- İSTİKLAL CADDESİ'NDEKİ CANLI BOMBA SALDIRISINA 18 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTEMİ
* Savcılık, 4 turistin hayatını kaybetmesinin yanısıra, üzerindeki bombaların pimini çeken Mehmet Öztürk'ün ölümünden de DEAŞ'ın 3 yöneticisini sorumlu tuttu ve 6'şar kez "Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis" cezası istedi.
Haber: Ümit TÜRK / İstanbul / DHA
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 19 Mart 2016 tarihinde canlı bomba Mehmet Öztürk'ün kendini patlatması sonucu 3'ü İsrail biri İran vatandaşı 4 turistin hayatını kaybettiği, 44 kişinin de yaralandığı soruşturma tamamlandı.
YENİ CANLI BOMBA SALDIRILARINDA KULLANILACAK 2 YELEK TOPRAĞA GÖMÜLÜ BULUNDU
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından düzenlenen iddianamede şüpheliler Ercan Ç., kardeşi Erkan Ç., Hüseyin K.'nın DEAŞ terör örgütü yöneticisi oldukları diğer şüpheliler, Mehmet Mustafa Ç. ile İbrahim G.'nin ise DEAŞ terör örgütü üyesi oldukları belirtildi. İddianamede Mehmet Mustafa Ç. ile İbrahim G.'nin Gaziantep'te yapılan operasyonla gözaltına alındıkları, yapılan aramalarda toprağa gömülü halde 2 adet bomba düzenekli yelek ele geçirildiği, bu yeleklerin de yine bu isimler tarafından başka saldırılarda kullanılacağı tespitine yer verildi. Savcılık, sadırıda kendini patlatan Mehmet Öztürk'ün ölümünden de 3 şüpheliyi sorumlu tuttu.
6'ŞAR KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İSTEDİ
Savcılık, şüpheliler Ercan Ç., Erkan Ç. ve Hüseyin K.'nın "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan 1'er kez, 5 kez de "Kasten öldürme" suçundan olmak üzere toplam 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. "44 kez kasten öldürmeye teşebbüs", "Terör örgütü yöneticiliği", "Genel güvenliğin tehlikeye sokulması", "Tehlikeli madde bulundurmak" suçlarından da çeşitli oranlarda hapis cezası talep edildi. Şüpheliler Mehmet Mustafa Ç. ve İbrahim G. hakkında ise "Terör örgütü üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
19 MART 2016' DA TURİSTLERİ HEDEF ALMIŞTI
Taksim İstiklal Caddesi'nde 19 Mart 2016 tarihinde düzenlenen canlı bomba saldırısında İsrail vatandaşları Simha Simon Demri, Yonathan Suher, Avraham Godman ve İran vatandaşı Ali Rıza Khalman'ın hayatını kaybetmiş, 44 kişi ise yaralanmıştı. Yapılan incelemeler sonucu kendini patlatan canlı bombanın DEAŞ üyeliğinden aranan Mehmet Öztürk olduğu belirtilmişti.
===============
- İŞ HANINI SAHTE İÇKİ FABRİKASINA ÇEVİRMİŞLER
* Polis Fatih'te bir işhanında tam 30 dükkanının sahte içki imalathanesine çevrildiğini belirledi. 20 bin şişelenmiş sahte içkinin ele geçirildiği operasyonda 4 kişi gözaltına alındı.
Haber:Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin gerçekleştirdiği operasyonlarda farklı markalarda 20 bin şişe kaçak içki, içki imalatında kullanılan çok sayıda malzeme ele geçirildi. 4 kişinin gözaltına alındığı operasyonda bir iş hanındaki 30 dükkanın kaçak içki üretiminde kullanıldığı ortaya çıktı.
İHBAR ÜZERİNE HAREKETE GEÇİLDİ
Edinilen bilgiye göre Fatih'te bir iş hanında kaçak içki imalatı yapıldığı yönündeki ihbar üzerine polis harekete geçti. Fatih Süleymaniye Mahallesi'nde bulunan iş hanına operasyon düzenlendi. Handaki 30 işyerinde kaçak içki yapıldığı belirlendi.
20 BİN ŞİŞE SAHTE İÇKİ
Polis ekipleri yaptığı aramalarda 20 bin şişe değişik markalarda sahte içki, 5 bin boş şişe, 13 tane 1'er tonluk varil, çeşitli markalara ait sahte bandroller ve koliler ele geçirildi.
4 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Operasyon kapsamındaY.B.(29), C.Ç.(28), A.K.(24) ve 17 yaşındaki C.A.'yı yakalayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınan şüpheliler Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Şüpheli 4 kişi hakkında adli işlem başlatıldı.
OPERSYON POLİS KAMERASINDA
Polisin iş hanına yaptığı baskın kamerayla kaydedildi. Görüntülerde polisin imalathane olarak kullanılan dükkanlara girişi, burada bulunan sahte içkiler ve malzemeler görülüyor.
Görüntü Dökümü
-----------
-İşyerlerinden görüntü
-Raflarda ve masalarda duran sahte içkiler
-İçki varillerinin görüntüsü
-Genel ve detaylar
=================
- ABDULLAH GÜL: TÜRKİYE'NİN, GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE POZİTİF GÜNDEME DÖNMESİ GEREKİR
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
*(Orta gelir tuzağı) "Hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması, demokrasinin tam olarak kuralları ve kurumlarıyla işler hale gelmesini, kuvvetler ayrılığını ve denge sistemlerini içinde barındıran yönetim sistemini gerçekleştirmek, kamu yönetimlerinin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini ortaya koymak, şüphesiz ki güvenli bir ortamı yaratmak, kurumsallaşmak, yenilikçilik, bilgi toplumu olmak, bütün bunları gerçekleştirdiğimiz takdirde ancak biz orta gelir tuzağından kurtulup üst tarafa geçebiliriz"
Haber-Kamera: Enver ALAS / İstanbul DHA
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin son dönemde yaşadığı olumsuzluklardan kurtulması gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin, güçlü bir şekilde pozitif gündeme dönmesi gerekir. Ümit ediyorum ki bugün yaşadığımız dönem uzun sürmez. Türkiye, tekrar 2000'li yıllardan sonra yaşadığı günlere döner. Sürekli ekonomik büyümeyi sağlayan, sürekli yeni hedefler ortaya koyan, halkını mutlu eden, dünyada itibarı her zaman artan ülke haline döneceğimizden hiç şüphem yok" diye konuştu.
Abdullah Gül, Türkiye Kalite Derneği Yenilikleri bulmak için büyük bir çalışma içinde olmak gerektiğini söyleyen Gül, "Bütün bunların nihai amacı, gerek fert gerekse toplum olarak gerekse de ülke olarak mutlu olmak, güçlü ve zengin olmak için yapılıyor olmasıdır. Bütün bunların gerçekleşmesi adına içinde bulunduğumuz çevre, bunların oluşmasına en büyük katkıyı sağlıyor. Bu da siyasi, hukuki bütün kurallar içinde bulunduğumuz memleketin bütün şartları bu başarıyı daha iyi yakalamayı, yeni buluşları ortaya çıkarmayı ancak bu şekilde gerçekleştiriyoruz" dedi.
Ekonomik açıdan bakıldığında Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Abdullah Gül, Türkiye'nin hedefinin üst gelir gruplarının içinde olan ülkelerin arasına katılmak olduğunu ifade etti.
ORTA GELİR TUZAĞI
Orta gelir tuzağına dikkat çeken Gül, şunları söyledi:
"Türkiye nüfusu 80 milyonu aştı. Nüfusun yüzde 40'ı 25 yaşın, yüzde 20'si ise 15 yaşın altında. Türkiye'nin yıllık yüzde 5 büyümenin üstünü muhakkak gerçekleştirmesi gerekir. En azından bu artan nüfusun her sene iş bulabilmesi için. Bunun için Türkiye'nin mutlaka tekrar demokratik ekonomik reformları yaptığı döneme dönmesi, Türkiye'nin mutlaka bu reformları güçlü bir şekilde başlatmasının şart olduğuna inananlardanım. Bizim genç nüfusumuzu, demokratik standartlarla, hukukla birleştirdiğimizde ancak üretken olunabilir. Türkiye'nin bu dinamik nüfusuyla demokrasiyi, hukuku, özgürlüğü birleştirmektir. Bunları birleştirdiğimizde Türkiye'nin çok büyük bir enerjisi ortaya çıkacaktır."
'AKADEMİK ÖZGÜRLÜK' VURGUSU
11. Cumhurbaşkanı Gül, nitelikli eğitimin en üst seviyede yapılmasının önemine de değinerek eğitim ve bilimin özgür bir ortamda olabileceğini söyledi. Gül, "Eğitim kurumlarının liselerden üniversitelere kadar bunların akademik özgürlüklerinin en üst seviyede sağlanmaları, her türlü teşvikin verilmesi Türkiye'nin geleceğine yapılan en büyük yatırım olacaktır" dedi.
"KUVVETLER AYRILIĞI VE DENGE SİSTEMLERİNİ İÇİNDE BARINDIRAN YÖNETİM SİSTEMİ..."
Gelişmiş ülke olmanın göstergesinin sadece ekonomik veriler olmadığını belirten Abdullah Gül, böyle olması durumunda Körfez ülkelerinin de Çin'in de gelişmiş ülke sınıfına gireceğini söyledi. Gelişmişliğin artık ekonomik göstergelerle tarif edilemeyeceğinin altını çizen Gül, "Bunun için hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması, demokrasinin tam olarak kuralları ve kurumlarıyla işler hale gelmesini kuvvetler ayrılığını ve denge sistemlerini içinde barındıran yönetim sistemini gerçekleştirmek, kamu yönetimlerinin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini ortaya koymak şüphesiz ki güvenli bir ortamı yaratmak, kurumlaşmak, yenilikçilik, bilgi toplumu olmak, bütün bunları gerçekleştirdiğimiz takdirde ancak biz orta gelir tuzağından kurtulup üst tarafa geçebiliriz. Yoksa daha çok fabrika kurmak, daha çok kazanmak hiçbir zaman bizi mutlu, özgür, güvenli ortama taşıyamaz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ BU ZEMİNDEN ÇIKARMAK GEREKİR"
Abdullah Gül, konuşmasında Türkiye'nin son dönemde yaşadığı olumsuzluklardan kurtulması gerektiğini söyledi. "Türkiye'nin güçlü bir şekilde pozitif gündeme dönmesi gerekir" diyen Gül, konuşmasına şöyle devam etti:
"Temmuz ayında haince yaşadığımız kelimelerle ifade edilemeyecek kadar Türkiye'ye zarar veren darbe teşebbüsünü ve bu işlerin içinde olanların, bunları yapanların hukuki süreçlerinin çok güçlü şekilde takip edilmesi ayrı bir husustur. Ancak Türkiye'yi bu zeminden de çıkarmak gerekir. Bunu unutturmamız lazım. Bunu 'kötü bir rüya gördük' hale getirmemiz lazım. Bu nedenle tekrar süratli bir şekilde pozitif gündeme geçmek lazım. Ümit ediyorum ki bunlar kısa süre içerisinde gerçekleştirilir, bugün yaşadığımız dönem uzun sürmez. Türkiye tekrar 2000'li yıllardan sonra yaşadığı günlere döner. Sürekli ekonomik büyümeyi sağlayan, sürekli yeni hedefler ortaya koyan, halkını mutlu eden, dünyada itibarı her zaman artan ülke haline döneceğimizden hiç şüphem yok."
Kongrenin açılış bölümünde Abdullah Gül'ün yanı sıra KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ile TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk de birer konuşma yaptı. Kongre iki gün boyunca alanlarında uzman kişilerin katılımıyla düzenlenecek çeşitli oturumlarla devam edecek.
Görüntü Dökümü
-----------------
-Kongreden görüntüler
-Abdullah Gül'ün konuşması
-Diğer konuşmacılar
-Genel ve detaylar
=================
- ERGENEKON'UN GİZLİ TANIĞI: HEDEF BENDİM, ÇOCUKLARI ÖLDÜRECEĞİNİ DÜŞÜNMEMİŞTİM…
Haber:Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
Büyükçekmece'de 2 yıl önce Ergenekon Davası'nın gizli tanığı İranlı Naji Sharifi Zindashti'nin kızı Arzu Sharifi Zindashti (21) ve şoförü Devrim Öztunç'un (25) cip ile ışıklarda durdukları sırada çapraz ateşe tutularak öldürülmesine ilişkin 1'i tutuklu 10 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Orhan Ünğan ile tutuksuz sanıklar Bekir Karçiğa ve Ali Golzari hazır bulundu. Naji Sharifi Zindasht de duruşmada 'şikayetçi' sıfatıyla yerini aldı.
"ZİNDASHT'İ DAVA KONUSU CİNAYETİ KİMLERİN AZMETTİRDİĞİNİ BİLİYOR"
Tutuklu sanık Orhan Ünğan söz konusu yakalanan uyuştucunun kendisine ait olmadığını belirterek, Zindashti'ye başsağlığı diledi. Ünğan "Uyuşturucu organizasyonu yapan bir kişi uyuşturucu madde yakalandığında ilk kime gider, harhalde uyuşturucu maddenin sahibi kimse ona gidip bilgi verir. Davaya sebep olduğu belirtilen uyuşturucu madde Yunanistan'da yakalandı. O tarihte Belçika'daydım. Uyuşturucu benim olsaydı ilgili kişi gelip bana haber verirdi. Adı geçen Rigi, şikayetçi Naji Sharifi Zindashti'den yurtdışına çıkış için yardım istediği belirtiliyor. Yine uyuşturucu maddenin ortağı Çetin Koç da o tarihlerde Dubai'dedir, ona gidip bilgi verilirdi. Neden Naji Sharifi Zindasht'iye gitmiştir. Bunun mantıklı olarak araştırılıp, değerlendirilmesini isterim. Şikayetçi Zindasht'i dava konusu cinayeti kimlerin azmettirdiğini biliyor ama kendi çamaşırları ortaya dökülecek diye söylemiyor. Naji Sharifi Zindasht savcılıktaki ifadesinde sadece şüphelerini belirttiğini söylemiştir. Zindasht'i ile en son 2013 yılının Şubat ayında Dubai'de görüştüm. Şikayetçi Zindasht'inin kızı rahmetli olduktan sonra telefonla kendisini arayıp görüştüm" dedi.
"ZİNDASHT'İ GİZLİ TANIKLIĞIN NE OLDUĞUNU İYİ BİLİR"
Sanık Ünğan, "Dosyada belirtilen 2 gizli tanık ifadelerinde şikayetçi Naji'nin ikametgah, araç plakası vb. bilgilerini Ali Golzari'nin verdiğini söylüyorlar. Naji Zindashti gizli tanıklığın ne olduğunu bilir. 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyasındaki bazı hakimleri görevden aldırmak için 'Rüşvet aldılar' iddialarını öne sürmüştür. O zaman cemaate mensup özel yetkili Cumhriyet Savcısı Zekeriya Öz ve bir kısım savcıların kumpasıyla bu iş yapılmıştır. Şikayetçi, 2010 yılında Kemal Şerifi Seydani'yle cezaevinde yatmaktayken ABD'liler bunun ile görüşmek istiyorlar Savcı Cihan Kansız görüştürüyor ve Zekeriya Öz devreye giriyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin muhalefetine rağmen üyelerin kararı ile bir kişi tahliye ediliyor. Daha sonra o mahkemenin üyeleri olan hakimlerin FETÖ üyesi olmaktan görevden alındıklarını biliyorum" dedi.
"BANA KUMPAS YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Gizli Tanık Toprak'ın beyanlarının doğru olmadığını söyleyen sanık Ünğan, "Benim uyuştıurucu kaçakçılığından bir mahkumiyetim yoktur. PKK ile Hollanda'da mücadele ettiğim için bana kumpas yapıldığını düşünüyorum. Şikayetçinin yakınları İran Devleti'nin PKK ve PEJAK ile mücadelesi sırasında öldürülmüştür. Bu olaylar nedeniyle bana iftira atılmaktadır" ifadelerini kullandı.
"BİR TEMİZLİĞİ BECEREMEDİNİZ" ŞEKLİNDE MESAJ ATMADIM
Hacı Osman Sezen'e "Bir temizliği beceremediniz" şeklinde mesaj atmadığını söyleyen sanık Ünğan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli cinayet masası ekipleriyle Belçika'da görüştüğünü cinayetle bir ilgisinin olmadığını söylediğini belirtti.
"ZİNDASHT'i DİYE BENİ ÖLDÜRECEKLERİNİ ÖĞRENDİM"
Tutuksuz sanık Ali Golzari de olaydan 2-3 ay kadar önce Zindashti'nin, Orhan Ünğan'ın kendisini takip ettirdiğini ve öldüreceğini kendisine söylediğini anlattı.
ZİNDASHT'İ : ÇOCUKLARI ÖLDÜRECEĞİNİ DÜŞÜNMEMİŞTİM
Şikayetçi Naji Sharifi Zindasht de ifadesinde şunları söyledi:"Ölen benim kızım, Devrim Öztunç da eşimin yeğenidir. Sanıklardan Orhan Ünğan'ın beni öldüreceğini daha önceden biliyordum. Yunanistan'da yakalanan 1 ton uyuştucuyla ilgili olarak muhbirlik yaptığımı piyasaya söylüyordu. Kendi yönümden tedbir almaya çalışıyordum. Ancak çocukları öldüreceğini düşünmemiştim. Sanık Orhan Ünğan'ın genç çocukları öldürmeye yönelik bir amacının olduğunu düşünmüyorum. Hedef ben olduğum halde , olay günü maktüllerin öldürüldüğünü düşünüyorum. Sanıklardan şikayetçiyim" diye konuştu. Gelmeyen diğer 5 sanığın duruşmaya zorla getirilmesine karar veren mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
İddianameye göre olay şöyle oldu: Pakistan'dan gemiye yüklenen 2 ton 100 kilogram eroin deniz yoluyla Belçika'da bulunan depoya götürülürken 23 Haziran 2014 tarihinde Yunanistan açıklarında Yunan polisi ve ABD Adalet Bakanlığı Uyuşturucu ile Mücadele İdaresi tarafından yapılan operasyon ile yakalandı. Gemide bulunan şüpheli Orhan Ünğan'ın adamları olan Metin Sevimli ve Serhat Başkale Yunan makamlarınca tutuklandı.
YARDIM İSTEĞİNİ ZİNDASHTİ GERİ ÇEVİRDİ
Bu olaydan sonra İranlı Esfendiyar Rigi, İstanbul'a gelerek Naji Sharifi Zindasht'i ile irtibata geçti. Rigi, Pakistan'dan gemiyle gönderdikleri 2 ton 100 kilo uyuştucunun Yunanistan'da yakalandığını, 1 tonunun hala Yunanistan'da bir depoda saklı olduğunu, bu olaydan dolayı saklanması gerektiğini söyleyerek kendisinin yasadışı yollardan İran'a gönderilmesini istedi. Zindashti, yardımcı olmayacağını söyledi. Bu olaydan 10 gün sonra Yunanistan'ın Pira şehrinde bir depoda saklanan uyuşturucu Yunanistan polislerince yakalandı. Yakalanan uyuşturucuların gerçek sahipleri olduğu iddia edilen Orhan Ünğan, Çetin Koç ve İlhan Ünğan'ın uyuşturucuları taşıyan geminin yakalanması ve daha sonra Pire şehrindeki depoda bulunan eroinin yakalanması olayının sebebi olarak Naji Sharifi Zindashti'yi sorumlu tuttu ve aralarında husumet başladı.
OLAYLA İLGİLİ KONUŞMA YAPTILAR
Dubai'de ölen Çetin Koç, Zindashti'ye tehdit maili attı. Şüpheliler Orhan Ünğan, İlhan Ünğan ve Çetin Koç, Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar'a Zindashti'yi ortadan kaldırılması talimatını verdi. Ortadan kaldırma sırasında şüphelilerden Nizamettin Yeke'den yardım alacakları söylendi. Ancak şüpheliler İranlı olması nedeniyle şüpheli Ali Golzari'yi, Zindashti olduğu zannıyla takibe aldı. Bir müddet sonra Orhan Ünğan'ın Dubai'de şüpheli Ali Golzari'yle bir yemekte buluştu. Bu buluşmada Zindashti yerine Golzari'yi takip edildiği ortaya çıktı. Daha sonra şüpheli Hacı Osman Sezen'ne, müşteki Zindasht'i ile ilgili bilgiler verildi ve Zindashti takibe başladı. 21 Eylül 2014 tarihinde akşam saatlerinde Hacı Osman Sezen, Turgay Akar ve Bekir Karçiğa'nın Büyükçekmece sahilinde Yavuz Yavuztürk ile olay ile ilgili konuştu.
ZİNDASHTİ KIZI VE ŞOFÖRÜ ÖLDÜRÜLDÜ
26 Eylül günü saat 11.10'de Büyükçekmece'de ışıklarda duran Devrim Öztunç'un kullandığı ve Arzu Sharifi Zindashti'nin de içinde bulunduğu beyaz renkli cip, Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar tarafından 2 farklı tabancayla çapraz ateşe tutuldu. Devrim Öztunç olay yerinde, Arzu Sharifi Zindasti ise hastanede hayatını kaybetti.
"BİR TEMİZLİĞİ HALLEDEMEDİNİZ"
Olaydan sonra Hacı Osman Sezen'in çevresindekilere "Yanlış iş yaptıklarını, asıl hedefin İranlı Naji olduğunu, ancak araçta bulunan İranlı Naji'nin kızı ve sürücüsünün öldürüldüğünü…" söyledi. Şüpheli Orhan Ünğan da olayı duyduktan sonra Hacı Osman Sezen'e "Bir temizliği halledemediniz…" diye mesaj gönderdi. Olayın tetikçileri Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar da olayın ardından 22 Aralık 2014 tarihinde öldürüldü.
HAPİS İSTEMLERİ
İddianamede şüpheliler Yavuz Yavuztürk, Nizamettin Yeke, Bekir Karçiğa, Savaş Samusak, Aslan Turan, Sabri Turan, Hasret İlter Üzüm ve Ali Golzari'nin "Tasarlayarak 2 kişiyi öldürme suçuna yardım etmek" suçundan 30'ar yıldan 40'ar yıla kadar ayrı ayrı hapisleri istendi. Tutuklu Orhan Ünğan ve firari sanık İlhan Ünğan'ın tasarlayarak 2 kişiyi öldürme suçuna azmettirmek suçundan 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
Görüntü Dökümü:
----------------
-Olayla ilgili arşiv görüntüler
==============
- OLASI İSTANBUL DEPREMİ MECLİSİN GÜNDEMİNDE
Ezgi ÇAPA / İstanbul DHA
Bilim insanlarının İstanbul'da olacağını öngördüğü deprem İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne taşındı. İBB Meclisi Kasım ayı toplantılarında İBB Ak Parti Grup Başkan Vekili Yardımcısı Faruk Aydın meclis üyelerine "İstanbul'da deprem riski ve İBB tarafından yapılan çalışmalarö konulu sunum yaptı.
"ERKEN UYARI SİSTEMİ 5-12 SANİYELİK ZAMAN KAZANDIRACAK"
Kuzey Anadolu Fayının İstanbul'u etkileyecek ve yıkıcı bir deprem üretebilecek nitelikte olduğunu söyleyen Faruk Aydın, fayın İstanbul'un karasal alanında olmayıp, güneyinde Marmara Denizi içerisinde yer aldığını söyledi. İstanbul ve civarındaki depremlerin izlenmesi için 2000'li yıllardan bu yana Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliğinde 28 adet deprem istasyonu oluşturulduğunu söyleyen Aydın, bu istasyonların 10'unun İBB, 18'inin ise Kandilli Rasathanesi tarafından işletildiğini söyledi. Bu sayının daha da arttırılması gerektiğini söyleyen Aydın, "Bu istasyonlar toprakta olan en ufak bir hareketlilikte birbirileriyle haberleşip Kandilli Rasathanesine bilgi veriyor. İstanbul olarak büyük bir şansımızı var, o da fay hatlarının denizde olması. Oradaki hareketlilik karaya gelene kadar 5-12 saniyelik bir süre kazandırıyor. Bu sürede doğalgazı, elektriği otomatik olarak kesebiliyoruz. Bu sistem hazırö diye konuştu. Erken uyarı sisteminde depremlerden hemen sonra oluşabilecek elektrik kaçaklarına bağlı yangın, doğalgaz patlamaları, su baskınları gibi ikincil felaketleri önlemek ve güvenliği sağlamak amaçlanıyor.
70-90 BİN CİVARINDA ÖLÜ, 135 BİN AĞIR YARALI
2002 yılında İBB ve Japon İşbirliği Ajansı 2010 yılında üniversitelerin işbirliğinde hazırlanan 'Deprem Hasar Tahmini Projesi' adı altındaki bir diğer çalışmanın verilerini de sunan Aydın, bu çalışmada kayıp sayısının 15 bin ila 35 bin arasında tespit edildiğini aktardı. Bu sayının kentsel dönüşüm çalışmaları ile daha da düştüğü tahmininde bulunan Faruk Aydın, "Kamu üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Güçlendirilmemiş viyadük, okul, hastane yok. Artık sıra milletçe yapmaya geldi" diye konuştu.
TSUNAMİ DALGALARININ YÜKSEKLİĞİ EN FAZLA 5.5 METRE
Sunumda yer alan bilgilerden biri de deprem sonrası İstanbul'da oluşabilecek tsunami tehlikesiydi. 2007 yılında İBB ve ODTÜ işbirliğinde 'Tsunami Tehlike ve Risk Haritaları'nın oluşturulduğunu belirten Faruk Aydın, yıkıcı bir depremde, Marmara'da oluşabilecek dalga yüksekliğinin en fazla 5,56 m olabileceği ve buna dair dalgaların ilerleyebileceği alan için önlem alındığını ifade etti.
"DEPREM TOPLANMA ALANLARININ İMARA AÇILMASI DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL"
İstanbul'da deprem toplanma alanlarının imara açıldığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Aydın, "Bu konu da bu mecliste çok rakamlar verildi ve hatta 'Çoğu imara açıldı. İstanbul'da böyle bir afet durumunda toplanılacak yer kalmadı' denildi. Bu alanlara AVM ler yapıldığından bahsedildi. Bu konu ile ilgili olarak kurumdan gelen resmi yazışmalar sonrası elde edilen bilgi 77 adet toplanma alanının olduğudur. Başbakanlık AFAD başkanlığınca ilan edilen 77 adet alandan sadece 11 adedinin plan fonksiyonu değişmiştirö dedi. Toplanma alanı olarak kullanılabilecek toplam 3567 adet alan olduğunu vurgulayan Aydın, "3 bin 567 tane toplanma alanı, toplamda 14 bin 399 hektar alan belirlenmiş durumda. Sadece bir tane Kartal'da spor alanı fonksiyonu kaldırılan bir alan var. Öyle denildi gibi, 'toplanma alanları imara açıldı' diye bir şey söz konusu değilö ifadelerini kullandı.
CHP SUNUMU İNCELEYİP HAFTAYA KATKI SUNACAK
Depremle ilgili çalışmaların ardından "Acil Ulaşım Eylem Planı" oluşturulduğunu ifade eden Aydın, kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Faruk Aydın'ın sunumu dinleyen CHP'li meclis üyeleri sunumun içeriğini incelemek ve konuyla ilgili katkılarını sunmak istedi. Konuyla ilgili soru ve önerilerin gelecek hafta alınmasına karar verildi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
- Meclisten görüntü
- Faruk Aydın'ın sunumu ile görüntü
- Faruk Aydın ile röp.
==============
- ÖĞRENCİLER KESİLEN AĞAÇLARIN YERİNE KARAÇAM FİDANI DİKTİ
Haber-Kamera: İhsan YALÇIN - Akın ÇELİKTAŞ / İstanbul DHA
Sarıyer Anafartalar İlköğretim Okulu öğrencileri Uskumruköy'de 60 karaçam fidanını toprakla buluşturdu.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü çevresi ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahında ağaçlandırma çalışmaları sürüyor. Çalışmalar kapsamında köprü ve otoyol yapımı sırasında kesilen ağaçların yerine 3 yılda 3 milyon 100 bin adet fidan dikildi, önümüzdeki 1 yıl içerisinde de 2 milyon daha fidan dikilmesi hedefleniyor. Bugün de Sarıyer Anafartalar İlköğretim Okulu öğrencileri, Uskumruköy'de Kuzey Marmara Otoyolu 16. viyadüğü altında 60 karaçam fidanını toprakla buluşturdu. Etkinlikte yer alan ve kendi fidanlarını diktikleri için oldukça mutlu olduklarını söyleyen öğrenciler doğanın korunmasına vurgu yaptı.
"BÖLGENİN EKOLOJİSİNE UYGUN AĞAÇLAR DİKİYORUZ"
Ağaçlandırma çalışmalarını Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte sürdürdüklerini belirten ICA Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Yatırım ve İşletme Genel Müdürü Atilla Gökçe, "Amacımız köprü çevresi ile otoyol güzergahına 5 milyon 100 bin bitki ve ağaç dikmek. Şuana kadar 3 milyonun üzerinde ağacı toprakla buluşturduk. Ağaç dikimlerimiz devam ediyor. Bölgenin ekolojisine uygun aynı tür ağaçlarla dikim yapıyoruz. Bu bölgede en çok karaçam, sahil çamı, akasya, ıhlamur gibi ağaçlar bulunuyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Öğrencilerin fidan dikmesi
-Öğrencilerle röp.
-Atilla Gökçe ile röp.
-Fidan dikilen alan
-Genel ve detaylar
==================
ATAŞEHİR SEBZE VE MEYVE HALİ TAŞINIYOR
İstanbul DHA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tuzla Aydınlı bölgesinde 450 bin m²araziye kuracak olan hal değişen tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek büyüklükte ve dünyaya örnek kompleks olacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın "Dünyaya örnek olacak bir hal projesi yapacağız.ö fikri hayata geçiriliyor. Yeni inşa edilecek olan hal kompleksi, uluslararası standartlarda, altyapı ve hijyen sorunu olmayan, sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek, gelişmelere açık ve alan ihtiyacını karşılayabilecek. Mal giriş ve çıkışlarının, yükleme, depolama, satış vb. tüm hareketlerin en hızlı ve kontrollü yapılabilecek, mal indirme ve satış alanlarının farklı güzergahları kullanarak trafik oluşturmayacak, esnaf, idari personel ve tüm müşterilerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte sosyal tesisler ile donatılmış olması ön planda tutuluyor. Yeni Hal kompleksi inşaatın Ocak ayında başlaması ve bir yıl içinde hizmete alınması hedefleniyor.
YER SEÇİMİNDE "ULAŞILABİLİR" OLMASI ETKİN OLDU
Hal tesisin yer seçiminde ise özellikle şehir yerleşim alanında olmayan, tesisin ihtiyaçlarına cevap verecek büyüklük ve nitelikte, ulaşılabilir, özellikle kent içi ve kent dışı trafik yoğunluğunu arttırmayacak, çevre yolları bağlantıları sorunsuz bir şekilde yapılacak nitelikleri araştırılarak, Aydınlı bölgesi seçildi.
240 DÜKKAN YER ALACAK
450 bin m² araziye kuracak olan Aydınlı Meyve Sebze Halinin toplam inşaat alanı 205 bin 630 m2 olacak. Bu alanda 240 adet dükkan, satış birimleri, giriş kontrol noktaları, gıda kontrol binası, kasa yıkama tesisi, paketleme tesisi, atık depolama alanları, idari bina, otoparklar, itfaiye istasyonu, temizlik birimi, otel, cami, cafeler, büfeler, restoran, sağlık ocağı, eczane, PTT ve banka şubeleri yer alacak.
2 BİN 742 ARAÇLIK OTOPARKLAR YAPILACAK
Özellikle hal içerisinde trafik sorunu oluşmaması amacıyla, ürün giriş ve çıkış noktaları farklı güzergahları kullanacak. Ayrıca otopark sorunu oluşmaması için de açık ve kapalı otopark alanları yer alacak. Tesis içerisinde 1133 araçlık binek araç, 408 araçlık kamyonet ve 1201 araçlık TIR ve kamyon otoparkları oluşturulacak.
ZENGIN SOSYAL DONATI ALANLARI
Hal tesisi içerisinde sosyal donatı alanlarına ayrı bir önem verilerek, tesisi kullanan herkesin temel ihtiyaçlarını karşılayacak alanlar oluşturulacak. Proje kapsamında 80 yatak kapasiteli otel, cami, 2 adet kafeterya, 16 adet büfe, 1 adet Restoran, PTT şubesi, 5 adet banka şubesi, 3 bin 700 m2 park alanına yer verildi.
BİN 118 AĞAÇ DİKİLECEK
Çevre dostu olarak planlanan yeni hal tesisinde, yeşil alanlar oluşturulacak. Bu alanlar hem sosyal amaçlı kullanılacak hem de ağaçlandırma yapılarak karbon salınımına yönelik adım atılmış olacak. Ağaçlandırma için ayrılan alana bin 118 ağaç dikilmesi planlanıyor. Ayrıca bin 427 çalı, 278 bin adet yer örtücü bitki dikimi yapılacak.
Görüntü Dökümü:
----------------------
- Projenin tanıtım videosu
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz