1- ERDOĞAN, 'HAYIR DİYENLERİN KONUMU 15 TEMMUZ'UN BİR YERDE YANINDA YER ALMAKTIR'
İbrahim YILDIZ/İSTANBUL, Bahreyn yolculuğu öncesi açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz'a önemli bir çıkış olacaktır. Ve 'hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa sola çekmesin" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, Körfez ülkelerini kapsayan resmi ziyaretlerinin ilk durağı olan Bahreyn yolcuğu öncesi Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Suriye meselesinden 16 Nisan'da yapılacak olan Anayasa Referandumu'na ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 16 Nisan'da yapılacak Anayasa Referandumu ve yapılan anketlerle ilgili sorulan soru üzerine yaptığı açıklamada şöyle konuştu: " Şu anda tabi sağlıklı bir anket döneminde değiliz. Tabi ki anketler de geliyor ama asıl anketlerin bize akışı arzayiye çıkışla beraber daha da yoğunlaşacaktır. Şu anda ben halkımızın henüz Cumhurbaşkanlığı sistemini tam olarak anlama konumuna geldiğine ihtimal vermiyorum çünkü bunu halkımıza iyice anlatmamız lazım. Yazılı bir çok broşürler falan halkımıza ulaştırılmaya çalışılıyor. Ben bu konuda halkımızın hassasiyetine inanıyorum. Ama şunu Mersin ve Aksaray'da gördüm, şu anda daha araziye inilmemesine rağmen halkın birçoğu da bir defa kapmış. Kaptığı şey nedir? 'Tabii ki evet.' diyor. Bu noktaya gelmiş vaziyette. Çünkü sıkıntıları halkımız da hakikaten neler olduğunu, işin ucunun nereye vardığını gayet iyi biliyor. Çünkü bir tarafta bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya çalışan bir terör örgütü var. Bölücü terör örgütünün beraber hareket edenleri var. Şimdi bölücü terör örgütü ne diyor? 'Hayır' diyor. Bizim değerler silsilemiz içerisinde şunu unutmayın, kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır. Dolayısıyla şu anda Kandil'de olanlarla beraber hareket edenler, onların uzantılarıyla beraber hareket edenler ne diyor? Hepsi birden 'Hayır' diyor. Öyleyse benim milletim, o Kandil'dekilerle beraber, benim 248 şehidimi, o şehadete gönderenlerle beraber, 2 bin 193 gazimi gazi yapan ve devletimin, ordumun o uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, toplarıyla, modern silahlarıyla bir tarafta öldürenler, yaralayanlar var, onlarla beraber hareket etmeyecektir. Onlara da 16 Nisan'da ben inanıyorum ki 'Evet' demek suretiyle gereken cevabı verecektir. Çünkü 16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz'a önemli bir çıkış olacaktır. 'Hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa, sola çekmesin."
DEAŞ GÜÇLERİ EL-BAB'I TERKEDİYOR
Bir gazetecinin Fırat Kalkanı Herakatı'na ilişkin sorduğu bir soru üzerine Erdoğan, "Şu anda El-Bab, gerek bizim tarafımızdan, gerekse Özgür Suriye Ordusu tarafından dört bir yandan kuşatılmış vaziyette ve güçlerimiz Özgür Suriye Ordusu ile birlikte de merkeze inmiş vaziyette. En önemli nokta olan hastane kısmı. Zaten birkaç gün önce tamamen alınmıştı ki orası hakim bir noktaydı. Bu hakim noktayı bizler ele geçirdikten sonra süreç çok daha hızla lehte gelişmeye başladı. Şu anda da merkeze girilmiş vaziyette. Merkeze de girilmesi hasebiyle artık DEAŞ güçleri tamamıyla El-Bab'ı terk etme süreci içerisine girdi. Öyle zannediyorum ki artık bundan sonrası an meselesidir. Planlama, planlanan uygulama da şu anda yürütülmektedir. Biz de arkadaşlarımızdan bu bilgileri gerek arazide gerekse buradan, karargahtan yapılan takiple alıyoruz. Planlanan istikamette şu anda gelişmeler devam ediyor" yanıtını verdi.
"KONU HASSAS, DİKKATLİ ŞEKİLDE GÖTÜRME GAYRETİMİZ VAR"
"Bahçeli, Rusya'nın Türk birliği El-Bab'ta vurmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yanlış koordinat meselesini kabul etmediğini açıkladı. Sizin de bu konudaki görüşleriniz nelerdir?" sorusu üzerine ise Erdoğan yaptıkları açıklamanın tamamıyla gerek Silahlı Kuvvetler, gerekse Milli İstihbarat Teşkilatından kendisine verilen bilgiler çerçevesinde olduğunu söyledi. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Bunun dışındaki açıklamalar herhalde itibar edilecek açıklamalar değildir. Şunu da kararlılıkla ifade etmem gerekir ki bu süreç içerisinde bizlerin işleri çok daha hassas, dikkatli şekilde götürme gayretlerimiz var. Zira CIA Başkanının gelişiyle, bu arada Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ile yaptığımız görüşme ve bu arzu edilmeyen olay sonrası Sayın Putin ile yaptığımız görüşme, Genel Kurmay Başkanlarımızın birbirleriyle yapmış olduğu görüşmeler, hepsi bu hassasiyetin nereden nereye varmakta olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemli. Zira bizim buradaki hedeflerimizi biliyorsunuz. Ben bu hedefi tekrar açıklıyorum. O da terörden arındırılmış bir güvenli bölge için biz bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın en doğu ayağında Cerablus vardır, en batı ayağında El-Rai vardır. Güneye doğru ilk etapta Dabık halloldu. Ondan sonra El-Bab şu anda hallolmak üzere. Bundan sonraki süreçte doğuya yönelik Mümbiç ve Rakka olayı vardır."
ONLARA KENDİ ÜLKELERİNE DÖNME FIRSATI VERMİŞ OLACAĞIZ
Konuyla ilgili olarak ABD'nin yeni yönetimi ve CIA ile düşüncelerini paylaştıklarını söyleyen Erdoğan, "Hedef nedir? Hedef burada, 4-5 bin kilometre karelik terörden arındırılmış güvenli bölgedir. Bu güvenli bölgenin halliyle birlikte de hem Suriye'den göçü, ilticayı önlemek, onlara orada yerleşim alanlarını temin etmek hem de bizim kamplarımızdaki insanları kendi topraklarına döndürmek. Tabii bunu yapabilmek için de onlara bizim oralarda adeta yeni şehirler kurmak gibi bir gayretimiz var. Ben bu düşüncelerimi Sayın Trump ile de paylaştım. Koalisyon güçleriyle de başta Almanya olmak üzere, onlarla da paylaştım. Bizler burada her türlü altyapı çalışmalarında görev alırız. Burada dayanışma ile bunu başarırsak, sağlarsak, orada tüm sosyal donatı alanlarına varıncaya kadar konutlarını eğer yapacak olursak, burada yeni bir süreç başlayacaktır. Çadırda, başka ülkede yaşamak, ister konteyner olsun, ne olursa olsun... Kendi ülkesi gibi rahat olmayacaktır. 'Onlara da kendi ülkelerine dönme fırsatını vermiş olacağız' dedi.
ÖZGÜR SURİYE ORDUSU ÇOK ŞEHİT VERDİ MÜCADELELERİ İNKAR EDİLMEZ
Belirlenen bölgede ikinci adımın uçuşa yasak bölge konusu olduğunu altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz burayı yapıyorsunuz ama bu terörden arındırılan bölgeyi eğer uçuşa yasak bölge olarak ilan etmediğiniz sürece orada güvenlik tabii ki olamayacaktır. Onu da uçuşa yasak bölge olarak ilan edip ki bunu Amerika ile de Rusya ile de paylaştık, görüştük, o zaman orada güvenlik olacağı gibi bir de kendi içinde onlar milli ordusunu da oluşturmak suretiyle kendini güvende hissedecektir. En önemlisi tabii ki bir eğit-donat olayıdır. Bu eğit-donatı da başından itibaren zaten bizler yürütüyoruz. Özgür Suriye Ordusu bu eğit-donat kapsamında yetiştirilmiş bir ordudur. Onlar da orada yerli halk olması, ağırlıklı olarak oranın insanı olmaları, tabii can siparhane bu mücadelenin içerisinde yer almaları hasebiyle hakikaten şu ana kadar çok çok faydalı olmuşlardır. Çok da şehit vermişlerdir ama bu mücadelede ortaya koydukları performans inkar edilemez."
TÜRKİYE OLARAK BURADA KALMAK GİBİ BİR HEDEFİMİZ YOK
Bir gazetecinin "El Bab operasyonuyla ilgili Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, 'El Bab'tan sonra Fırat Kalkanı Operasyonu biter' ifadesini kullandı. Acaba 'Bitecek mi?" şeklindeki sorusunu ise Erdoğan, şöyle cevapladı: "El Bab'tan sonra durmak; böyle bir şey de yok. Orada bir iletişim sıkıntısı olabilir. Bir defa El Bab, bizim nihai hedefimiz değildir. Bizim nihai hedefimiz, DEAŞ'tan bu bölgenin temizlenmesidir. Kaldı ki biz şu anda biliyorsunuz, üç bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Fakat, DEAŞ'ın asıl merkezi El Bab değil, asıl merkezi Rakka ve Rakka temizlendiği andan itibaren özellikle bu bölge terörden arındırılmış bir bölge haline gelmiş olacak. Buradaki nihai hedef de 5 bin kilometrekarelik bir alanı temizlemektir. Bizim Türkiye olarak burada kalmak gibi bir hedefimiz yok. O ayrı bir konu ama nasıl Cerablus temizlendi, DEAŞ oradan defedildi ve oraya Cerablus'un kendi insanı yerleşti. Er-Rai temizlendi Er-Rai'ye geldi oranın kendi halkı yerleşti. Dabık, keza öyle. El Bab, tamamen oradan DEAŞ gittiği zaman bitti demek değil. Oraya da gelecek El Bablı yerleşecek. Fakat bakın bir Münbiç'te, Münbiç'in aslında yüzde 90 halkı Arap'tır ama şu anda oraya kendi halkı yerleşememiştir. Niye? PYD, YPG orayı şu anda işgal etmiş vaziyette. Bize verilen söz, orayı onların boşaltacağıdır, daha boşaltmadı bunlar. İşte şimdi DEAŞ'ı, YPG'yi ve PYD'yi buralardan boşalttıktan sonra Rakka'dan da DEAŞ'ı boşalttığımız anda, oradan defettiğimiz anda oraya Araplar gelip, kendi halkı gelip yerleşecektir. Kendi halkı yerleştikten sonra kendi milli ordusuyla da inşallah buraları güvence altına, koruma altına aldıktan sonra zaten bizim orada kalmamız çok ama çok lüks olur. Bizim orada durma diye bir durumumuz da olmaz. Onun durumunu o gün değerlendirmek lazım. Şimdi bunları konuşmak çok da erken olur, diye düşünüyorum."
GUTERRES İLE İLGİLİ GÖRÜŞME
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapılan görüşme ile ilgili sorulan soru üzerine Erdoğan, "Bizim Sayın Guterres ile dün yaptığımız toplantıda benim başından itibaren teklif ettiğim üç başlık var. Bu üç başlık; bir, bir defa eğit-donat, iki, uçuşa yasak bölge, üç, terörden arındırılmış güvenli bölge. Sayın Guterres ile bu başlıklar noktasında mutabıkız. Yani BM'den böyle bir şey çıkmadı diye bir şey yok. Yeter ki BM Güvenlik Konseyi böyle bir kararı versin, bunun gerisi gelir. Burada bir sıkıntı yok" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------
Erdoğan'ın açıklamaları
Genel ve detaylar
12.02.2017 - 15.07 Haber Kodu : 170212070
12.02.2017 - 15.08 Haber Kodu : 170212071
12.02.2017 - 15.09 Haber Kodu : 170212072
//////////////////////////////
2- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KAHRAMANMARAŞ'IN KURTULUŞ YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADI
Haber: İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş'ın kurtuluş yıl dönümü dolayısıyla Vali Vahdettin Özkan ile Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç'a tebrik telgrafı gönderdi.
////////////////////////////////////////
3- ENGELLİ SAYILMAK İSTEYEN 5 YAŞINDAKİ DUHAN: "BENİM HİÇ ARKADAŞIM YOK"
Hakime TORUN / İSTANBUL (DHA) - DOĞUŞTAN omurilik hastası olan 5 yaşındaki Duhan Berat Güneyli'ye, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, "Ağır derecede hareket bozukluğu, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı yüzde 80" raporu verdi. Rapora itiraz eden çocuğun ailesi, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı yüzde 80 olan çocuklarına engelli statüsü verilmemesinden dolayı mağdur olduklarını belirterek yetkililerden yardım istedi. 5 yaşındaki omurilik hastası Duhan Berat Güneyli, "Benim arkadaşım yok ki. İyi olursam, dışarı çıkarım oynarım. Yürümem lazım ama yürüyemiyorum" dedi. Spina Bifida (Omurilik hastalığı) hastası olan 5 yaşındaki Duhan Berat Güneyli isimli çocuğa, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, "Ağır derecede hareket bozukluğu, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı yüzde 80" raporunu verdi. Duhan Berat Güneyli'nin ailesi, "Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alınan engelli sağlık kurulu raporlarında verilen çelişkili kararlar nedeniyle" hakem heyet olarak belirlenen Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurduklarını belirtti. Duhan Berat Güneyli'nin babası Murat Güneyli, hakem heyet olarak başvurdukları Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin, "Ağır derecede hareket bozukluğu, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı yüzde 80" şeklinde verdiği rapora sitem ederek yetkililerden rapor ile ilgilenerek gereğini yapmasını beklediklerini dile getirdi.
"ÇOCUĞUN DOĞUMUNA 8- 10 GÜN KALA HASTA OLDUĞU BELLİ OLDU"
Çocuğunun sağlık durumuna ilişkin gözü yaşlı bilgi veren baba Murat Güneyli, "Eşimin doğumundan önceki son kontrolünde yani doğuma, 8- 10 gün kala hasta olduğu belli oldu. Hiçbir şeyi yoktu. Anne karnında hasta olduğu bilgisini aldık. Şu anda çocuğun sağlık durumu iyi değil. İdrarını annesi tank ile yaptırıyor. Günlük fizik tedavisi var. Engelli raporu için başvurduk Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi yüzde 60 rapor verdi. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni seçtik. Yüzde 80 bir rapor verdiler. Rapora itiraz hakkı olduğunu öğrendik. Fakat doktorların rapordaki bazı yerleri doldurmamasından dolayı çocuk ne kaymakamlıktan ne de herhangi bir kurumdan bir yardım alamıyor. Çocuk büyüdükçe sorunu da büyüyor. Her yıl 2 defa ameliyat oluyor. Yardım istiyoruz" diye konuştu.
"YÜZDE 80 ENGELLİ RAPORU VAR ÇOCUĞUN AĞIR ENGELLİ OLMADIĞINI SÖYLÜYORLAR"
Engelli çocuğuna asgari ücretle çalıştığı için daha iyi koşullarda bakamadığını belirten baba Murat Güneyli, "Yüzde 80 engelli raporu var çocuğun ağır engelli olmadığını söylüyorlar. Raporla ilgili bir şey istemiyorum, bu çocuk yürüyecekse, o zaman benim çocuğumu yürütüp teslim etsinler. Bu rapora göre ilgilenmiyorlar demektir" dedi.
"RAPORA İLİŞKİN GÖRÜŞMEYE GİTTİK CEVAP VERECEK MUHATAP BULAMADIK"
Çocuklarının yüzde 80 raporu olmasına rağmen engelli statüsünde olmamasının nedeni anlamadıklarını belirten baba Murat Güneyli, "Rapora ilişkin görüşmeye gittik cevap verecek muhatap bulamadık. İl Sağlık Müdürlüğü'ne yönlendirdiler oraya da gittik. Sadece memurun bize söylediği 'hakkımızın dolduğu yani rapora itiraz hakkımızın olmadığı' bilgisi. 'Bu mahkemede çözülecekmiş' o şekilde söylüyorlar. Ben kimi nereye şikayet edeceğim onu bilmiyorum. Hiçbir şekilde bir şey yapamıyoruz. Ben akşama kadar işteyim. Çocuk haftada 5 gün fizik tedaviye gidiyor. 2 gün de eşim hasta oluyor. Onunla uğraşıyorum. Çocuk sürekli kucakta yürüyemiyor. Yetkililerden bu raporlara bir çözüm bularak bize yardımcı olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanlığına, başbakanlığa da yazı yazdım. Yazdıklarıma karşılık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan bir memur aradı. İtiraz hakkımızın olduğunu söyledi. İl Sağlık Müdürlüğü'ne gidince itiraz hakkımızın olmadığını söylediler bize. Eşim çocuğun sağlık durumundan dolayı çalışamıyor ben tek başıma çalışıyorum. Evimiz kira, hiçbir şey yapamıyoruz. Bu çocuğun engelli maaşını niçin vermiyorlar?" diye konuştu.
"HUKUK YOLLARINI DENEYECEĞİM DENESEM DE NASIL BİR NETİCE ALACAĞIM BİLMİYORUM"
Rapora ilişkin dava açmayı düşündüğünü belirten baba Murat Güneyli, "Ben bu raporu veren başhekime sormak istiyorum, bu çocuk yüzde 80 engelli rapora göre. Bir insan yüzde 80 engelliyse bu çocuk nasıl sürekli engelli değil diye bir rapora onay veriyor? Elini vicdanına koysun, kendi çocuğu veya yakını olsa bu rapor ile ilgili ne yapardı? Açık net söylesin Şişli Etfal'in başhekimi. Kim onaylamışsa bu çocuk ağır engelli değil diye dürüstçe çıksın açıklasın. Hukuk yollarını deneyeceğim. Denesem de nasıl bir netice alacağım onu da bilmiyorum. İnşallah iyi bir sonuç alırız. Bu çocuk ağır engelli değil deniyorsa, doktor bu çocuk ile ilgilenmiyor demektir. Bir çözümü varsa çocuğumu yürütüp bana versinler. Bu rapora göre ağır engelli değil deniyor. Değilse bana bu çocuğu yürütüp verin. Çocuk yürümüyor diyorsanız, o zaman bu çocuğun hakkını verin" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUK DOĞDUKTAN 12 SAAT SONRA AMELİYAT OLDU"
Çocuğunun sırtını açarak sağlık durumu hakkında bilgi veren baba Murat Güneyli, "Çocuk doğduktan 12 saat sonra ameliyat oldu. Beyin, ayak sinirlilerini algılayamadığı için çocuk yürüyemiyor" dedi.
"YETKİLİLERLEDEN BUNA BİR ÇARE BULMASINI İSTİYORUZ"
Ev hanımı olan zamanının büyük bir bölümünü engelli çocuğuna ayıran anne Beyhan Güneyli, "Çocuk sürekli kucağımda hastanelere, fizik tedaviye götürüyorum. Yetkililerden buna bir çare bulmasını istiyoruz" dedi.
OMURİLİK HASTASI ÇOCUK: "BENİM ARKADAŞIM YOK Kİ"
Sağlık durumu iyi olmadığı için gönlünce oyun oynayamayan bir artı bir evin dar bir alanında sürünerek oyun oynamak zorunda kalan 5 yaşındaki omurilik hastası Duhan Berat Güneyli, "Benim arkadaşım yok ki. İyi olursam, dışarı çıkarım oynarım. Yürümem lazım ama yürüyemiyorum" dedi.
TORUNLARININ SAĞLIĞINA KAVUŞMASINI İSTİYORLAR
Duhan Berat Güneyli'nin anneannesi Aysel Ergin ve dedesi Sami Ergin torunlarının sağlık durumundan duydukları üzüntüyü dile getirerek, torunlarının engelli statüsünde olması gerektiğini ifade etti.
Görüntü dökümü:
------------------------
-Engelli çocuğun ailesinden genel ve detay görüntüler
-Engelli çocuğun babasının konuşması
-Engelli çocuğun annesinin konuşması
-Engelli çocuğun konuşması
-Engelli çocuğun evin için oyun oynaması
-Engelli çocuğun babasının çocuğun sağlık durumuna ilişkin bilgi vermesi
-Detaylar
12.02.2017 - 11.11 Haber Kodu : 170212025
////////////////////////////////////////
4- BEYLİKDÜZÜ'NDE HAFİF KAR YAĞIŞI
Haber -Kamera: Enver ALAS / İstanbul DHA
Beylükdüzü ve çevresinde aralıklarla kar yağışı görülüyor. Yağış etkili değil.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Hafif kar yağışından görüntü
-Genel ve detaylar
12.02.2017 - 11.06 Haber Kodu : 170212023
///////////////////////////////////////////
5- KUYUYA DÜŞEN YAVRU KÖPEĞİ KURTARMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Haber-Kamera: Uğur AYAZSIN / İstanbul, DHA
Beykoz Dereseki Mahallesi'ndeki sondaj için açılan ve daha sonra kapatılmayan yaklaşık 30 santimetre çapında 70 metre derinliğindeki kuyuya düşen köpeği kurtarma çalışmaları sürüyor. 7 gün önce kuyuya düşen yavru köpeği kurtarmak için sabah saatlerinde itfaiye ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı(AFAD) ekipleri kuyunun başına geldi. Yağış nedeniyle kuyunun olduğu bölgeye çadır kuran ekiplerin mahsur kalan köpeği kurtarma çalışmaları devam ediyor.
"İNŞALLAH BUGÜN GÜZEL BİR HABER VERECEĞİZ"
Çalışmaları yakından takip eden Hayvan Hakları Konfedasyonu İstanbul Koordinatörü Barış Şengün, olayla ilgili "Bugün dünden farklı olarak 7. günde olmamız ve AFAD'ın da çalışmalara dahil olması. AFAD'ın dâhil olmasıyla daha profesyonel bir çözüm bekliyoruz. İmkânlar ve teknik alet bakımından AFAD daha üstün bir kurum. Doğrudan başbakanlığa bağlı olması da imkanların geniş olmasını sağlıyor" dedi. 10 gündür kuyuda mahsur olduğu belirtilen köpeğin hala sağlıklı olduğunun altını çizen Şengün, "Fakat hayvan büyüme çağında olduğu için içerde geçirdiği her gün onun ve bizim için dezavantaj. O nedenle aç bırakmaya, hayatta kalabileceği kadar yemek ve su vermeye çalışıyoruz. Çalışmalar sürüyor. İnşallah bugün güzel bir haber vereceğiz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-AFAD araçları
-Hayvanın düştüğü kuyu
-AFAD ekiplerinin çalışmaları
-İtfaiye erleri
-Kuyunun üstüne kurulan çadır
-Kuyuya kamera salınması
-Kameranın kuyudan çektiği görüntüler
-Şengün ile yapılan röportaj
-Genel ve detaylar
12.02.2017 - 13.01 Haber Kodu : 170212050
////////////////////////////////////////
6- 750 BİN TL DEĞERİNDE KAÇAK TÜTÜN ELE GEÇİRİLDİ...
Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Fatih'te piyasa değeri 750 bin TL olan kaçak tütün ele geçirdi. İstanbul Emniyet Müdürülüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada "İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince Fatih ilçesinde bulunan bir işhanında kaçak nargile satışını yapıldığının tespit edilmesi üzerine 8 Şubat 2017 günü yapılan operasyonda piyasa değeri yaklaşık 750 bin TL olan (6661 adet 1565 kg) kaçak nargile tütünü yakalanmıştır. Konuyla ilgili olarak yakalanan C.K. isimli şüpheli hakkında adli işlem yapılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Ele geçirilen tütünlerden görüntü
-Genel ve detaylar
12.02.2017 - 13.19 Haber Kodu : 170212053
//////////////////////////////////////////
7-POLİSTEN KAÇAK SİGARA VE GÖZLÜK OPERASYONU...
Haber: Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan operasyonunda kaçak sigara ve kaçak gözlük ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince kaçakçılığın önlenmesine yönelik yapılan çalışmalar neticesinde 7 Şubat 2017 günü Ümraniye İlçesi'nde kaçak ürünlerin depolandığı bir adrese yapılan operasyonda; 9999 adet kaçak sigara, piyasa değeri 100.000 dolar olan 4090 adet kaçak gözlük ele geçirilmiştir. Konuyla ilgili olarak yakalanan M.K. (28) ve yaşı küçük D.A. isimli erkek şahıslar hakkında yasal işlemler yapılmıştır." ifadelerine yer verildi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Ele geçirilen malzemelerden görüntü
Genel ve detaylar
12.02.2017 - 14.33 Haber Kodu : 170212062
///////////////////////////
8- II. ABDÜLHAMİD DUALARLA ANILDI
İhsan YALÇIN / İstanbul DHA
Saadet Partisi üyesi bir grup Sultan II. Abdülhamid'i ölümünün 99. yıl dönümünde türbesi önünde dualarla andı.Saadet Partisi (SP) Fatih Gençlik Kolları üyesi grup, Sultan II. Abdülhamid Han'ın Çemberlitaş'taki türbesi önünde toplandı. Sultan II. Abdülhamid'in 99. ölüm yıl dönümünde türbe önünde Kur'an-ı Kerim ve dualar okundu. Burada grup adına konuşan SP Fatih Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Sefa Ocak, "II. Abdülhamid Han hayatını inancını uğruna adamış bir insan, şefkatli bir baba, ayrım gözetmeden kendisi gibi düşünmeyen halkını da seven ve huzurunun temini için bir sultan; ülkesinin ve milletinin ikbal ile istikbalini kendisininkine tercih eden büyük bir devlet adamıdır. Özellikle dış siyasette devletler arası dengeyi ümmetin ve ülkesinin menfaatleri doğrultusunda en iyi şekilde temin eden bir strateji dehasıdır" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Kuran-ı Kerim ve dua okunması
-Ocak'ın konuşması
-Helva dağıtılması
-Genel ve detaylar
12.02.2017 - 15.56 Haber Kodu : 170212083
///////////////////////////////////
9- RÖGARA DÜŞEN GÖRME ENGELLİ BOZ: HUKUKSAL ANLAMDA NE GEREKİYORSA YAPILACAK...
Uğur AYAZSIN, İstanbul DHA
Ataşehir'de dün akşam kapağı olmayan 4 metre derinliğindeki rögarın içine düşerek yaralanan yüzde 90 görme engelli Serkan Boz Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Sağ bacağında parçalı kırık tespit edilen Boz'un bacağı alçıya alındı. Boz, İstanbul'un ortasında rögar kapağının olmamasının hoş olmadığını belirterek "Hukuksal anlamda ne gerekiyorsa yapılacak" dedi.
"İKİNCİ ADIMI ATMAYA FIRSAT KALMADI, DÜŞTÜM"
Halen hastanenin ortopedi servisinde tedavi gören Boz olayla ilgili, "Kapağı yoktu. Araçtan indim bir adım attım, ikinci adımı atmaya fırsat kalmadı, düştüm. Siyah bir poşetle kapalıymış. Fark etmedim, bastım içine düştüm. İyi hissetmiyorum. Hem moralim bozuk, hem de İstanbul, Ataşehir'in ortasında rögar kapağının olmaması hoş durum değil. Yüzde 90 görme engelliyim" dedi.
"DAVA AÇACAĞIM"
Olayın olduğu yere arkadaşlarıyla sohbet etmek için gittiğini belirten Boz, "Arkadaşlarımla beraberdim. Aracı kenara çektik muhabbet edecektik. Onlar sol taraftan indi, ben de sağ taraftan. Onlar da ben de fark etmedik, düştüm içine" şeklinde konuştu. "Olayla ilgili hukuksal bir işlem başlatmayı düşünüyor musunuz? " sorusuna Boz, "Tabi ki düşünüyorum. Ne gerekiyorsa yapılacak hukuksal anlamda..." diye cevap verdi.
RÖGAR KAPAĞI TAKILDI
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi(İSKİ) görevlileri saat 13.00'de görme engelli Serkan Boz'un içerisine düştüğü rögarın kapağını taktı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Rögar kapağının takılması
-İSKİ görevlilerinin çalışması
-Olay yeri
-Hastanede yatan görme engelli yaralı
-Serkan Boz ile röportaj
-Alçıya alınan bacağı
-Boz ve annesinden görüntü
-Genel ve detay
12.02.2017 - 16.15 Haber Kodu : 170212087
///////////////////////////////////
10- TÜRKİYE CAFERİ ALİMLERİNDEN HAMİT TURAN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI (Geniş Haber)
* Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz'ün yardımcısı ve Zeynebiye Cami imamı olan Hamit Turan için Halkalı'da cenaze töreni düzenlendi.
*Cenaze törenine Irak ve İran'dan gelen din adamları katıldı.
*Binlerce Caferi tören boyunca gözyaşı döktü.
Haber-Kamera: Ümit TÜRK - Özden ATİK / İstanbul DHA
Geçirdiği rahatsızlık sonucu 10 Şubat'ta kaldırıldığı Mehmet Akif Ersoy Hastanesi'nde hayatını kaybeden Türkiye Caferilerinin önde gelen isimlerinden Selahattin Özgündüz'ün yardımcısı ve Zeynebiye Cami imamı olan Hamit Turan son yolculuğuna uğurlandı. Halkalı'da bulunan Zeynebiye Camii'nde düzenlenen cenaze törenine Irak ve İran'dan da din adamları katıldı. Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya ile müftü Mustafa Temel de törende bulundu. Törenin düzenleneceği alana gelenler, polis kontrolünden geçirildikten sonra içeriye alındı. Tören öncesi Halkalı'da toplanan binlerce Caferi ağıtlar yakıp, gözyaşı döktü. Cenaze namazını ise Caferileri lideri Selahattin Özgündüz kıldırdı. Turan'ın cenazesi, Kanarya Mezarlığı'nda defnedildi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
- Cenaze töreninden detaylar
- Zeynebiye Cami çevresinde toplanan binlerce Caferi'nin yakılan ağıtlar eşliğinde göğüslerine vurması
- Ağlayanlar
- Selahattin Özgündüz'ün cenaze namazını kıldırması
- Irak ve İran'dan gelen din adamlarının namaza katılması
- Cenazenin kaldırılması
- Genel ve detaylar
12.02.2017 - 15.41 Haber Kodu : 170212075
////////////////////////////////
11 - HAVA HARP OKULU ÖNÜNDE PROTESTO
Hakime TORUN - Erhan TEKTEN / İSTANBUL 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan bazı Hava Harp Okulu öğrencilerinin yakınları, Hava Harp Okulu önünde bir araya gelerek, tutuklamaları protesto etti. Hava Harp Okulu'nun kapısına siyah çelenk ile tutuklu bulunan yakınlarının fotoğraflarını koymak isteyen ailelere polis izin vermedi. Kısa süreli tartışma sonrasında protestocu grup ellerinde tuttukları siyah çelenkleri ve çocuklarının fotoğraflarını Hava Harp Okulu kapısının yakınındaki bahçe duvarına bıraktı. Sonrasında protestocu grup, İstiklal Marşı ve Hava Harp Okulu marşını okudu.
"ASKERİ KAMP ORTAMINDA ÖĞRENCİLERİN TELEFON, İNTERNET ERİŞİMİ YASAKTIR"
Yaklaşık 100 kişiden oluşan protestocu grup, tutuklu bulunan yakınlarının fotoğrafları ve Türk Bayrakları ile Hava Harp Okulu önüne yürüdü. Hava Harp Okulu'nun önüne siyah çelenk ve karanfil bırakan grup adına basın açıklamasını okuyan Nazan Arık kardeşinin de tutuklu olduğunu belirterek, "Burada bulunmamızın nedeni tatbikat, terör saldırısını engellemek ve benzeri bahanelerle hain saldırıya iradeleri dışında alet edilmek istenen ve darbe kalkışmasında kullanılmak üzere teçhizatlandırılıp değişik noktalara gönderilen , Hava Harp Okulu öğrencileri ve diğer masum askeri öğrencileri anmak ve yaşadıkları mağduriyeti kamuoyuna duyurmaktır. Evlatlarımız o gün her sene yaptıkları askeri eğitim kampı için Yalova'daydı. Askeri kamp ortamında öğrencilerin telefon, bilgisayar, internet erişimi yasaktır. Yasağa uymadıkları takdirde ağır cezai yaptırımı vardır. 15 Temmuz'da her şey olağan sürecinde giderken, evlatlarımız yorgun bir günün ardından yataklarından kaldırılıp teçhizatlandırılarak her şeyden habersiz bir şekilde tatbikat bahanesiyle kamp alanından dışarı çıkarılmıştır. Ve bu hain darbe girişimine silah zoruyla alet edilmeye çalışılmıştır" diye konuştu.
TUTUKLU BULUNAN ÖĞRENCİLERİN YAKINLARI KONUŞTU
Oğlunun tutuklu bulunduğunu belirten Fatma Okka, "Emir demiri kesiyordur. Komutan ne demişse uymak zorundadır bu çocuk. Çocuklarımızı devlete emanet ettik. Onların suçu yok. Tahliye edilsinler" dedi. Melek Çetinkaya da oğlunun tutuklu olduğunu söyleyerek, "Benim oğlum vatan haini oldu. Onu ben doğurdum, yetiştirdim. Vatan hainiyse onu bırak beni al" dedi. Oğlunun tutuklu olduğunu söyleyen Veysal Kılıç, "15 Temmuz gecesi, valiliğin önündeydik. Gördüğünüz şu polisler bana hacı baba düş önümüze. Hacı dede yürü diyen polis kardeşlerim, şimdi ben o hacı dedeyim değişmedim. Ben bu vatanın bekçilerindenim. Bize vatan haini diyemezsiniz. Şu bayrağı tankın üstüne diken adamım ben" diye konuştu.Protestocu grup sık sık, "Devlet askerine sahip çık, devlet öğrencine, emanete sahip çık, Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye slogan attı. Grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
Görüntü dökümü:
-------------------
-Grubun görüntüsü
-Siyah çelenkler
-Atılan sloganlar
-Dövizlerden görüntü
-Türk bayrakları
-Basın açıklamalası
-Röpler
-Çelenklerin konması
-Karanfil bırakılması
-Grubun dağılması
-Genel ve detayla
12.02.2017 - 16.10 Haber Kodu : 170212086
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz