1- CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU: (HOLLANDA İLE DİPLOMATİK KRİZ) BU ÜLKENİN BAKANINI KABUL ETMEMİŞSE EN HAFİF DEYİMİYLE BİZDEN ÖZÜR DİLEMESİ LAZIM
* CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
"Bu referandum bir seçim değil. A partisi mi iktidara gelecek, B partisi mi iktidara gelecek? Bununla bir ilgisi yoktur. Yani bunun partilelerle bir ilgisi yoktur. Referandum bir anayasa değişikliği oylamasıdır"
"Biz niye ısrarla diyoruz ki; camiye, adliyeye, kışlaya, okula siyaset girmesin. Camiye her görüşten insanımız gidiyor. Siyaset girerse camiler bölünmez mi? Kışlaya hepimiz çocuklarımızı askere gönderiyoruz. Oraya da siyaset girerse ne olur; ordu darmadağın olur"
"Dış politika milli olmak zorundadır. Bizim ülkemizin bir bakanı bir başka ülkeye alınmıyorsa, uçağı indirilmiyorsa, bir başka ülkeye giden bakan sınır dışı ediliyorsa burada hep beraber hareket edeceğiz. Bunun sağı, solu, ortası yok ki. Bu memleket bizim memleketimiz. Ama bu olayın referanduma bir gerekçe oluşturmasını doğru bulmuyoruz"
"Hollanda ile ilişkilerin yumuşatılmaya çalışıldığını biliyorum. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Bu ülkenin bakanını kabul etmemişse en hafif deyimiyle bizden özür dilemesi lazım"
"Fiili Başkanlık durumu var. Başkan var, Binali Bey usulen Başbakanlık görevini yapıyor. Başkan diyorki; 'Münbiç'e gireceğiz' ertesi gün plan değişiyor. Başkan diyor ki; 'Rakka'ya gireceğiz'. Bir bakıyoruz hiçbir tarafa girildiği yok"
Haber: İhsan YALÇIN / Kamera: İstanbul DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bostancı'da bir otelde Kars, Ardahan, Iğdır Dernekleri, federasyonları ve vakıfları toplantısına katıldı. Burada dernek, federasyon ve vakıf üyelerine referandumda neden 'Hayır' denmesi gerektiğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu referandum bir seçim değil. A partisi mi iktidara gelecek, B partisi mi iktidara gelecek? Bununla bir ilgisi yoktur. Yani bunun partilerle bir ilgisi yoktur. Referandum bir anayasa değişikliği oylamasıdır. 'Evet' veya 'Hayır' diyeceğiz. Neden anayasa değişikliği hiçbir partiyi değil de hepimizi ilgilendirir? Çünkü anayasa hepimizin anayasasıdır. İktidarlar değişecek anayasa kalacak. Adı üstünde anayasa diğer yasalar gibi kolay değişmiyor" dedi.
"CAMİYE, ADLİYEYE, KIŞLAYA, OKULA SİYASET GİRMESİN"
Kılıçdaroğlu, "Biz niye ısrarla diyoruz ki; camiye, adliyeye, kışlaya, okula siyaset girmesin. Camiye her görüşten insanımız gidiyor. Siyaset girerse camiler bölünmez mi? Kışlaya hepimiz çocuklarımızı askere gönderiyoruz. Oraya da siyaset girerse ne olur; ordu darmadağın olur. Adliyeye siyaset girmesin diyoruz. Niçin? Hakim şöyle bakacak; 'Bu bizim partiden onun lehine çalışayım. Öbür kişi bizim partiden değil diyecek'. Bunları düşünerek sandığa gideceğiz ve bunları düşünerek oyumuzu kullanacağız" ifadesini kullandı.
"BU BİR BAYRAK, VATAN VE MEMLEKET MESELESİ"
Kemal Kılıçdoroğlu, "Devlette bugün müsteşar olmak için 12 yıl devletin üst kademelerinde çalışmak gerekiyor. Yeni modelde Başkan isterse öğleden sonra herhangi bir arkadaşını, eğitimi hangi durumu ne olursa olsun Milli Eğitim Bakanlığı'na, Milli Savunma Bakanlığı'na, Maliye Bakanlığı'na atama yapabilir. Kimse de bir şey soramaz; çünkü bütün yetki onda. Sandığa giderken 'Bütün yetkiyi verelim ona' diyorsanız 'Evet' oyu kullanacaksınız. 'Bu doğru değildir, devlette liyakat esası önemlidir' diyorsanız gideceksiniz 'Hayır' oyu kullanacaksınız. Bunun partiyle bir ilgisi yok. Bu bir bayrak, vatan ve memleket meselesi. Olaya öyle bakacaksınız" diye konuştu.
"BİZDEN ÖZÜR DİLEMESİ LAZIM"
Türkiye'nin çıkarlarını düşünerek hareket etmek gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Dış politika milli olmak zorundadır. Bizim ülkemizin bir bakanı bir başka ülkeye alınmıyorsa, uçağı indirilmiyorsa, bir başka ülkeye giden bakan sınır dışı ediliyorsa burada hep beraber hareket edeceğiz. Bunun sağı, solu, ortası yok ki. Bu memleket bizim memleketimiz. Ama bu olayın referanduma bir gerekçe oluşturmasını doğru bulmuyoruz. Bunun referandumla ilgisi yok. Yani referandum olmasaydı biz tepki göstermeyecek miydik? Daha önce dönemin Enerji Bakanı heyetle Irak'a gitmek istedi, Irak kabul etmedi. Hiç kimse de bir şey demedi benim dışımda. Ben tepki gösterdim. O zaman da hükümet vardı. Niye kıyameti koparmadılar? Çünkü referandum yoktu. Eğriye eğri, doğruya doğru söylemek lazım. Hollanda ile ilişkilerin yumuşatılmaya çalışıldığını biliyorum. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Bu ülkenin bakanını kabul etmemişse en hafif deyimiyle bizden özür dilemesi lazım" şeklinde konuştu.
"LAFLA DEVLET YÖNETİLMEZ"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Devleti yönetenlerin dillerine hakim olması lazım. Diline hakim olamayan devleti iyi yönetemez. Bu sadece bizim ülkemiz için değil, bizim tarihimizde de böyledir. Bir şey yapılacaksa söylersiniz ve yaparsınız. Şimdi bugünkü modele bakın. Fiili Başkanlık durumu var. Başkan var, Binali Bey usulen Başbakanlık görevini yapıyor. Başkan diyorki; 'Münbiç'e gireceğiz' ertesi gün plan değişiyor. Başkan diyor ki; 'Rakka'ya gireceğiz'. Bir bakıyoruz hiçbir tarafa girildiği yok. Ben rahmetli Ecevit'ten örnek vermek isterim. Rahmetli Ecevit, Türk askeri Kıbrıs'a ayak bastıktan sonra çıktı Başbakanlığın kapısında; 'Şuanda Türk askeri Kıbrıs'tadır. Barış Harekatı başlamıştır. Allah bu millete acılar göstermesin'diye bir konuşma yaptı. Devlet böyle yönetilir. Lafla devlet yönetilmez."
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Kılıçdaroğlu'nun konuşması
-Genel ve detaylar
19.03.2017 - 15.55 Haber Kodu : 170319077
19.03.2017 - 15.57 Haber Kodu : 170319078
19.03.2017 - 15.59 Haber Kodu : 170319079
19.03.2017 - 16.12 Haber Kodu : 170319083
/////////////////
2- (GENİŞ HABER) CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU MUHTARLARLA BULUŞTU
*CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
"Demokrasisi güçlü değilse Türkiye güçlü olmaz. Hukukun üstünlüğü yoksa güçlü Türkiye olmaz. İnsan hakları olmazsa güçlü Türkiye olmaz. Düşünce özgürlüğü yoksa güçlü Türkiye olmaz. Ekonomisi güçlü olmazsa güçlü Türkiye olmaz. Lafla güçlü Türkiye olmuyor"
"'Yetkiler alınsın, bu meclisin işi yok, hatta meclisi bile kapatalım' diyenler varsa gidip 'Evet' oyunun altına mühürlerini bassınlar. Vebal onlara aittir"
"Kişiye bağlı sistem olmaz. Osmanlı'da bile böyle bir sistem yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde de yok. Bütün yetkilere sahip olan bir kişi olamaz. Çünkü o kişi hata yaptığı zaman telafi edecek makam yoktur. Hatanın tamamını vatandaş çeker"
"Amerika'da Başkanlık var; ama bizim Başkanlık gibi değil. Oradaki Başkanlık nedir? Orada eyaletler var. Her eyaletin parlamentosu var. Her eyalet kanun çıkartıyor Amerika'da. Başkan en zayıf halkadır. Büyükelçi bile tayine edemez başkan. Hakimlere kimse müdahale edemez. Başkan içeri girdiğinde hakim ayağa kalkmaz, önününü dahi iliklemez, konuştuğu zaman da alkışlamaz. Yani bizim Başkanlık sistemiyle Amerika'daki aynı değil. Keşke aynı olsa, hiç ilgisi yok"
"Yeni modelde güven oyu istemeye gerek yok. İyi de bu 550 milletvekilinden niye güven oyu istemiyorsunuz? Niye korkuyorsunuz, niye çekiniyorsunuz? Gidin güvenoyu isteyin. 'Gerek yok' diyorlar"
"Bir partinin genel başkanı, hakim tayin etmemeli, doğru değil. Efedim Cumhurbaşkanı tarafsız mı olsun, partizan mı olsun? Kararı vereceksiniz. 'Başkan partizan olsun' diyorsanız 'Evet'e mührünüzü basacaksınız. Başkan 'Partizan olmasın, tarafsız olsun, devletin sigortasıdır, devleti temsil ediyor' diyorsanız o zaman 'Hayır'ın altına mührünüzü basacaksınız"
Haber: İhsan YALÇIN / Kamera: İstanbul DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe Belediyesi Küçükyalı Kültür Merkezi'nde muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarlara referandumda neden 'Hayır' oyu vermeleri gerektiğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Önce şu konuda görüş birliği içinde olmamız lazım. Bir, demokrasiyi istiyor muyuz? İki, güçlü bir Türkiye istiyor muyuz? Üç, güçlü bir Türkiye nasıl olur? Demokrasisi güçlü değilse Türkiye güçlü olmaz. Hukukun üstünlüğü yoksa güçlü Türkiye olmaz. İnsan hakları olmazsa güçlü Türkiye olmaz. Düşünce özgürlüğü yoksa güçlü Türkiye olmaz. Ekonomisi güçlü olmazsa güçlü Türkiye olmaz. Lafla güçlü Türkiye olmuyor" dedi.
"VEBAL ONLARA AİT"
Kılıçdaroğlu, "Osmanlı'yı çok övüyoruz değil mi? Övüyoruz, övmeliyiz. Sonuç; devasa bir imparatorluk yıkıldı. Neden yıkıldı? İstanbul'u aldık, dünyaya hakim olduk, Akdeniz'i bir Osmanlı gölü haline getirdik. Nasıl oldu da bu devasa imparatorluk yıkıldı? Nasıl oldu? Bir muhtar arkadaşımız söyledi Çanakkale 1915 yedi düvele karşı mücadele ettik. Çanakkale geçilmez, bir tarih yazdık. Her karış toprağında yüzlerce şehidimiz var. İzin vermedik. Sonra ne oldu? Hiçbir kurşun atmadan bütün o gemiler Marmara'ya geldiler. İstanbul'da demirledi. Hepsi tek kurşun atmadan. Bunu düşünüyor muyuz? Düşünmüyoruz. Asıl düşünmemiz gereken nokta budur. Yeni Cumhuriyeti kurarken millet kavramı en güçlü hangi belgenin içinde yer almıştır. Amasya Tamimi'nde. Osmanlı'da millet yoktu, millet kavramı da yoktu. Amasya Tamimi'nde ne diyor; 'Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtacaktır'. Bir adam mı vardı? Tek adam mı vardı Amasya Tamimi'nin yazılmasında? Hayır. Sonra ne oldu Erzurum'a gidildi. Erzurum'da tek adam mı vardı? Hayır. Adı üstünde Erzurum Kongresi. Sivas'a gelelim tek adam mı vardı? Hayır. 23 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurduk. Tek adamı mı vardı? Hayır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önemi nedir? Türkiye Büyük Millet Meclisi dünyada örneği olmayan bir destanın altına imza atan meclistir. Milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kırbıs Barış Harekatı'nı yöneten meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi 15 Temmuz darbe girişimini bombalar altında sabaha kadar mücadele ederek savuşturan, püskürten meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu nedenle Gazi Meclis ünvanını almıştır. Dünyada tektir. Şimdi bu meclisin bazı yetkilerini elinden alıyoruz. Kime veriyoruz yetkileri, meclisten alıyoruz bir kişiye veriyoruz. 'Evet' ve 'Hayır' da ne getircek bunu öğrenmek istiyoruz.Milli Mücadeleyi yöneten, Cumhuriyeti ilan eden bu meclisten yetkileri alıp bir kişiye verelim mi? Asıl mesele budur. 'Yetkiler alınsın, bu meclisin işi yok, hatta meclisi bile kapatalım' diyenler varsa gidip 'Evet' oyunun altına mühürlerini bassınlar. Vebal onlara aittir. Bu meclis Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu, bu meclis Gazi Meclis'tir, bu meclis milli iradeyi temsil ediyor deniyorsa gidecekler 'Hayır' oyunu kullanacaklar. Bu kadar basit. Öyle uzun uzun laflara da gerek yok bu kadar basit" diye konuştu.
"MİLLİ İRADE MECLİS'E TAM YANSIMALI"
Kılıçdaroğlu, "Bugünkü sistemimiz, parlamenter demokratik sistemimizin 141 yıllık geçmişi vardır. Bir tecrübemiz var. Bunun yanlışı, eksiği var mıdır? Var. Neden milli irade meclise tam yansımıyor? Ne demek bu; bir parti yüzde 9 oy alırsa onun temsilcisi mecliste yok. Ancak yüzde 10 barajını aşması lazım. Dünyada böyle bir örneği yoktur. Biz bunun kaldırılmasını istiyoruz. Milli irade Meclis'e tam yansımalı. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı da Meclis'e gelmeli. O da çıksın kürsüye" ifadesini kullandı.
"OSMANLI'DA BİLE BÖYLE BİR SİSTEM YOK"
Demokrasinin güçlenmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kişiye bağlı sistem olmaz. Osmanlı'da bile böyle bir sistem yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde de yok. Bütün yetkilere sahip olan bir kişi olamaz. Çünkü o kişi hata yaptığı zaman telafi edecek makam yoktur. Hatanın tamamını vatandaş çeker. Yargıyı alalım. Hakim karar verir. O kararın yanlış olduğunu düşünüyorsanız bir üst mahkemeye gidersiniz. Bu yanlıştır diye. Yetmez Yargıtay'a gidersiniz, yetmez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidersiniz. Şimdi bir kişi karar verecek nereye itiraz edeceksiniz siz? Buyurun 'Muhtarlıkları kaldırdım'. Nereye itiraz edeceksiniz? Hiçbir yere. Denetimsiz bir sistem olur mu?" dedi.
"DARBE HUKUKUNU DEĞİŞTİRELİM"
"12 Eylül Anayasası değişmeli mi? Elbette değişmeli. Biz bunu söyledik" diyen Kılıçdaroğlu, "60 madde üzerinde 4 parti anlaştı, çıkmadı. 60 madde az buz değil. Rahmetli Ecevit zaten 35 maddesini daha değiştirmişti. Biz de söyledik. Sayın Davutoğlu, Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı'na söyledim. Darbe hukukunu değiştirelim. Darbecilerin yaptığı demokrasiye aykırı bütün kuralları değiştirelim. Yeni, modern, çağdaş bir Anayasa yapalım. El birliğiyle yapalım. Biz her türlü katkıyı vermeye hazırız. Ben de demokrasiyi istiyorum. Onlar da demokrasiyi istiyorlarsa buyurun gelin Anayasa'yı değiştirelim" diye konuştu.
"DÜNYANIN EN AZ GELİŞMİŞ 20 ÜLKESİ BAŞKANLIK SİSTEMİYLE YÖNETİLİYOR"
Başkanlık sisteminin dünyadaki uygulamalarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Dünyadaki uygumalara bakalım. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesine bakalım. Amerika hariç tamamında parlamenter sistem var. Buyurun Almanya, Hollanda, Japonya, İngiltere. Hepsinde var, hepsi gelişmiş. Almanya 20-30 yıldır koalisyonlarla yönetiliyor. Ekonomisi hızla gelişiyor, büyüyor. Peki Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler... Dünyanın en az gelişmiş 20 ülkesi Başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bir kişiye bütün yetkileri vermişler. Vatandaş inim inim inliyor. O beyefendi gibi kral gibi yaşıyor tepede. Servetine servet katıyor. Yoksulluk, felaket ülkeyi götürmüş. Dünya örneğini veriyorum size. Diyeceksiniz ki Amerika'da Başkanlık. Amerika'da Başkanlık var; ama bizim Başkanlık gibi değil. Oradaki Başkanlık nedir? Orada eyaletler var. Her eyaletin parlamentosu var. Her eyalet kanun çıkartıyor Amerika'da. Başkan en zayıf halkadır. Büyükelçi bile tayine edemez başkan. Hakimlere kimse müdahale edemez. Başkan içeri girdiğinde hakim ayağa kalkmaz, önününü dahi iliklemez, konuştuğu zaman da alkışlamaz. Yani bizim Başkanlık sistemiyle Amerika'daki aynı değil. Keşke aynı olsa, hiç ilgisi yok. Dünyada böyle bir örnek de yok" şeklinde konuştu.
"YENİ MODELDE GÜVEN OYU İSTEMEYE GEREK YOK"
Kılıçdaroğlu, "Yeni modelde güven oyu istemeye gerek yok. İyi de bu 550 milletvekilinden niye güven oyu istemiyorsunuz? Niye korkuyorsunuz, niye çekiniyorsunuz? Gidin güvenoyu isteyin. 'Gerek yok' diyorlar. Şimdi 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne güvenoyu istemeye gerek yoktur diyenler' gidip 'Evet' oyunun altına mührünü bassın. İtirazımız yok. Vebaline katlanır. Çoluk çocuğunun yarın öbür gün neler söyleyeceğini gerçekten duymak isterim" ifadesini kullandı.
"NASIL GÜÇLENECEK BU MECLİS?"
Kılıçdaroğlu, "550 milletvekili sayısını 600'e çıkarıyoruz. Niçin? Bir Allah'ın kulu çıkıp bunu bana samimi olarak anlatmış değil. Efendim 'Meclis güçlenecekmiş'. Yetkileri elinden alıyorsun Meclis'in. Nasıl güçlenecek bu Meclis? Kanun yapma tekeli dünyada parlamentolarındır" dedi.
"BİR PARTİNİN GENEL BAŞKANI HAKİM TAYİN ETMEMELİ"
'Evet' demenin vebalinin çok ağır olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir partinin genel başkanı hakim tayin etmemeli, doğru değil. Efendim Cumhurbaşkanı tarafsız mı olsun, partizan mı olsun? Kararı vereceksiniz. 'Başkan partizan olsun' diyorsanız 'Evet'e mührünüzü basacaksınız. Başkan 'Partizan olmasın, tarafsız olsun, devletin sigortasıdır, devleti temsil ediyor' diyorsanız o zaman 'Hayır'ın altına mührünüzü basacaksınız. Bu kadar basit."
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Kılıçdaroğlu'nun konuşması
-Genel ve detaylar
19.03.2017 - 12.21 Haber Kodu : 170319026
19.03.2017 - 12.23 Haber Kodu : 170319027
19.03.2017 - 12.24 Haber Kodu : 170319028
19.03.2017 - 12.26 Haber Kodu : 170319029
/////////////////////////////////
3- 1 KİŞİYİ SOKAK ORTASINDA İNFAZ ETTİ. ADLİYEYE GİDERKEN ÖLDÜRECEĞİ DİĞER KİŞİLERİN İSİMLERİNİ SIRALADI
* Sokak ortasındaki infaz güvenlik kamerasında
Özgür EREN - Akın ÇELİKTAŞ, İstanbulDHA
Avcılar'da kahveden çıkan bir kişi sokak ortasında pompalı tüfekle ensesinden vurularak öldürüldü. 2 kişi cinayeti işleyen kişiye yardım ettikleri gerekçesiyle tutuklandı. Soruşturmanın devamında tetiği çeken kişi de bir arkadaşının evinde yakalandı.
İDDİA : UYUŞTURUCU SATIŞI KAVGASI
Olay Avcılar Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Beyoğlu Caddesi Çetin Sokak üzerinde 13 Mart 2017 tarihinde meydana geldi. İddiaya göre yaklaşık 3 ay önce uyuşturucu satışından kaynaklanan anlaşmazlık Dursun Güntemur(20) ve Barış Dayan(24) arasında kavgaya dönüştü. Güntemur Dayan'ı bıçaklayarak yaraladı.
KURBANINI ADIM ADIM TAKİP ETTİ
Barış Dayan 13 Mart günü Dursun Güntemur'u takip etmeye başladı. Güntemur'un Avcılar'da bir kahvehaneye girdiğini gören Dayan yaklaşık 1 saat kahvehanenin önünde bekledi, Güntemur kahvehaneden çıktığı sırada da arkasından yaklaşarak pompalı tüfekle ensesine 3 el ateş etti. Güntemur olay yerinde öldü, katil uzaklaşarak izini kaybettirdi. Polis ekipleri saldırgana yardım ettikleri ve olay yerindeki delilleri kararttıkları gerekçesiyle Dayan'ın 2 arkadaşını gözaltına aldı. Mahkeme Engin Solmaz ve Ömer İnce' yi tutukladı.
SAKLANDIĞI EVDE YAKALANDI
Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tetiği çektikten sonra kayıplara karışan Barış Dayan'ın izini sürmeye devam etti. Teknik ve fiziki takip sonucunda Dayan'ın bir arkadaşının evinde saklandığını belirlendi. Eve düzenlenen operasyonda hem Dayan, hem de onu saklayan arkadaşı Oğuzhan Kardeş gözaltına alındı. Sorguları tamamlanan 2 kişi adliyeye sevkedildi.
"ÖLDÜRDÜM.. ONLARI DA ÖLDÜRECEĞİM"
Barış Dayan adliyeye götürüldüğü sırada, cinayeti bıçaklandığı için işlediğini söyledi, başka kişileri de öldüreceğini de ileri sürdü ve bu isimleri saydı..
GÜVENLİK KAMERASINA YANSIYAN CİNAYET ANI
Cinayet anı bir güvenlik kamerasına da yansıdı. Görüntülerde saldıganın elindeki tüfeği ateşleme anı görülüyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Güvenlik kamerası bir kişinin bir kişiyi takip etmesi
-Güvenlik kamerası takip eden kişinin montunun içinden silahı çıkartıp takip ettiği kişiye ateş etmesi
-Şüphelilerin Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkışı
-Şüpheli Barış Dayanın konuşması
-Genel ve yakın detaylar
19.03.2017 - 14.16 Haber Kodu : 170319043
///////////////////////////////
4 - DARBECİLER FENERBAHÇE ORDUEVİNE 4 UÇAKSAVAR, 6 AĞIR MAKİNELİ TÜFEK, 4500 FİŞEKLE GELMİŞ
Haber: Ümit TÜRK İstanbulDHA
15 Temmuz darbe girişiminde 4 zırhlı askeri araçla Fenerbahçe Orduevi'ni basmaya giden 1'i üsteğmen, 3'ü uzman çavuş 40 asker hakkında "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle iddianame hazırlandı. Söz konusu dosayada 3'ü tutuklu 40 şüpheli asker ismi bulunuyor.
3 SAVCI. 194 SAYFALIK İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar koordinesinde savcılar Bülent Başer ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianame 194 sayfadan oluşuyor. İddianamede Fenerbahçe Orduevi'nin işgal girişimi, darbecilerin günler öncesinde yaptığı toplantılarda planlandığı ortaya çıktı. 15 Temmuz günü, 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Özkan Aydoğdu'nun talimatı üzerine Yarbay Fatih Karakaya'nın emriyle, Üsteğmen Kayhan Korkmaz komutasında 3'ü uzman çavuş olmak üzere 40 askerin 4 adet zırhlı araçla Fenerbahçe Orduevi'ne intikal ettikleri anlatıldı.
FOTOĞRAFLAR DA İDDİANAMEYE GİRDİ
Orduevinin önüne 22.58'de varan darbeci askerler ve araçların orduevinin girişine konuşlanarak silahlı bir şekilde dışarıya çıkıp tertibat aldıkları belirtilen iddianamede, Fenerbahçe Orduevi'nde müdür olarak görev yapan Albay Cem Gültekin'in darbeci askerlerle müzakere yaptığı ve ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Herhangi bir olay yaşanmadan 04.00'a kadar bekleyen askerlerin, ikna edildikten sonra silah ve mühimatlarını geldikleri araçların içine bıraktıkları, orduevinde görevli rütbeli bazı askerlerin darbeci askerlere hitaben konuşma yaptıktan sonra da orduevinin içine girdikleri, araçların ise dışarıda kaldığı kaydedildi. İddianamede darbeci askerilerin orduevi önünde silahlı bir şekilde dizilişleri ve orduevindeki rütbelilerin ikna çabalarını gösteren fotoğraflara da yer verildi.
ORDUEVİNE, 4 UÇAKSAVAR, 6'SI AĞIR MAKİNELİ, 36 TÜFEK İLE GİDİLDİ
İddianamede, geldikleri araçlar üzerinde yapılan incelemede darbecilerin Fenerbahçe Orduevi'ne; 4 adet uçaksavar silahı, 6 adet MG-3 ağır makineli tüfek, ile 30 adet de piyade tüfeği ve bu silahlara ait 4 bin 500 adet fişekle gittikleri ifade edildi.
ÖLDÜRÜLEN DARBECİ YÜZBAŞININ MESAJI: ÜSTLERİNE SIK
İddianamede şüpheliler üzerinde ele geçirilen dijital materyallerden elde edilen bilgilere de yer verildi. Üsteğmen Kayhan Korkmaz'ın darbe girişiminde Acıbadem Muhtarı Mete Sertbaş'ı şehit eden, daha sonra da öldürülen darbeci Yüzbaşı Mehmet Karabekir ile 8 kez telefon görüşmesi yaptıkları ve mesajlaştıkları ortaya çıktı. Mesajlarda, darbeci yüzbaşı Karabekir'in üsteğmen Korkmaz'dan mühimmat takviseyi istediği ve, "Üstlerine sık" yazdığı ancak Korkmaz'ın bu yazılanlara cevap vermediği belirlendi.
DARBECİ ÜSTEĞMEN: BİZ KİMDEN EMİR ALACAĞIZ YAA. BİRİ ÖYLE SÖYLÜYOR, DİĞERİ FARKLI SÖYLÜYOR
İddianamede Fenerbahçe Orduevi müdürü Albay Cem Gültekin'in tanık olarak ifadesinde, darbeci üsteğmeni ordu komutanıyla telefonda görüştürdüğünü, ordu komutanının üsteğmene, yaptıklarının yanlış olduğunu söylediğini, bu sırada üsteğmenin, "Biz kimden emir alacağız yaa. Biri öyle söylüyor, diğeri farklı söylüyor" deyince de hiddetlenerek, "Sen ne diyorsun üsteğmenim, konuştuğun kişi Ordu Komutanı tabi ki onun emirlerini yapacaksın" dediğini söylediği aktarıldı.
İSTANBUL'DA BÜYÜK BİR TERÖR SALDIRISI OLACAK...
Darbeci üsteğmen Kayhan Korkmaz ifadesinde, 15 Temmuz akşamı Yarbay Fatih Karakaya'nın birlik komutanlarını odasında toplayarak İstanbul'da büyük bir terör saldırısının beklendiğini söylediğini belirterek, Yarbay'ın üsteğmen Onur Karan'dan birliğin önünden geçen E-5'i acilen kapatmasını istediğini söyledi. Daha sonra Yarbay Fatih Karakaya'nın kendisine, "Fenerbahçe Orduevi'nin emniyetini alacaksın, size karşı saldırı olduğunda ateşe ateşle karşılık vereceksin " dediğini söyledi.
ORDU KOMUTANINDAN ÜSTEĞMENE; "BİZDEN YANA OLURSAN DÜŞÜNCELERİM OLUMLU OLACAK"
Aldığı emir üzerine, 3'ü uzman çavuş, 36'sı er olmak üzere 40 askerle, 4 adet zırhlı araçla Fenerbahçe Orduevi'ne gittiklerini anlatan Korkmaz, orduevindeki rütbeli askerlerin kalkışma olduğunu söylemeleri üzerine cep telefonundan internete girip haberlere baktığını ve ne olduğunu sormak için Yarbay Fatih Karakaya'yı aradığını, Karakaya'nın da "İnanma bu haberlere hepsi yalan. Sen görevine devam et. Hatta orayı bırakıp Acıbadem'e desteğe git" dediğini söyledi. Daha sonra 1. Ordu Komutanı ile telefonla görüştüğünü aktaran Korkmaz, "Ordu komutanı, 'bizim tasvip ettiğimiz bir olay değildir. Bu bir kalkışmadır' dedi. 'Eğer bu harekete devam edersen sana karşı düşüncelerim farklı olacak. Yok bizden yana olursan düşüncelerim olumlu olacak' dedi. Ben de emre hazır olduğumu söyledim" dedi. Korkmaz daha sonra askerlerin silahlarını araçlara bıraktırdığını ve orduevinin içine girdiklerini söyledi.
"VATANDAŞLAR DARBEDEN HABERSİZ BİZE TEZAHÜRATTA BULUNDU"
Şüpheli Uzman erbaş Fahri Sivri ifadesinde, henüz bir aylık uzman erbaş olduğun ve maaşını dahi alamadan bu olayın başına geldiğini anlatarak, Orduevine gittikten sonra darbe girişimi olduğunu fark ettiğini söyledi. Moda sahilinden geçerken vatandaşların darbeden habersiz kendilerine tezahüratta bulunduğunu anlatan Sivri, "Orduevi önünde bekleme yaparken telefonlarda ve WhatsApp mesajlarında darbe yapıldığını duydum. Söz konusu haberi üsteğmen Korkmaz 'a gösterdiğimde "kaldır o telefonu, şimdi onun sırası değil" diyerek beni azarladı" diye konuştu.
SAVCILIK: AMAÇ ORDUEVİNDE KALAN RÜTBELİ ASKERLERİN İRTİBATINI KESMEK...
Savcılık iddianamede yaptığı değerlendirmede, çeşitli nedenlerle başka illerden İstanbul'a gelen rütbeli askeri personellerin genellikle Fenerbahçe Orduevi'nde konakladıklarına dikkat çekerek, "Olay gecesi darbe karşıtı tavır ve davranış göstermeleri muhtemel bir kısım askeri personelin orduevinde bulunabileceklerinin öngörüldüğü, Fenerbahçe Orduevinin kontrol altına alınarak, geçici olarak burada kalan rütbeli askeri personellerin başka rütbeli asker kişilerle irtibatlarının kesilmesinin ve hareket kabiliyetlerinin tamamen ortadan kaldırılmasının amaçlandığı" ifade edildi.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede tüm şüphelilere, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından ayrı ayrı 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Şüpheli Kayhan Korkmaz hakkında, "Silahlı terör örgütü üyeliği", diğer şüpheliler hakkında ise, "Silahlı terör ögütüne üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
- Orduevi önünde konuşlanan zırhlı araçlar - Darbe girişiminde bulunan askerlerin orduevi önünde silahlarıyla beklemesi - Orduevinde görevli rütbeli askerlerin nizamiyeye çıkması - Rütbelilerin askerlerle konuşması (foto)
19.03.2017 - 14.18 Haber Kodu : 170319044
//////////////////////////
5 - ÜNİVERSİTELİLER, ÇANAKKALE ZAFERİ'Nİ BÖYLE CANLANDIRDI
İhsan DÖRTKARDEŞ / İstanbul DHA
Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Nevidans Sahne Sanatları Topluluğu,, 1915'te işgal altında bulunan Anadolu'daki her kesimin Kurtuluş Savaşı'nı konu alan 'Bu Topraklar İçin: Bir Halkın Kahramanlık Öyküsü'nü Anadolu'nun farklı bölgelerindeki halk oyunları gösterileri eşliğinde canlandırdı. Grup üyeleri ayakta alkışlandı. Genel Sanat Yönetmenliği ve Koreografisini Yard. Doç. Dr. Kerem Cenk Yılmaz, senaryo, kurgu ve dans yönetmenliğini Araştırma Görevlisi Umut Erdoğan'ın, müzik yönetmenliğini Öğretim Görevlisi Tuncay Kardaş,'ın yaptığı gösteri 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü nedeniyle Avcılar'da yapıldı. Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'ndeki gösteri Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarındaki işgal ve buna canları ile karşı duyan Mehmetçiklerin mücadelesi canlandırıldı. 1915'te işgal devletleri arasında yer alan Yeni Zelandalı askerlerin 140 yıllık savaş dansı 'Haka'yı da sergileyen sanatçılar Ege'den Karadeniz'e, Güneydoğu'dan Balkanlar'a kadar Mehmetçikler'in sevdiklerinden ayrılarak cepheye gitmeleri ve yöresel dansları ışık gösterisi ile canlandırıldı. 'Kınalı kuzuların' şehit olmasına rağmen bayrağı düşürmedikleri, Kurtuluş Savaşı'nı canları pahasına verdikleri vurgulanan gösteri ayakta alkışlandı. Gösteriyi izleyen Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, Nevidans Sahne Sanatları Topluluğu'na teşekkür ederken emeği geçenlere çiçek verdi. Başkan Toprak Benli, "Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve canı pahasına mücadele ederek bu toprakları bizlere vatan eden şehitlerimizi bir kez daha minnet, onur ve gururla anıyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Barkavizyon gösterisi
Haka dansı
Anadolu'nun farklı bölgelerinden halk oyunları gösterisi
Kurtuluş Savaşı'nın canlandırılması
Gösteri sonu
19.03.2017 - 10.41 Haber Kodu : 170319010
//////////////////////////////////////
6- ÜSKÜDAR - ÜMRANİYE - ÇEKMEKÖY METROSU İÇİN 112 MİLYON AVRO DAHA
Ezgi ÇAPA/İSTANBUL, (DHA) TEMELİ 2012 yılında atılan ve büyük bir bölümü tamamlanan, Türkiye'nin sürücüsüz ilk metro hattı Üsküdar - Ümraniye - Çekmeköy Metrosu'nun tamamlanması için 112 milyon Avro tutarında kredi ile dış borçlanmaya gidilmesi talebi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nde tartışmaya yol açtı. 20 kilometrelik projenin hat güzergahında bir değişikliklik olmadığı halde zamanında bitirilmemesini eleştiren CHP'li Meclis üyeleri Metronun yanlış ve eksik projelendirildiğini savundu.
112 MİLYON AVRO KREDİ TEMİN EDİLECEK
Plan Bütçe Komisyonu ile Ulaşım ve Trafik Komisyonu'nun birlikte hazırladığı rapora göre, "Üsküdar - Ümraniye - Çekmeköy Metrosu İnşaat ve Elektromekanik İşleri' projesi kapsamında, işin ilerleyişi esnasında işlevselliği artırmak, mevcut alanları verimli şekilde kullanabilmek, hatların entegrasyonu, otopark ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, yapım güvenliğinin sağlanması gibi sebeplerle projenin kalan işlerinin bitirilebilmesi için' keşif artışı gerektiği belirtildi. 564 milyon Avro'luk tutara karşılık gelen işin tamamlandığı ancak metronun kalan kısmı için yüzde 19,99 oranında keşif artışı yapılması uygun bulundu. Keşif artışına karşılık gelen toplam '112 milyon Avro tutarında kredi temin edilmesi' gerektiği belirtildi.
"BİTİRİLECEK DENİLEN TARİHİN ÜZERİNDEN 18 AY GEÇTİ"
İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın 2012 yılındaki '20 kilometrelik Üsküdar-Çekmeköy metrosunu 38 ay gibi rekor bir sürede tamamlayacağız' sözlerini hatırlatan CHP'li Meclis üyesi Hakkı Sağlam "Aradan 18 ay geçti. Bu güne kadar bize metronun neden bitirilmediğine dair bilgi verilmediö dedi. Plan Bütçe Komisyonunun CHP'li üyesi Tarık Balyalı ise "Özellikle metro ihaleleri öncesinde plan, proje, zemin etüdü gibi konularda danışmanlık alıyoruz. Bu çalışmalar için de çok ciddi para ödüyoruz. Ama görünen o ki arkadaşların yaptığı bütün çalışmalar yanlış. Sonuçta verdiğimiz para boşa gitmiş oldu ve üzerine 112 milyon avro daha para ödeyeceğiz" dedi.
"HAZIR ELBİSE ALMAK YERİNE TERZİYE DİKİM YAPTIRMAYA BENZİYOR"
AK Partili Meclis üyesi, Ulaşım ve Trafik Komisyonu Başkanı Mahmut Yeter eleştirileri yanıtlayarak projede yapılan değişiklik hakkında bilgi verdi. Yerin altına inildiği zaman projenin öngörülemez noktalarının olabileceğini söyleyen Yeter, "Projeyi fiiliyata geçirdiğiniz zaman değişebilir. Hazır elbise almak yerine terziye dikim yaptırmaya benziyorö örneğini verdi. AK Parti Grup Sözcüsü Faruk Aydın ise projenin zamanında bitirilmediği eleştirilerine "Bir yerin teslimi uzadı diye bu kadar uzatmanın ne anlamı var" diyerek tepki gösterdi.
"CHP'Lİ ÜYEDEN HOLLANDA BANKASI İDDİASI"
CHP'li Meclis üyesi Abdulhadi Akmungan da dış borçlanmayla ilgili olarak "Bize bilgi veren bürokratlar bunun bir Hollanda bankası olduğunu söylediler, buna eminim. Hollanda ile kardeş şehir protokollerinin iptal edildiği bir dönemde Hollanda bankası ile yapılan bu borçlanmayı son derece garip buluyorumö dedi. Akmungan'ın iddiasına yanıt veren AK Partili Meclis üyesi, Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Erdal Yılmaz "Şu anda görüşülen herhangi bir banka yoktur, daha teklifler alınmamıştırö dedi. Konuşmaların ardından oylanan teklif CHP'li üyelerin 'hayır' oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
Meclisten görüntü
Genel ve detaylar
19.03.2017 - 13.28 Haber Kodu : 170319038
////////////////////////////////////////////////
7 - BAKIRKÖY'DE NEVRUZ ÖNLEMLERİ
* Bakırköy'de yapılmak istenen kutlamalara izin çıkmaması üzerine polis bölgede yoğun güvenlik önlemi aldı. Önlemler çerçevesinde Bakırköy Metro İstasyonu da kapatıldı.
İbrahim AKTÜRK, İstanbulDHA
Bakırköy Halk Pazarı ve çevresinde polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Çevikkuvvet ekipleri ve TOMA'lar, halk pazarının çevresine konuşlandırıldı. Bu arada, D-100 Karayolu yan yolda da polis ekiplerinin güvenlik önlemi aldığı görüldü. Öte yandan, güvenlik önlemleri kapsamında Bakırköy Metro İstasyonu da kapalı. Metroyu kullanmak için gelen bazı vatandaşlar, metronun kapalı olduğunu görünce geri döndü. Bazıları ise alternatif olarak metrobüs ya da otobüsü kullandı. Bakırköy Halk Pazarı'nda yapılmak istenen nevruz kutlamalarına izin verilmemişti.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Halk Pazarı çevresindeki güvenlik önlemlerinden görüntü
-TOMA'lar ve çevik kuvvet ekiplerinden görüntü
-Kapatılan metro istasyonundan görüntü
-İstasyonu kullanmak için gelen vatandaşlar
-yolcularla röportajlar
-Genel görüntüler
19.03.2017 - 13.15 Haber Kodu : 170319037
/////////////////////////////////////////
8 - NUMAN KURTULMUŞ : MİLLET BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ ONAYLAYACAKTIR
Haber- Kamera: Hayati KILIÇ / İstanbul DHA
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş "İnşallah 16 Nisan'da millet evet evet evet diyecektir. Millet bu anayasa değişikliğini onaylayacaktır" dedi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığının Kaya Ramada Otel'de düzenlediği programda iş adamları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
"MİLLET EVET EVET EVET DİYECEKTİR"
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş yaptığı konuşmada "İnşallah bu seçimlerde bizim gördüğümüz milletimizin taveccühünden ilgisinden anladığımız inşallah 16 Nisan'da millet 'evet' 'evet' 'evet' diyecektir. Millet bu anayasa değişikliğini onaylayacaktır. Bu anayasa değişikliği tesadüfen laf olsun diye milletin gündemine gelmiş değil. Anayasa değişikliğine ilişkin bir talep yoksa kimse bu anayasa değişikliğini yapmaya muvaffak olamaz. Böyle bir konuyu gündeme getiremez. 1960 anayasası da 1982 anayasası da milletin iradesiyle değil askerin süngüsüyle kabul edilmiş anayasalardır. Bu anayasalarda getirdiği sistemlerde milletle uyum sağlamamıştır. 18 kere anayasa değiştirilerek bir yamalı bohçaya dönmüştür. Anayasayı seksenikide yapan irade kurucu irade değildir. Milletin iradesi değildir. Anayasayı yapan irade, darbeden sonra ortaya çıkan darbecilerin iradesidir. Bir kaç tane anayasa profesörünü bir masanın etrafından toplamışlar 'hadi buyurun bir anayasa yapın' diyerek bu anayasa ortaya çıkmıştır" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU SANKİ BAŞKA ÜLKEDE YAŞIYOR GİBİ KONUŞUYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:"Sayın Kılıçdaroğlu 'Anayasa'ya 'evet' denilirse, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelirse, Türkiye'de kaoslar, krizler olur' diyor. Sanki mübarek, Türkiye'de yaşamıyor, başka bir ülkede yaşıyor gibi konuşuyor. 1980 öncesinde büyük millet meclisinde 5 buçuk ay Cumhurbaşkanlığı seçimi olmamış. Siyaset bir türlü kilitlenmiş. Siyaset çözüm üretemiyor. Askerlerde 'Madem demiş siz çözüm üretemiyorsunuz biz tankı tüfeği çıkartıyoruz darbe yapıyoruz...' 12 Eylül zeminini hazırlayan nedenlerden birisi 12 Eylül öncesinde siyasetin kitlenmesidir. Büyük bir kriz, büyük bir siyasi kaos olmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu sanki bunları hiç yaşamadı. Bunların yaşandığı bir ülkede bulunmadı gibi bunları konuşuyor" dedi.
"YÖNETİMDEKİ ÇİFT BAŞLILIK DOLAYISIYLA TÜRKİYE ADIM ATAMADI"
Kurtulmuş, "Yönetimde çift başlılık olmasaydı Türkiye o tarihte yani 1991'de Musul ve Kerkük'e müdahale edecek bugünki DEAŞ ve PYD sorunuyla karşı karşıya kalmayacaktı. Ama ne yazık ki yönetimdeki çift başlılık dolayısıyla Türkiye bir adım atamadı. Maalesef Türkiye Sezer ve Ecevit arasındaki çelişti. Yani yönetimdeki çift başlılık dolasıyla Türkiye çok vakit kaybetti. 2001 krizi geldi. 2001 krizleri Türkiye'de sadece bankaların kapanmasına finans kuruluşunun iflas etmesine değil, aynı zamanda Türkiye'nin dışa bağımlı hale gelerek İMF'nin emir kulu vaziyetine döndürülmesine neden oldu. Şimdi Allah'ın izniyle bu kaos doğuran bu kriz doğuran bu darbelere neden olan sistemi değiştiriyoruz. Bundan sonra 5 yıldan 5 yıla seçim olacak aynı gün hem Cumhurbaşkanı, hükümet başkanı olarak seçilecek. Hem de milletvekilleri yasama organını üyeleri olarak seçilecek. Ertesi gün milletin sandıktan çıkardığı iktidar isterse hükümetin başı olan Cumhrubaşkanı ertesi gün kabinesini ilan edecek. Böylece beklemek yok, koalisyon pazarlıkları yok, ayak oyunları yok. Birinciyi devirip üçüncüyü başbakan yapmak yok. Darbecilere zemin hazırlamak yok. Millet ne diyorsa o olacak, milletin iradesinin üstünde hiçbir irade olmayacak. Bu Türkiye'yi olağan üstü dönemlerden, darbelerden koruyacak bir maddedir. Milletin sorununu çözdüğü bir sitemi mi, krizi ortadan kaldırır? Yoksa kapalı kapılar ardında vesayet odaklarının devrede olduğu bir sistem mi kaos yaratır? Bunun çok açık bir şekilde milletimizle paylaşılması lazım" şeklinde konuştu.
"NE GÜZEL DÜNYAYA TÜRKÇE ÖĞRETİYORUM"
Numan kurtulmuş sözleri şöyle tamamladı: "İsviçre Blick gazetesi tam sayfa bir manşet attı. Cumhurbaşkanımızın büyük bir resmi Türkçe olarak manşet atmış 'Erdoğan'ın diktatörlüğüne son vermek için kocaman bir 'hayır' yazıyor.' Türkçe yazmışlar. Ne güzel artık dünyaya da Türkçe öğretiyorum. Bu da işin güzel tarafı. Bu attıkları manşetlerin ne anlama geldiğini iyi görüyor bu millet. Size cevabını 16 Nisan sandıklarında verir. Allah'ın izniyle. Yeni Anayasa darbesavar özellikleriyle yönetimi, gücü, kararı sadece millete veren özelliğiyle yönetimde çift başlılığı çatışmayı ortadan kaldıran özelliğiyle bu ülkenin çok daha hızlı çok daha güçlü yürümesine neden olacaktır. İşte 16 Nisan bütün bu art niyetlerin hepsinin bertaraf edileceği tarihtir. Sandıklardan güçlü büyük bir Türkiye'nin ortaya çıkması için karar verildiği bir gün olacaktır.16 Nisan bütün bu sistemin hastalıklarından bizi kurtaracak Türkiyeyi daha ileriye götürecek güçlü Türkiye istikametinde yürüyeceğiz. Millet olarak hep beraber el ele vereceğiz, 'evet' 'evet' 'evet' diyerek Türkiye'nin geleceğini mühürleyeceğiz."
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Numan Kurtulmuş'un konuşması
-Salondan görüntü
-Genel ve detaylar
19.03.2017 - 15.38 Haber Kodu : 170319074
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz