteniyordu. Bunu görünce çıldırdım... 'Siz iki kurumu birbirine mi düşüreceksiniz. Bu aklı savcıya yoksa siz mi verdiniz' diye bağırdım. Sonra da savcıya gidip nasıl aldıysanız o şekilde bu kararı kaldırın dedim. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kısıklı da görüştüm. Konuyu anlattım. Dinleme kararını gösterdim, şaşırdı. 'İdris'e söyleyin (Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin) üçünü de yani Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Erol Demirhan'ı görevden alsınlar' dedi. Ancak o dönem FETÖ ile mücadele sert olmadığı için bu üç müdür de Ankara'da farklı görevlere getirildi. Bir süre sonra Yurt Atayün İstanbul'a idari kararla geri döndü" dedi.

"CUMHURBAŞKANI'NA SORSUNLAR, EĞER FETÖCÜ DERSE SAVUNMA YAPMAYI BIRAKACAĞIM"
FETÖ'cü olmadığını belirten Çapkın, "Dört buçuk yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana çalıştım. FETÖ'cü olup olmadığımı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorsunlar. Eğer FETÖ'cü derse savunma yapmayı bırakacağım. 1984 yılından beri beni kim hangi göreve getirmiş bellidir. Şükür hepsi yaşıyor. Tanık olarak dinlenebilirler" dedi.

"BEN MÜLKİYELİ DEĞİLİM Kİ, MÜLKİYE YAPILANMASI İÇİNDE OLAYIM"
"Hüseyin Avni Mutlu ile 3 yıl vali emniyet müdürü olarak çalıştım. 3 yıl içinde bayramda kandilde 7-8 kez telefon görüşmüşüm. Bence az bile yapmışız. Benim ihmalimin olduğunu düşünüyorum. Ben mülkiyeli değilim ki, mülkiye yapılanması içinde olayım. Çocukluğumdan beri polisim. FETÖ parlatması bir kaymakam hiç olmadım hep polistim" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ
Eski emniyet müdür Hanifi Avcı'nın bir televizyon programında kendisiyle ilgili FETÖ ile ilgisinin olmadığını söylediğini beliren Çapkın, Avcı'nın bu ifadelerinin dosyaya delil olarak girmesini talep etti. Çapkın, savunmasını sonunda tahliyesini ve beraatini istedi.

===========================

4- "YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ FETÖ" DAVASINDA 4 TAHLİYE…

Haber: Özden ATİK, İstanbul, DHA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde (YTÜ) açığa alınan, aralarında profesörlerin de bulunduğu 83 sanığın "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan yargılandığı davada biri profesör, 4 sanığın tahliyesine karar verildi.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 11. celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Abdullah Bal, Prof. Dr. Celal Kocatepe, Doç. Dr. Deniz Güney, Doç. Dr. Tamer Çoşkun, Bünyamin Yağcıtekin, Fatih Karabiber, Harun Akif Kabuk, İbrahim Özbek, Mehmet Rıfat Kamber, Muhammed Çinkaya, Mustafa Başıbüyük, Mustafa Dağcan Şentürk, Osman Gürbüz, Selahattin Aydoğdu, Serdal Şahin, Veli Çolak ve Yusuf Duran getirildi. Sanıklardan 1'i duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken 11 tutuksuz sanık da salonda hazır bulundu.

4 SANIĞA TAHLİYE
Duruşmada savunmasını yapan araştırma görevlisi sanık Veli Çolak, "Pensilvanya'dan Bank Asya'yı kurtarın talimatı üzerine yüklü miktarda para yatırdığı" yönündeki iddiayı reddetti. Çolak, "Kesinlikle talimatla ilgisi yok. Bankayı ticari amaçla kullandım. Hesap hareketlerimden de bu anlaşılacaktır" dedi. Tanıkların dinlendiği duruşma sonrasında mahkeme heyeti, sanıklardan Doç.Dr. Deniz Güney'in etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemesi, Mustafa Başıbüyük'ün sağlık durumu, Prof. Dr. Celal Kocatepe ve Veli Çolak'ın mevcut delil durumu, tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak tahliyelerine karar verdi. Tahliye edilen sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı konuldu. 3 sanık hakkında imza atmak şeklindeki adli kontrol kararını kaldıran heyet, 13 sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırarak duruşmayı 20 Kasım'a erteledi.

15 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYOR
İddianamede, sanıkların "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

=================================

5- İSTANBUL'DA 'TÜRKİYE GÜVEN HUZUR UYGULAMASI 7' YAPILDI

Haber-Kamera: Ali Kerem BENGİ - Soner HASIRCIOĞLU - Zeki GÜNAL İstanbul DHA
Türkiye genelinde düzenlenen "Türkiye Güven Huzur Uygulaması 7" kapsamında polis İstanbul'da denetim yaptı.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nce 81 ilde eş zamanlı başlatılan 'Türkiye Güven Huzur Uygulaması 7' İstanbul'da 39 ilçede 200 noktada 5 bin polisin katılımıyla yapıldı. Saat 20.00 itibariyle ülke genelinde başlayan denetim kapsamında İstanbul'da 39 ilçede 5 bin polisin katılımıyla gerçekleşti. Bu noktalardan Fatih Kadir Has Caddesi, Şişli ve Eyüp Alibeyköy İstanbul Caddesi'nde üzerinde polis, şüpheli görülen araç ve kişiler üzerinde arama yaptı. Araçlar didik didik aranırken, sürücü ve yolculara da Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması yapıldı.
Geniş güvenlik önlemi alınarak sürdürülen denetime polis helikopteri de destek verdi. Sabit noktalarda gerçekleştirilen denetimler gece saat 01.00'de sona erdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nce 81 ilde eş zamanlı başlatılan 'Türkiye Güven Huzur Uygulaması' adı verilen denetimin Türkiyede 7'sincisi, İstanbul'da ise 31'incisinin gerçekleştirildiği öğrenildi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Fatih
-Kadir-Has Caddesi Denetimi yerinden görüntü
-Ekiplerin araçları durdurması
-Sürücülerin ve yolcuların üstlerinin aranması
-Araçların aranması
-Polisin GBT uygulamasından görüntü
-Polis helikopterinden görüntü
-Eyüp
-Uygulama yapılan nokta
-Arama yapılan araçlar
-Araçları arayan polisler
-Vatandaş ile röp
-Genel ve detaylar
-Şişli
-Helikopter
-Polisin aramaları
-Genel ve detay

24.08.2017 - 02.07 Haber Kodu : 170824008

===============================

6- KESK'TEN TOPLU SÖZLEŞME PROTESTOSU

Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER İstanbul DHA
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), İstanbul Şubeler Platformu üyesi bir grup Hükümet ile sendikalar arasında yapılan toplu sözleşme görüşmelerine yönelik bir basın açıklaması yaptı. Galatasaray Meydanı'nda yapılan açıklamada," Bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri sadaka değil, emeğinin karşılığında onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam talep etmektedir" denildi. KESK, İstanbul Şubeler Platformu geçtiğimiz gün Hükümet ile sendikalar arasında imzalanan ve kamu çalışanları ile memur emeklilerinin maaşlarına 2018 yılının ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 3,5; 2019 yılının ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 5 zam yapılmasını içeren anlaşmayı protesto etti. Platform üyesi bir grup 18.00'de Galatasaray Meydanı'nda toplanarak bir basın açıklaması yaptı. KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü Özlem Tolu'nun okuduğu metinde şu ifadeler yer aldı, "KESK'i sadece masada değil, işyerlerinden, alanlardan uzak tutmak için her türlü hukuksuzluğun devreye sokulduğu bu son toplu sözleşme sürecinde, sendika olmanın asgari koşullarını dahi taşımayanların kamu emekçilerinin temel sorunlarına çözüm üretmekten ne kadar uzak olduğu bir kez daha teyit edilmiştir. Bu süreç KESK olarak en başından beri karşı çıktığımız, gerçek evrensel toplu sözleşme sistemi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, tekli sendikal rejimin ve siyasal iktidarın son sözü söylemesinin dayatıldığı, 'Türkiye Tipi Toplu Sözleşme Sistemi'nin' iflas ettiğini bir kez daha ispatlamıştır."
Açıklama şöyle devam etti, " Ülkenin kamu emekçilerinin ve emeklilerinin grev hakkının yasal güvence altına alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerin önünü açan, konfederasyon ve sendikaların demokratik bir şekilde temsiline imkan tanıyan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine olan ihtiyacının yakıcılığını ortaya çıkarmıştır. Bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri sadaka değil, emeğinin karşılığında onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam talep etmektedir. Yoksulluk sınırına uzak, açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi, sürdürmeye terk edilen kamu emekçileri ve emekliler kimseden sadaka ya da fedakarlık değil, hakkı olanı istemektedir."
Yapılan basın açıklamasının ardından grup meydandan ayrıldı.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Alana gelen grup
-Slogan atanlar
-Basın açıklaması
-Genel ve detaylar

23.08.2017 - 20.27 Haber Kodu : 170823178

============================

7- SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI YERİNE ATATÜRK HAVALİMANI İNEN UÇAKTAKİ YOLCULARDAN TEPKİ

Haber-Kamera: Hüseyin ASLIYÜCE / İSTANBUL(DHA)
Türk Hava Yolları'nın (THY) Ankara-İstanbul Sabiha Gökçen seferini yapan yolcu uçağı, 1 saat 40 dakika gecikmeli kalktı. Bu saatlerde pist inşaat çalışması yapılan Sabiha Gökçen Havalimanı kapalı olunca uçak Atatürk Havalimanı'na divert etti. Bazı yolcular ise bu duruma tepki gösterdi.
Edilenilen bilgiye göre dün akşam THY'nin Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan saat 22.35'te kalkması gereken TK-7257 sefer sayılı Boeing 737- 800 tipi, TC-JFR kuyruk tescilli uçağı İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na 1 saat 40 dakikalık rötar ile 179 yolcusunu alarak saat 00.10'da sorunsuz şekilde havalandı. Uçağın pilotu İstanbul hava sahasına girince Hava Trafik Kontrol Kulesi'ne görüşerek iniş izini istedi. Uçağın Kaptan pilotu Sabiha Gökçen Havalimanı'nın uçuşlara kapatıldığını öğrenince divert ederek İstanbul Atatürk Havalimanı'na saat 01.08'de indi. Yolcular Atatürk Havalimanı'na iç hatlar geliş katında THY yetkililerinin olmadığını görünce yer hizmeti görevlileri ile sözlü münakaşaya girdi. Bu durum üzerine havalimanı özel güvenliği geldi. Tartışma sonunda yolcular ikna edilerek Sabiha Gökçen Havalimanı'na otobüsle götürüldü.

YOLCULAR TEPKİ GÖSTERDİ
Uçağın yolcularından Ece Bülbül, "Ankara seferinin saat 22.30 uçağının yolcularıyız. 1 saat 40 dakika rötar yapıldı. Yazıldı. Bekledik. Hiçbir açıklama yok. Neden 1 saat 40 dakika rötar. Hadi bindik. Sonra İstanbul üstünde pilot tam olarak şöyle bir anons yaptı. Şu cümlelerle 'Sabiha Gökçen Havalimanı kapatılmıştır. Uçuşumuzu başka bir havalimanına Atatürk Havalimanı'na dedi. THY'den bir tane yetkili yok. Bize yetkili diye yolladıkları, hepsi diyorki biz yetkili değiliz. Bize araç ayarlanmış şu an saat 02.00 Benim aracım Sabiha Gökçen'de sabah işe gideceğiz herkes gibi Sabiha Gökçen'e yollanılıyoruz. Aracımı alıp eve gideceğiz. 40 dakika bir Ankara yolculuğu için" dedi. Diğer bir yolcu Yüksel Aydın ise, "22.30 Ankara İstanbul uçağı 1 saat 40 dakika rötar yaptı. Bindik uçağa hava trafiği uçuş için çok uygun diyerek anons yaptı pilot. Görüş gayet açık güzel bir yolculuk olacak dedi. Taki geldik. Marmara denizi üzerine bu sefer pilot bir anons daha yaptı. Sabiha Gökçen Havalimanı kapatılmıştır. Dedi. Aynen böyle inişimiz Atatürk Havalimanı olacak dedi. Ne yapacağız diye sorduk. Bağırış çağırış şu otobüsleri ayarladılar. Bu otobüsler bizi Sabiha Gökçen'e götürecek " şeklinde konuştu.

Bu arada Sabiha Gökçen Havalimanı 2016 yılı ortalarından beri ikinci pist inşaatı yapımı nedeniyle gece saat 01.00 ile 05.00 arasında uçuşlara kapalı. Pistin 2018'de tamamlanması planlandığı öğrenildi.

DIVERT NEDİR?
Uçağın varış meydanı yerine, bir başka meydana inmesine havacılık dilinde divert (yönlenme) denir.

Görüntü Dökümü:
------------------
-Ekrandan Ankara sefer yazısı görüntüsü
-Aprondan uçak görüntüsü
-Yolcularla yer hizmeti görevlileri görüntüsü
-Yolcularala yer hizmetleri tartışma görüntüsü
-Otobüs ve yolculardan görüntü
-Ece bülbül röp
-Yüksel Aydın röp
-Genel ve detay görüntü

24.08.2017 - 05.50 Haber Kodu : 170824015

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: