Dha İstanbul Bülteni - 3

  1- SABANCI SUİKASTİ DAVASI: İSMAİL AKKOL'A AĞIRLASTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İSTENDİ * Sabancı Suikasti davasında sanık İsmail Akkol hakkında "Anayasal düzeni

1- SABANCI SUİKASTİ DAVASI: İSMAİL AKKOL'A AĞIRLASTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İSTENDİ

* Sabancı Suikasti davasında sanık İsmail Akkol hakkında "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme" suçundan ağırlastırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Haber: Özden ATİK, İstanbul, DHA
Sabancı Center'da 1996 yılında Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ile Nilgün Hasefe'nin öldürülmesine ilişkin davanın sanıklarından, terör örgütü DHKP-C üyesi İsmail Akkol'un yargılandığı davada, savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, sanığın "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etti.
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10. celsesi görülen duruşmaya, Silivri Cezaevi'nden getirilen sanık İsmail Akkol ve avukatları hazır bulundu. Sabancı ailesini duruşmada avukat Eylem Aydın Öner temsil etti.

Reklam
Reklam

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI
Duruşmada Savcı Ali Kaya, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanık İsmail Akkol'un DHKP-C terör örgütüne 1995 yılında katıldığı, örgütün liderleri tarafından "Ali Rıza Kurt" silahlı propaganda birliği oluşturulduğu, sanık İsmail Akkol'un da bu birliğe Mustafa Duyar'ın yanında çalışmak üzere görevlendirildiği anlatıldı.

KOD ADI SEDAT
Kendisine "Sedat" kod adı verilen İsmail Akkol'un, 1995 yılı Ağustos ayından sonra örgüt adına birkısım eylemlerde bulundukları, örgütün lideri konumundaki Ercan Kartal'ın cezaevinden gönderdiği talimaltarla eylem yaptıkları, 1995 yılı Eylül ayında Mustafa Duyar ile birlikte Maslak İl Jandarma Komutanliginda nöbet tutan iki eri şehit ettikleri ifade edildi.

"ERCAN KARTAL TALİMAT VERDİ"
Sanık İsmail Akkol ve Mustafa Duyar'a daha sonra Ercan Kartal tarafından Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'nın öldürülmesi talimatı verildiği, hazırlık yapmalarının söylendiği, para verildiği ve silah temin edildiği, kendilerine holding binasında bir kadının yardımcı olacağı ve bu kadınla eylemden önce tanışacaklarının söylendiği, 1996 Ocak ayında eylemin yapılması talimatı verildiği, sanıkların mağazaya giderek kıyafetler ve çanta aldıkları, Fatma adlı irtibat elemanından ise susturucu takılmış tabanca ve cep telefonu aldıkları belirtildi.

Reklam
Reklam

"FEHRİYE ERDAL BİLGİ VERDİ"
4 Ocak'ta sanıkların buluştuğu ve keşif yapmalarının sağlandığı anlatılan mütalaada, 6 Ocak'ta Fatma'nın evine giderek sanık Fehriye Erdal ile tanıştıkları, birbirlerinin telefonunu aldıkları kaydedildi. Fehriye Erdal'ın eylemin 8 Ocak pazartesi yapılacağını, aralarında "Annem evde" diye mesaj verilmesi konusunda anlaştıkları, anlaşılan gün geldiğinde sanıkların holding binasına doğru gittikleri, ancak Fehriye'nin "Annem evde yok. Yarın görüşürüz" diyerek hedef kişinin olmadığını bildirdiği ifade edildi.

9 OCAK 1996'DA...
Ertesi gün, 9 Ocak'ta İsmail Akkol ve Mustafa Duyar'ın susturucu takılmış tabancalarla Sabancı İş Merkezi'ne geldikleri, saat 09.57'de Fehriye Erdal'ın arayarak "Annem evde. Saat 10.00'da görüşürüz" diye bilgi verdiği, sanıkların işmerkezine girerek Ulusal Temizlik Şirketi Merkez Şube'den geldiklerini söyledikleri, burada temizlik sirketiyle görüşeceklerini söyleyerek içeri girdikleri, güvenligin daha zayıf olduğu D kapısından içeri girdikleri, kimliklerini verip kayıt yapıldığı, içeride rahat dolaşmalarını sağlayacak giriş kartı verildiği, bu giriş kartıyla birlikte yanlarına refakatçi verildiği, ancak telefon görüşmesi yapacaklarını belirterek bu refakatçiyi atlattıkları, 15.katta silahları çıkarıp üzerine aldıkları, bir süre sonra Fehriye'nin yanlarına gelerek 25. katta yedi kişinin bulunduğunu, Sabancıların toplantı yaptığını söylediği anlatıldı.

Reklam
Reklam

ÖLDÜRÜP İŞ MERKEZİNİ TERK ETTİLER
Fehriye Erdal'ın Sabancı kardeşlerden biri ile genel müdürün bir odada, Sakıp Sabancı ve diğer kardeşlerinin ise başka odada olduklarını söylediği, Mustafa Duyar'ın Özdemir Sabancı ile Genel Müdür Haluk Görgün'ün bulunduğu odaya girdiği, burada olan kişinin Sakıp Sabancı olmadığını fark ettiği, ancak çabucak işini görüp yakalanmadan çıkma telaşıyla onları öldürmeye karar verip kısa mesafeden birden çok ateş ederek her ikisini öldürdüğü belirtildi. Sanık İsmail'in de Nilgün Hasefe'yi öldürdüğü, daha sonra iş merkezini terk ettikleri kaydedildi. Sanıkların daha sonra örgüt tarafından sağlanan pasaportlarla yurtdışına kaçmalarının sağlandığı, Mustafa Duyar'ın Suriye'de büyükelçiliğe teslim olarak verdiği bilgilerle olayın açıklığa kavuştuğu vurgulandı.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ
Mütalaada, sanık İsmail Akkol'un DHKP-C terör örgütü adına bu eylemi gerçekleştirdiği, örgütün Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme amacını güttüğü belirtilerek "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edildi.

Reklam
Reklam

"DİYECEK BİR ŞEYİM YOK"
Sanık İsmail Akkol ise suçlama hakkında diyeceği bir şey olmadığını belirtti. Akkol'un avukatları ise savunma yapmak için süre talep etti.

17 MAYIS'A ERTELENDİ
Sabancı ailesinin avukatı, sanığın cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarına son savunmalarını yapmaları için süre vererek duruşmayı, 17 Mayıs tarihine erteledi.

Görüntü Dökümü:
--------
-Akkol'un arşiv görüntüleri

29.03.2017 - 12.14 Haber Kodu : 170329066

============================

2- MAHMUTBEY GİŞELERİ KAPATMAYA GİDEN DARBECİ ASKERLER HAKKINDA İDDİANAME

* 15 Temmuz darbe girişiminde Mahmutbey Gişeleri kontrol altına almaya giden darbeci askerler hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.

* İddianamede halkın ve polislerin kararlı duruşu karşısında teslim olmak zorunda kalan darbeci binbaşı Enver Muratoğlu'nun, "Evet doğrudur darbe yapmaya geldik, amacımız bu istasyonu alıp Hadımköy'de kalan birliğin sevkini buradan sağlamak ve Avrupa yakasındaki geçişleri kontrol altına almaktı" dediği belirtildi.

Reklam
Reklam

Haber: Ümit TÜRK - İstanbul / DHA
15 Temmuz darbe girişiminde Mahmutbey gişeler ile Ispartakule gişelerini kontrol altına almak için 66. Mekanize Piyade Tugayı'ndan zırhlı askeri araçlarla çıkan 10'u tutuklu 36 darbeci hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.

3'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI TALEP EDİLDİ
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede tüm şüpheliler hakkında, "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Tüm şüphelilerin ayrıca, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan da 7.5 yıldan 15'er yıla kadar da hapis cezası ile yargılanmaları istendi.

14 TEMMUZ'DA TUGAY'DA DARBE TOPLANTISI YAPILDI
İddianamede 15 Temmuz darbe girişiminin TSK içerisinde yuvalanan bir kısım Fetullahçı Terör Örgütü mensubunca yapıldığı, bu kapsamda İstanbul'daki darbe girişiminde etkin olarak görev yapan birliklerden birinin de 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı olduğu belirtildi. Tugay Komutanı Tuğgeneral Nail Yiğit'in darbe girişiminden bir gün önce birlikte toplantı yaparak darbe girişiminin hazırlıklarını başlattığı kaydedildi. İddianamede Tabur Komutanı şüpheli Enver Muratoğlu komutasında, 36 askerin 5 adet zırhlı askeri araç ile yeterince mühimmat ve etkili silahlarla saat 21.30'da kışladan çıkış yaparak Mahmutbey gişeler ile Ispartakule gişelere hareket ettikleri belirtildi. Şüpheli Enver Muratoğlu'nun beraberindeki askerlerle Mahmutbey gişerine saat 23.10'da vardıkları anlatıldı.

Reklam
Reklam

POLİSLER GİŞELERİ TIR'LARLA KAPATTI
İddianamde darbe girişimi nedeniyle emniyetin talimatı üzerine Mahmutbey gişlerde ve Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Şehit Şakir Koç İstasyon Amirliği'nde görevli polislerin Trakya tarafından gelerek darbe girişimine destek olacak birlikleri engellemek amacıyla her iki yöne TIR'lar çekilerek tedbirler alındığı kaydedildi.

DARBECİ KOMUTAN: BİZ DOST KUVVETİZ
Görevli polislerin bu tedbiri karşısında darbeci binbaşı Enver Muratoğlu'nun, "Biz dost kuvvetiz, takviye geldik. Yolu siz mi trafiğe kapattınız" dediği komiser yardımcı Tuncay Ayan'ın da "Talimat geldi biz kapattık" dediği aktarıldı. Darbeci komutanın bunun üzerine karşı yola (Güney yol) geçmek istediğini, gerekirse tankları bariyerlerin üzerinden geçireceğini söylediği, komiser yardımcısının da bariyerlerin paletleri tıkayacağını söylemesi üzerine darbecilerin yola devam ederek Ispartakule kavşağından gişelere dönüş yaptığı anlatıldı.

"DOĞRUDUR DARBE YAPMAYA GELDİK"
Dönüş yaptıktan sonra gişelere 500 metre kala vatandaşların yolu kapatarak tepki göstermesi üzerine darbeci komutanın aracından indiği ve gişelere yürüyerek gittiği belirtilen iddianamede, komutanın buradaki polislerin kararlılık göstermesi üzerine teslim olmayı kabul ettiği, daha sonrada araçta bekleyen diğer rütbeli askerleri de arayarak polislere zorluk çıkarmadan teslim olmalarını emrettiği kaydedildi. Darbeci komutan Muratoğlu'nun burada komiser yardımcı Tuncay Ayan'a, "Evet doğrudur darbe yapmaya geldik, amacımız bu istasyonu alıp Hadımköy'de kalan birliğin sevkini buradan sağlamak ve Avrupa yakasındaki geçişleri kontrol altına almaktı" dediği aktarıldı. Yine tanık komiser yardımcısı Tuncay Ayan'ın beyanına göre binbaşı Enver Muratoğlu'nun yalnız kaldıkları sırada, "Evet darbeden haberim vardı. Burayı kontrol altına almaya gelmiştik. Ben de cemaattenim" dediği devamında da, "Bırakın askerlerle birlikte kışlaya dönelim" dediği anlatıldı.

Reklam
Reklam

ISPARTAKULE GİŞELERE GİDENLER DE HALKIN TEPKİSİYLE KARŞILAŞTI
İddianamede bir grubun da Ispartakule gişelerini kontrol altına almak için çıktıkları bu askerlerin başında ise şüpheli üsteğmen Serhat Serdar Bank'ın bulunduğu kaydedildi. 2 adet ZMA saat 23:30 sıralarında TEM otoyolu Edirne -İstanbul yönünde Ispartakule kavşağını kapattıkları anlatılan iddianamede şüpheli erlerin zırhlı araçlardan inerek silahlarını tam dolduruşa alıp çevreye konuşlandıkları, bu sırada üsteğmenin erlere, "Artık acımak yok, kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksınız, hiç bir yere kaçmayacaksınız, benim emrimden çıkmayacaksınız" diye emir verdiği gelen sivil araçlara da, "girişler yasaklandı, can güvenliğiniz için Edirne tarafına gidin' dediği belirtildi. Vatandaşların darbe haberlerini göstererek askerlere tepki göstermesi üzerine üsteğmenin havaya birkaç el ateş ettiği, vatandaşların çembere almaları üzerine de darbecilerin araçlara binerek ilerlemeye çalıştığı ancak önlerinin kesilmesiyle teslim oldukları anlatıldı.
İddianamede darbeci askerlerin vatandaşın linçinden korumak için gişelerdeki istasyon binasına alındığı daha sonra da Küçükçekmece Emniyet Müdürlüğü'nden gelen polislere teslim edildiği kaydedildi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
----------
Fotoğraflarla;
-Polisler tarafından gişelere çekilen TIR'lar
-Darbeci binbaşı Enver Muratoğlu'nun kelepçeli fotoğrafı
-Askeri araçların gişelere gelmesi

============================

3- HAFRİYAT KAMYONUNUN ALTINDA KALAN KADIN CAN VERDİ

- Eşini aracın altından kurtarma çalışmalarını gözyaşları içinde izledi.

Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ-İSTANBUL DHA
Fatih'te araçların arasından yolun karşısına geçmeye çalışan kadın, hafriyat kamyonunun altında kalarak can verdi.
Kaza saat 12.00 sıralarında Fatih Vatan Caddesi üzerinde meydana geldi. Arefe ve Hüseyin Çakır yolun karşısına geçmek istedi. Hüseyin Çakır karşıya geçti. Ancak eşi Arefe Çakır (62) hafriyat kamyonun altında kaldı. Olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri kamyonun altında kalan Çakır'ı kurtarmak için çalışmalara başladı. Eşi Hüseyin Çakır çalışmaları yaşlı gözlerle izledi. Çakır yaklaşık yarım saat süren çalışmaların ardından kamyonun altından çıkarıldı. Çakır'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Kamyon sürücüsü A.H.K gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Çakır'ın olay yerine gelen yakınları gözyaşlarına boğuldu. Polis kazanın nedenini belirlemek için soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü:
------------
-Kurtarma çalışmaları -Eşinin çalışmaları izlemesiÖZEL)
-Cenazenin çıkarılmasıÖZEL)
-Eşi Hüseyin Çakır ile röpÖZEL)
-Kamyon sürücüsünün gözaltına alınmasıÖZEL)
-Yakınlarının gelişi
-Ağlaması
-Polisin inceleme yapması
-Detaylar
29.03.2017 - 13.04 Haber Kodu : 170329074

4- BAKAN ÖZHASEKİ : (KENTSEL DÖNÜŞÜM) 16 NİSAN'DAN SONRA BİR YASA HAZIRLIĞIMIZ VAR

* Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki,

"İnşallah 16 Nisan'dan sonra bir yasa hazırlığımız var. Onu geçirebilirsek kentsel dönüşümde yerinde dönüşüm yaparak, vatandaşların evlerini çok hızlı bir şekilde dönüştürüp, onlara fazla bir maliyet getirmeden doğru bir mantıkla işi çözmeye çalışıyoruz"

"Deprem geldiğinde epeyice binayı alır götürür. Bunu içinde de canlarımızı, mallarımızı, sevdiklerimiz alır götürür. Bu sağcı, solcu dinlemez, ab partili, b partili dinlemez, aman bizim mezhepten, falan mezhepten dinlemez"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Sultanbeyli'de iş adamları, müteahhitler ve sektör temsilcileriyle bir araya geldi.
Bakan Mehmet Özhaseki burada yaptığı konuşmasında, "Japonya'daki gibi binalarımız yok, deprem geldiğinde insanların içinde rahatça oturup, ninni gibi o sarsıntıda uyudukları bir bina stlimiz yok bizim. Topraklarımızın zaten yüzde 42'si deprem bölgesinde. İstanbul için düşünecek olursak, hem deprem riski her an olan bir şehirdeyiz, hem de kaçak yapılar, gecekondular, kötü yapılar… Artık geriye doğru suçlu aramıyoruz. Hepimizde suç var, onu yaptıranda da suç var, yapan da da suç var, yapılırken göz yumanda da suç var, var oğlu var. Ama geçti buralar. Şimdi ya yapmamız gereken doğru dönüşüm. Depreme hazırlıklı olmalıyız. İnşallah 16 Nisan'dan sonra bir yasa hazırlığımız var. Onu geçirebilirsek kentsel dönüşümde yerinde dönüşüm yaparak, vatandaşların evlerini çok hızlı bir şekilde dönüştürüp, onlara fazla bir maliyet getirmeden doğru bir mantıkla işi çözmeye çalışıyoruz. Gerek finans noktasında, gerekse rezerv alan noktasında çalışmalarımız var, yeni formüllerimiz var. Bir çok belediye başkanıyla paylaştığımız zaman da, bu işin çok hızlı bir şekilde yapılabileceğinden bahsediyorlar. İnşallah bunları biz yapacağız" dedi.

"YENİ YÖNETMELİĞE GÖRE YAPACAKSINIZ"
Bakan Özhaseki salonda bulunanlara hitaben, "Yani inşaat sektörü olarak sizlere çok iş düşüyor. Bu inşaatları, bu evleri devlet gelip yapmayacak veya kendi kuruluşlar vasıtasıyla yapmayacak. Biz programlayacağız, belediyeler hazırlayacaklar ama siz yapacaksınız nihayetinde bu evleri. Yeni yönetmeliğe göre yapacaksınız. Türkiye çapında beklide 7-7.5 milyon bağımsız birimden bahsediyoruz. Bunun 2.5-3 milyonu İstanbul'da. Eğer biz bunu yapmazsak Allah korusun, kötü bir şey söylemek doğru değil, ağızdan çıkacak kelama dikkat etmek lazım ama deprem geldiğinde epeyice binayı alır götürür. Bunu içinde de canlarımızı, mallarımızı, sevdiklerimiz alır götürür. Bu sağcı, solcu dinlemez, ab partili, b partili dinlemez, aman bizim mezhepten, falan mezhepten dinlemez" şeklinde konuştu.

"KILIÇDAROĞLU GİTTİ BEŞİKTEKİ TORUNUNU ÇIKAN YASADAN İSTİFADE EDEREK SİGORTALI YAPTI"
Bakan Özhaseki, yeni anayasa konusunda da açıklamalarda bulunarak, "22-23 yaşında iki tane kızımı veya delikanlı girse meclise ne var bunda ya, gariplik bunun neresinde. 'Erkenden emekli edeceksiniz biz biliyoruz zaten' diyorlar. Bu ülkede 23-25 sene prim ödemeden nasıl emekli olunuyor bu memlekette? Birisi bana anlatsa da öğrensem. Bu kadar yalan olur mu? Çirkinleştirmek istemiyorum sohbeti ama zamanında Kılıçdaroğlu gitti beşikteki torununu çıkan yasadan istifade ederek sigortalı yaptı. Bizim valla biran önce oraya sokup da emekli edeceğimiz çoluğumuz çocuğumuz yok" dedi.

Görüntü Dökümü:
------------------
- Özhaseki'nin açıklamaları
- Genel ve detay görüntüler

29.03.2017 -12.55 Haber Kodu : 170329071

5- ÇÖP KONTEYNERİNDEKİ DEHŞETİN SANIĞI CEZAEVİNDE ÖLDÜ

* Esenyurt'ta 5 ay önce eşi Ahmad Zahra'yı 27 bıçak darbesiyle öldürdükten sonra çöp konteynerina attığı iddia edilen Meryem Mehne ile sevgilisi olduğu öne sürülen Ahmad Abustef'in yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı.

* Şeker hastası Suriyeli sanık Ahmad Abustef'in geçtiğimiz günlerde cezaevinde hayatını kaybettiği tutanaklara geçerken, ilk duruşmada ağlayarak ve bağırarak olay gününü anlatan Suriyeli Meryem Mehne "Ben kocamı öldürmedim" dedi.

* Mahkeme Başkanı Mithat Çelikel de "Öyle bağırmakla bir şey olmuyor, sakin konuş" diyerek tercüman aracılığıyla Suriyeli kadını uyardı.

Haber:Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Meryem Mehne ve avukatı hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Mithat Çelikel, diğer tutuklu sanık Ahmad Abustef'in cezaevinde hayatını kaybettiğini açıkladı.

"ABUSTEF BENİM ÇOCUKLUKTAN ARKADAŞIMDI
İlk duruşmada tercüman aracılığıyla ifade veren Meryem Mehne, "Kimse beni dinlemedi, anlamadı ve sebebini sormadı. Derdimi tam anlatamadım. Eşim Ahmad ile 13 yıldır resmi olarak evliyim. Kendisinden sürekli eziyet gördüm. Hatta öyleki 9 aylık hamileyken beni kötü şekilde dövdüğü için ölü olarak çocuğumu doğurdum. Görmüş olduğum eziyetlerden dolayı kendisini öldürme düşüncesinde olmadım. 3 çocuğumun babasıdır düşüncesiyle kendisine katlandım ve sustum. Önce eşim Türkiye'ye geldi. Suriye'de bomba patladı çocuklarımı enkaz altından çıkardık. Bombalardan kaçarak, 1,5 yıl önce de ben çocuklarımla beraber Türkiye'ye geldim, sürekli çalıştım. Eşim Ahmad Zahra çalışmayan biriydi. Faturalar benim adımaydı. Ev sahibi ev kirası için geldiğinde bile benimle görüşmesini isterdi. Bu anlamda bencilliği vardı. Çocuklarımızı da sürekli döverdi. Kendisiyle aramızda tartışma çıktığında beni fuhuşa iten söylemlerde bulunurdu. Ahmad Abustef (sanık) benim Suriye'den çocukluktan arkadaşımdı aynı zamanda da akrabamdır. Gece 02.00-03.00'a kadar bizimle kalırdı. Aynı zamanda şeker hastasıydı, insülin kullanırdı. Cezaevinde de bu hastalıktan dolayı öldüğünü duydum" diye konuştu.

"EŞİMİN BIÇAKLANMIŞ OLDUĞUNU GÖRDÜM"
Olay günü eşi Ahmad Zahra ile Ahmad Abustef'in tartıştığını anlatan Meryem Mehne, "Ahmad Abustef, eşime 'Sen nasıl bir erkeksin eşini fuhuşa itiyorsun' dedi. İkisi de çok alkollüydü. Bunun üzerine aralarında yumruk yumruğa kavga çıktı. Kavganın neticesinde biri bir kanepeye, diğeri bir kanepeye oturdu ve sakinleşti. Ben de mutfağa geçtim. İçeriği geldiğimde eşimin bıçaklanmış olduğunu ve yerde yattığını gördüm. Abustef'e 'Sen ne yaptın?' diye sordum. Abustef de bana Ahmad Zahra'ya 'Karını nasıl fuhuşa itersin?' diye sorduğunu, Ahmed Zehra'nın da 'Sen şeker hastasısın kadınlarla cinsel ilişkiye bile giremezsin' dediğini ardından da bıçakladığını anlattı. Abustef bana 'Boşver bir p... kurtuldun' dedi" şeklinde konuştu.

"KOCAMI ÖLDÜRMEDİM"
Çocuklarının ve kızkardeşinin kilitli olan odada olduğunu ve o görüntüyü görmemesi için Ahmad Abustef ile eşinin cesedini çöp konteynırına taşıyarak attıklarını anlatan Meryem Mehne, "Sonra polislerin gelmesini bekledik. Ben olayı Ahmad Abustef ile gerçekleştirmedim. Şayet benim Abustef ile aramda bir gönül ilişkisi olsaydı kaçardık. Ben kocamı öldürmedim, bıçakla vurmadım.Bıçağı da elime almadım. Allah şahidim ben vurmadım. Kızımın duruşmada tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum" diye konuştu. Mahkeme başkanı Mithat Çelikel, bağırarak ifade veren Meryem Mehne'ye "Öyle bağırmakla bir şey olmuyor. Sakin konuş" diye uyardı.

"KIZKARDEŞİM RUH HASTASIDIR, NE DEDİĞİNİ BİLMEZ"
Meryem Mehne ifade verdikten sonra Mahkeme Başkanı Mithat Çelikel soru sordu. Çelikel, "Kızkardeşin ifadesinde 'Meryem'in eşini öldürmek için plan yaptığını duydum' diyor. Çocukların da ifadesinde 'Annemiz bize Ahmad Abustef'in eve geldiğini babanıza söylemeyin' derdi diye ifade vermiş. Bunlar için ne diyeceksin?' diye sorması üzerine sanık Mehne, "Benim kızkardeşim ruh hastasıdır. Tedavi görüyor, ne dediğini bilmez. Çocuklarımın da böyle bir şey dediğine inanmıyorum" diye cevap verdi.

"CEZAEVİNDE İNTİHARA KALKIŞTIM"
Meryem Mehne "Polisler eve geldiğinde evdeki kanın 'Oğlum Cemal'in kanıdır' demedim. Cezaevinde intihara kalkıştım. Çocuklarımdan haber alamıyorum. Çocuklarımı görmek istiyorum" dedi. Tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.

İDDİANAME VE OLAYIN GEÇMİŞİ
İddianamedeye göre olay şöyle oldu: Suriye'deki iç savaştan kaçan Suriye Uyruklu Meryem Mehne(27) ile Ahmad Zahra (38) Türkiye'ye geldi. Mehne ve Zahra Esenyurt'ta çocuklarıyla birlikte Meryem Mehne'nin kız kardeşi Nede Mahanne'nin yanında yaşamaya başladı. Meryem Mehne İstanbul'da tanıştığı Suriye uyruklu Ahmad Abustef(28) ile gönül ilişkisi yaşamaya başladı ve Ahmad Zahra tarafından yakalandılar, kavgalar başladı. Bunun üzerine de iki sevgili Ahmad Zahra'yı öldürmeye karar verdi. İki sevgili bu amaç doğrultusunda Ahmad Zahra'yı öldürmeleri için kimliği tespit edilemeyen iki kişi ile anlaştı, ancak bu kişiler eylemi gerçekleştirmedi. Olay tarihinde evde Ahmad Abustef, Ahmad Zahra'yı bıçaklamaya başladı. Daha sonra bıçağı eline alan Meryem Mehne'de kocasını bıçaklamaya devam etti. Ahmad Zahra vücudunun boyun, göğüs, sırt ve kol bölgelerine toplam 27 bıçak darbesi alarak hayatını kaybetti. İki sevgili, Zahra'nın cesedini battaniyeye sararak arka sokaktaki bir çöp konteynırına attı. Ceset belediye görevlilerince bulundu ve soruşturma başlatıldı. İddianamede iki şüphelinin "tasarlayarak adam öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.

Göründü Dökümü:
---------------------------
-ARŞİV
-Sanıkların görüntüsü
-Çöp konteynerindaki ceset ve inceleme
29.03.2017 - 12.46 Haber Kodu : 170329069

6- TÜRKİYE'NİN İLK 'HAVARAYI' İSTANBUL'DA BAŞLIYOR

İstanbul Küçükçekmece Sefaköy Başakşehir arasında yapılacak olan havaray ihalesi tamamlanarak sözleşme aşamasına gelindi. İnşaatın Nisan ayı içinde başlaması planlanıyor. Havarayın 2019 yılının ilk aylarında hizmete alınması planlanıyor.

SAYILARLA İLK HAVARAY

Güzergah : Küçükçekmece Sefaköy-Başakşehir

Hat uzunluğu:15 km.
Yolculuk Süresi: 27 Dk
Yolcu Kapasite: 15 bin İstasyonlar: Sefaköy, Armoni Park, Borusan, Sanayi, Gümrük Yolu, Halkalı Merkez, Toki-1, Toki-2, Arena Park(Atakent), Masko, Ziya Gökalp, Atatürk Oto Sanayi 1, Atatürk Oto Sanayi 2, Başakkonutları, Onurkent, Oyakkent istasyonundan geçerek Fatih Terim Stadyumu istasyonunda son bulacak.

30 dizi/set Havaray aracı ile hizmet verilecek.
Güzergâh üzerinde;
Kirazlı - Halkalı Metro Hattı ile Halkalı Merkez İstasyonu'nda
Yenikapı - İncirli - Sefaköy - Beylikdüzü Metro Hattı ile Sefaköy İstasyonu'nda
Mahmutbey - Bahçeşehir - Esenyurt Metro Hattı Arena Park İstasyonu'nda
Otogar - Bağcılar - Başakşehir Metro Hattı ile Başakşehir Konutları Metro İstasyonu'ndan
Diğer Raylı Sistem hatları ile entegrasyon sağlanacak.

===============================

7- SURİYELİ ÇOCUKLARIN ABD'Lİ JONGLÖRE İLGİSİ

Haber-Kamera: Zeki GÜNAL İSTANBUL DHA
Taksim Meydanı'nda gösteri yapan ABD'li jonglör, Suriyeli çocukların ilgi odağı oldu. Gösteri sırasında Suriyeli çocuklar da ilk jonglörlük deneyimlerini yaşadı.
Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli çocuklar Taksim Meydanı'nda ilk jonglörlük deneyimlerini yaşadı. Taksim Meydanı'nda jonglörlük yapan Jeff isimli Amerikalı turisti gören çocuklar jonglörün etrafını sardı. Meydanda su ve mendil satan Suriyeli çocuklar hayatlarında ilk defa jonklör göterisi seyretti. Yapılan hareketleri ilgi ile izleyen Suriyeli çocuklar, jonglörün hareketlerine hayran kaldı. Amerikalı jonglör, çocukları da gösteriye dahil etti. Jonglör, labut ve topları Suriyeli çocuklara da vererek onları eğlendirdi.

Görüntü dökümü
------------
-Taksim Meydanı
-Amerikalı Jeff'in gösterisi
-Gösteriyi ilgiyle izleyen Suriyeli çocuklar
-Jonglör'ün yaptığı hareketleri çocuklara da yaptırması
-Suriyeli çoçuğun Jonglör'ü öpmek istemesi, tanışmaları ve diyaloglar
-Genel ve detay görüntüler

29.03.2017 - 13.07 Haber Kodu : 170329076

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: