1- SOYLU'DAN TELEFON DİNLEME İDDİALARINA YANIT
* İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
"Kılıçdaroğlu'nun, Muharrem İnce'nin telefonlarımız dinleniyor sözü bir tiyatral gösteridir. Başka hiçbir şey değil. Bir tanesi ile ilgili böyle bir şey olsun halkın içine çıkan namerttir"
"Siz, ben rahatız ama Kandil'dekiler yavaş yavaş oradan tüymeye başladılar. Bir gece ansızın her şey olabilir"
Haber: Gülseli KENARLI- Kamera: Harun UYANIK / İstanbul DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun telefon dinlemeleri iddialarıyla ilgili "Kılıçdaroğlu'nun, Muharrem İnce'nin telefonlarımız dinleniyor sözü bir tiyatral gösteridir. Başka hiçbir şey değil. Bir tanesi ile ilgili böyle bir şey olsun halkın içine çıkan namerttir" dedi.
Bakan Soylu, Kapalıçarşı esnafını ziyaret etti. Dükkanları tek tek gezen Soylu'ya tezahüratlarda bulunan esnaf, fotoğraf çektirdi. Soylu bir kuyumcu dükkanında, dükkan sahibinin babasını telefonla arayarak sohbet etti.
Soylu ziyaretinin ardından burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soylu bir gazetecinin CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun telefon dinlemeleri iddialarını sorması üzerine, "Bulanık suda balık avlamanın bir anlamı yok. Kılıçdaroğlu'nun, Muharrem İnce'nin telefonlarımız dinleniyor sözü bir tiyatral gösteridir. Başka hiçbir şey değil. Bir tanesi ile ilgili böyle bir şey olsun halkın içine çıkan namerttir" yanıtını verdi.
Bakan Soylu şöyle devam etti: Çok ayıp bir şeydir, çok da yanlış bir şeydir. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye ile ilgili bir söz söyledi; 'Biz Türkiye'ye güvenmiyoruz, yabancı turist Türkiye'ye gelmesin, yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmesin' dedi. Bunu söyleyen Kılıçdaroğlu'dur. Yabancı turist, yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelemeyecek bu insanlar ne yiyecek? Taş mı yiyecekler. Kapalıçarşı'nın duvarlarını mı yiyecekler? İşleri güçleri bir tek şeydir; 'Bulanık suda bir söz söylerim de birkaç kişinin kulağında bir kırıntı kalabilir mi?' Bırakın Kılıçdaroğlu'nu, İnce'yi, bizim ülkemiz bütün meselelerini demokrasi ve hukuk içerisinde halletmektedir. Geçen günlerde de öyle bir safsata ortaya koydular. Bunlara hiç kimse, vatandaşımız itimat etmesin. Onlar şu anda 25 Haziran'ın mazeretlerini yukarıdan aşağıya dizmeye çalışıyorlar. Bizim işimiz o değil. Bizim işimiz demokrasi ve hukuk çerçevesinde Türkiye'yi geleceğe ve yarınlara taşımaktır.
"KANDİL'DEKİLER YAVAŞ YAVAŞ ORADAN TÜYMEYE BAŞLADILAR"
Bakan Soylu, Kandil'e harekat yapılacağı yönünde hükümetten gelen açıklamaların sorulması üzerine, "Kandil artık Türkiye için uzak bir hedef değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın konsepti açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği söz ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenlik konsepti açıktır. Artık şu noktadayız; terörün kaynağı neredeyse biz onu kurutmakla mükellefiz. Biz bir şeyi biliyoruz; Kandil orada duruyorsa, Diyarbakır'da insanlar özgür oy kullanmakta zorlanırlar. Şırnak'ta, Hakkari'de, Van'da özgür şekilde oy kullanmakta zorlanırlar. Biz bunun bilinci içerisindeyiz. Ama biz bir tercih yaptık. İlk tercihimizi bir hamle ile karşı karşıya kaldığımız için Zeytindalı operasyonuyla beraber Afrin'de gerçekleştirdik. Şimdi Kandil bizim için zor bir mesele değil, sadece bir zamanlama meselesidir. Türkiye'nin kabiliyeti bu konuda çok yüksektir. Teknolojisi çok olağanüstüdür. Etrafındaki ülkelerle ilişkisi de özellikle Kandil konusunda en üst düzeydedir. Hiç kimsenin bundan bir endişesi olmasın. Türkiye bu konuda gereğini kendi istediği zaman içerisinde gerçekleştirecektir. Bu meseleleri takip eden birisi olarak söylüyorum; siz, ben rahatız ama Kandil'dekiler yavaş yavaş oradan tüymeye başladılar" şeklinde yanıt verdi.
"BİR GECE ANSIZIN HER ŞEY OLABİLİR"
Bakan Soylu, Kandil'e olası harekat konusunda takvimin sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini hatırlatarak, "Bir gece ansızın her şey olabilir" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
- Soylu'nun esnaf ziyareti
- Esnafın alkışlaması
- Bakanın telefonla konuşması
- Esnafın tezahüratları
- Detaylar
2- İSTANBUL'DA TERÖR OPERASYONU: 13 GÖZALTI
* 2015 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hendek olaylarına katıldığı belirtilen 13 kişi gözaltına alındı
Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul'da terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonda 13 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin 2015 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde çıkan hendek olaylarına katıldığı belirtiliyor.
TEM ekipleri terör örgütü PKK'ya yönelik yaptığı çalışmalar kapsamında 2015 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hendek olaylarına katılan, örgütün kırsal alan yapılanmasına eleman aktarımı yaptığı ileri sürülen 20 kişiyi belirledi. Polis ekipleri bugün öğlen saatlerinde 6 ilçede 22 adrese düzenlediği eş zamanlı baskınla 13 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda dijital malzeme ve örgütsel dokümanlar ele geçirildi. Gözaltına alınan şüphelilerin ise Vatan Caddesi'nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemleri sürüyor.Hakkında gözaltı kararı bulunan 7 kişinin yakalanması için polis ekiplerinin çalışmaları devam ediyor.
====================
- (havadan görüntüyle)
3- İSTANBUL'DA 400 BİN YILLIK TARİH KADERİNE TERKEDİLDİ
"SADECE İSTANBUL İÇİN DEĞİL, TÜM DÜNYA İÇİN ÖNEMLİ BİR YER TUTUYOR"
* 400 bin yıl öncesine dayandığı belirtilen ve 1. Derece Arkeolojik-Doğal Sit Alanı ilan edilen Yarımburgaz Mağaraları kaderine terkedildi.
* Uzmanların "Yalnızca İstanbul için değil, tüm dünya için önemli bir yer tutuyor" dediği mağaralar madde bağımlılarının sığınağı olmuş durumda.
* Koruma önlemi olarak sadece demir parmaklıkların konulduğu mağaraların hali içlen acısı. Çevre sakinleri bile, mağaraları mesken tutan madde bağımlıları nedeniyle buranın yakınından geçmeye korkuyor.
* Kanal İstanbul'un güzergahının değişmesindeki en büyük etkenlerden birinin de Yarımburgaz Mağaraları olduğu belirtiliyordu.
Haber- Kamera: Gökhan ÇELİK / Güven USTA - Ersan SAN, İSTANBUL (DHA)
İstanbul'da, günümüzden 400 bin yıl öncesinde ilk yerleşik yaşamın başladığı belirtilen Yarımburgaz Mağaraları kaderine terk edildi. Yıllarca film ve dizi çekimleri ile tahrip edilen mağaralar, şimdilerde, madde bağımlılarının meskeni haline gelmiş durumda. Mağaraların yeterince korunamadığını belirten uzmanlar, dünya tarihi için de önemli yer tutan mağaraların topluma kazandırılması gerektiğini savunuyor. Kanal İstanbul'un güzergahının değişmesindeki en büyük etkenlerden birinin de Yarımburgaz Mağaraları olduğu belirtiliyordu.
"400 BİN YILLIK BİR TARİH"
Başakşehir'de bulunan ve 4 ayrı mağaradan oluşan Yarımburgaz mağaralarında daha önce 1960'lı yıllarda ilk arkeolojik çalışmalar yapılmış. Yapılan kazılarda, önemli bulgulara erişilen mağaralar şu günlerde, bakımsızlıktan harap olmuş durumda. Zamanla çevresinde toplanan madde bağımlıları da söz konusu tarihi alanda ciddi tahribatlar oluşturmuş. Mağaraların içlerinde ve girişlerinde ateşler yakılmış ve duvarlarına sprey boyalarla yazılar yazılmış. Daha önce bölgede yapılan arkeolojik inceleme ekibi arasında yer alan Arkeologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Yiğit Özar, tarihi yerlerin kaderine terk edilmesine tepkili. Bölgenin yeterince korunamadığını belirten Özar, " Yarımburgaz Mağarası, Küçükçekmece Lagünü yakınlarında İstanbul'a yakın bir mağara. Aynı zamanda İstanbul çevresinde bulunan en büyük arkeolojik kazı alanlarından biri. 1960'lı yıllarda ilk kez Şevket Kansu tarafından buralarda arkeolojik kazı çalışmaları yapıldı. Ardından Mehmet Özdoğan ve Güven Arsebük gibi isimler buralarda çalışma yaptılar. Söz konusu çalışmalarda, günümüzden yaklaşık 400 bin yıl öncesine, kimi kaynaklara göre ise 800 bin yıl öncesine kadar arkeolojik buluntulara rastlanıyor. Burada aynı zamanda Neolitik dönem kültürlerinin Avrupa'ya aktarımı ile ilgili de önemli arkeolojik buluntulara rastlanıyor. Bu bulgular da bilim literatürüne "Yarımburgaz Kültürü" olarak geçiyor. Bu mağara Bizans döneminde Şapel olarak kullanıldığını da biliyoruz. Bunları yukarı mağaradaki bulgulardan anlıyoruz. Ancak daha sonra mağara içinde film çekimleri sırasında yaşanan tahribatlar sonucunda, bu buluntuların çoğu yok edildi. Dolayısı ile burası İstanbul içinde çok önemli arkeolojik alanlardan biri burası. Yalnızca İstanbul için de değil, kıtalar arasındaki konum açısından da tüm dünya için önemli bir yer tutuyor burası" ifadelerini kullandı.
"YETERİNCE KORUNAMIYOR"
Mağaraların 1977 yılında 1'inci derece arkeolojik varlık olarak tescillendiğini belirten Özar," Ancak bu yasal koruma yerine getirilemiyor. 80'lerden sonra özellikle çok sayıda film ve dizi çekimi için kullanılıyor . Tarkan filmleri ve bir çok dizinin bir bölümü burada çekildi. Ne yazık ki bu çekimler mağaraya çok ciddi tahribatlar yarattı. Örneğin Yor'un Öyküsü filminde mağara içine bir çukur kazıldı, içi su ile doldurularak dinamitle patlatıldı. Bu patlama sırasında da mağara içindeki önemli arkeolojik kalıntılar da parçalandı. Mağaranın bugün girişinde büyük bir demir parmaklık var böylece korunuyor görünümü veriliyor ama bu parmaklıklar kesilerek içeri çok rahat girilebiliyor. Bizim talebimiz, buraların güvenlik önemlerinin arttırılarak halka açılması ve öneminin anlatılması. Elbette bu mirasa iyi sahip çıkmamız ve korumamız gerekiyor. Geriye kalanlar, olanların çok daha azı olsa da, halen önemli verileri barındırdığına şüphe yok" diye konuştu. Bu arada Kanal İstanbul'un güzergahının değişmesindeki en büyük etkenlerden birinin de Yarımburgaz Mağaraları olduğu belirtiliyordu.
"MİLLETİN PEŞİNE TAKILIP PARA İSTİYORLAR"
Semt sakinleri de artık mağaralarda yaşayan madde bağımlılarından rahatsız.
71 yaşındaki Seyit Azez, "Buraya bazen geliyorlar, uyuşturucu içiyorlar. Milletin peşine takılıp para istiyorlar. Biz bu durumdan rahatsızız. Bazen de bağırıp çağırıyorlar. Bir ara çağırdılar, üzerinde altın var mı dediler, ama sonra gelip dokunmadılar bana. Çocuklarımız var. Onları tek başına sokağa bırakmaya korkuyoruz. Adamlar uyuşturucu madde çekiyorlar. Çoğunun kafası yerinde değil. Gelip adamı bıçaklarlar, ne olsa yaparlar. Allah'tan korkmaz bunlar. Dolayısı ile biz çekiniyoruz, bir yere yayan gidip gelemiyoruz. Araç olmazsa biz o yolu kullanamayız. Yaya olduğunuzda hemen peşinize düşüyorlar" dedi. Mağaralar ve çevresi havadan da görüntülendi.
Görüntü dökümü
--------------
-Genel detaylar,
-Mağaraların görüntüsü,
-Mağaraların çevresindeki kirlilik,
-Madde bağımlılarının giysi ve atıkları
-Semt sakini Seyit Azez ile röp
-İstanbul Arkeologlar Der. Bşk. Yiğit Özar ile röp
-Muhabir anonsları
-Mağara ve çevresinin HAVADAN GÖRÜNTÜLERİ
4- CİNAYETE TEŞEBBÜS GİBİ... POLİSTEN KAÇAN ŞÜPHELİLER MOTOSİKLETLİYE BÖYLE ÇARPTI
Haber- Kamera: Alper KORKMAZ - İSTANBUL,(DHA)
Beylikdüzü'ne otomobille polisten kaçan şüpheliler bir motosikletliye çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan motosikletli yaralanırken, o anlar saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay Marmara Mahallesi, İhlas Caddesi üzerinde meydana geldi. Polisin 'dur' ihtarına uymayarak otomobille kaçmaya başlayan şüpheliler dehşet saçtı. Şüpheliler önlerine çıkan bir aracı sollamak istedi. Hızla giden otomobil, bu sırada Onur Sekizkardeş'in kullandığı motosiklete arkadan çarptı. Onur Sekizkardeş havaya savrularak metrelerce sürüklendi. Çarpmanın şiddetiyle yaralanan motosiklet sürücüsü olay yerine gelen ambulansla özel bir hastaneye kaldırıldı. O anlar ise güvenlik kameralarına yansıdı. Polis ekiplerinin kaçan şüphelilerin yakalanması için başlattığı çalışmalar sürüyor.
Görüntü Dökümü
--------------
-Çarpma anı güvenlik kamera görüntüleri
-Motosikletten görüntü
-Caddeden görüntü
-Diğer detaylar
5- MADENLERE ULUSLARARASI STANDART GELİYOR
*Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,
"Bu süreç sonucunda tüm bu raporlamalara ilişkin tüm uluslararası güvenin sağlanması ve korunması da teminat altına alınmış oluyor."
Haber-Kamera: İdris TİFTİKCİ - İSTANBUL DHA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu'nun (UMREK)
Uluslararası Maden Rezervleri Raporlama Standartları Komisyonu (CRIRSCO) üyeliği tanıtım toplantısında konuştu.
Toplantıya Bakan Albayrak'ın yanısıra UMREK Başkanı Mithat Cansız, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Maden Rezervleri Uluslararası Raporlama Standartları Komitesi Başkanı (CRIRSCO) Neil Wells ve çok sayıda davetli katıldı.
"SEKTÖR AÇISINDAN OLUMSUZ BİR SÜREÇ OLUŞTURUYORDU"
Madencilik alanında Türkiye'de hazırlanan raporların uluslararası geçerliliği olmadığı için finans kuruluşları tarafından kabul edilmediğini belirten Albayrak "Bu süreç sonucunda tüm bu raporlamalara ilişkin tüm uluslararası güvenin sağlanması ve korunması da teminat altına alınmış oluyor. Daha önce Türkiye'de hazırlanan raporlar uluslararası geçerliliği olmadığı için finans kuruluşlarımız tarafından maalesef kabul edilmiyordu. Madencilerimiz finansman için yurt dışına gidiyordu, yurt dışında raporlama kuruluşlarına çok yoğun bir mesai ve maddi kaynak ayırıyordu. Bu da ciddi zaman kayıpları ve yurt dışına harcanan zaman, para olarak sektör açısından olumsuz bir süreç oluşturuyordu. Artık firmalarımız yurt dışındaki yetkin kişilere koşturarak değil bu hizmeti Türkiye'de bağımsız yetkin kişiler tarafından hazırlanarak UMREK tarafından sertifikalandırarak alacaklar. Finansman kurumlar da kredilerinde bu raporları dikkate alarak sektörün finansal hacmini büyütecekler. İşte UMREK sayesinde tüm raporlama işlemlerini artık kendi yetkin, yerli ve milli mühendislerimizle yapacağız. İşte böylece çok önemli, eğitimli bir işgücü istihdamı da sağlayacağız" dedi.
"ORTADA BİR ORKESTRA DEĞİL BİR KAKAFONİ VAR"
UMREK sayesinde yatırımcının da riskinin minimum seviyeye indiğini belirten bakan Albayrak, "Yatırımcıya veri kolaylığı sağlıyoruz. Yatırımcı uluslararası standartlarda daha açık daha şeffaf ve daha güvenilir bilgiye erişim imkanı yakalamış oluyor. İstediği bilgiye her an ulaşmış oluyor. Daha önce bürokrasi, işlerin yavaşlatılması, tüm bu çerçevede kamu mantığı noktasında hep büyük eleştirilerin alındığı bir resim vardı. Muğlak, kişilere göre değişen yorumlar, anlam verilemeyen birçok bürokratik sıkıntılar söz konusuydu. Bir devlet dairesinde aldığınız bir bilgi, diğer devlet dairesinden farklı çıkabiliyor. Muazzam bir uyumsuzluk var. Kanunda her şeyin açık seçik yazmasına rağmen herkesin kendi kafasına göre belirlediği bir standardizasyon var. Yani ortada bir orkestra değil bir kakafoni var. Herkes ayrı bir ses çıkartıyor. Ortada bir ahenk, uyum ve uyumlu bir netice alımlı süreç yerine böyle bir resim vardı. İşte bu güne kadar iş yapmaktan korkan, imza atmaktan korkan, aman hiç risk almayayım diyen bürokratik mantık yüzünden Türkiye bu sektörde, bu kadar büyük bir potansiyeli olan bu sektörde çok büyük vakit kaybetti. UMREK'le beraber madencilikte bu anlayışı artık bir son veriyoruz. Yatırımcı geliyor, ve hangi veriye ihtiyacı varsa değerlendireceği, karar vereceği, çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Bu kaynaklar hepimizin. Bu kaynaklar ülkemizin, milletimizin ve tüm yatırımcılarımızın aynı zamanda ilgisi ve alakası noktasında paylaşılarak üretime geçeceği bir alana istihdamın büyüyeceği, ekonominin gelişeceği noktaya doğru bundan sonra çok daha hızlı bir şekilde yürüyecek" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
- Bakanın salona gelişi
- Bakanın konuşması
- Plaket takdim edilmesi
- Toplu fotoğraf çekimi
- Genel ve Detaylar
6- İETT FİLOSUNA 375 YENİ OTOBÜS KATILDI
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal İETT filosuna katılan 375 otobüsün hizmete alınması törenine katıldı. Törende bir konuşma yapan Uysal yeni araçlarla birlikte İETT filosunun yüzde 14 oranında yenilenmiş olduğunu söyledi.
Törene Uysal ile birlikte, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, İETT yetkilileri ve şoförler katıldı. İkitelli Otobüs Garajında düzenlenen törende bir konuşma yapan Uysal, "İETT kendi filosunu yenileme ulaşım araçlarını modernize etme, kısacası İstanbul halkına daha iyi hizmet verebilme adına yolculuğu daha konforlu hale getirme adına çalışmalar yaptı. Bu çalışmalarda önemli bir mesafe alınmış durumda. Geçmişte İETT içerisinde baktığımız zaman araçlarımızın yaş ortalaması 15 civarından filoları yenilemeyle birlikte yaş ortalaması 6 altının altına düşmüş, 5.9 civarında" dedi.
"YÜZDE 14 SIFIRLAMIŞ OLDUK"
Uysal konuşmasını şöyle sürdürdü: Sadece bugün almış olduğumuz 375 otobüs ile birlikte İETT filomuzun yaklaşık yüzde 14'ünü sıfırlamış oluyoruz. Bu araçlarda standart kara kutu var. Geçmişte kara kutu sadece uçaklarda vardı. Artık otobüsümüzde de var. Bu araçlarda, duraklarda bekleyen yolcularımızın takip edebileceği bilgilendirmeleri gösteren ekranlarımız var. O yazılım tamamiyle İETT tarafından geliştirilmiştir. İETT olarak son yıllarda aldığımız otobüsler hep yerli üretim" dedi.
Kurdela kesiminin ardından Uysal filoya yeni katılan bir otobüsün içinde basın mensuplarına poz verdi.
Görüntü dökümü:
-----------------
-Açılışa katılanlar
-İETT şoförleri
-Başkanın açıklamaları
-Kurdela kesimi
-Uysal'ın otobüse binmesi
-Fotoğraf çekimi
-genel ve detaylar