DHA İSTANBUL BÜLTENİ -3

(ÖZEL)  1- AVCILAR'DA RİSKLİ BİNADA "KAPILI" ÖNLEM - GÖRENİ ŞAŞKINA ÇEVİREN KAPILI ÖNLEM HAVADAN DA GÖRÜNTÜLENDİ.

(ÖZEL)
1- AVCILAR'DA RİSKLİ BİNADA "KAPILI" ÖNLEM

- GÖRENİ ŞAŞKINA ÇEVİREN KAPILI ÖNLEM HAVADAN DA GÖRÜNTÜLENDİ.

İhsan DÖRTKARDEŞ-Alper KORKMAZ-Serdal ALTINTEPE/İSTANBUL, (DHA) GÖLCÜK Depremi sırasında ağır hasarlı olduğu tespit edilen ve 20 yıl sonra tahliye edilerek mühürlenen Avcılar'daki binanın tüm kapıları, önünden geçenlerin başına birşey düşmemesi için 'U' şeklinde binanın etrafına dizildi. Esnaflardan Ali Şahin, "Atık toplayan kişilerin çalışması sırasında sokağa taş parçaları dökülüyor, tehlike yaratıyordu. Zabıtadan birkaç arkadaşı çağırdık. Binayı yıktırıp yaptıracak firmaya baskı yaptırdık. İçerideki kapıları söktürdük, buraya getirip, dizdirdik. İnsanların binadan uzakta durmasını, biraz daha ileriden yürümeyi sağlamalarına çalıştık."dedi.
Gümüşpala Mahallesi'nde, bodrum, zemin ile birlikte 7 katlı, 24 daireli Kübra Apartmanı, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nden etkilendi. 24 Ağustos 1999'da Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından hazırlanan tespit raporunda binanın bodrum katındaki 12 kolonda patlamalar olduğu, hasarın 'fazla tehlikeli' durumda bulunduğu, yapının bodrum, zemin ile birlikte 7 kat oluştuğu, son iki katın projeye aykırı yapıldığı, ayrıca bazı kirişlerde eğilme ve kesme çatlaklar gözlemlendiği belirtildi. Ağır hasarlı olduğu için yıkılması gereken binanın sakinleri, Yıldız Teknik Üniversitesi'nden uzmanların hazırladığı güçlendirme çalışmasını tamamlarken, apartmanda oturmayı da sürdürerek dava açtı. 6 ay önce Avcılar Belediyesi binayı mühürlerken, bina sakinleri mühürü açarak oturmayı sürdürdü. AFAD'ın 2 ay önce 20 yıl önce 'Ağır hasarlı' olduğu gerekçesiyle yıkılması gereken binanın akıbetini sorması üzerine zabıta ve polis devreye girerek bina sakinlerine tebligat yapıldı ve burasının en kısa sürede tahliye edilmesi istendi. Bina sakinleri çaresiz evlerini terk etti. Avcılar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Suat Ektiren, ağır hasarlı binaların teknik olarak güçlendirilemeyeceğini, 20 yıl sonra geç de olsa yıkım kararının uygulamaya konulduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

BİNANIN ÇEVRESİNE 'KAPILI BARİYER'
Binanın boşaltılmasından sonra atık malzeme toplayıcıları binaya sık sık girerek, işlerine yarayabilecek bütün malzemeleri söküp götürmeye başladı. Bu durum, yoldan geçenler için tehlike oluştururken hemen karşıda iş yeri bulunan Ali Şahin, Avcılar Belediyesi zabıtasını çağırarak önlem alınmasını sağladı. Ali Şahin, önerisinin kabul edildiğini ve 'Kapılı bariyer' önleminin uygulandığını belirterek şöyle dedi:
"Atık toplayan kişilerin çalışması sırasında sokağa taş parçaları dökülüyor, tehlike yaratıyordu. Biz önlem alamadık. Zabıtadan birkaç arkadaşı çağırdık. Binayı yıktırıp yaptıracak firmaya baskı yaptırdık. İçerideki kapıları söktürdük, buraya getirip, dizdirdik. Hiç olmazsa insanların binadan uzakta durmasını, onları korumaya, biraz daha ileriden yürümeyi sağlamalarına çalıştık. Bu önlemimiz faydalı oldu. Ama sokağı daralttığı için bunu eleştirenler oldu. Bu önlemin sağlıkları için alındığını düşünmüyorlar. Aslında bu kapıları tek tek renkli boyasak, sokağa farklı görüntü sağlayabilirdik. Kısmet böyleymiş. Avrupa'da insanlar bunları boyuyorlar ayrı havaya sokuyor, inşaatları unutturuyorlar. İnsanlar önünden geçerken fotoğraf çektiriyor. Aslında böyle bir sistem daha güzel olurdu. Türkiye'de kapısı penceresi olmayan insanlar vardır, gelsinler bu kapıları onlara vereceğim."
Çevredeki esnaf ve oturanlar ise, yaklaşık 40 kapının yan yana dizilerek anten kabloları veya iplerle bir birine bağlanarak, arkadan kalaslarla desteklendiği, "Güvenlik yöntemine" karşı çıkarken, "Yazık günah, yolu kapattılar. Çok çirkin oldu. Böyle olmaz. Yukarıdan taş gelse bu önler mi?" dedi. Bazıları da insan canının çok önemli olduğunu yerinde önlem alındığını savundu. Yıkılacak binanın karşısındaki binada 3.5 yıldan bu yana oturan Duygu Aydın, "Kapıların dizilmesi ile alınan önlem görünüş ve park açısından da sıkıntılı. Aracımızı park edemiyoruz. Yoldan ancak tek araba geçebiliyor. Kapılar da sağlam değil, iplerle bağlanmış zaten" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
--------
KAPILI ÖNLEMLERİN DRONE GÖRÜNTÜLERİ
Binanın mühürlendiği gün çekilen görüntüler
Belediye İmar Müdürünün açıklaması (Arşiv)
Binanın önündeki kapılı bariyerlerden koruma önlemi
Bu önlemi öneren esnaf ile röportaj
Binanın önündeki kapılara ilişkin röportajlar
Genel ve detay görüntüler

=============================

2- YENİ METROBÜS TEST EDİLİYOR

* Metrobüs İşletme Daire Başkanı Arif Duran,

"Önce insansız olarak kendi ağırlığıyla test edildi. Şu an da yüklü testleri devam ediyor bir sonraki aşamada da yolcuyla testleri devam edecek"

Haber-Kamera : Ali ABLAY - Kubilay ÖZEV, İSTANBUL, DHA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) metrobüste daha yüksek yolcu kapasiteli yeni araçları test etmeye başladı. İBB Metrobüs İşletme Daire Başkanı Arif Duran, "Filomuzdaki araçların yeni nesil araçlarla değiştirmek istiyoruz" dedi.
İstanbul'a alınması planlanan yeni metrobüs aracı test ediliyor. Test edilen aracın 280 kişilik kapasitesi var, 30 kişi oturarak yolculuk yapabilirken 250 kişi ayakta yolculuk yapabiliyor ve eski metrobüslerin kapısı içeriye doğru açılırken test edilen aracın kapıları dışarıya doğru açılıyor. Test edilen araçta şoförün bulunduğu bölümünde kabini ayrı olarak yapılmış durumda.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metrobüs İşletme Daire Başkanı Arif Duran, " Yeni aracımız test ediliyor. Bu tamamen test sürecidir. Filomuzdaki araçların yeni nesil araçlarla değiştirmek istiyoruz. Bu kapsamda ilgili üreticilerin elindeki 20 metre ve üzeri araçlarını test ediyoruz. Bu araç da şu an da hattımızda test ediliyor ve test süreci 10 gündür devam ediyor. Önce insansız olarak kendi ağırlığıyla test edildi. Şu an da yüklü testleri devam ediyor bir sonraki aşamada da yolcuyla testleri devam edecek. Şu an da test edilen 1 aracımız var. 20 metre ve üzeri aracı olan firmalar varsa biz bunlarında testine talibiz, bu araçları test ederek İstanbul halkına en doğru ve işletmemize de en güvenli aracı almak için testlerimiz devam ediyor " dedi.

Reklam
Reklam

" DAHA YÜKSEK KAPASİTELİ OLACAK "
Duran, "İstanbul halkı için faydası, yeni nesil araçlar olacak, kapasitesi daha fazla olacak, yolcu konforu artacak ve işletme acısından da daha ekonomik bir işletme olacak. Bu testleri yaparken geçmişteki bazı olumsuzluklardan da ders alarak bazı iyileştirmeler istiyoruz. Bu araçlarda yolcu ile şoför kabinini ayırıyoruz ve kapılar dışarıya açılıyor, bir çokta yeni özellikleri olacak bu araçta ve gelecek olan diğer araçlarda istediğimiz bazı özellikler var. Şu an da elimizde bir tane test aracımız var, diğer araçlar gelince teknik ekibimiz bu araçların test süreleriyle alakalı çalışma yapıyorlar. Araçların modeline göre, uzunluklarına göre test süreleri değişiyor. Şu an test edilen aracımız yerli bir araç, yurtiçi ve ya yurtdışı fark etmeksizin firmaların elindeki tüm araçları test edebiliriz. Gerekli testler yapıldıktan sonra bir rapor halinde yönetime bildireceğiz" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
Muhabir Anonsu ( Ali ABLAY )
Arif Duran Röp
Test edilen metrobüs detayı
Genel ve detay

Reklam
Reklam

===========================

(ÖZEL)
3- MOTOSİKLETLİLERİN KABUSU OLAN HIRSIZLAR YİNE KAMERADA

- Çaldıkları motosikletle ilginç bir şekilde ilerlerken cep telefonu kamerasına da yansıdılar... Biri itiyor biri sürüyor

Emin YEŞİL/ İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL'da bir çok yerde motosiklet çaldığı belirlenen hırsızlar güvenlik kamerasına yansıdı. Aynı yöntemle hırsızlık yaptığı belirlenen 2 kişi, yolda ilginç şekilde ilerlerken cep telefonu kamerasıyla da görüntülendi,
Kağıthane ve çevresindeki ilçelerde son günlerde çok sayıda motosiklet hırsızlığı yapıldı. O görüntülerden birine motosikletli ve kasklı iki hırsız özel bir firmaya ait otoparka geldi. İki hırsız önce otoparkın çevresinde turladı. Ardından hırsızlardan biri otoparkın önünde geldikleri motosiklette beklerken, diğeri motosikletin yanına geldi. Hırsız, 30 bin TL değerindeki motosikleti ittirerek olay yerinden hızla uzaklaştı. Diğer hırsız ise suç ortağının peşinden geldikleri motosiklet ile gitti.
Güpegündüz yaşanan motosiklet hırsızlığın benzeri bir çok yerde güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde aynı yöntemle hırsızlık yapanların aynı kişiler olduğu belirlendi. O hırsızlardan biri çaldığı motosikleti ayağıyla iterken diğerinin ise kullandığı görülüyor. O anlarda yolda ilerleyen bir sürücü tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-------------
-Motosikleti ayağıyla iten şüpheli,
-İki şüphelinin yolda ilerlemesi
-Kağıthane'deki hırsızlık anı
-Diğer hırsızlıklardan görüntüler

DHA FEED

==========================

(ÖZEL)
4- ESENYURT'TAKİ MOTOSİKLETLİ KAPKAÇÇILAR KAMERADA

Ersan SAN/İSTANBUL, (DHA) ESENYURT'ta motosiklet ve cep telefonları çalan 2 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin motosikletle bir vatandaşın cep telefonunu kapkaç yaparak kaçmaları güvenlik kameralarına yansıdı.
Esenyurt Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri motosiklet hırsızlıkları ihbarı üzerine çalışma başlattı. Motosiklet hırsızlığının yapıldığı bir sitenin güvenlik kameraları görüntülerini inceleyen ekipler, belirlenen adreste 2 kişiyi gözaltına aldı. Operasyonda çalıntı 2 motosiklet, kapkaçla çalınmış iki telefon ile IMEI numarası bulunmayan 6 cep telefonuna el konuldu. Şüpheliler sevk edildikleri mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü dökümü:
----------------
-Güvenlik kamerası
-Kapkaççıların gelişi
-Kapkaç anı
-Kaçmaları
-Aktüel görüntüler
-Emniyet otolarındaki motosikletler
-Zanlıların polis merkezinden çıkışları.

Reklam
Reklam

=====================================

5- VEZNECİLER'DEKİ TERÖR SALDIRISI DAVASI... SAVCI MÜTALAA İÇİN EK SÜRE İSTEDİ

Halil YILMAZ / İSTANBUL, (DHA) VEZNECİLER'de çevik kuvvet otobüsüne yönelik terör saldırısında 6'sı polis 12 kişinin şehit edilmesine yönelik 6'sı tutuklu 20 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşma savcısının, mütalaa açıklamak için süre istemesi üzerine duruşma 28 Ocak tarihine ertelendi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada, tutuklu yargılanan 4 sanık getirildi. Tutuklu yargılanan diğer 2 sanık ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Sanık avukatlarının beyanlarının alınmasının ardından savcı, mütalaasını açıklamak için ek süre talep etti. Mahkeme Heyeti, savcıya mütalaasını sunması için ek süre verilmesine karar vererek tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Haklarında kırmızı bültenle arama kararı bulunan terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticileri için ise yakalama kararlarının beklenmesine hükmederek duruşmayı 28 Ocak 2020 tarihine erteledi.

Reklam
Reklam

DAVANIN GEÇMİŞİ
Vezneciler'de, 7 Haziran 2016 tarihinde, çevik kuvvet otobüsüne yönelik, PKK terör örgütü üyesi Eylem Yaşa tarafından bomba yüklü bir araç, çevik kuvvet geçişi sırasında patlatıldı. Gerçekleştirilen terör saldırısında, 6'sı polis 12 kişi hayatını kaybetmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, eylem talimatını verdiği iddia edilen ve haklarında yakalama kararı çıkarılan PKK terör örgütü yöneticileri Murat Karayılan, Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Cemil Bayık'ın da arasında bulunduğu 6'sı tutuklu 20 şüpheli hakkında dava açıldı. İddianamede sanıklar hakkında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bombalayarak kasten öldürme", "Olası Kastla Bombalama Suretiyle Öldürme" ve "öldürmeye teşebbüs etme" suçlarından çeşitli oranlarda ceza talep edildi.

Görüntü dökümü:
--------------
-ARŞİV

========================

6- İSTANBUL'DA 4 İLÇEDE HIRSIZLIK YAPAN KADINLAR KAMERADA

Buse PEHLİVAN/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL'da gündüz boş olduğunu tespit ettikleri evlere kapı kilitlerini kırarak girip hırsızlık yapan 4 kadından 2'si polis tarafından yakalandı. Şüphelilerin apartmanlara giriş çıkış anları güvenlik kameralarına yansıdı. Şüpheliler tutuklanırken, polis olaylara karışan diğer 2 kadını arıyor.

Reklam
Reklam

Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından Bahçelievler, Küçükçekmece, Kadıköy ve Şişli'de 15 Eylül ve 13 Ekim tarihleri arasında meydana gelen hırsızlık olayları üzerine soruşturma başlatıldı. Polis yaptığı incelemede hırsızlıkların aynı kadın hırsızlar tarafından yapıldığını belirledi. Şüphelilerin boş olduğunu tespit ettikleri dairelere kapı kilitlerini kırarak girdikleri daha sonra para ve ziynet eşyalarını çalarak kaçtıkları tespit edildi

KADIKÖY'DE YAKALANDILAR SUÇ MAKİNESİ ÇIKTILAR

Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri önceki gün Kadıköy'de yaptıkları baskında olayları gerçekleştiren şüphelilerden Deniz Ç.(25) ve akrabası Kiraz Ç.(42) yi gözaltına aldı. Şüphelilerden Deniz Ç.'nin daha önceden 49, Kiraz Ç.'nin ise 29 defa hırsızlık yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındıkları öğrenildi.

İKİSİ TUTUKLANDI İKİSİ ARANIYOR

Hırsızlık Büro Amirliğinde sorgulanan şüphelilerin 4 ay evden yaklaşık 100 bin liralık para ve ziynet eşyası çaldıkları tespit edildi. Şüpheliler çıkarıldıkları mahkemede tutuklanırken, polis olaylara karışan 2 kadın şüpheliyi daha arıyor.

Görüntü Dökümü:
-------
-Kadınların binaya giriş ve çıkışı
-Adliyeye sevki

=============================

7- 5 YIL SONRA BÖYLE YAKALANDI

Ali AKSOYER/İSTANBUL(DHA)
Hırsızlık suçundan hakkında 13 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Fırat Özden(32) Beykoz'da saklandığı evde polis tarafından yakalandı. Daha önce 30 kez polis tarafından yakalandığı öğrenilen Fırat Özden'in polis kapıyı çaldığında pencere demirini kırarak kaçmaya çalıştığı öğrenildi.
Asayiş Şube Müdürlüğü, Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri 2014 yılında hakkında 13 yıl hapis cezası kesinleşen Fırat Özden'in Beykoz civarında bir evde saklandığını tespit etti. Polis bir hafta boyunca yaptığı çalışma sonucu Fırat Özden'in Yeni Mahalle, Birkan Sokak üzerinde bir evde saklandığını tespit etti. Önceki gün gece saat 02.00 sıralarında eve yapılan baskında Fırat Özden pencere demirini kırarak kaçmaya çalıştı. Polis ekipleri tarafından yakalanan Fırat Özden, Asayiş Şube Müdürlüğüne getirildi. Gözaltına alınan Fırat Özden'in daha önceden 30 kez polis tarafından hırsızlık yaptığı iddiasıyla gözaltına alındığı öğrenildi. Şüphelinin hakkında kesinleşmiş hapis cezası çıktığından beri kaçak olarak yaşadığı belirlendi. İşlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye gönderilen Fırat Özden cezasını çekmek üzere Cezaevine teslim edildi.

Görüntü dökümü:
------------
-Polislerin eve gelmesi
-Yakalanması
-Götürülmesi

===================

8- SULTANGAZİ'DE PAZARCILARIN "KAPALI PAZAR" EYLEMİ

* Tezgah açmadılar... Belediyeye kadar yürüyüş düzenlediler

Haber-Kamera: Emin YEŞİL/ İSTANBUL, (DHA)
Sultangazi'de belediyenin pazar yerini değiştirmesi kararına tepki gösteren pazarcılar eylem yaptı.
Sultangazi'nin en büyük semt pazarlarından biri olan Çarşamba Pazarı yaklaşık 1 ay önce Uğur Mumcu Mahallesi'nde hizmete açılan Uğur Mumcu Hizmet Tesisleri'ne taşındı. Kapalı alana taşınan pazara tepki gösteren pazarcılar, bugün tezgah açmadı. Yeni yapılan kapalı pazar yerini beğenmeyen yaklaşık 100 pazarcı eylem yaptı.
Kapalı Pazar alanına gelen Sultangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Birinci, yeni kapalı pazar alanıyla ilgili anket çalışması başladıklarını, anket sonuçlarına göre çalışma başlatacaklarını söyledi. Pazarcı esnafı ise konuyu referanduma götürülmesini istedi. Birinci ile pazarclar arasında zaman zaman tartışma yaşandı.
Yaklaşık 100 pazarcı daha sonra ellerinde Türk bayraklarıyla Sultangazi Belediyesi'ne yürüdü. Esnaf, yürüyüş sırasında "Uğur Mumcu Uyuma Pazarına Sahip Çık" ve "Kapalı Pazar istemiyoruz" sloganı attı.
Bir mahalle sakini, "Biz burada esnafız. Kesinlikle burada pazarın yeniden kurulmasını istemiyoruz. Bunların hepsi pazarcı. Herkes kendine göre konuşuyor. Bana zararı var" dedi.

Görüntü dökümü:
---------------
-Açılmayan tezgahlar
-Sloganlar
-Başkan yardımcıyla tartışma
-Yürüyüşten görüntü
-Genel ve detaylar

============================

9- FETÖ DAVALARINA BAKAN MAHKEME BAŞKANI ARACIYLA GİDERKEN SIKIŞTIRILIP TACİZ EDİLMİŞ

Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) BAKIRKÖY 20. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan'ın, 2 yıl önce FETÖ kumpas davalarının görüldüğü mahkemenin başkanı olduğu dönemde, bir araç tarafından yolda sıkıştırılıp takip edilerek taciz edildiği ortaya çıktı. Başkan Horasan'ın, "Beni ve eşimi öldürmeye teşebbüs ettiler. Bir saat boyunca çok virajlı yollarda yüksek hızla gitmeme ve kaza riski geçirmeme sebep oldular" diyerek şikayetçi olması üzerine yakalanan iki şüpheli hakkında dava açıldı.
Balıkesir'de 29 Ekim 2017'de meydana gelen olayla ilgili Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma tamamlanarak dava açıldı. İddianamede, o dönem FETÖ kumpas davalarının görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Mahkeme Başkanı olan Ali İhsan Horasan'ın şikayet dilekçesine yer verildi. Olay günü Çanakkale'de bir düğüne katılıp tekrar İstanbul'a dönüşe geçtiğini belirten Başkan Horasan şikayet dilekçesinde, saat 22.30 civarında Havran Mevkii'ndeyken sağ taraftan çok hızlı bir şekilde bir aracın geldiğini belirtti.

"BENİ YOL KENARINA ATIP ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS EDİYORLARDI"
Horasan olayı şöyle anlattı: "Araç ne duruyor ne beni geçiyordu. Daha sonra kornaya basarak yavaşladım. Geçmesine müsade ettim. Araç üstüme doğru kırarak beni adeta refüje düşmemi sağlayacak şekilde öne geçti. Yolu tam ortaladı ve dörtlülerini yaktı. Terör Mahkemesi Başkanı olmam dolayısıyla hakkımda özel koruma kararı olduğundan, araçta bulunan çakarları kısa süreliğine yakıp söndürdüm. Amacım polis olduğumu zannederek, şahısların benden korkmasını sağlamaktı. Ancak tam tersine araç yavaşlayarak tekrar yanımda belirdi. Camını açarak öndeki iki şahıs birden kenara çekmem şeklinde bana bağıdılar. Şahısların halinden aşırı derecede uyuşturucu yahut alkol etkisinde olduklarını anladım. Eşimin de ikazıyla hiç durmayarak hızlı bir şekilde kaçmaya başladım. Bu şekilde bir saat boyunca yolda ilerledim. Şahıslar hızlanarak yanıma geliyorlar, önüme kırarak beni yol kenarına atıp öldürmeye teşebbüs ediyorlardı. Ben tehlikeli manevralar yaparak yoluma devam ettim. En az 4-5 kez hızımız 150-160 km iken beni yoldan çıkarıp eşimle beraber öldürmeye çalıştılar. Ben zaman zaman yavaşlayıp camı açarak şahıslara 'Yanımda eşim var, kusura bakmayın' gibi laflar dahi ettim. Ancak buna rağmen ısrarla benden durmamı istiyorlardı. Eşim 4-5 kez jandarma ve polisi aradı. Gökyazı Mevkii'ne yaklaşırken jandarmayı gördük. Hemen durdum. Araçtan inerek jandarmaya durumu anlattım. Onlar da bilgi sahibiydi. Aracı beklemeye başladık. Araç bizi görünce çok hızlı ve tehlikeli bir manevrayla en sola kırarak kaçtı. En sonunda polis tarafından yakalandığını öğrendim."

BENİ VE EŞİMİ ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS ETTİLER
Kendisinin ve eşinin canına kast edildiğini belirten Başkan Ali İhsan Horasan,"Defalarca alttan almamıza rağmen ısrarla beni takip edip araçlarını benim aracımın önüne ciddi anlamda kırarak kaza yapmamı sağlamaya çalıştılar. Beni ve eşimi öldürmeye teşebbüs ettiler. Bir saat boyunca çok virajlı yollarda yüksek hızla gitmeme ve kaza riski geçirmeme sebep oldular" ifadelerini kullandı.

ŞÜPHELİLER SUÇLAMALARI REDDETİ
İddianamede, şüpheliler Özkan A. ve Şenol T., kimseyi takip etmediklerini öne sürerek suçlamaları reddettiler. İddianameye göre şüphelilerin aracın kolluk tarafından kontrol noktasında durdurulmak istenmesine rağmen durmadıkları ve Özkan A.'nın alkol raporu aldırmak istemediği ve alkol ölçümünde 127 promil alkollü olduğu belirlendi. Şüphelilerin trafikte araç kullanımı sebebi ile meydana gelen tartışmanın öfkesiyle müştekinin kullandığı aracın kaza yapmasına sebebiyet verebilecek şekilde araç ile kovaladıkları ifade edildi. Ancak müştekinin aracıyla Gökçeyazı Jandarma Karakolu'na varmasıyla müştekiye zarar veremedikleri belirtildi. Şüpheli Özkan A.'nın "Basit yaralama", "Alkol veya Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma" ve "Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma" suçlarından 3,5 yıldan 15,6 yıla kadar hapsi istendi. Diğer şüpheli Şenol T.'nin ise "Basit yaralama" ve "Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma" suçlarından 2,5 yıldan 9,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Şüpheliler Balıkesir Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor.

====================

10- KADIKÖY'DE TAKSİCİ, ARKADAŞI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN- Ramazan EĞRİ- Gamze ŞİMŞEK/ İstanbul Dha
Kadıköy'de bir kişi, tartıştığı taksi şoförü arkadaşını silahla vurarak öldürdü.
Olay saat 03.30 sıralarında Kadıköy Hasanpaşa Taşköprü Caddesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yunus K., taksi şoförü arkadaşı Yunus Sancak'ın kullandığı araçla Gebze'den İstanbul'a geldi. İkili Kadıköy'e geldiklerinde henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışmaya başladı. Yunus K., belinden çıkarttığı silahla taksi şoförü arkadaşını vurdu. Yaralı şoför, olay yerine gelen ambulansla Göztepe Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sancak, tedavi altına alındığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Cinayet büro ekipleri, yaptığı incelemelerin ardından cinayet zanlısı Yunus K.'yı Esenyurt'ta akrabasının evinde yakaladı. Yunus K. Asayiş Şube Müdürlüğüne götürüldü.

Görüntü Dökümü
-Olayın yaşandığı yol
-Olay sonrası çekilen fotoğraflar
-Yunus Sancak'ın fotoğrafı
-Genel ve detay

=============================

11- BAKAN KOCA: PEK ÇOK ÜLKENİN ANCAK HAYAL EDEBİLECEĞİ BİR DİJİTAL ORTAM OLUŞTURDUK

Haber-Kamera: Harun UYANIK/İSTANBUL,(DHA)
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "HIMSS'19 Eurasia-Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarı", "Şu anda tamamen yerli diyebileceğimiz pek çok sağlık yazılımına sahip bir ülke olmakla övünebiliyoruz. Sağlık alanında ulusal çapta, büyüklüğümüze ve nüfusumuza sahip pek çok ülkenin ancak hayal edebileceği bir dijital ortam oluşturduk." dedi.
Bakan Koca, Sağlık Bakanlığı ve HIMSS iş birliğiyle Pullman Otel'de gerçekleştirilen Türkiye'nin en büyük sağlık bilişim etkinliği "HIMSS'19 Eurasia-Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarı"nın açılışında katılımcılara hitap etti. Koca, 20-25 yıl kadar önce Türk dilinde bilişim diye bir kavram olmadığını, o zamanlar maksadın "bilgi işlem" ile ifade edildiğini aktararak, sağlık sektöründe de bir avuç bilgi işlemcinin bulunduğunu, hastanelerdeki sayılı bilgisayarların genellikle kilitli odalarda, kullanılmasına az sayıda kişinin izin verildiği cihazlar olduğunu söyledi.
Sistem odası denilince, trafo ve benzeri teknik cihazların bulunduğu bodrumdaki bir odanın anlaşıldığını anlatan Koca, devlet hastanelerinde bir tek bilgisayar alımının bile Bakanlık merkezinin iznine tabi olduğunu hatırlattı. Koca, Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamaya geçtiğinde ilk çıkan genelgelerden birinin devlet hastanelerinin bilgi sistemleri alımında kendi imkanlarıyla serbest bırakılması olduğuna işaret ederek, bu genelgeyi takiben hastanelerin donanımlarını kurduğunu, o zamanki moda adıyla otomasyon ihalelerini yapmaya başladığını ifade etti.

Bu süreçte hastanelerin, ihtiyaçları doğrultusunda, altyapıların ve yazılımların sürekli değişimine ve gelişimine şahit olduğunu dile getiren Koca, "Bazı hastanelerimiz sistemlerini baştan aşağı yenilemek zorunda kaldı. Artık hastanelerimiz tüm işlemlerini yürütmek için bilgi sistemlerine ihtiyaç duyuyorlar, yatırım yapıyorlar, beraber çalıştıkları yazılım firmalarına ihtiyaçlarını karşılamaları, vizyonlarını gerçekleştirebilmeleri için baskı kuruyorlar. Devasa yer tutan fiziki arşivlerini dijitalleştirmeye çalışıyorlar, filmsiz hastaneden, kağıtsız hastaneye geçmeyi hedefliyorlar. Burada bir örneğini göreceğimiz 'dijital hastane' olma uğraşı veriyorlar. Süreç burada durmayacak, bir adım sonra 'akıllı hastane' olmak için çaba harcayacaklar ve hatta yapay zeka taşıyan sistemler talep edeceklerdir." değerlendirmesinde bulundu.

"PEK ÇOK ÜLKENİN ANCAK HAYAL EDEBİLECEĞİ BİR DİJİTAL ORTAM OLUŞTURDUK"
Fahrettin Koca, bilişimin kullanılmasının, sağlık yönetimini ve sağlık hizmet sunumunu tamamen değiştirdiğine dikkati çekerek, veriye dayalı yönetim, hasta güvenliği, hizmet kalitesi ve verimlilik arayışlarının bu zeminde hayat bulduğunu kaydetti. Türkiye'nin bu alanda gösterdiği ilerlemenin birçok yönüyle dünyaya örnek olabilecek mahiyette olduğunun altını çizen Koca, Sağlık Bakanlığı olarak bu tür çalışmalara hem önder hem de destek olduklarını vurguladı. Koca, Türkiye'nin Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri'nde ulaştığı noktanın belli standartlar çerçevesinde ancak rekabete açık olarak hastanelerde yürütülen projeler ve tecrübelerin sonucu olduğunu belirterek, "Şu anda tamamen yerli diyebileceğimiz pek çok sağlık yazılımına sahip bir ülke olmakla övünebiliyoruz. Sağlık alanında ulusal çapta, büyüklüğümüze ve nüfusumuza sahip
pek çok ülkenin ancak hayal edebileceği bir dijital ortam oluşturduk. Vatandaşlarımızın tamamının sağlık verilerini saklayabilecek, işleyebilecek ve paylaşabilecek düzeye eriştik. Bunu insanlarımızın sağlığını geliştirmek, doğru sağlık politikaları oluşturabilmek ve sağlık harcamalarımızı optimum seviyede tutmak için bir fırsat olarak görüyorum." diye konuştu.

"BİLİŞİMİ DİKKATE ALMADAN HİZMETLERİN PLANLANMASI VE YÜRÜTÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Sağlık hizmetinin artık alışıldık kurallarla yürütülemeyeceğinin aşikar olduğunu dile getiren Koca, şöyle devam etti: "Bilişimi dikkate almadan hizmetlerin planlanması ve yürütülmesi mümkün değildir. Yönetim anlayışından yönetişim anlayışına evrilmek durumundayız. Sağlık finansmanını ve sigortacılığı artık elektronik kontrol mekanizmaları olmadan gerçekçi bir seviyede tutmak mümkün görünmüyor. Hastaneler artık kağıt üzerindeki hesaplarla yönetilemeyecek kadar karmaşık hizmetler üreten örgütler halini almıştır. Bu örgütler, 24 saat dinamik olarak çalışan, yaşayan organizmalar gibidir. Bu organizmaları ayakta tutabilmek, içinde çalışan sistemlerin koordinasyonunu sağlamak, hemen tüm süreçlerde bilişim sistemlerinin etkin varlığıyla mümkün."

Koca, sağlık kuruluşlarının bilişimle bu kadar bütünleşmesinin sağlık bilişimi uzmanlarına olan ihtiyacı her geçen gün arttırdığına işaret ederek, bu ihtiyacın özellikle devlet hastanelerinin hizmet alımı yoluyla bilişim
firmalarıyla ortak çalışmaları sonucunda aşılabildiğini söyledi. Koca, bu ortak çalışma modelinin Türkiye'de, diğer ülkelerle kıyaslandığında hiç de küçümsenemeyecek bir insan gücünün gelişmesini teşvik ettiğini kaydetti. Hastanelerin bilgi sistemlerinden sadece idari ve mali amaçlar için değil, sağlık hizmet kalitesini artırmak için yararlanılır hale gelindiğini anlatan Koca, "Bu düzeyi ölçmek için de Bakanlık olarak HIMSS'in EMRAM gibi modellerini kullanmayı tercih ettik. Burada birinci amacımız, hastanelerimizin sağlık hizmet kalitesine bilgi ve teknolojiyi ne kadar etkin kullandıklarını ölçmek ve yeni hedeflerle bu düzeyi yükseltmek oldu. İkinci amacımız ise ülkemizin elde ettiği başarıları uluslararası arenada göstermek ve tanıtmaktır. Bu sayede sadece sağlık hizmet sunumunda değil, bilgi ve teknolojinin kullanımında da ülkemizin bölgesinde örnek olarak gösterileceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE, ABD'DEN SONRA DÜNYADA EN ÇOK DİJİTAL HASTANEYE SAHİP ÜLKE KONUMUNDA"
Bakan Koca, düzenlenen kongrede, Türkiye'nin geldiği düzeyi katılımcılarla birlikte müşahede etmekten mutluluk duyduğunu vurgulayarak, "Geldiğimiz noktayı sayılarla ifade edecek olursak, HIMSS EMRAM kriterlerine göre Seviye 6 hastane sayımız 167, Seviye 7 yani tam dijital hastane sayımız ise 3'e ulaşmıştır. Ayrıca ilk defa bu yıl uygulamaya başladığımız bir uygulamayla, Seviye 6 olan ağız ve diş sağlığı hastane sayımız da 7'ye yükselmiştir." dedi.

Görüntü dökümü:
---------------
-Koca'nın konuşması
-Genel ve detaylar

============================

12- DHA'NIN SERVİS ETTİĞİ 'MÜNBİÇ İLERLEYİŞİ" DÜNYA BASININDA

İSTANBUL, (DHA) TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Fırat'ın doğusunu terör örgütlerinden temizlemek amacıyla başlattığı Barış Pınarı Harekatı'nda, Tel Abyad ve Resulayn'da kontrolün sağlanmasının ardından, TSK ve Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Münbiç'e ilerleyişini dünya ilk kez, DHA muhabiri Uğur Can'ın fotoğraflarından gördü. Uğur Can'ın fotoğrafları, dünya medyasında geniş yer buldu.
Bordo bereliler ve komandolar Münbiç'e takviye güç olarak ilerlemeye başlamış, gece saatlerinden itibaren hazırlıklara başlayan TSK birlikleri, Cerablus'un meskun mahallinden ileriye doğru harekete geçmişti. İntikal sırasında bölgenin terör örgütü PYD/YPG/PKK tarafından tuzaklanmış olması ihtimali nedeniyle askerler, özel eğitimli köpekler ve cihazlarla mayın ve bomba taraması yaparak, çok dikkatli bir şekilde ilerleyişini sürdürmüş, TSK birlikleri, ara ara da havanlarla terör hedeflerini ateş altına almıştı. Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirleri Uğur Can ile Hasan Dönmez de TSK birliklerinin Münbiç'e doğru intikalini anbean takip etmişti.

İşte TSK ve SMO'nun Münbiç'e ilerleyişini dünyaya fotoğraflarıyla ilk duyuran Demirören Ajansı (DHA) muhabiri Uğur Can oldu. Fotoğrafları uluslararası medya kuruluşlarında yer alan Uğur Can, "Dünyanın önde gelen gazeteleri bizim görüntü ve fotoğraflarımızla Münbiç operasyonunu anlattılar. Bizim için çok gurur verici bir şey" dedi.

"DÜNYA DHA'NIN FOTOĞRAF VE GÖRÜNTÜLERİ İLE ÖĞRENDİ"
Zorlu bir görev olduğunu ancak bu görevi yerine getirmekten gurur duyduğunu ifade eden Can, "DHA'nın fotoğrafları ve görüntülerinden öğrendi dünya Münbiç operasyonunu. En sıcak bölgede sadece biz vardık. İlk bizim görüntülerimiz ve fotoğraflarımız servis edildi. Dünyanın önde gelen gazeteleri bizim görüntü ve fotoğraflarımızla Münbiç operasyonunu anlattılar. Bizim için çok gurur verici bir şeydi. Biz orada olmaktan ve askerimizin yanında olmaktan gurur duyduk. Ekip arkadaşım Hasan Dönmez'le çalıştık, onun görüntüleri dünya televizyonlarında yayınlandı diye konuştu.

"YABANCI BASIN GÜVENİRLİĞE ÖNEM VERİYOR"
Özellikle savaş bölgelerinde çekilen görüntü ve fotoğraflarda manipülasyonların olduğunu ve yabancı basının bölgeden gelen fotoğrafların güvenirliğine önem verdiğini dile getiren Can sözlerini şöyle sürdürdü:

"FOTOĞRAFLARIMIZA ASLA MÜDAHALE ETMİYORUZ"
"Münbiç kırsalındaki harekatta bir tek Hasan Dönmez ve ben vardım. Dolayısıyla bütün medya kuruluşları bizden aldı haberi. Biz buradan yabancı bir ajansa gönderdiğimiz zaman fotoğraf önce İstanbula' geliyor, kontrol ediliyor daha sonra fotoğraf Londra'ya gönderiliyor. Londra'da da kontrol edildikten sonra servis ediliyor. Burada güvenirlik çok önemli. Biz fotoğrafa hiçbir şekilde müdahale etmiyor, en ufak bir oynama yapmıyoruz. Yabancı ajanslar bunu biliyorlar ve bizim fotoğraflarımızı kullanıyorlar. Fotoğrafı çeken foto muhabirinden de yüzde yüz emin olması lazım. Çünkü bölge çok açık bir bölge, manipülasyona çok açık bir bölge. Hiçbir gazete yanlış ya da manipüle edilmiş görüntüyü kullanmak istemez. Bunun için de sahadaki kişinin güvenirliği çok önemlidir. Biz DHA olarak bu güvenirliliğe çok dikkat ediyoruz. Fotoğraflarımıza asla müdahale etmiyoruz. Ajanslar da bunu çok iyi biliyorlar" dedi.

Görüntü dökümü:
---------------
-Uğur Can ile röp
-Fotoğraflar
-Dünya basınında kullanılmış haberlerden fotoğraflar