Dha İstanbul Bülteni - 3

1 - (Geniş haber) KARAYA OTURAN GEMİ 3 GÜN SONRA KURTARILDI Haber-Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul, DHA İstanbul Boğazı'ndan geçtiği sırada Yeniköy

1 - (Geniş haber) KARAYA OTURAN GEMİ 3 GÜN SONRA KURTARILDI

Haber-Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul, DHA
İstanbul Boğazı'ndan geçtiği sırada Yeniköy önlerinde önceki gün karaya oturan Panama bayraklı yük gemisi, 3 günlük çalışmanın sonunda kurtarıldı.
Ukrayna'nın Odessa Limanı'ndan Mısır'ın El Dekhella Limanı'na giden mısır yüklü 189 metre uzunluğundaki "Star Harmony" adlı yük gemisi önceki gün İstanbul Boğazı'ndan geçişi sırasında Yeniköy önlerinde karaya oturmuştu. Geminin kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği kurtulma çalışmaları sonuç vermedi. Bugün sabah saatlerinde yeniden başlayan kurtarma çalışmalarına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne bağlı römorkörler katıldı. Çalışmaların ardından gemi, bulunduğu yerden çekilerek römorkörler eşliğinde Ahırkapı açıklarına götürüldü.
Bu arada bugün sürdürülen kurtarma çalışmaları sırasında İstanbul Boğazı'ndaki gemi geçişlerinde herhangi bir aksaklık yaşanmadı.
Öte yandan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada ise "Kuruluşumuz tarafından yapılan kurtarma çalışmaları neticesinde Panama bayraklı 'Star Harmony' adlı gemi saat 15:55 itibariyle yüzdürülmüştür" denildi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------------
-Geminin görüntüsü
-Çalışmalardan görüntüler
-Geminin kurtarılması
-Römorkörlerin gemiyi çekmesi
-Genel ve detay görüntüler

23.12.2016 - 16.23 Haber Kodu : 161223141
23.12.2016 - 16.48 Haber Kodu : 161223150

=================

2- ESKİ FUTBOLCULAR HAKKINDA İDDİANAME AĞIR CEZA MAHKEMESİ TARAFINDAN KABUL EDİLDİ

Eski futbolcular Uğur Tütüneker, İsmail Demiriz ve Arif Erdem hakkında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında düzenlenen iddianame Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Haber: Ümit TÜRK - Hayati KILIÇ / İstanbul DHA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından eski futbolcular Arif Erdem, Uğur Tütüneker ve İsmail Demiriz hakkında "Terör örgütü üyeliği" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle düzenlenen iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Dosyada yer alan eski milli futbolcular İsmail Demiriz tutuklu bulunurken, Uğur Tütüneker ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Arif Erdem ise yakalanamadığı için firari olarak aranıyor. 92 sayfalık iddianamede, eski milli futbolcular hakkında ayrı ayrı "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edilmişti.

Reklam
Reklam

14 ŞUBAT'TA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAKLAR
Eski Futbolcular 14 Şubat'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.

HAKAN ŞÜKÜR'ÜN DOSYASI AYRILDI
Bu arada, şüpheli Hakan Şükür hakkında daha önceden aynı soruşturma konusuyla ilgili Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma yapıldığı, bu nedenle Şükür hakkındaki dosyanın ayrıldığı ve dosyanın yetkisizlik kararı verilerek, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmişti.

====================

3- HRANT DİNK CİNAYETİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ DAVASI... (2)

- DURUŞMA DİNK'İN ÖLDÜRÜLÜŞÜNÜN 10. YILDÖNÜMÜ HAFTASINDA GÖRÜLECEK...

Haber: Özden ATİK / İstanbul,DHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı dava, Dink'in öldürülüşünün 10. yılı olan haftaya bırakıldı. Duruşma, sadece Dink'in öldürüldüğü tarih olan 19 Ocak'ta ara verilmek üzere 16-20 Ocak 2017 tarihleri arasında görülecek.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 30. celsesi görülen duruşmada, tutuklu sanık eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek hazır bulundu. Başka suçlardan tutuklu Mülkiye Başmüfettişleri Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç ile tutuksuz sanıklar dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da duruşmada hazır bulundu. Bazı sanıklar ise ses ve görüntülü sistem aracılığıyla duruşmaya katıldı. Dönemin Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç'ın savunması ve çapraz sorgusu tamamlandıktan sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu, öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının kaçma kuşkusunu somutlaştırması, tutuklama koşullarında değişiklik bulunmaması gibi gerekçelerle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Bir dahaki celse sanıklardan Ali Fuat Yılmazer'in sorgusunun yapılmasına karar veren heyet, duruşmayı 16-20 Ocak 2017 tarihlerine bıraktı. Duruşma o hafta sadece Dink'in öldürüldüğü tarih olan 19 Ocak'ta görülmeyecek.

Reklam
Reklam

====================

4- HRANT DİNK CİNAYETİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ DAVASI...

- DÖNEMİN MÜLKİYE BAŞMÜFETTİŞİ ÖZKILINÇ: JANDARMA İLE İLGİLİ CİDDİ BİR DİRENÇLE KARŞILAŞTIK...

Haber: Özden ATİK / İstanbul,DHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı davada, savunmasını yapan dönemin Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç, Trabzon'da yaptıkları çalışma sırasında jandarmadan gelen bilgi, belge akışında sıkıntı yaşadıklarını söyledi. "Jandarma ile ilgili ciddi bir dirençle karşılaştık" diyen Özkılınç, "Jandarma istihbaratın bu işten sorumlu olduğunu düşündük. Ancak bilgi akışı olamaması nedeniyle Albay Ali Öz'e kadar ulaşamadık" diye konuştu.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanık eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek hazır bulundu. Başka suçlardan tutuklu Mülkiye Başmüfettişleri Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç ile tutuksuz sanıklar dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da duruşmada hazır bulundu. Bazı sanıklar ise ses ve görüntülü sistem aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Reklam
Reklam

BERAATİNİ TALEP ETTİ
Duruşmada savunmasını yapan dönemin Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç, 2007 yılında Dink cinayetiyle ilgili hazırladığım raporların, 2008 yılında iki Mülkiye Müfettişi tarafından incelendiğini ve eksik bulunmadığını belirterek, "8 yıl sonra bu konuda sanki hiç inceleme yapılmamış gibi üzerime kusur atılması haksız ve hukuksuzdur. Hakikatin ortaya çıkması için elimden gelen gayreti gösterdim" dedi. Özkılınç, "Gerek müfettiş, gerek Devlet Denetleme Kurulu üyesi olarak hiçbir grubu korumaya matuf bir eylemim olmamıştır. Ali Fuat Yılmazer veya Ramazan Akyürek'i daha önce hiç görmedim. Bunun ötesinde bir irtibatım söz konusu değildir. Böyle bir suçlamayı haksız buluyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

"JANDARMAYLA İLGİLİ CİDDİ DİRENÇLE KARŞILAŞTIK"
Daha sonra çapraz sorgusuna geçilen Mehmet Ali Özkılınç, Hrant Dink'in öldürülmesi olayıyla ilgili sorumluluğu olan kişilerin tespiti ve değerlendirmesi konusunda dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız ile birlikte görevlendirildiklerini belirtti. Özkılınç, kendisinin Dink cinayetiyle ilgili valilik ve Reşat Altay ile ilgili değerlendirmeler yaptığını, emniyet ile ilgili incelemeyi yapmadığını belirtti. İş bölümünü Teftiş Kurulu mevzuatı gereğince kıdemli olan Şükrü Yıldız tarafından yapıldığını anlatan Özkılınç, kendilerinde sadece 248 nolu yazı (Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen Dink için ses getirecek ibaresi kullanılan) olduğunu belirtti. Özkılınç, 246 nolu yazıdan ise (Trabzon'dan Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilen, Dink'in öldürüleceğine ilişkin F4 raporu) daha sonra haberdar olduğunu söyleyerek, "Emniyet boyutuna bakmadığım için elimizde hangi belgeler var, bilgim yoktu" dedi.

Reklam
Reklam

"JANDARMA İLE İLGİLİ CİDDİ DİRENÇLE KARŞILAŞTIK"
Üye hakimin bilgi, belgeye ulaşmakta sıkıntı yaşayıp yaşamadığına ilişkin sorusuna Özkılınç, "Jandarma ile ilgili ciddi bir dirençle karşılaştık. Coşkun İğci'nin görüştüğü kod isimlerle ilgili bize yardımcı olunmadı. Gerekli belgeler verilmedi. Jandarma istihbaratın bu işten sorumlu olduğunu düşündük. Ancak bilgi akışı olamaması nedeniyle Albay Ali Öz'e kadar ulaşamadık. Orayla ilgili çalışmalar hep problemli oldu" dedi.

"CERRAH KESİN SORUMLU DEMEK İÇİN DAHA FAZLA VERİ GEREKİR DİYE DÜŞÜNDÜK"
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu'nun, "Elinizde sadece 248 nolu yazı yok. 2004 yılından cinayetin işlendiği 2007 yılına kadar Dink'e süren saldırılar silsilesi var. Celalettin Cerrah, İstanbul Emniyeti'nin başında ve aynı zamanda Koruma Kurulu üyesi. Cerrah'ın sorumluluğuyla ilgili kanaatleri neden savcıya bırakmadınız?" sorusuna, "Cerrah, ben bu evrakı görmedim demişti. Ahmet İlhan Güler de 'Müdürüme vermedim bu evrakı' demişti. Birbirini teyit ediyorlardı. Cerrah kesin sorumlu demek için daha fazla veri gerekir diye düşündük" diye cevap verdi.

Reklam
Reklam

===============

5- ATAŞEHİR'DE SOBADAN ZEHİRLENME; 3 KARDEŞTEN 2'Sİ ÖLDÜ

Uğur AYAZSIN -Cengiz ÇOBAN / İstanbul DHA
Ataşehir'de sobadan sızan gazdan zehirlenen 3 kardeşten 2'si öldü, birisi ise hastaneye kaldırıldı.
Olay, Ataşehir Aşık Veysel Mahallesi 3046 Sokakta bulunan 3 katlı bir binanın giriş katında anne ve 3 erkek kardeşin yaşadığı evde meydana geldi.Edinilen bilgiye göre evden çıkan anne, dün akşam Kartal'da oturan kızını ziyarete gitti. Evde kalan Hüseyin Eve giren komşular sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 3 kardeşin kendin geçmiş olduğunu görüp hemen sağlık ekipleri ve polisi aradılar. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, zıhlı araçlar ile sokağa gelerek geniş güvenlik önlemi aldı.
Durumu ağır olan Mustafa Yılbaşı ambulans ile Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Sağılk ekipleri tarafından hayatını kaybettiği belirlenen diğer iki kardeşin cesedi de savcı incelemesinin ardından ambulans ile Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi morguna götürüldü. Olayla ilgili konuşan komşular, 3 kardeşin annesinin evde olmadığını ve sobadan zehirlendikleri için hayatlarını kaybettiklerini söylediler.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-------------------
-Ambulanslar
-Komşular ile röportajlar
-Zıhlı araçlar
-Polisin güvenlik önlemi
-Olayın yaşandığı bina
-Genel ve detaya

=================

6- ŞEHİTLER İÇİN İSTANBUL'DA 100 BİN FİDAN TOPRAKLA BULUŞUYOR

Haber-Kamera: Enver Alas, İstanbul / DHA
İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, terör olaylarında hayatlarını kaybeden şehitler için 'İstanbul'da 100 Bin Fidan Toprakla Buluşacak' sloganıyla ağaçlandırma projesi başlattı. Projenin ilk adımı olarak bugün Orman Bölge Müdürlüğü çalışanları, Beşiktaş'taki 10 Aralık Şehitler Parkı'na fidan dikti, Şehitler Tepesi'nde ise vatandaşlara 10 bin fidan dağıtıldı.
Orman Bölge Müdürlüğü'nün "Şehitlerimiz İçin 100 Bin Fidan" sloganıyla başlattığı projenin ilk adımı bugün gerçekleşti. Bölge Müdürü Zekeriya Mere'nin de aralarında bulunduğu İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü çalışanları, bugün Dolmabahçe'deki 10 Aralık Şehitler Parkı'na ilk fidanı dikti.

10 FİDAN DAĞITILDI
Şehitler için yapılan duaların ardından görevliler, vatandaşlara fıstıkçamı, kara servi, mavi servi, defne ve altuni taflan türlerinde 10 bin fidan dağıttı. Görevliler, patlama noktasından geçen araç sürücülerine de fidan dağıtarak, şehitler için toprakla buluşturmaları istendi.

Reklam
Reklam

"İSTANBUL'DA 5 NOKTADA DEVAM EDECEK"
Proje kapsamında İstanbul genelinde toplam 100 adet fidan toprakla buluşturulacak. Önümüzdeki günlerde Anadolu Yakası'nda 2, Avrupa Yakası'nda 3 olmak üzere İstanbul'da toplam 5 noktada fidan dağıtımı devam edecek.

"BİNLERCE FİDANI ŞEHİTLERİMİZ İÇİN TOPRAKLA BULUŞTURACAĞIZ"
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bölge Müdürü Zekeriya Mere, tüm şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diledi. Proje hakkında bilgiler veren Mere, şunları söyledi:
"Son dönemde Beşiktaş ve Kayseri'deki terör saldırılarıyla Fırat Kalkanı'nda hayatını kaybeden şehitlerimiz var. Onlar, bu vatan bu bayrak için şehadet şerbetini içtiler. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Biz de onların adını yaşatmak adına milli seferberlik şuuru, birlik ve beraberliğimizin pekişmesi adına bakanımızın himayelerinde böyle bu projeyi gerçekleştirdik. Binlerce fidanı şehitlerimiz için toprakla buluşturacağız."

Görüntü Dökümü
---------------------
-Fidanlardan görüntüler
-Orman Bölge Müdürlüğü çalışanlarının dua etmesi
-İlk fidanın dikilmesi
-Zekeriya Mere ile röp
-Vatandaşlara fidan dağıtımı
-Araç sürücülerine verilmesi
-Genel ve detaylar

=================

7- ADAN "HERKESE DÜŞEN GÖREV; BİRLİK VE BÜTÜNLÜK İÇİNDE, YEKVÜCUT OLARAK SİLAHLI KUVVETLERİMİZE DESTEK OLMAKTIR"

İstanbul DHA
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ,İstanbul Milletvekili Celal Adan yazılı bir basın açıklaması yaptı.Celal Adan tarafından yapılan açıklamada şunlara değinildi;
"El Bab'da şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, yaralı yiğitlerimize acil şifalar diliyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz El Bab ve civarında çok çetin, göğüs göğüse bir mücadelenin içindedir. Böylesine hayati bir mücadele döneminde aklıselim sahibi herkese düşen görev; birlik ve bütünlük içinde, yekvücut olarak Silahlı Kuvvetlerimize destek olmaktır. Orada olup bitenler ve yiğitlerimizin içinde bulunduğu durum, her türlü siyasi mülahazanın üzerinde anlamlar içermektedir.
Mezhep, strateji, taktik, savaş üçgeninin içinde İnsanlar öldürülüyor, Türkmenler vatansız bırakılıyor, Ortadoğu coğrafyası yeniden ve vicdansızca kurgulanıyor, haritalar çiziliyor. Ve ne hikmetse bütün yollar Türkiye'ye tehdide, tacize çıkıyor. Bütün hesaplar Türkiye'mizin geleceğini ateşlere atmak üzere yapılıyor. Bütün stratejiler Türk milletini helal coğrafyasında huzursuz etmek için hayata geçirilmek isteniyor.
Suriye'de uzun yıllardır devam eden savaş ve istikrarsızlık; bölgemizi bütün güçlerin arenasına çevirmiştir. Bu toz duman içinde milyonlarca insan yerinden yurdundan olmuş, yüz binlercesi hayatını kaybetmiştir. Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya mülteci gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Suriye sorununun başından bugüne dek en büyük olumsuzlukları Türkiye yaşamıştır. Yurt içinde terör olaylarının artmasından canlı bombalara ve hain eylemlere kadar son yıllarda başımıza gelen her şeyin kökünde, kökeninde, temelinde Suriye ve onun bölgemizde yarattığı kaos ve istikrarsızlık vardır.

PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ ve daha onlarca terör örgütü bu kaos ortamında kendine bir alan açmanın derdine düşmüştür. Ve tüm bu örgütler bir şekilde başka ülkelerin taşeronluğunu yaparak ayakta kalmışlardır. Yine bunların hepsi Türkiye ve Türk milleti düşmanlığı üzerinde ittifak etmişlerdir. Türkiye bugün hem içerde hem dışarda tüm bu terör odaklarıyla dişe diş mücadele ediyorsa, işte bu ittifaklara karşı çok cepheli bir mücadele vermektedir. Bize bela olan bu şer odaklarının palazlanmasına ve canımızı yakmasına hiçbir koşulda göz yumulamaz. DEAŞ tehdidinden kurtulmamız için El Bab'daki mücadelemiz yerindedir, elzemdir ve kesin sonuç alınıncaya kadar devam etmesi zaruridir. DEAŞ'ın Türkiye sınırından uzaklaştırılması, Afrin ile Kobani arasındaki bağın koparılması ve bu şer odağının kaynağında imha edilmesi için bu mücadele büyük önemdedir. Türkiye'nin mevcut ortamda bir diğer zaruriyeti başta Halep olmak üzere boşaltılan yerlere PYD'nin yerleşmesini önlemektir.
Herkesin hamle kapasitesi ve alternatiflerini artırmaya çalıştığı bir dönemde Türkiye edilgen olamaz. Bizi direkt veya dolaylı olarak hedef alan bu asimetrik savaşta aktif olmak, etkinlik alanımızı ve ittifaklarımız çıkarlarımız doğrultusunda genişletmek zorundayız. Türkiye bu zorlu süreçte kendi coğrafyamızda etkinlik alanını genişletmek, pekiştirmek ve sağlama almak durumundadır"

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: