- ASKER UĞURLAMASI MI KARGAŞA KONVOYU MU ?
* Trafiği kestiler. İçinde yüzlerce sürücü ve yolcularının bulunduğu otomobiller bir metre dahi ilerleyemedi. Bu sırada silah sesleri de duyuldu.
İbrahim AKTÜRK, İstanbulDHA
İstanbul'da, asker uğurlaması için oluşturdukları konvoyu durdurup yolu kapattılar. Trafiği tehlikeye sokan gruptakilerin kurusıkı mı gerçek mi olduğu anlaşılamayan silahlarla havaya ateş açtıkları görüldü. Grubun yaptıklarını görünce endişeye kapılanlardan biri cep telefonu kamerasıyla olan biteni kaydetti.
Sefaköy'de kaydedilen görüntülerde, konvoyu oluşturan araçların yol ortasında durması ve içinden çıkanların o caddeyi kullanan hiç bir aracın kıpırdamasına izin vermemesi görülüyor. Bu sırada havai fişekler patlıyor, silah sesleri duyuluyor.
Bu caddeyi kullanan araçlardakiler asker uğurlama adı altında yapılanlar nedeniyle kıpırdayamıyor, ilerleyen dakilarda da tepkilerini kornalarına basarak göstermeye başlıyor.
Görüntü dökümü:
-------------------------------
CEP TELEFONU GÖRÜNTÜSÜ:
-Trafikte kalan araçlar
-Silah sesleri
-Sürücülerin klakson çalması
-Asker adayının havaya doğru zıplatılması
-Tehlikeli bir şekilde ilerleyen konvoydan görüntü
====================
- (geniş haber) DİNK CİNAYETİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ DAVASINDA 4 SANIĞA TAHLİYE TALEBİ...
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma görevlileri ve eski emniyet görevlilerinin yargılandığı 85 sanıklı davaya devam ediliyor. Duruşma savcısı, savunması tamamlanan dönemin Samsun jandarma görevlileri sanıklar Atilla Güçlüoğlu, Murat Bayrak, Birol Ustaoğlu ve Yüksel Avan'ın tahliyesini talep etti. Samsun'da gözaltındayken "Türk bayrağı açma" talebinde bulunup bulunmadığı sorulan sanık Ogün Samast ise "16 yaşındaydım, onu söyleyecek kafada değilim. Bayrak açma talebim olmadı" dedi.
İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve gazeteci Ercan Gün'ün de aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Hükümlü sanık Ogün Samast ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
SAVCI 4 SANIK İÇİN TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU
Duruşma savcısı, savunması tamamlanan sanıklar dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Atilla Güçlüoğlu, Samsun İl Jandarma Komutanlığı Şube Müdürü Yüzbaşı Murat Bayrak, Samsun İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde astsubay olan sanık Birol Ustaoğlu ve Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme biriminde astsubay olan Yüksel Avan'ın tahliyelerini talep etti.
SAMAST: "BAYRAK AÇMA TALEBİM OLMADI"
Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ise sanık Ogün Samast'a, Samsun jandarma görevlilerinin savunmalarında bahsettikleri "Samsun'da gözaltına alındığınızda 'Bayrak açmama izin verilirse, her şeyi anlatacağım' dediniz mi?" sorusunu yöneltti. Sanık Ogün Samast, "Hayır. Onu söyleyecek bir durumum yoktu, söylemedim. Samsun'da otobüsten aldılar, terminalde bir yere, daha sonra da başka bir yere götürdüler. Komutanlar vardı. Sonra beni çay ocağına götürdüler. Sonra hatırlamadığım biri, 'bayrağı çıkarabilirsin' dedi. Ben de çıkardım. 16 yaşındaydım, onu söyleyecek kafada değilim. Bayrak açma talebim olmadı. Zaten bir polisin, bir askerin elinde kamera vardı. Bu görüntüler izlenirse belli olur" dedi.
SANIK AVUKATLARI TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU
Daha sonra gazeteci Ercan Gün'ün avukatlarından Köksal Bayraktar, müvekkilinin yaklaşık 1 senedir tutuklu olduğunu ve 3 çocuk babası olduğunu belirterek müvekkilinin FOX TV'de Haber Müdürü iken 15 Temmuz darbe girişimi bildirisini yayımlamayan televizyon kanallarından biri olduğunu ifade ederek tahliyesini talep etti. Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Öğle arası verilen duruşma, sanıkların tahliye taleplerinin alınmasıyla devam edecek.
====================
- MİLLİ EĞİTİM BAKANI YILMAZ: YABANCI DİL PROBLEMİNİ ÇÖZECEĞİZ
Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İstanbul DHA
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Sancaktepe Belediyesi'nin Şehit Furkan Doğan Gençlik Merkezi'ni ziyaret etti. 15-25 yaş arası öğrencilere kırka yakın branşta eğitim verilen merkezi dolaşan Bakan Yılmaz, yabancı dil sınıfında öğrencilerle sohbet etti. Yabancı dil eğitimi alan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Yılmaz, "İngilizce eğitimi alıyoruz ama hayata çıktığımızda aldığımızı gösteremiyoruz. Almak yetmiyor. Bir de aldığınızı ifade edebilmeniz lazım. Orda bir sıkıntımız var. Başbakanımızın talimatı var. Önümüzdeki yıl pilot okullarda bu dil problemini çözeceğiz" dedi.
"İNGİLİZCE PROGRAMLAR GELİŞTİRİYORUZ"
Yabancı dil eğitiminde konuşabilmenin öncelik olması gerektiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Biz şimdiye kadar hep gramere önem veriyorduk ama konuşamıyorduk. Önce konuşacaksınız. Konuştuktan sonra, diğerini daha rahat geliştirebilirsiniz. Hata yapmaktan korkmamak lazım. Bir çekingenlik oluyor. Kendi kendinize fren uyguluyorsunuz. Biz de İngilizce programlar geliştiriyoruz. Daha iyi bir yabancı dil eğitimi için kim isterse paylaşacağız" diye konuştu.
"EN İYİ MESLEK ÖĞRETMENLİK"
Bir başka derslikte çoğunluğu üniversiteye hazırlanan öğrencilere, "Öğretmen olmak isteyen var mı?" diye soran Bakan Yılmaz, olumlu yanıt alamadı. Bunun üzerine Bakan Yılmaz, "En iyi meslek öğretmenlik" dedi. İstanbul Üniversitesi'nde 'Türkiye'de itibarlı mesleklerle ilgili bir araştırma yapıldığını ve öğretmenliğin, doktorluk, öğretim üyeliği ve hakimliğin ardından dördüncü sırada geldiğini söyleyen Yılmaz, "Bu öğretmenliğin toplum nezrindeki algısının iyi bir yerde olduğunu gösterir. Ben başarılı öğrencilerimizin hepsinin, öğretmenliği tercih etmesini isterim" şeklinde konuştu.
"DEĞERLER EĞİTİMİNİN ESTETİK YÖNÜ DE VAR"
Müzik sınıfında öğrencilerin gitar performansını dinleyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, amaçların her öğrencinin bir enstrümanı çalabilecek seviyeye gelmesini sağlamak olduğunu söyledi. Bakan Yılmaz, "Estetik değerlerimizin geliştirilmesi, değerler eğitiminin bir parçasıdır. Değerler eğitim dediğinizde herkes sanıyor ki, bunun manevi yönü var. Oysa değerler eğitiminin estetik yönü de var" dedi.
"İSTİYORUZ Kİ, EVLATLARIMIZI BİZDEN DAHA İYİ YETİŞTİRELİM"
Ziyareti sırasında öğrencilerle sık sık sohbet eden Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye'nin eğitim konusunda geçmişe kıyasla iyi bir durumda olduğunu söyledi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Milli Gelirde 860 milyar doların üzerinde bir gelirimiz var. Bu gelirle satın alma gücü paritesi bakımından dünyada, Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek'in deyimiyle 13. sıradayız. Ancak hedefimiz ilk 10 arasına girmek. Bunun için kaliteli eğitim yapmamız lazım. Bunun için derslikteki öğrenci sayısını azaltıyoruz. Bunun için öğretmen sayısını arttırıyoruz. Biz evlatlarımıza, ihtiyaç duydukları alanda yetiştirme ve destekleme kursunu da ücretsiz veriyoruz. İstiyoruz ki, evlatlarımızı bizden daha iyi yetiştirelim" diye konuştu.
ZİYARETLERİNİ SÜRDÜRDÜ
Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem'le ilçede ziyaretlerini sürdüren Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz yine öğrencilere farklı alanlarda ücretsiz eğitim verilen Prof. Dr. Necmettin Erbakan Külliyesi'ni de ziyaret etti.
Görüntü Dökümü:
---------------------
- Bakan Yılmaz'ın kültür merkezine gelişi
- Derslikleri ziyaretinden genel ve detay görüntüler
- Öğrencilerle sohbetinden ve açıklamalarından detaylar
====================
- "VİCDAN VE ADALET NÖBETİ"NİN 3. GÜNÜ
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA
HDP'nin 'Vicdan ve Adalet Nöbeti' üçüncü gününde İstanbul Kadıköy'de bulunan Yoğurtçu Parkı'nda devam ediyor. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Sibel Yiğitalp, üçüncü yılını geride bırakan IŞİD'in Şengal saldırısına dair açıklama yaptı. Şengal'de hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder bir basın açıklaması yaptı. Önder, "Öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Dayanışma duygunuz bizim için yüksek değerlidir. Bu dayanışmalar çok önemlidir" ifadeleriyle başladı.
"TEK BİR KİŞİ KALANA KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ"
"12 Eylül'ün ilk yayınladığı kararnamelerde 5 insandan fazla insanın bir araya gelmesi gözaltı gerekçesi sayılıyordu" diyen Önder, "Bugünkü iktidarla 12 Eylül arasında 55 kişilik bir fark var. Bütün kerametleri bu kadar. Bugün de bu parka 61. insanı sokmuyorlar. Burada diyorlar ki; 'Eğer 61. kişi sizi ziyaret edecekse içeriden bir kişi çıkacak öyle göndereceğiz. Bilmedikleri gerçeklik şudur; doğru söz zamanı gelmiş bir düşünceyi bir tek kişi bırakın yüksek sesle söylemeyi, kalbinden geçirse bu büyük bir dalgayı tetikler. Dünyadaki bütün önemli hareketler, isyanlar, direnişler önce bir tek kişinin aklına düşmesiyle başlamıştır. Onun için ülkeyi koca bir cezaevine çevirdiniz. Karınca kanat takınca zevali yakın olurmuş. Bunlar siyaseten çoktan kanatlandılar. Uçmaya da başladılar. Nasıl konacaklar, nereye konacaklar Allah bilir. Fakat bizim bildiğimiz bir şey var ki; biz Türkiye halklarının barışı, eşit kardeşliği ve özgürlüğü için bir tek kişi kalana değin, bu mücadelemize devam edeceğiz" dedi.
"MAZLUM GÜCÜNÜ KENETLENMEDEN ALIR"
Önder konuşmasına şöyle devam etti;
"Zulme karşı mazlumların bulabildikleri en önemli direniş biçimi şudur; Zalimin tankı olur topu olur. Bir çok silahı olur. Orantısız. Mazlumun elinde bunlar yoktur. Mazlum gücünü kenetlenmeden alır. Yan yana durana omuz omuza durana hiçbir zulüm hiçbir tank top kar etmez. Bu gerçekliği biz dünya direniş tarihlerinden biliyoruz. Ve bizler de onun mirasçılarıyız. Dayanışma gösteren bütün dostlarımıza partililerimize ve demokrasi güçlerine teşekkür ediyoruz. Bu nöbeti bu ülkenin zulüm gören bütün meydanlarında sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz. Yeni direniş biçimleriyle daha yüksek bir kararlılıkla."
Polisin park ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldığı görülürken, bazı partililerin ziyaretleri sürüyor.
Görüntü dökümü:
------------------
-Saygı duruşu
-Önder'in açıklamaları
-Parktan detaylar
-Polisin güvenlik önlemleri
-Genel ve detaylar
====================
- ÇAĞLAYAN ADLİYESİ ÖNÜNDE AVUKATLARIN 18. ADALET NÖBETİ
Ümit TÜRK, İstanbulDHA
Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatlarına destek olmak için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda 18'inci Adalet Nöbeti tutuldu. Bu haftaki 'Adalet Nöbeti'ne geçen hafta tahliye olan Avukatlar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Karikatürist Musa Kart ile Turhan Günay katıldı.
Cumhuriyet Gazetesi soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatları Bülent Utku, Akın Atalay ve Mustafa Kemal Güngör'ün serbest bırakılması için Çağlayan Adalet Sarayı'nda başlatılan Adalet Nöbeti, 18. haftasında da devam etti. Bu haftaki nöbete geçen hafta tahliye olan Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatları Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ile Karikatürist Musa Kart, gazetenin kitap ekinin Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay da katıldı.
Adliyenin C kapısı önünde basın açıklaması yapan avukatlar, meslektaşları Utku ile Güngör'ün tahliye edildiğini ancak Akın Atalay'ın halen tutuklu olduğunu hatırlatarak, Atalay'ın da tahliyesine kadar nöbeti devam ettireceklerini söyledi.
Daha sonra geçen hafta tahliye olan Avukat Bülent Utku, Nihayet dostların arasındayız. Ancak kalbimiz Silivri'de kaldı. Akın Atalay'a, Murat Sabuncu'ya, Kadri Gürsel'e, Ahmet Şık'a, Emre Hiper'e ilk adalet nöbetimizden selam olsun dedi. Burada tutulan adalet nöbetlerini Silivri Cezaevi'ndeyken Cuma günleri okuyabildiklerini ifade eden Utku, Adalet nöbetini düşünen, yaratan, tarihe not eden tüm meslektaşlarımıza aranızda iki adalet nöbetçisi olarak selamlıyoruz. Bu adalet nöbetinin haksızlığa, hukusuzluğa uğrayan herkes için olduğunun bilincindeyiz. Meslektaşımız Akın Atalay'ın alnı ak başı diktir. Akın'ı özlüyoruz, istiyoruz ve alacağız dedi.
Daha sonra konuşan Avukat Mustafa Kemal Güngör de, Cezaevinde sizleri izlerken, özellikle ilk zamanlarda darp edildiğinizi görürken bizi çok kötü yapmıştı. Bir yandan üzülüp ağladık. Bir yandan da çok duygulandık, çok sevindik. Biliyorsunuz Cumhuriyet Gazetesi gerçekleri yazdığı için, iktidarın tasarruflarını eleştirdiği için saldırıya uğradı. Aslında bu, bizim şahsımızda Cumhuriyet'e, Cumhuriyet'in şahsında da tüm basına, tüm muhalif kesimlere bir saldırıydı. Fakat bu dayanışma devam ettiği müddetçe, kesinlikle zafer bizim olacak diye konuştu.
Geçen hafta tahliye olanlar arasında bulunan gazetenin karikatüristi Musa Kart da, Bizlere yaşatılan haksızlığa, hukuksuzluğa karşı ilk günden itibaren güçlü bir dayanışma sergilediniz. Gerçek hukukçuların kararlı duruşlarını içeride duygulanarak izledik. Adalet talebi ertelenemez. İçerideki arkadaşlarımız ve ülkemiz için hemen adalet istiyoruz ifadesinde bulundu.
Geçen hafta tahliye olan gazetenin kitap eki genel yayın yönetmeni Turhan Günay da, Bizi yalnız bırakmadığını için teşekkür ediyorum. Umuyorum ki, Yılbaşı'na kadar bütün arkadaşlarımızı almış oluruz içeriden. Buna yürekten inanıyorum dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Adliye önünde toplanan avukatlar
- Bülent Utku'nun konuşması
- Mustafa Kemal Güngör'ün konuşması
- Musa Kart'ın konuşması
- Turhan Günay'ın konuşması
- Genel ve detay görüntüler
===================
- ŞENOL GÜNEŞ HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI
Yüksel KOÇ / İstanbul, DHA
Fenerbahçe yöneticisi İlhan Ekşioğlu'un şikayeti üzerine Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş hakkında, "Hakaret" suçuna ilişkin başlatılan soruşturma takipsizlik kararı ile sonuçlandı.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan Fenerbahçe yöneticisi İlhan Ekşioğlu, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in, Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında 5 Şubat 2017 tarihinde oynanan maçın ardından yaptığı basın açıklamasında kendisine hakaret edildiğini öne sürmüştü.
TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
Ekşioğlu'nun şikayeti üzerine Şenol Güneş hakkında başlatılan soruşturmayı Cumhuriyet Savcısı Ahmet Aslan yürüttü. Savcı Aslan, 31 Temmuz 2017 tarihinde Şenol Güneş hakkında takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararında, şikayet sonucu başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli hakkında dava açılmasını gerektirecek yeterlilikte delil elde edilemediği belirtildi.
=====================
- İSTİNAF MAHKEMESİ DARBE GECESİ SELA OKUYAN İMAMI ENGELLEDİĞİ ÖNE SÜRÜLEN SANIĞA VERİLEN CEZAYA İLİŞKİN KARARI BOZDU
Yüksel KOÇ / İstanbul, DHA
İstinaf Mahkemesi, yerel mahkemenin FETÖ'nün darbe girişimi gecesi sela okuyan imamı engellediği gerekçesi ile Nait Yılmaz'a verdiği para cezasına ilişkin kararı bozdu. Yerel mahkemenin Yılmaz'a verdiği 6 bin TL'lik para cezasına ilişkin kararı, "Yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğu" gerekçesi ile bozan İstinaf Mahkemesi, bu sanık hakkındaki karara ilişkin olarak dosyayı yerel mahkemeye iade etti.
İstinaf Mahkemesi, aynı dosya kapsamında sela okuyan imama hakaret ettiği öne sürülen sanık Kenan Gülşen'e verilen 7 bin TL'lik para cezasını ise usul ve yasaya uygun bularak onadı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi gecesi sela okuyan Küçükçekmece Gültepe Camisi imamı Mustafa Baki'ye hakaret ettiği öne sürülen Kenan Gülşen ve imam Baki'nin sela okumasını engellediği öne sürülen Nait Yılmaz, geçtiğimiz Şubat ayında yargılandıkları İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından para cezasına çarptırıldılar.
YEREL MAHKEME HER İKİ SANIĞA DA CEZA VERDİ
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, imam Mustafa Baki'ye hakaret ettiği gerekçesi ile Kenan Gülşen'e 7 bin TL adli para cezası verdi. Mahkeme, diğer sanık Nait Yılmaz'a ise, "Görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 1 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, Yılmaz'a verdiği cezayı 7 bin TL adli para cezasına çevirdi.
SANIKLAR KARARI İSTİNAF MAHKEMESİ'NE TAŞIDI
Her iki sanık da haklarında verilen kararı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. Dosyanın geldiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Kenan Gülşen'e verdiği 7 bin TL'lik adli para cezasını usul ve yasaya uygun bularak istinaf başvurusunu esastan reddetti.
İSTİNAF MAHKEMESİ BİR SANIĞA VERİLEN CEZAYI BOZDU
23. Ceza Dairesi, imam Baki'nin görevini yapmasını engellediği gerekçesi ile Nait Yılmaz'a verilen 6 bin liralık adli para cezasına ilişkin hükmü ise bozdu. Mağdur Mustafa Baki'nin sela ve ezan okuma görevini bitirip caminin önüne gelip halkı bilgilendirdiği sırada olayın meydana geldiğini kayeden 23. Ceza Dairesi, "Somut olayda, mağdurun, icrasına başladığı veya devam ettiği bir görevinin bulunmadığı, bu fiilin, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle mağduru yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan ve sanığın, mağdurun daha sonra gerçekleştireceği görevleri engellemeye çalıştığı kabulüne nasıl ulaşıldığı denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanıp gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, sanığa yükletilen suçlardan dolayı mağdurun somut bir zararının bulunmaması, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi" gerekçesi ile kararı bozarak dosyayı İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iadesine karar verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz