DHA İSTANBUL BÜLTENİ-4

BEYKOZ'da denize giren 15'li yaşlarda iki arkadaş akıntıya kapıldı.

(Geniş haber)
1-BEYKOZ'DA DENİZDE AKINTIYA KAPILAN İKİ ÇOCUKTAN BİRİ KAYBOLDU

Cengiz ÇOBAN-İsa ALMAÇAYIR/İSTANBUL,(DHA)-BEYKOZ'da denize giren 15'li yaşlarda iki arkadaş akıntıya kapıldı. Çocuklardan biri sahildekiler tarafından kurtarılırken, kaybolan diğer çocuğu bulmak için çalışma başlatıldı.
Olay 15.00 sıralarında Çubuklu Sahili'nde meydana geldi. Mustafa Özyurt (15) ve arkadaşı Caner Şanlı (15) yüzmek için denize girdi. Denizde yüzen iki arkadaş bir süre sonra akıntıya kapıldı. Denizde çırpınmaya başlayan iki arkadaşı gören çevredekiler kurtarmak için seferber oldu. Sahilde bulunan Mehmet Yaşar Altaş isimli bir kişi denize atlayarak gençleri kurtarmaya çalıştı. Sahildeki başka bir kişi de ip atarak kurtarma çalışmalarına katıldı. Boğulma tehlikesi geçiren Caner Şanlı denizden çıkarıldı. Mustafa Özyurt ise akıntıya kapılarak gözden kayboldu. İhbar üzerine olay yerine deniz polisi, sahil güvenlik ve kıyı emniyetine bağlı ekipler sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler kayıp çocuğu bulmak için çalışma başlattı. Dalgıçlar da arama çalışmalarına katıldı.

Reklam
Reklam

NE OLUR BULUN MUSTAFA'MI
Çalışmalar devam ederken kayıp haberini alan Mustafa Özyurt'un yakınları olay yerine geldi. Çalışmaları endişeli gözlerle izleyen yakınları gözyaşı döktü. Özyurt'un halası ve yengesi kurtarmaya gelen ekiplere "Ne olur bulun Mustafa'mı" diye seslendi.
Akıntıya kapılan Caner Şanlı'yı denizden çıkaran Mehmet Yaşar Altaş, "Buralara girmeyin dedik. Atladım hemen denize ikisini birden tuttum fakat ikisine gücüm yetmedi. Akıntı çok. Çocuklardan birini su yüzeyine çıkardım. Nefes aldı. Hemen kıyıya çıkardık ama diğer çocuk gözden kayboldu. Ancak bir tanesine gücümüz yetti" diye konuştu. Denizde kaybolan 15 yaşındaki Mustafa Özyurt'u arama çalışmaları devam ediyor.

Görüntü dökümü:
-------------------
Polis ve sağlık ekiplerinden görüntü
Kurtarılan çocuk ile röp
Kurtaran kişi ile röp
Sahil güvenlik ve deniz polisinden görüntü
Dalgıçların arama yapması
Çevredeki vatandaşlar işe röp
Kayıp çocuğun yakınlarının gelmesi
Yakınlarının ağlaması
Genel ve detay görüntüleer

===============================================

Reklam
Reklam

(ÖZEL)
2-ŞİLE'DE DENİZDE KAYBOLAN 17 YAŞINDAKİ GENCİ ARAMA ÇALIŞMALARI 3. GÜNÜNDE

Haber-Kamera: Ramazan EĞRİ-Gamze ŞİMŞEK/ İSTANBUL, DHA
Şile'de geçen pazar günü girdiği denizde kaybolan 17 yaşındaki Emir Bozkızıl'ı arama çalışmaları devam ediyor. Emir'in ailesi, 3 gündür Kurna Plajı'nda bekliyor.
Geçen pazar günü akrabalarıyla birlikte Şile Kurna Plajı'na denize girmek için gelen 17 yaşındaki Emir Bozkızıl, girdiği denizde kaybolmuştu. Emir'i arama çalışmaları bugün de devam etti. Aramalara Jandarma Sualtı Arama Kurtarma dalgıçları, İtfaiye Sualtı Arama Kurtarma ekipleri ve AKUT katıldı. Kayalıklarda bekleyen aile yakınları arama çalışmalarını yakından takip etti. Emir Bozkızıl'ın amcası Mehmet Bozkızıl, şunları söyledi: "Bugün 3'ncü gün. Pazar günü, sabah erkenden ailesiyle, amcasıyla dayısıyla geldiler. Saat 13.30'da çocuğun denize girmesiyle bir an büyük dalgalardan dolayı, çocuğu maalesef bir daha bulamadık. Biz sadece devletimizden, milletimizden, vatandaşlarımızdan herkesten duyarlı olmasını diliyoruz. Evet, çalışmalar var, askeriye, jandarmamız burada, sahil güvenlik burada. MAKUT burada. Yalnız tamamen yeterli değil. Bugün 3'ncü gün oldu, aile perişan. Bizler perişanız. Arife gününe geliyoruz. İnsanlar, bayramına gidecek, herkes burada. Yatıp kalkıyoruz, ne olur yetkililerden şunu istiyoruz. Allah rızası için buna biraz daha etkili, daha iyi hizmetlerini bekliyoruz."

Reklam
Reklam

"HER SENE BURADA 2-3 KİŞİ ÖLÜYOR"
Amca Bozkızıl, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir de burada nice ailelerin canı acıyor. Buranın yasak bölge ilan edilmesi gerekiyor. Bu insanlar neden bu kadar kolaylıkla denize girebiliyor burada. Herhangi bir güvenlik yok, cankurtaran yok. İnsanlar şu anda bile hala denize giriyor. Ama hiçbir güvenlik alınmıyor. Biraz araştırma yaptık, komşuların söylediğine göre her sene burada 2,3 kişi ölüyor. Yetkililere sesleniyoruz, ne olur bizim canımız acıdı başkalarının canı acımasın"

Görüntü dökümü:
------------------
-Ekiplerin denizde arama çalışmaları yapması
-Amca Mehmet Bozkızıl ile röp
-Sahilde çadırda bekleyen aile yakınları
-Kayalıklarda arama çalışmalarını izleyen aile yakınları
-Emir Bozkızıl'ın cep telefonu görüntüleri
-Genel ve detay

====================================

3- UMUR BUGAY HAYATINI KAYBETTİ

İSTANBUL,(DHA)-TÜRK edebiyat dünyasının ve Türk dizilerinin Kınalıada'da yaşayan 78 yaşındaki usta ismi Umur Bugay hayatını kaybetti.
Birçok başarılı işe imza atan Bugay, 1975 yılında çekilen Hababam Sınıfı filminin senaryosunu da kaleme aldı. Bugay, bir döneme damga vuran 'Bizimkiler' adlı televizyon dizisine de imza atmıştı.

Reklam
Reklam

UMUR BUGAY HAKKINDA
Umur Bugay, 1941 yılında Ankara'da doğdu. 1959 yılında Haydarpaşa Lisesinden mezun olan Bugay 1964 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi.
1962 yılında sanat hayatına Arena Tiyatrosu'nda başladı. 1972 yılına kadar Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu, Halk Oyuncuları, Dostlar Tiyatrosu'nda, oyuncu, yönetmen, dramaturg olarak görev yaptı.
1972 yılında tiyatro oyun yazarlığına başladı. Yazdığı oyunların çoğu Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda sahneye kondu. "Haneler", "Reklâmlar", "Taşıtlar" bunlara örnektir. 1975 yılından sonra, mizah ağırlıklı öyküleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı.
1974 yılında Atıf Yılmaz ile yazdığı bir çingenenin yaşamını konu alan "Cemil" adlı senaryosunu Yılmaz Güney film yaptı. 1988 yılında yazmaya başladığı "Bizimkiler" adlı televizyon dizisinin TRT'de gösterilmesiyle üne kavuştu. 1974 yılından sonra, yine Atıf Yılmaz'ın yönettiği, "Hasip ile Nasip", "Deli Yusuf", "İşte Hayat", adlı filmlerin senaryolarını yazdı. Ertem Eğilmez'in, Rıfat Ilgaz'ın, "Hababam Sınıfı" adlı kitabından sinemaya uyarladığı filmlerin senaryosunun ilki de onundur.
1977 yılından günümüze, Zeki Ökten ile yönetmen, senarist işbirliği içinde olan Umur Bugay, "Kapıcılar Kralı", "Çöpçüler Kralı", "Pisi Pisi", "Yoksul", "Davacı" ve "Düttürü Dünya" adlı senaryoları yazdı. Aynı yıllarda, Memduh Ün'ün yönettiği, "Postacı", Zeki Alasya'nın yönettiği, "Aslan Bacanak" adlı filmlerin senaryolarını da yazdı.

Reklam
Reklam

Ödülleri :
1970 - Pir Sultan Abdal (oyun) - DİSK "En İyi Yönetmen", 1976 - İşte Hayat (senaryo), Antalya Film Şenliği, "En İyi Özgün Senaryo" ödülü, 1978 - Çöpçüler Kralı (senaryo) Antalya Film Şenliği "En İyi Özgün Senaryo" ödülü
Senaryoları :
2007 - Sünnet Davası (TV Filmi) , 2006 - Rating Kasabası (TV Filmi) , 2004 - Zor Adam (TV Filmi) ,2004 - Büyük Umutlar (TV Dizisi) ,2003 - Hayat A.Ş. (TV Dizisi) ,2002 - Rus Gelin (Sinema Filmi) , 2001 - Koltuk Sevdası (TV Dizisi) , 1999 - Duruşma (Sinema Filmi) ,1997 - Komşu Komşu (TV Dizisi) , 1995 - Oğlum Adam Olacak (TV Dizisi) ,1993 - Yazlıkçılar (TV Dizisi) , 1993 - Saygılar Bizden (TV Dizisi) 1989 - 1997 - Bizimkiler (TV Dizisi) ,1988 - Düttürü Dünya (Sinema Filmi) ,1986 - Yoksul (Sinema Filmi) ,1986 - Namus Düşmanı (Sinema Filmi) ,1986 - Davacı (Sinema Filmi) 1984 - Postacı (Sinema Filmi) ,1978 - Köşeyi Dönen Adam (Sinema Filmi) 1977 - Çöpçüler Kralı (Sinema Filmi) 1977 - Aslan Bacanak (Sinema Filmi) 1976 - Tuzak (Sinema Filmi) 1976 - Kapıcılar Kralı (Sinema Filmi) 1976 - Hasip İle Nasip (Sinema Filmi) 1975 - İşte Hayat (Sinema Filmi) 1975 - Çirkef (Sinema Filmi) 1975 - Pisi Pisi (Sinema Filmi) 1975 - Hababam Sınıfı (Sinema Filmi) 1975 - Deli Yusuf (Sinema Filmi) 1974 - Cemil
Kitapları :
Türk Küçükleri

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-Bugay'ın arşiv görüntüleri

======================================

4- ESENYURT'TA 117 SURİYELİ GÖÇMEN ÜLKELERİNE UĞURLANDI

İSTANBUL, (DHA)- SURİYE'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeliler ülkelerine dönmeye başladı. Esenyurt Belediyesi 117 Suriyeliyi vatanlarına yolcu etti.
Esenyurt'ta yaşayan 117 Suriyeli, Türkiye tarafından başlatılan Fırat Kalkanı Harekâtı ve Zeytindalı Operasyonlarının ardından ülkelerinde oluşturulan güvenli bölgeye dönmek için yola çıktı. Suriyeli göçmenler 16 saat süren yolculuğun ardından vatanlarına kavuşacak. Eski Esenyurt Belediye binası önünden hareket eden 3 otobüs ile yola çıkan Suriyeli göçmenler Kilis, Gaziantep, Hatay noktalarına güvenli bir şekilde ulaştırılacaklar. Gönüllü geri dönüş formunu imzalayan Suriyeliler 5 yıl içinde Türkiye'ye geri dönemeyecek. İlerleyen günlerde diğer Suriyelilerin de aileleriyle birlikte ülkelerine dönmeleri bekleniyor.

"TÜRKİYE'Yİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM"
Ülkesine gittiği için çok heyecanlı olduğunu söyleyen Muhammed Bekir, "6 senedir Türkiye'de yaşıyorum. Ülkeme gittiğim için çok heyecanlıyım. Annem ve babam Suriye'de yaşıyor. Onları çok özledim. Türkiye'ye geldim ve burada evlendim. Burada bulunduğum sürede 2 çocuk sahibi oldum. Türkiye'yi çok özleyeceğim. Çok anım var burada. Birçok Suriyeli Türkiye'de yaşıyor fakat kimliği yok. Ya gidip kimlik çıkarsınlar ya da bizim gibi isimlerini belediyeye yazdırıp geri dönsünler. Türkiye'deki herkese teşekkür ediyorum. Esenyurt Belediyesine, Cumhurbaşkanına ve herkese teşekkür ediyorum. Bana burada çok iyi davranıldıö dedi.

Reklam
Reklam

"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN MUTLU YAŞANMALARI İÇİN MÜCADELE ETTİK"
Suriyeli göçmenleri yolcu etmek için gelen Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt şunları söyledi: " 117 Suriyeli arkadaşımız bize ülkelerine gitmek için başvurmuştu. Savaştan dolayı Türkiye'de bir süre konul ettiğimiz arkadaşlarımız bugün ülkelerine gitmek için yola çıkacak. Türkiye onlara zor günlerinde konukseverliğini gösterdi. Esenyurt'ta da elimizden geldiğince huzurlu ve mutlu yaşanmaları için mücadele ettik. Bu tatil için bir gidiş değil. Gittikten sonra 5 yıl geri dönemeyecekler. Umarım bundan sonraki yaşamlarında mutlu ve huzurlu olurlar. Belki ileride de biz onlara birkaç günlüğüne misafirliğe gidip çaylarını içeriz. Kötü günleri de geride bırakarak yad etmiş oluruz" dedi.
Bozkurt, "Misafirlerimizi geldikleri yerlere göndermeye devam ediyoruz. Ücretsiz olarak lojistik sağlıyoruz. Sınıra kadar onları yolcu ediyoruz. Sınırdan sonrada Kızılay ekipleri onları memleketlerine geri göndermek için destek verecek. Bundan sonra da bu uygulama devam edecek. Ve onları ülkelerine gitmek için teşvik edeceğizö diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü dökümü:
-----------------
-Suriyelilerin görüntüsü
-otobüse binmeleri
-Suriyelilerle röp
-Bozkurt'un konuşması
-Genel ve detaylar

=====================================

5- KALP NAKLİ BEKLEYEN FERHAT GÖZYAŞLARI İÇİNDE SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- IĞDIR'da 4 yıl önce fenalaşan, Erzurum, ardından İstanbul'a getirilerek suni kalp takılan, kalp nakli umuduyla da hayata tutunan 14 yaşındaki Ferhat Sayan, hayatını kaybetti. Geçen Nisan ayından bu yana Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakımda tutulan kısa sürelerle normal odaya alınan Ferhat, dün gece tekrar fenalaştı. Ferhat, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Ferhat, bugün yakınlarının gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı.

ERZURUM'DAN İSTANBUL'A GETİRİLMİŞTİ
Iğdır'ın merkeze bağlı Oba Köyü'nde 4'üncü sınıfa giden Ferhat Sayan, 4 yıl önce fenalaşınca il merkezine, ardından Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne buradan da İstanbul'daki Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Kalp nakli için arayış sürdürülürken, aynı hastanede 19 Temmuz 2016 tarihinde suni kalp takıldı.

Tarlada çapada çalışan baba 4 çocuğu ile köyde yaşamını sürdürürken anne Suna Sayan, düzenli olarak tetkikleri yapılması gereken en küçük çocuğu Ferhat için Avcılar'daki Tahtakale Mahallesi'nde bir evin zemin katında kiralık evde kalmaya başladı. Anne Sunay, iki yıl önce oğlunu tetkikler için otobüs durağına kadar 36 kilo ağırlığındaki oğlunu sırtında, bir eliyle de suni kalbini elinde taşıdı. Dönemin Avcılar Kaymakamı Hulusi Doğan'ın devreye girmesi ile eve sağlık ekibi gönderildi, bir süre tetkiklerin yapılması, gerektiğinde ambulans verilmesi, ayrıca Ferhat'a evinde eğitim verilmesi sağlandı. Ayrıca geçim sıkıntısı çeken kadına 'Evde bakım aylığı' bağlandı.

Koyu Fenerbahçe taraftarı olan Ferhat Sayan iki yıl önce evinde karnesini aldıktan sonra fenalaşınca yine hastaneye kaldırıldı. Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'nde çeşitli tarihlerde yoğun bakıma alınan Ferhat, servisteki hasta odasına alınınca, geçen yıl evinde eğitim veren sözleşmeli öğretmen Aygül Yunuzova, hiçbir karşılık beklemeden her hafta Avcılar'dan hastanenin bulunduğu Üsküdar'a gidip-geldi. Yunuzova, "Kalp nakli bekleyen Ferhat'ın yaşıtları 5'inci sınıfta. Matematiğe çok büyük ilgisi var. Aramızdaki bağ sadece öğretmen ve öğrenci değil. Kendisi evladım gibidir. Onun okuma çabasını sınıftaki öğrencilerime örnek gösteriyorumö dedi.

YAŞAMA VEDA ETTİ
Geçen Nisan ayından bu yana Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakımda tutulan kısa sürelerle normal odaya alınan Ferhat, dün gece tekrar fenalaştı. Ferhat, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.

ANNESİ PERİŞAN OLDU
Eş ve 4 çocuğunu yıllarca görmeyen, hiç bilmediği İstanbul'a, başından hiç ayrılamadığı oğlu Ferhat'a kalp nakli umudu ve tetkikleri için gelen Suna Sayan, acı haberle birlikte yıkıldı. Gece boyunca yaşatmak için büyük çaba harcadığı oğlu için gözyaşı döken acılı anne, kısa süre önce, DHA muhabirine şunları söylemişti:

"Çocuk, hastanelerde çok çekti. Şimdi yoğun bakımda ona elimizi bile süremiyoruz; ölecek. Umudumuzu yitirmedik. Ama yıllardır Ferhat'a nakil için kalp çıkmadı. Şimdi belki bir mucize olabilir de. Çocuğum güçlü, mavi gözlü bir çocuk. Bu dar zamanda inşallah kalp yetişir. Bundan sonrasını rabbime bırakmışım. Tükendik, bittik, evimizi, köyümüzü bıraktık, geldik. Şimdi de çocuğumuzu kaybediyoruz. Söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum."

ÖĞRETMENİ; BU GECE BİR YILDIZ KAYDI
Avcılar'dan hafta sonları hiçbir karşılık beklemeden 1.5 saatlik yolculukla Üsküdar'daki hastaneye giden, hasta yatağında Ferhat'a ders veren öğretmeni Aygül Yunuzova acı haberi sosyal medyadaki sayfasında şu yazıyla paylaştı: "Bu gece bir yıldız kaydı. bu gece öğrencim Ferhat Sayan melek olup aramızdan uçtu. Kelimeler anlamsız kaldı, ciğerimiz parçalandı. Keşke her zamanki gibi arasa ve 'Hocam hemen gelin ders yapalım. Ben ödevlerimi bitirdim bundan sonra daha fazla ödev verin, yoksa canım sıkılıyor' dese. Ferhatım sen her zaman kalbimizde yaşayacaksın. Mekanın cennet toprağın bol olsun yavrucuğum . Seni unutmayacağız."

TOPRAĞA VERİLDİ
Umutla bağışlanacak bir kalbi 4 yıl bekleyen Ferhat Sayan, bugün öğle namazının ardından Avcılar Tahtakale Mahallesi'ndeki Azeri Camii'nde kılınan namazın ardından yakınlarının gözyaşları arasında toprağa verildi.

Görüntü Dökümü (Arşiv Görüntülerle):
-----------------------------
Annesi, daha önce oğlunu sırtında bir süre taşırken
Ferhat, evde ve hastanede öğretmeni ile ders çalışırken
Anne ile daha önce Ferhat ile birlikte yapılan röportajlardan bölümler
Kardeşleri Ferhat'ı ve annelerini ziyaret ederken
Ferhat'tan görüntüler ve röportaj
Ferhat yoğun bakıma alındıktan sonra anne ile yapılan röportaj
Annenin çocuğunu kaybettikten sonraki gözyaşı ve kalp bulunamamasına sitemi
Cenazeden görüntüler
Anne diğer oğlunu sakinleştirmeye çalışırken
Cami ve cemaatten görüntüler