(ek görüntüyle)
1 - İSTANBUL'UN GÖBEĞİNDE TARİH TALANCILARININ SİLAHLI SALDIRISI
* İstanbul'da ayakta kalan en eski yapılardan biri olan Eirene Kulesi, son zamanlarda yapılan kaçak kazılarla büyük bir tahribata uğratıldı.
* Kuleye bitişik kaçak bir yapıyı onarmaya çalışan kişilerin, Orta Dönem Bizans'tan kalan duvarlara demirler çaktığı, Tarihi Sağır Han'ın çatısına beton döktüğü görüldü.
* Tarihi yapıya zarar bu kişiler kendilerini görüntüleyen DHA'nın drone'nuna ise tüfekle ateş etti.
Haber-Kamera: Hüseyin COŞKUN - Ersan SAN / İSTANBUL, (DHA)
Bizans sarayının ayakta kalan son burcu olarak günümüze kadar ulaşan Eirene Kulesi, son zamanlarda yapılan kaçak kazılar ve izinsiz çalışmalar nedeniyle ağır bir tahribata uğradı. Yaklaşık 1500 yıllık geçmişiyle İstanbul'da ayakta kalan en eski yapılardan biri olma özelliğini taşıyan kule, kaderine terk edilmesine rağmen asırlara meydan okuyarak ayakta kaldı. Kule şimdilerde dış müdahaleler nedeniyle zarar görüyor. Osmanlı padişahlarından Sultan I. Ahmet'in eşi Kösem Sultan tarafından kervansaray kompleksi olarak inşa ettirilen, günümüzde Eminönü Mercan'da yer alan Büyük Valide Han ve Sağır Han'ın ortasında yükselen kule, hakkındaki çeşitli hazine iddialarının sebebiyle yıllardır definecilerin hedefi oldu. Tarihi yapı bugünlerde ise ağır bir tahribat daha yaşıyor. Kulenin tepesinde ve çevresinde izinsiz kazılar define avı şüphesi taşıyor. Kulenin çevresini saran kaçak yapılardan birinde 'tadilat' adı altında yapılan çalışmalar havadan görüntülendi.
DRONE'A TÜFEKLE ATEŞ ETTİLER
Görüntüler İstanbul'un göbeğinde güpegündüz yaşanan skandalı gözler önüne serdi.
Drone ile kaydedilen görüntülerde, Eirene Kulesi'nin Haliç Boğazı'na bakan cephesinde, Tarihi Sağır Han'ın çatısına yapılan bir barakanın çatısını onaran kişilerin kulenin asırlık duvarlarına büyük demirler monte ettiği görüldü.
Bu kişilerin yine Sağır Han'ın çatısına beton dökmesi de dikkat çekti. Tarihi yapılarda mülk iddiasında bulundukları öğrenilen bu kişilerden biri kendilerini görüntüleyen DHA'nın drone'nuna tüfekle ateş etti.
Görüntü Dökümü:
------------
EK GÖRÜNTÜ
------
-DHA muhabiri Ersan San'ın olayı anlatması (ek görüntü)
///////////////
GEÇİLEN GÖRÜNTÜ
- Kulenin bir yıl öncesine ait havadan görüntüleri
- Kulenin güncel havadan görüntüleri
- Aktüel gorüntülerle tahribat
- Kulenin içinden görüntüler
- Drone'a ateş etme anı
- Genel ve detay görüntüler
DHA FEED
==========================
2- BÜYÜKADA DAVASI: TANER KILIÇ'IN YURTDIŞI YASAĞININ KALDIRILMASI TALEBİNE RET
Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) BÜYÜKADA'da 5 Temmuz 2017 tarihinde yaptıkları toplantıya ilişkin insan hakları örgütlerinin temsilcisi 11 sanığın "Silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçlarından yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmada, üç ay önce tahliyesine karar verilen Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı sanık Taner Kılıç'ın yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebi reddedildi.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6'ncı celsesi görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Taner Kılıç, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Veli Acu ve Günal Kurşun ile avukatları hazır bulundu. Duruşmayı Uluslararası Af Örgütü'nde temsilciler ve bazı yabancı elçiliklerin temsilcileri de izledi. Mahkeme Başkanı Adem Aygün, geçen celse sanık Taner Kılıç'a ait dijital materyaller üzerinde ek bilirkişi raporu istenmesi için yazılan yazıya cevap gelmediğini tutanağa geçirdi.
Sanık Taner Kılıç'ın avukatı Erkan Şenses, müvekkillerinin yargılandığı TCK 220/7. maddesiyle (Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme) ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Abdülcelil İmret kararını anımsatarak, "Türkiye kararında bu maddenin geniş ve orantısız yorumlanarak vatandaşlar tarafından öngörülemeyecek şekilde hükümler oluştuğu gerekçesiyle hak ihlali kararı verilmiştir. Bu kararın Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı'ndan celbini talep ediyoruz" diye konuştu.
Sanıklar Taner Kılıç ve Nalan Erkem'in avukatı Murat Dinçer, "Müvekkilin atılı suçla ilgili yoktur. Dosyaya sunduğumuz raporlarda Bylock olmadığı ve yönlendirme yapan programlar açık olduğu halde devlet kurumu olan siber suçlardan yeniden bu konuda rapor istenmiştir. Muhtemelen rapor beklenecektir. Ancak bu aşamada müvekkilin duruşmalardan vareste tutulmasını ve yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz" dedi.
Sanık İlknur Üstün'ün avukatı Oya Aydın ise "Bu davanın soruşturması terör şube tarafından değil, bir gizli tanığın ihbarı ile Büyükada Savcılığı tarafından başlatılmıştır.Gizli tanığın beyanına göre de gizli şeyler konuşulduğu düşüncesiyle ihbarda bulunarak başlamış bir davadır. Dolayısıyla herhangi bir suç unsurunun olmadığı açığa çıkmıştır. Derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. Diğer sanık avukatları da beraat talebinde bulundu. Bazı sanıkların avukatları da aramalarda ele geçirilen müvekkillerine ait özel eşyaların iadesini talep etti. Sanık Taner Kılıç da AİHM'in Silahlı terör örgütü üyeliği maddesiyle ilgili Murat Işıkırık hakkındaki kararın mahkemeye gönderilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti de Murat Işıkırık ve Abdülcelil İmret hakkında verilen Türkiye kararının Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı'ndan istenmesine karar verdi. Taner Kılıç'ın duruşmalardan vareste tutulmasına da hükmeden heyet, hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının ise devamına hükmetti. Duruşma ertelendi.
İDDİANAME
İddianamede, o dönem Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç hakkında "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla, diğer şüpheliler hakkında ise, "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçlamasıyla 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanıkların Adalet Yürüyüşü'nü kaosa çevirmeye çalışmak istedikleri, PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütleriyle irtibatlarının bulunduğu ve bu örgütlere yardım kastıyla hareket ettikleri ileri sürülüyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 11 sanığın yargılandığı Büyükada davasının tek tutuklu sanığıydı. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen 31 Ocak 2018 tarihli duruşmada tahliye edilen Kılıç'ın, savcılığın tahliyeye itiraz etmesi üzerine 1 Şubat 2018'de tekrar tutuklanmasına hükmedilmişti. Kılıç, 15 Ağustos 2018'de mahkemenin yaptığı aylık tutukluluk incelemesi sonucunda tahliye edilmişti.
3- 8 BİN KİLOMETREDEN GELEN HAYAT BAĞIŞI...
- Somalili Mohammed'e Rize'den hayat
Haber-Kamera: İlknur SARGUT-Hüseyin ÇAKMAK/İSTANBUL, (DHA)- SOMALİ'DE yaşayan böbrek yetmezliği hastası 40 yaşındaki Mohamed Caral, İstanbul'da gerçekleştirilen 3'lü çapraz nakille sağlığına kavuştu. Rizeli Sadık Uzun'un böbreğini alan Caral, "Bir Türk vatandaşının böbreğini alacağım hiç aklıma gelmemişti. Ancak Türk insanları bu konuda çok duyarlı Türkiye'yi çok sevdim" dedi.
Birbirini daha önce hiç tanımayan 3 böbrek yetmezliği hastası çapraz nakille sağlığına kavuştu. Somali'de yaşayan Mohamed Caral, Rizeli Metin Uzun ve 10 yıldır böbrek yetmezliğiyle mücadele eden Hülya Bakır, Medicana Bahçelievler Hastanesi'nde 3 verici ile aynı anda ameliyata alındı. Kan uyumsuzluğu nedeniyle birbirlerine böbrekleri veremeyen hastalara daha önce hiç tanımadıkları kişilerin böbreği nakledildi. Operasyon Prof. Dr. Hasan Taşçı başkanlığında organ nakli cerrahi ekibi tarafından yapıldı. Ekipte Doç. Dr. Hüseyin Kadıoğlu ve Op. Dr. Sarper Işıksel bulunuyor. Hastaların takibi de Organ Nakli Bölüm başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer ve Doç. Dr. Osman Şahin tarafından yapıldı. Çapraz nakil hazırlığı ise Organ nakli koordinatörü Dr. Ali Demirel tarafından planlandı. Bu hastalardan biri olan Somalili Mohammed Caral, yaklaşık 8 bin kilometre uzaklıktaki ülkesinden kardeşi Abdullah'ın böbreğini almak için Türkiye'ye geldiğini söyledi.
"TÜRK İNSANLARI ÇOK DUYARLI"
Kan uyuşmazlığı sebebiyle çapraz nakil olan ve Rizeli Sadık Uzun'un böbreğiyle yaşama tutunan Caral, "2 yıl önce böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Durumum kötüye gittikçe nakil olmaya karar verdim. Kardeşim Abdullah Caral ile Türkiye'ye geldik. Kan uyumsuzluğu nedeniyle onun böbreğini alamadım. Rizeli aileden böbrek aldım kardeşim de Hülya Hanım'a böbreğini verdi. Türkiye'den nakil olacağımı hiç beklemiyordum. Bu nedenle Türkiye'yi çok sevdim Türk insanları bu konuda çok duyarlı" diye konuştu.
"BU SIKINTILARI YAŞAMAYA DEĞMEZMİŞ"
Yaklaşık 10 yıldır böbrek yetmezliği ile mücadele ettiğini anlatan 58 yaşındaki Hülya Bakır, kızı Perihan Bakır'ın böbreğini almak için hastaneye başvurduğunu belirtti. Uyuşmazlık nedeniyle Somalili Mohamed Caral'ın kardeşi Abdullah'ın böbreği nakledilen Bakır, "10 yıl önce tedavilerim başladı ve ilk başta evde diyalizi kabul ettim. Son yıllarda sıkıntılarım gittikçe artınca kızım beni böbrek nakline ikna etti. Kızım böbreğini vermek istedi ama ben o daha önce bir evlilik yapmadığı için kabul etmedim. Evlenince doğumda bazı sağlık sorunları yaşayacağını düşündüm. Sonrasında kızım beni bunun kötü bir şey olmadığına ikna etti. Kızımın sayesinde bunu kabul ettim ona minnettarım. Ancak onun böbreği uyum sağlamayınca çapraz nakil kararı alındı. Ben Somalili aileden böbrek aldım, kızım Rizeli aileye böbreğini verdi.Herkese böbrek naklini tavsiye ediyorum. Şu an kendimi rüyada gibi hissediyorum. Bu sıkıntıları yaşamaya hiç değmezmiş bunun farkına vardım" ifadelerini kullandı.
"HİÇ TANIMADIĞIM BİRİNİN BÖBREĞİNİ ALDIM"
Annesi için Rizeli Metin Uzun'a (46) böbreğini veren Perihan Bakır ise "Her anne ilk etapta evladından böbrek almak istemiyor. Ancak aynı durum bizde olsa onlar böbreklerini hiç düşünmeden verirler. Onlar sıkıntı çektikçe biz de çekiyoruz aklımız onlarda kalıyor. Annem sağlığına kavuştuğu için ben de çok mutluyum. Yaklaşık 10 yıldır o sıkıntı yaşadıkça ben de yaşıyordum. Şimdi tüm sıkıntılar sona erdi" dedi. Genç kadının böbreğiyle sağlığına kavuşan Metin Uzun, "Hiç tanımadığım birinin böbreğini aldım. 'Acaba neyle karşılaşacağım' diye düşündüm. Allah doktorlarımızı başımızdan eksik etmesin ömürleri uzun olsun" diye konuştu.
"VERİCİSİ OLMAYAN HASTALAR ÇAPRAZ NAKİLE BAŞVURABİLİR"
Naklin planlamasını gerçekleştiren Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, 3'lü ve 4'lü nakillerin zor operasyonlar olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bu operasyonlar ciddi bir alt yapı gerektiriyor. Hastalar aynı anda ameliyata alınıyor ve çok sayıda cerrah ameliyata giriyor. Bu hastaların uygun şekilde çaprazlanması için çok büyük bir hasta havuzunun olması gerekiyor. Bunların hepsini sağlayabildiğimiz için çok mutluyuz. Türk tıbbı açısından gurur verici bir gelişme. Çünkü dünyanın birçok ülkesinde bunlar çok sıklıkla yapılamıyor. Büyük merkezler bunu yapıyorlar. Halkımıza şu mesajı vermek istiyorum. Artık geliştirdiğimiz tekniklerle kan grubu uyumuna gerek olmaksızın herhangi bir vericisi olan böbrek hastası rahatlıkla nakil olabilir. Hastaların büyük çapraz nakil listeleri olan merkezlere başvurmalarını istiyorum."
6 KİŞİ AYNI ANDA AMELİYAT EDİLDİ
Operasyonu gerçekleştiren Organ Nakli Cerrahı Prof. Dr. Hasan Taşçı, "Hastaları aynı anda ameliyathaneye indirdik. 3 alıcı, 3 verici toplam 6 hasta ameliyat oldu. Ana prensip bu ameliyatların aynı anda başlaması. Geçmişte bir takım aksaklıklardan ders alarak böyle yapmaya başladık. Bekleyen hastaların sayısını azaltmak için şu anda dünyada en güncel çözümlerden birisi çapraz nakil. Uygun böbrek vericisi olmayan hastalara bir çözüm olan çapraz nakiller şu anda dünyada sıkça yapılıyor.Türkiye'de bu noktada başarılı operasyonlar gerçekleştiriliyor" dedi.
Görüntü Dökümü:
-Alıcı ve vericilerden toplu detay
-Operasyonu gerçekleştiren hocaların detayı
-10 yıldır nakil bekleyen Hülya Bakır'ın röportajı
-Böbreğini Rizeli Salih Uzun'a veren Perihan Bakır'ın röportajı
-Somalili Mohamed Caral röportajı
-Rizeli Sadık Uzun'un röportajı
-Hastaların odalarından detaylar
========================================
(ÖZEL)
4-RUS SAVAŞ GEMİSİ BOĞAZ'DAN GEÇTİ
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İsa ALMAÇAYIR-İSTANBUL-DHA
Rus Donanması'na ait, 609 borda numaralı savaş gemisi 'Vyshniy Volo Chek' Boğazdan geçerek, Karadeniz'e açıldı.
Marmara Denizi'nden 'P. Nikolaymuru- 565' isimli römorkörle çekilen Rus Donanması'na ait, 609 borda numaralı savaş gemisi 'Vyshniy Volo Chek', saat 11.30 sıralarında İstanbul Boğazı'na giriş yaptı. Boğazdan geçen Rus savaş gemisinin güvertesinde silahlı askerler dikkat çekti. Saat 13.00 'de Yavuz Sultan Selim köprüsünü geçen Rus savaş gemisi ve römorkör Karadeniz'e doğru yol aldı.Gemiler Boğazdan geçişini yaklaşık 1.5 saatte tamamladı.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Rus savaş gemisinin görüntüsü
-Rus askeri römörkun görüntüsü
-Gemiyi çekmesi
-Güvertedeki silahlı askerlerin görüntüsü
-Yavuz Sultan Selim köprüsünden geçişi
-Genel ve detay görüntüler
=============================
5- İSTİNAF MAHKEMESİ İRLANDALI BOKSÖRÜ DARP EDEN ESNAFIN CEZASINI İNDİRDİ
Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
İstinaf Mahkemesi, yerel mahkemenin İrlandalı boksör Fadeldabbous'u darp ettiği gerekçesiyle esnaf Şenol Palan'a verdiği 3 yıl 6 ay 5 günlük hapis cezasına ilişkin kararı kaldırarak cezayı 2 yıl 2 ay 7 güne düşürdü.
İrlandalı boksör Mohammed Fadeldabbous'u darp ettiği gerekçesiyle İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından "Kemik kırığına neden olacak şekilde kasten yaralama" suçundan 3 yıl 6 ay 5 gün hapis cezasına çarptırılan Şenol Palan'ın talebi üzerine dosya İstinaf Mahkemesi'ne geldi.
İRLANDALI BORSÖRÜN TEK OLMADIĞINI SAVUNDU
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi, Şenol Palan'ın talebi üzerine bugüne duruşma günü verdi.
Bugün görülen duruşmaya Şenol Palan'ın ve Avukatı Yunus Yalçın katıldı. Savunmasını yapan Şenol Palan, olay günü bir kişinin geldiğini, büfesinde alkol olmaması nedeniyle aralarında tartışma yaşandığını, bu kişinin oteline giderek aralarında Mohammed Fadeldabbous'un da bulunduğu 2 kişi ile birlikte geri dönerek tartışma çıkardıklarını, bunun üzerine davaya konu olayın yaşandığını söyledi.
Dolabındaki suların kazara yere dökülmediğini söyleyen Şenol Palan, Mohammed Fadeldabbous'u'un olayın çıkmasına neden olan suları bilerek döktüğünü iddia etti. Palan beraatine karar verilmesini istedi.
Palan'ın Avukatı Yunus Yalçın, olayda Mohammed Fadeldabbous'u'ın yalnız olmadığını, üç kişinin müvekkilinin işyerine geldiğini savunarak, "Müvekkilimin burada olmasının nedeni 3 kişiden dayak yememesidir. Keşke yeseydi" dedi. Avukat Yalçın, müvekkilinin meşru müdafaa sınırı içinde hareket ettiğini savunarak beraatine karar verilmesini istedi.
İstinaf Savcısı Şerafettin Özdemir, İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek Şenol Palan'ın istinaf talebinin reddine karar verilmesini istedi.
İSTİNAF CEZAYI 2 YIL 2 AY 7 GÜNE İNDİRDİ
Kısa bir ara veren 11. Ceza Dairesi, İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Şenol Palan'a, "Kemik kırığına neden olacak şekilde yaralama" suçundan verdiği 3 yıl 6 ay 5 günlük hapis cezasına ilişkin hükmü kaldırarak yeni hüküm verdi. Daire, Şenol Palan'ı aynı suçtan 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırdı.
KARAR KESİNLEŞTİ
Duruşmadan sonra gazetecilere kısa bir açıklama yapan Şenol Palan'ın Avukatı Yunus Yalçın, müvekkilinin cezasının düşürüldüğünü hatırlatarak, İstinaf Mahkemesi'nin bu kararının kesinleştiğini söyledi.
İstinaf Mahkemeleri tarafından 5 yılın altında kurulan hükümlerin Yargıtay aşaması bulunmuyor. 5 yılın altındaki hapis cezaları hükmün kurulması ile birlikte kesinleşiyor.
NE OLMUŞTU ?
Aksaray'da 3 yıl önce girdiği büfede su almak isteyen Mohammed Fadeldabbous, dolaptaki suları devirince büfenin sahibi ve arkadaşı olan çevredeki esnafların saldırısına uğramış, olay adliyeye taşınmış, İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
12 Temmuz 2017 tarihinde kararını açıklayan İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi, "Kemik kırığına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama" suçundan Şenol Palan'ı 3 yıl 6 ay 5 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntülerinde çok sayıda kişiyi yaraladığı görülen Mohammed Fadeldabbous'un olayda, "Meşru müdafaa" hakkını kullandığını gerekçe göstererek ceza vermedi. Şenol Palan, yerel mahkemenin bu kararını İstanaf Mahkemesi'ne taşımıştı.
Görüntü Dökümü:
---------
-Şenol Palan ve Avukatı Yunus Yalçın'ın adliyede görüntüsü
-Avukat Yunus Yalçın'ın karara ilişkin kısa açıklaması
-Olayla ilgili arşiv görüntü
=====================================
6- SAHTE POLİSLER GASP YAPARKEN YAKALANDI
Ali AKSOYER/İSTANBUL (DHA) KAĞITHANE'de kendilerini polis olarak tanıtarak, baskın yaptıkları evlerdeki yabancı uyruklu kişilerin paralarını gasp ettikleri iddia edilen 4 kişi gözaltına alındı. Yakalanan şüphelilerden birinin ilçe milli eğitim müdürlüğünde memur olduğu ortaya çıktı.
Edinilen bilgilere göre, Çağlayan Mahallesinde 24 Ekim 2018 tarihinde meydana gelen olayda Suriye uyrukluların yaşadığı bir eve gelen ve polis olduklarını söyleyen 4 kişi arama yapacaklarını söyledi. İçeri girdikten sonra evde bulunanların ellerini ve ayaklarını bağlayan şüpheliler, para ve cep telefonlarını gasp etti. Şüpheliler evden ayrılırken, bir süre sonra bağlarından kurtulan mağdurların şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı.
Gasp Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan soruşturmada daha önce Beyoğlu'nda benzer şekilde daha üç olay meydana geldiği şüphelilerin aynı kişiler olduğu tespit edildi. Güvenlik kamera görüntüleri kullanılarak yapılan çalışmalar sonucu kimlikleri tespit edilen 4 şüpheli polis tarafından yakalandı.Asayiş şube müdürlüğüne getirilen şüphelilerden Aykut P.'nin İstanbul'da bir ilçe milli eğitim müdürlüğünde memur olduğu ortaya çıktı. Diğer şüpheliler Bayram Y.'nin gasp suçundan 15 yıl, Selçuk D.'nin ise 14 yıl hapis yattıktan sonra 2 ay önce cezaevinden çıktıkları belirlendi. Ferhat A'nın ise daha önceye yönelik bir suç kaydına rastlanmadı.
Olayla ilgili yapılan soruşturmada 4 eve girerek gasp olayı gerçekleştirdikleri belirlenen şüpheliler ifadelerinin alınmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Şüphelilerin adliyeye sevki
================================
(ÖZEL)
7- AYNI YERİ 2 SAAT İÇİNDE 3 DEFA SOYDULAR
Haber-Kamera: Emin YEŞİL / İSTANBUL , (DHA)
Sultangazi'de bir ayakkabı deposuna gelen 4 şüpheli 2 saat içinde aynı yeri üç defa soydu. O anlar güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.
Olay, Malkoçoğlu Mahallesi'nde geçtiğimiz hafta Pazar günü sabah saatlerinde meydana geldi. Bir ayakkabı fabrikasının depo bölümünün kilitlerini levye ile kıran 4 hırsız, 2 saat için aynı yeri üç defa soydu. Firma sahibi Ali Eroğlu, depoya geldiğinde kapı kilitlerinin kırıldığını fark etti. İçeriye giren adam onlarca ayakkabı kolisinin çalındığını anlayınca durumu polise ekiplerine haber verdi. Polis ekipleri iş yerine ait güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Bu sırada gece bekçisinin de ifadesine başvuran polis çevrede geniş çaplı araştırma başlattı.
O ANLAR KAMERADA
Öte yandan depodaki hırsızlık anları güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Görüntülerde, bir araçla gelen 4 kişi, bir süre etrafı gözlemledikten sonra yüzlerce ayakkabı kolisinin bulunduğu deponun kilitlerini levye ile kırıyor. İçeri giren şüpheliler onlarca ayakkabı kolisini geldikleri minibüse yükledikten sonra ayrılıyor. Şüpheliler yaklaşık yarım saat sonra depoya tekrar geri geliyor. Depoda bulunan çok sayıda ayakkabı kolisini yeniden araca yükleyip daha sonra olay yerinden hızla uzaklaşıyor. Yaklaşık yarım saat sonra tekrar geri gelen şüpheliler, yine çok sayıda ayakkabı kolisini araca yükleyip uzaklaşıyorlar.
"80 BİN TL ZARARIMIZ VAR"
Firma sahibi Ali Eroğlu, deponun 3 defa soyulduğunu ve toplam zararlarının yaklaşık 80 bin TL olduğunu söyledi. Gece bekçisinin mesaisinin bittikten sonra hırsızlık olayının gerçekleştiğini ifade eden Eroğlu, "Gece bekçisinin mesaisi bittikten sonra deponun önüne geliyorlar. Sessiz ve sakin bir şekilde deponun kilitlerini kırıyorlar. Plakası çalıntı olan minibüsle 3 defa hırsızlık olayını gerçekleştiriyorlar. Toplamda içinde 1200 çift ayakkabı bulunan 150 koli çaldılar" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-(GÜVENLİK KAMERASI)
-Şüphelilerin araçla gelişi
-Kapıyı kırmaları
-Aracı kapıya yanaştırmaları
-Kolileri araca yüklemeleri,
-Buradan araçla ayrılmaları
-Şüphelilerin ikinci defa gelmeleri
-Kolileri araca yüklemeleri
//////////////////////
(AKTÜEL GÖRÜNTÜLER)
-İşyeri sahibi ile röportaj
-Dükkanın içinden görüntü
-Ayakkabılardan detaylar
-Kırılan kapıdan görüntü
-Genel ve detaylar
07.11.2018 -12.41- Haber Kodu : 181107079
===================================================
-(ÖZEL)
8- ARNAVUTKÖY'DE KAPKAÇ KAMERADA
-ÇOCUĞUYLA YÜRÜYEN KADININ ELİNDEKİ TELEFONU BÖYLE ÇALDILAR
Haber: Taylan ERGÜN-İSTANBUL DHA
Arnavutköy'de sokakta küçük çocuğu ile yürüyen kadının elindeki telefonu çalan 3 kişi polisin takibi sonucu yakalandı.
Olay, 25 Eylül günü akşam saatlerinde Arnavutköy'e bağlı Anadolu Mahallesi, Evliya Sokak üzerinde gerçekleşti. Hatice Yılmaz isimli kadın, 6 yaşındaki çocuğu ile birlikte sokakta yürürken arkasından gelen 3 kişi tarafından kapkaça uğradı. O anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde 3 kişinin kadına doğru hareket ettiği görülüyor. Üzerine sarı renkli mont giyen kişi kadının elindeki cep telefonunu alarak arkadaşlarıyla birlikte olay yerinden kaçıyor.
3 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
Çocuğu ile birlikte korku dolu anlar yaşayan Hatice Yılmaz polise giderek şikayetçi oldu. Çevredeki güvenlik kameralarını inceleyen polis ekipleri olay anına ait görüntülere de ulaştı. Görüntülerden gasp olayına karışan 3 kişinin de kimliğini tespit eden emniyet yetkilileri 3 Kasım'da yaptığı operasyonla gözaltına aldı. Genç kadına ait olan cep telefonu da zanlıların üzerinde tespit edilerek sahibine teslim edildi. Savcılık tarafından ifadeleri alınan F.D, Ü.Y ve M.D tutuklanarak, cezaevine gönderildi. Zanlılardan birisinin yaşının 18'den küçük olduğu öğrenildi.
(ÖZEL)
9- İŞ YERİNDEN CEP TELEFONU HIRSIZLIĞI KAMERADA
Haber-Kamera: Emin YEŞİL / İSTANBUL (DHA)
Sultangazi'de işyeri sahibinin dışarıya çıkmasını fırsat bilen şüphelinin cep telefonunu çalma anı, güvenlik kameraları tarafından görüntülendi.
Olay, Yunus Emre Mahallesi'nde bulunan bir tekstil firmasında meydana geldi. İş yeri sahibinin kısa süreliğine dışarı çıkmasından yararlanan şüpheli, yaklaşık 3 bin TL değerindeki cep telefonunu alıp kaçtı. Olaydan kısa bir süre sonra içeri giren ve masada bıraktığı telefonun olmadığını fark eden iş yeri sahibi güvenlik kameralarını kontrol edince hırsızlık olayını gördü. İş yeri sahibi Gökhan Güney'in şikayetçi olması üzerine polis, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.
"DEDEMİN FOTOĞRAFLARINA ÜZÜLDÜM"
Telefonu çalınan Gökhan Güney, "Müşterim geldi. Biraz sohbet ettikten sonra müşterimizi uğurladım. Daha sonra da alt katta bulunan kesimhaneye indim. Olay iki dakika içinde yaşandı. İki dakika sonra yukarı çıktım ve masada bıraktığım telefonumun olmadığını gördüm. Çalınan telefonuma üzülmedim. Telefonumda benim için manevi değeri olan fotoğraflar vardı. Dedeme ait fotoğraflarda vardı. En çokta buna üzüldüm" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
(GÜVENLİK KAMERASI)
-Şüphelinin masa üzerinde bulunan telefonu alması
(AKTÜEL)
-Telefonu çalınan kişi ile röportaj
-Telefonun çalındığı yerden görüntüler
07.11.2018 - Haber Kodu : 181107081
======================
10-HAVAİST, OTOGAR-İSTANBUL HAVALİMANI SEFERLERİNE YARIN BAŞLIYOR
Haber-Kamera: İbrahim YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)
İstanbul Havalimanı'nda yolcuların ulaşım hizmetini sağlayan İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş bünyesindeki HAVAİST, 29 Ekim itibariyle 4 hat olarak başlattığı seferlerine, yarın 15 Temmuz Demokrasi Otogarı-İstanbul Havalimanı hattını ekliyor.
29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açılan İstanbul Havalimanı'nda yolcuların şehir içi ulaşımının sağlayan HAVAİST ilk etapta kentin 4 noktasında İstanbul Havalimanı'ndan seferlerine başlamıştı. Açılıştan bu yana HAVAİST, TÜYAP-Beylikdüzü, Taksim, Yenikapı, Kozyatağı Metro seferleriyle İstanbul Havalimanı'na yolcu taşımaya devam ediyor. Mevcut 4 hatta 20 otobüsle yolcu taşıyan HAVAİST, yarın itibariyle 5. güzergah olarak 15 Temmuz Demokrasi Otogarı-Alibeyköy Cep Otogarı-İstanbul Havalimanı seferlerine başlayacak. 45 km'lik yeni güzergahta üç araç görev yapacak. Bu hattı kullanan yolcular iki aylık dönemde yüzde 50 indirimli olarak 8 TL ücret ödeyecekler. Devreye giren yeni güzergah ile beraber HAVAİST, 31 Aralık tarihine kadar 25 otobüsle haftada 50 sefer gerçekleştirecek. 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle firma 18 hatta 150 otobüs ile taşımacılık hizmeti sunacak.
HAVAİST'İ İLK KEZ KULLANDILAR
İstanbul Havalimanı'ndan otobüslerle kent içine ulaşımlarını sağlayan yolculardan Ayşegül Çeşitçioğlu, "Antalya'dan geliyorum. Havalimanımız memleketimize hayırlı olsun, ülkemizde çok güzel şeyler oluyor. Dış ülkelerin kıskanacağı güzellikte olmuş burası. Havalimanından ayrılmak için HAVAİST'i kullanacağım. İlk kez kullanıyorum. Buradan Taksim'e gideceğim" dedi. Yolculardan Ümmüşen Tat ise "Antalya'dan geldim. Aktarma yaparak Eyüp'e gideceğim. HAVAİST'i de ilk kez kullanmış olacağım" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Havaist otobüslerinden görüntüler
-Yolcuların otobüslere binişi
-Yolcular röp
-Detay görüntüler