DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

 (Geniş haber)  1- 5 YAŞINDAKİ HAVVA 19 SAAT SONRA ENKAZDAN KURTARILDI Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İSTANBUL DHA Kartal'da çöken 8 katlı binanın enkazından İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın konuşmasında bahsettiği 5 yaşındaki Azra Havva Tekgöz isimli kız çocuğu kurtarıldı.

(Geniş haber)
1- 5 YAŞINDAKİ HAVVA 19 SAAT SONRA ENKAZDAN KURTARILDI

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İSTANBUL DHA
Kartal'da çöken 8 katlı binanın enkazından İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın konuşmasında bahsettiği 5 yaşındaki Azra Havva Tekgöz
isimli kız çocuğu kurtarıldı. Yaklaşık 19 saat sonra yaralı olarak kurtarılan küçük kız ambulansla Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma hastanesine kaldırıldı. Azra enkazdan çıkarıldığı sırada bazı kurtarma görevlileri ve vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya basın mensuplarına yaptığı açıklamada "Sevindirici bir haber vereyim. Az süre önce Havva isimli bir kızımızla AFAD kurtarma ekiplerimiz konuştular, şu anda konuşuyorlar. İnşallah sizlerin duası, onların gayretleriyle tıpkı dünkü Mahmut Tayyip Aler gibi ona da kavuşacağız. Gayretimiz, temennimiz bu." demişti. Azra Havva Tekgöz'ün hastanedeki tedavisi sürüyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-------------
-Küçük kızın enkazdan çıkarılması

DHA FEED

===================================

2- ENKAZDAN DÜN AKŞAM KURTARILAN KADIN HAVVA'YI BÖYLE SORMUŞTU

İstanbulDHA
5 yaşındaki Azra Havva Tekgöz Kartal'da çöken binanın enkazından 19 saat sonra kurtarıldı. Hastaneye kaldırılan Havva'yı dün akşam yine aynı enkazdan yaralı olarak çıkarılan bir kadın sormuştu. Kurtarma ekiplerinin kameralarına yansıyan görüntülerde kadın ambulansa götürülürken, kendisini kurtaran ekiplere 'Havva yaşıyor mu?' diye soruyor. Ekipler de kadına 'çıktı' diye karşılık veriyor.

Görüntü Dökümü:
------------------
-Ekiplerin 'sesimi duyan var mı?' diye seslenmesi
-Kadının enkazdan kurtarılması
-Kadının Havva'yı sorması

===============================

(Geniş Haber)
3- BAKAN KURUM: GÖÇÜK ALTINDAN SESLER ALIYORUZ

Haber-Kamera: İstanbul DHA
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kartal'da çöken binayla ilgili açıklama yaptı. Göçük altından sesler aldıklarını belirten Bakan Kurum, "İnşallah oradaki yaralı vatandaşlarımıza da hızlı bir şekilde erişeceğiz" dedi.
Kartal'daki çöken 8 katlı bina için oluşturulan kriz merkezi önüden açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Akşam saatlerinde itibaren Valiliğimiz koordinasyonunda göçük altında kalan vatandaşlarımıza erişmek amacıyla yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Bu çalışmalar neticesinde 3 tane vatandaşımız hayatını kaybetti. 12 vatandaşımızı yaralı olarak çıkarmıştık. Bir de Havva kızımız vardı. Havva kızımızı da az önce kurtarma ekiplerimiz çıkardılar. Ve toplamda 13 tane yaralı vatandaşımızı göçük altından çıkardık. Yoğun bir şekilde ekiplerimiz çalışıyorlar. Gerçekten hem AFAD hem büyükşehir belediyesi ekiplerimiz hem de diğer kurtarma ekiplerimiz koordineli bir şekilde süreci yürütüyorlar. Etrafta risk taşıyan hem Yunus apartmanı hem de diğer apartmanı anlık takip ediyoruz. Biliyorsunuz bodrum katında taşıyıcı kolon ve perdelerinde hasarlar mevcut. Ancak binayı takip ettiğimiz süreçte herhangi bir hareket söz konusu değil. Kurtarma çalışmalarını da binanın temelini boşaltacak şekilde olmaması noktasında diğer yönden kurtarma çalışmalarında sürdürüyoruz. İki yan binayı da takip etmek zorundayız" dedi.

Reklam
Reklam

"O BİNALARLA İLGİLİ DE BİLİRKİŞİ RAPORLARI DOĞRULTUSUNDA İŞLEMLER YAPILACAK"
Kurum konuşmasını şöyle sürdürdü; "Tabi alanın geneline baktığınızda maalesef ruhsat projelerinin dışında yapılmış yapılar var. Mevcutta zemin artı 5 olan, ancak yerinde zemin artı 7, 9, 10 katlı binalar mevcut. Bu binaları da il müdürlüğümüz bünyesinde tespitlerini yapıyoruz. Bu tespitler çerçevesinde de risk taşıyan binalara da tutulacak tutanaklar ve bilirkişi raporları doğrultusunda işlem yapacağımızı da buradan ifade etmek isterim. Bizim için vatandaşımızın canı malı her şeyden önemli. Dolayısıyla riskli gördüğümüz alanda ne kadar bina varsa da bu kurtarma çalışmaları neticesinde bitiminde o binalarla ilgili de bilirkişi raporları doğrultusunda işlemler yapılacak. Şu an ekiplerimiz çalışıyorlar. Valiliğimiz koordinasyonunda çevre şehircilik il müdürlüğümüz AFAD ekiplerimiz ve artık makine ekipmanı da işin içine girdi. Gündüz artık daha iyi ortamlarda iyi şartlarda ekiplerimiz çalışabiliyorlar"

"GÖÇÜK ALTINDAN SESLER ALIYORUZ"
Göçük altından sesler aldıklarını belirten Bakan Kurum, "İnşallah oradaki yaralı vatandaşlarımıza da hızlı bir şekilde erişeceğiz. Tekrar tüm milletimizin başı sağ olsun yaralılara da şifalar diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Göçük altında kaç kişi olduğunu soran bir basın mensubuna Bakan Kurum, "Enkazda kaç kişi olduğu biliniyor. Bu konuda bizim de tespitlerimiz var ama şu an gereksiz sayı vermenin kimseye bir faydası yok. Dolayısıyla enkaz altında kalan biz vatandaşımızın sayısını biliyoruz. Tahmin ediyoruz. Ancak 13 tane vatandaşımızı kurtardık. Daha 24 saat geçmeden ve hala aşağıdan ses alıyoruz. Binada mevcut oturanların dışında da misafir olarak gelenler de var. Hepsine ulaşacağız inşallah. Ekiplerimiz hızlı bir şekilde çalışıyor. Şu an valiliğimiz saat başı bilgilendiriyor. O bilgiler dışında bilgilere itibar etmezsek iyi olur" şeklinde cevap verdi.

Görüntü Dökümü;
------------
-Bakanın açıklaması

==================================

4- VALİ YERLİKAYA: ARAMA KURTARMA EKİPLERİ BÜYÜK BİR UYUM İÇİNDE GAYRET GÖSTERİYOR

Vali Ali Yerlikaya,

-"Çevredeki binalar güvenlik gerekçesiyle boşaltıldı. Bunlardan birinin durumu farklı. Yıkılan binanın yanındaki 10 katlı Yunus Apartmanı. Bunun durumu risk arz ediyor."

-"Size sevindirici bir haber vereyim. Az önce Havva isimli bir kızımızla AFAD ekiplerimiz konuştu. Şu anda da konuşuyorlar. İnşallah sizlerin duasıyla onların gayretleriyle bu kızımıza da tıpkı dün Mahmut Tayyip Alemdar gibi kavuşacağız"

Reklam
Reklam

Haber-Kamera: Gülseli KENARLI-Güven USTA-İSTANBUL DHA
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya Kartal'da çöken binanın enkazında devam eden arama kurtarma çalışmaları hakkında açıklama yaptı.
Yerlikaya, "Arama kurtarma çalışmalarımız 18 buçuk saattir aralıksız devam ediyor. Bu 18 buçuk saatte 9'u genel sağlık durumu iyi 3'üağır olmak üzere 12 yaralımız başta Kartal Eğitim Araştırma hastanesi olmak üzere çeşitli hastanelerimizde tedavileri devam ediyor. 3 ölümüz var. Daha önce iki tanesinin kimliği tespit edilmişti. Birinin ismi de de yakınları tarafından bu sabah tespit edildi. Çevredeki binalar güvenlik gerekçesiyle boşaltıldı. Bunlardan birinin durumu farklı. Yıkılan binanın yanındaki 10 katlı Yunus Apartmanı. Bunun durumu risk arz ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın mühendisleri, teknik heyeti lazer yönetimiyle bu binanın an be an durumunu devamlı kontrol altında tutuyorlar. Çünkü arama kurtarma faaliyetini yürüten arkadaşlarımızın güvenliği, etrafta yaşayan insanların güvenliği adına bunu yapmak zorundayız. Bu durumu netleştirmek için 3 kere arama kurtarma faaliyetlerine ara verdik. Netleştirip, risk tahlilini yapar yapmaz tekrardan çalışmalara başladık" dedi.
Yerlikaya, "Gece saat 02.00'de yaptığımız açıklamadan beri maalesef arama kurtarma faaliyetlerinde bir cana ulaşamadık. Size sevindirici bir haber vereyim. Az önce Havva isimli bir kızımızla AFAD ekiplerimiz konuştu. Şu anda da konuşuyorlar. İnşallah sizlerin duasıyla onların gayretleriyle bu kızımıza da tıpkı dün Mahmut Tayyip Alemdar gibi kavuşacağız. Bütün arama kurtarma ekipleri büyük bir uyum içinde gayret gösteriyor" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-----------------
-Vali Yerlikaya'nın açıklamaları

=============================

5 - BAKAN ALBAYRAK'TAN TİM KURULUNDA AÇIKLAMALAR (1)

Haber-Kamera: Gökhan ÇELİK - Harun UYANIK - İstanbul DHA
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Delegeler Kurulu'nda konuştu.
Bakan Albayrak, "Fırsatçılıkla hareket eden birilerinin milletimizin sofrasına el uzatmasına izin vermeyeceğiz. Belediyelerimizle birlikte kaynağından sebze ve meyveleri alarak büyük şehirlerimizde maliyetine vatandaşlarımıza sunacağımız adımlara haftaya başlayacağız. Fırsatçılık 82 milyonun cebine kastediyorsa kabul edilebilir değil. Son gelen bilgiler çok enteresan şeylerin döndüğünü gösteriyor. Bununla ilgili en ağır adımlar atılacak. Devletin olduğu ortamda hiçbir şeyin çözümsüz olmadığını görecek vatandaşımız" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------
-Berat Albayrak'ın konuşması

=================================

(havadan görüntüyle)
6- SANCAKTEPE'DE TEKSTİL ATÖLYESİNDE YANGIN (2)

- Mahallede korku dolu anlar...
- Tekstil atölyesinde çıkan yangın paniğe neden oldu.
- Yangın bitişikteki iki binaya da sıçradı.

Reklam
Reklam

Haber-Kamera: Murat KORKMAZ - Çağrı ÇALIŞKAN İstanbul DHA
Sancaktepe'de bir tekstil atölyesinde çıkan yangın bitişikteki iki binaya sıçradı.
Yenidoğan Mahallesi Kıvrım Sokak'ta bulunan bir tekstil atölyesinde saat 09.30 sıralarında yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyüdü. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevkedildi. Bitişikteki iki binaya da sıçrayan yangına müdahale yaklaşık 1 saat sürdü. Yangın kontrol altına alınırken soğutma çalışması sürüyor. Yangında ölen yada yaralanan olmadı.

Görüntü Dökümü:
---------------
-Olay yerinden görüntüler
-Yükseler dumanlar
-Alev alev yanan tekstil atölyesi
-İtfaiyenin müdahalesi
-Söndürme çalışmaları
-Havadan görüntüler

=============================

(ek görüntü ve bilgilerle)
7- 5 GÜNLÜK BEBEĞİNİ CAMİ AVLUSUNA BIRAKTI... KİMLİĞİ TESADÜFEN BELİRLENDİ

*Hemşireler bebeğe "Onur" ismi koydu.

Haber-Kamera: Ersan SAN/İSTANBUL,(DHA)
Esenyurt'ta Suriyeli bir kadın 5 günlük bebeğini cami avlusuna bırakıp kaçtı. Ambulans ekipleri tarafından tesadüfen doğduğu Esenyurt Devlet Hastanesi'ne getirilen erkek bebeği, hemşireler kıyafetlerinden tanıyınca annesinin kimliği ortaya çıktı. Sağlık durumu iyi olan ve hemşireler tarafından 'Onur" adı verilen bebek,Yeni Doğan Servisi'ne alındı. Polis Suriyeli Anne Meryem İ.'yi arıyor.

Reklam
Reklam

Olay 5 Şubat akşamı saat 20.00 sıralarında Esenyurt Balıkyolu Mahallesi'nde meydana geldi. Bir kadın kundak içinde bir bebeği Osmanlı Camii'nin avlusuna bırakıp kaçtı. Avluda ağlayan bebeği duyan mahalle sakinleri durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Kısa sürede camiye gelen ekipler erkek bebeği Esenyurt Devlet Hastanesi'ne götürdü. Hastanenin yeni doğan servisine getirilen bebeği burada çalışan hemşireler kıyafetlerinden tanıdı. Polis yaptığı incelemede Suriyeli Meryem İ.'nin (32) 1 Şubat'ta doğum yaptığı ve bebekle birlikte 5 Şubat günü saat 19.30 sıralarında taburcu olduklarını belirlendi.

Hemşirelerin 'Onur" adını verdiği bebek,yeni doğan servisine alındı. Onur bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Polis annesi Meryem İ.'yi arıyor.

BEBEĞİ BIRAKMADAN HEMEN ÖNCESİNDE GÜVENLİK KAMERASINA YAKALANDI
Öte yandan Meryem İ. bebeği cami avlusuna bırakmadan hemen önce güvenlik kameralarına yakalandı. Caminin yakınındaki bir iş yerinin kamerasına yansıyan görüntülerde bir kadın kucağında bebekle geliyor. Daha sonra kadın geldiği yoldan dönerken kucağında bebeğin olmadığı görülüyor.

Reklam
Reklam

EK görüntüler
//////////////////
-Onur bebeğin kuvözdeki görüntüsü
-Genel ve detaylar

Görüntü dökümü:
-----------------
-Güvenlik kamerası
-Kadının bebekle gelmesi
-Kadının yalnız aynı yoldan geçmesi
-Aktüel görüntüler
-Camiden görüntü
-Bir kişinin olayı anlatması
-Sokağın görüntüsü
-Genel ve detaylar
-Bebeğin fotoğrafı

===============================

8- BARIŞ YARKADAŞ'A 10 AY HAPİS CEZASI ALDI

Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın şikayeti üzerine CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş aleyhine açılan dava karar verildi. Mahkeme, Barış Yarkadaş'a "Gizliliği ihlal" suçundan 10 ay hapis cezası verdi. Yarkadaş'ın bu cezası 5 yıl süre ile ertelendi.
Barış Yarkadaş, karardan sonra yaptığı kısa açıklamada, "Bugün aldığım 10 aylık hapis cezasını meşru görmüyorum. Gazetecilikten dolayı artık gazetecilerin cezalandırılmaması gerekiyor" dedi.
İstanbul 68 Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına tutuksuz yargılanan sanık Barış Yarkadaş ve Avukatı Pınar Ayça Sarıtaş ile şikayetçi Erdoğan Bayraktar'ın Avukatı Ayşe Ezgi Azman Akgün katıldı.

SAVUNMASINI YAPTI
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Barış Yarkadaş, iddianameye konu haberin o dönem sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu Gerçek Gündem isimli internet sitesinden önce Cumhuriyet Gazetesi'nde yapıldığını belirterek, "Sitedeki haberde, haberin kaynağı belirtilmiştir. O dönem sitenin görevlisi olan arkadaş kamu yararı olduğunu düşünerek haberi yayınlamıştır. Kendisi bu davadan yargılanmıştır. Bu haberden dolayı yargılanan arkadaşımızın sorumluluğu bulunduğu için benim bir sorumluluğum yoktur. Ayrıca haber internet siteleri Basın Kanunu'na tabi değildir. Yapılan soruşturma ise Basın Kanunu'na tabi yürütülmektedir. Söyleyeceklerim bu kadardır" dedi. Yarkadaş'ın Avukatı Pınar Ayça Sarıtaş ise, Basın Kanunu hükümlerine göre müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını öne sürerek, "Yapılan haberin sorumluluğu yayınlayana aittir" dedi.

BAYRAKTAR'IN AVUKATI CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
Müşteki Erdoğan Bayraktar'ın Avukatı Eyşe Ezgi Azman Akgün, şikayetlerinin sürdüğünü belirterek sanığın cezalandırılmasını istedi.

'GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR'
Son sözü sorulan Barış Yarkadaş, "Gazetecilik suç değildir" dedi. Kararını açıklayan hakim, "Gizliliği ihlal" suçundan Barış Yarkadaş'a 1 yıl hapis cezası verdi. Yarkadaş'ın cezası "İyi hal" indirimi ile 10 aya düşürüldü. Ceza 5 yıl süre ile ertelendi.

'GAZETECİLİKTEN DOLAYI ARTIK GAZETECİLERİN YARGILANMAMASI GEREKİYOR'
Duruşma sonrası adliye koridorunda kısa bir açıklama yapan Barış Yarkadaş, "Bugün 68. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gazetecilik yaptığım için yargılandım ve ceza aldım. Bir haberden dolayı yargılandım ve ifade verdim. Kayıtlara geçsin diye söylediğim o cümleyi size de söylemek istiyorum; gazetecilik suç değildir. Kamu yarına olan her bilgi gazetecilik faaliyetidir ve bunun cezalandırılması da aslında hukuken doğru değildir" dedi. Yarkadaş, "Bugün aldığım 10 aylık hapis cezasını meşru görmüyorum. Gazetecilikten dolayı artık gazetecilerin cezalandırılmaması gerekiyor" diye konuştu.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Erdoğan Bayraktar'ın şikayeti üzerine soruşturma başlatıldığı belirtiliyor. Soruşturmada Barış Yarkadaş'ın o zaman sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu Gerçek Gündem isimli internet sitesinde 27 Mayıs 2014 tarihinde şikayetçi hakkında bir haber yayınlandığı hatırlatılan iddianamede, haber ile özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği, sanığın gizliliğin ihlali suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edilmişti.

Görüntü Dökümü
Barış Yarkadaş ve avukatının görüntüsü
Barış Yarkadaş'ın kısa açıklaması

==============================

9- TOMA'DAN SIKILAN SUYLA YARALAMA DAVASINDA 2 POLİSE BERAAT

Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA) GEZİ eylemleri sırasında Taksim'e gitmek isterken TOMA'dan sıkılan su ile yaralandığını öne süren Gökçe Algan'ın (30) şikayeti üzerine tutuksuz 2 polis memuru F.Z. ve Ö.S. hakkında açılan dava karara bağlandı. Mahkeme, sanıkların müsnet suçu işledikleri sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Mahkeme kararında, şikayetçi Gökçe Algan'ın yaralanması sırasında sanıkların kullandığı TOMA'nın müdahalede bulunduğunun sabit olmadığını, müdahalede bulunmuş olsalar bile o kargaşada sanıkların olaylara fiilen katılmadığını söyleyen mağduru bilerek hedef alarak yaraladıklarını kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti.

"HER İKİ SANIĞIN DA CEZALANDIRILMASI KANISINDAYIZ"
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan karar duruşmasına tutuksuz polis sanıklar katılmazken, taraf avukatları hazır bulundu. Gökçe Algan'ın avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, olay tarihinde TOMA'dan sıkılan suyla müvekkilinin yaralandığını, acı çektiğini ve sonraki süreçte hep hastanelere gidip geldiğini belirterek, "Her iki sanığın da cezalandırılması kanısındayız. Müvekkilimin hala mağduriyeti devam etmektedir" dedi.

"BERAATLARINA KARAR VERİLSİN"
Sanıkların avukatı ise "Mağdurun sanıkların fiilleriyle yaralandığı konusunda savunmanın aksine bir delil söz konusu değildir. Kendilerine verilen emir üzerine olaya müdahale ederek, mevzuatın çizdiği çerçeve içerisinde kalıp eylemi dağıtmak görevini yerine getirmişlerdir. Sanıkların cezalandırılması için yeterli delil bulunmamaktadır. Bu sebeple beraatlarına karar verilmesini talep ederim" diye konuştu.

MAHKEME: SANIKLARIN KULLANDIĞI TOMANIN MÜDAHALEDE BULUNDUĞUNUN SABİT OLMADIĞI...
Mahkeme, kararında suç tarihinde Gezi olayları diye adlandırılan eylemlerin meydana geldiğini belirterek, "Ne için başladığı, nasıl devam ettiği bilinmeyen ve açıklanmayan ancak dış dünyanın özellikle izlediği ve hatta Avrupa'da birçok ülke ve ABD'de 24 saat canlı yayınla 'Türkiye'de iç savaş' diye özellikle aktarılmıştır. Bu olaylar bir çok haberde ve dosyada bulunan video görüntülerinde izlendiği üzere suratları maskeyle kapalı, ellerinde birçok yaralayıcı alet olan kişilerce yönlendirildiği, bu tür yargılamaların yapıldığı birçok davada da açıkça görüldüğü gibi el yapımı patlayıcılar, tuzaklanmış öldürücü ve yaralayıcı özellikle düzenekler kullanılmış, bu tür yaralayıcı ve öldürücü aletlerin sıradan vatandaşlarca yapılması mümkün değildir. Önceleri tepkilerini dile getirmek isteyen sıradan vatandaşların da katıldığı ve desteklediği Taksim Meydanı'ndaki ağaçların kesilmemesi isteğinden kaynaklandığı düşünülen eylemleri daha sonra tam bir kaos ortamı oluşturacak şekilde ve kontrolsüzce büyütüldü devlete karşı bir eylem haline getirildi. Nitekim toplumca tanınan kişiler bile televizyon kanallarına 'İstanbul İstanbul halkı tarafından ele geçirildi' şeklinde provakatif açıklamalar yapılmak suretiyle çarptırıldı. Oluşan kargaşa ve kaos ortamında birçok vatandaşın doğrudan zarar gördüğü Taksim'de iş yeri bulunan birçok esnafın binlerce lira zararının oluştu, hatta bunun devamında günlerce iş yerlerinin açılamaması sebebiyle çevrede yaşayan insanlar ve esnafın kan ağladığı bir hale getirildi. Devletin de böyle bir harekete karşı reaksiyon vererek tamamı kanun dışı olan bu eylemlere kanunların emrettiği şekilde müdahalede bulunarak güvenlik kuvvetleriyle olayları bastırmaya çalıştı, bunun için devletin kendine verdiği zabıta aletlerini kullandı, bu aletlerin kullanılması sırasında olaylara katılan kişiler hedef alınmaktaysa da tesadüfen oralarda bulunan kişilerin de zarar gördükleri bilinmektedir."

"SANIKLARIN MAĞDURU BİLEREK HEDEF ALARAK YARALADIKLARININ KABUL ETMENİN MÜMKÜN OLMADIĞI"
Mahkeme kararında şikayetçinin Gezi eylemleri için gelip gelmediğinin belli olmadığını belirterek şu ifadelere yer verdi:
"Ancak olayların kontrolden çıktığı safhada, o mıntıkada oturması sebebiyle orada olmak zorunda olan kişiler dışındaki vatandaşların özellikle Taksim civarında gitmekten dahi kaçındıkları, hatta Taksim civarında oturmakta olan bir kısım vatandaşın olaylar sebebiyle evlerini terk ederek başka yerlerde geçici olarak oturmak zorunda kaldıkları da basın yoluyla herkes tarafından bilinmektedir. Olayların devamı sırasına birçok TOMA'nın kullanıldığı, nitekim CD'lerde de birçok TOMA'nın olay yerinde olduğunun görüldüğü, bunlardan hangisinin kullanılması sırasında mağdurun yaralandığının kesinlikle anlaşılmasının ve tespiti mümkün değildir. Buna karşılık olaya müdahale eden TOMA'lardan bir tanesi seçilmek suretiyle dava açıldığının açık olduğu, şikayetçinin yaralanması sırasında sanıkların kullandığı TOMA'nın müdahalede bulunduğunun sabit olmadığı, olsa bile o kargaşa içinde sanıkların olaylara fiilen katılmadığını söyleyen mağduru bilerek hedef alarak yaraladıklarının kabul etmek mümkün olmadığı... "

MAHKEME BERAATININ GEREKÇESİNİ AÇIKLADI
"Davanın Gezi olayları sırasında TOMA'lar aracılığıyla ve polis şiddetiyle insanların yaralanıp yaralanmadığının tespiti olmayıp, mağdurun, sanıkların kusurlu ve kanuni yetkilerini aşarak yaralanmasına sebebiyet verilip verilmediğinin olduğu, mahkememizce bu konuda yoğunlaşılarak dava ele alınmıştır" denilen kararda şu ifadeler kullanıldı: "Katılan vekilinin olay tarihinde TOMA görevlilerinin su sıkılması emri sonunda su sıkmanın miktarını tazyik dereceğini kullanıcıların uygulanması sebebiyle sınırın aşılması konusunda sanıkların sorumlulukları olduğunu kaldı ki kanunsuz emrin dinlenmemesi gerektiği konusunda iddiası mevcutsa da sanıklara müdahale edilmesi emri verildikten sonra eylemci topluluğa karşı kendilerine daha önce verilen eğitimler ve mesleki tecrübelerine göre hareket etmelerinin emrin kanunsuz olması manasına gelmemektedir." Mahkeme bu gerekçelerle, sanıkların suçu işledikleri sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.

İDDİANAME
İddianamede izinsiz gösteri yürüyüşünü dağıtmak amacı ile iki polisin içinde bulunduğu TOMA'dan sıkılan suyun şikayetçi Gökçe Algan'ın düşerek yaralanmasına neden olduğu iddia edilmişti. İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nde alınan sağlık raporunda, şikayetçi Gökçe Algan'ın sol omzunun üzerine düştüğü, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan kırığın yaşam fonksiyonlarına etkisi orta derecede olacak şekilde yaralandığı belirtiliyordu. Şüphelilerin "Kasten yaralama" ve "Görevi kötüye kullanma" suçundan 10 aydan 3'er yıla kadar ayrı ayrı hapisleri isteniyordu.